English
TurkishSearch
English Turkish Sentence Translations Page 20925
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| I'm in love with your daughter. | Kızınıza aşığım. | Fun Size-1 | 2012 |  |
| I take it you know this kid? Yes. | Bu çocuğu tanıyorsun dimi? Evet. | Fun Size-1 | 2012 | |
| Yes. I do. | Evet, tanıyorum. | Fun Size-1 | 2012 | |
| Wren. Is that you? | Wren. Bu sen misin? | Fun Size-1 | 2012 | |
| Hello, Wren. Don't worry. | Merhaba, Wren. Meraklanma. | Fun Size-1 | 2012 | |
| As you can see, I have the situation in hand. | Ve görebileceğin gibi, elimle ilgili bir sıkıntım var. | Fun Size-1 | 2012 | |
| Your mother has not entered the house. | Annen eve girmedi henüz. | Fun Size-1 | 2012 | |
| Put your head back down. | İndir şu kafanı yere. | Fun Size-1 | 2012 | |
| Why does this kid not want to let me in? | Bu çocuk içeri girmeme neden izin vermiyor? | Fun Size-1 | 2012 | |
| Okay. Well, he is kind of cute. | Tamam o zaman, tatlı bir çocuğa benziyor. | Fun Size-1 | 2012 | |
| It was nice to meet you, Roosevelt. | Seninle tanışmak güzeldi, Roosevelt. | Fun Size-1 | 2012 | |
| Nice to meet you, Mrs. Desantis. | Sizinle tanışmak ta güzeldi, Bayan Desantis. | Fun Size-1 | 2012 | |
| Come on, Albert. | Hadi, Albert. | Fun Size-1 | 2012 | |
| It was awkward, but memorable. | Biraz tuhaf ama akılda kalıcıydı. | Fun Size-1 | 2012 | |
| Yeah, I'm good. | Evet iyiyim. | Fun Size-1 | 2012 | |
| But more importantly, I mean, you found Albert. | Ama herşeyden önemlisi, Albert'ı bulmuşsun. | Fun Size-1 | 2012 | |
| And your mom. Yeah. | Ve annen. Evet. | Fun Size-1 | 2012 | |
| Yeah, we sort of bumped into her on the way home. | Evet, ona eve dönüş yolunda rastladık. | Fun Size-1 | 2012 | |
| Don't be. I'm glad I'm here. | Olma. Burda olduğuma memnunum. | Fun Size-1 | 2012 | |
| 'Cause now I can do this. | Çünkü bunu yapabilirim. | Fun Size-1 | 2012 | |
| Oh, hey, Fuzz. | Oh, selam, Fuzz. | Fun Size-1 | 2012 | |
| Denise, hey. | Denise, merhaba. | Fun Size-1 | 2012 | |
| Big night last night? | Ne geceydi ama di mi? | Fun Size-1 | 2012 | |
| Oh, huge night, actually. | Gerçekten de öyleydi. | Fun Size-1 | 2012 | |
| I finally opened my eyes and realized that Lara and I are not meant to be. | Sonunda gözlerimi açtım ve farkettim ki Lara ve ben birbirimize uygun değiliz. | Fun Size-1 | 2012 | |
| At all. Which is just a big one for me to take, 'cause... | Sonuçta benim için kabul etmesi zor oldu çünkü... | Fun Size-1 | 2012 | |
| No, I meant, did you ever find that little Spider dude? | Yo, hayır ben örümcek dostumuzu bulabildin mi diye sormuştum? | Fun Size-1 | 2012 | |
| Oh, yeah, Spidey. Yeah, totally. | Evet, örümcek. Buldum evet. | Fun Size-1 | 2012 | |
| Saved his life. No big deal. | Hayatını kurtardım. Önemli birşey değil am. | Fun Size-1 | 2012 | |
| It happens. Kind of how I roll. | Olur böyle şeler. Klasik ben işte. | Fun Size-1 | 2012 | |
| Wait, is that the new issue? | Bekle bu yeni sayı mı? | Fun Size-1 | 2012 | |
| It's sold out everywhere. | Heryerde satılıyor. | Fun Size-1 | 2012 | |
| Yeah, I'll tell you what. | Evet, sana nolduğunu anlatayım. | Fun Size-1 | 2012 | |
| It's on the house. | Evin üzerinde. | Fun Size-1 | 2012 | |
| A fellow fan of Galaxy Scout. | Galaksi izcisinin arkadaşı. | Fun Size-1 | 2012 | |
| Wow, thanks, Fuzz. No problem. | Vauuv teşekkürler Fuzz. Ne demek. | Fun Size-1 | 2012 | |
| See you around? | Gene görüşür müyüz? | Fun Size-1 | 2012 | |
| See ya. | Evet, ya. | Fun Size-1 | 2012 | |
| Hey, Denise? | Hey, Denise? | Fun Size-1 | 2012 | |
| What do you think about maybe | Ne dersin bir ara sen, ben ve | Fun Size-1 | 2012 | |
| you, me and Spidey hanging out whatever? | örümcek bi yerlerde takılırız ha? | Fun Size-1 | 2012 | |
| Sure. Maybe just you and me? | Tabii. Sadece sen ve ben olsak? | Fun Size-1 | 2012 | |
| Yeah, yeah, of course. | Evet, evet tabiiki. | Fun Size-1 | 2012 | |
| Nice. Okay. | Güzel. Tamam. | Fun Size-1 | 2012 | |
| I have nothing to read now. | Okuyacak bir şeyde kalmadı burda. | Fun Size-1 | 2012 | |
| We're sure gonna miss her. Huh, Albert? | Onu kesinlikle özleyeceğiz. di mi Albert? | Fun Size-1 | 2012 | |
| Candy pancakes with a side of Air Head bacon. | Bir yanında havabaşı jambonu olan şekerli krep. | Fun Size-1 | 2012 | |
| Yeah. Most people do leftovers on Thanksgiving. | Evet. İnsanların çoğu şükran gününde artıklarını bırakırlar. | Fun Size-1 | 2012 | |
| Our family does Halloween. | O dediğin bizde Cadılar Bayramında olur. | Fun Size-1 | 2012 | |
| Amazing! Albert made these? | ilginç! Bunları Albert'mi yaptı? | Fun Size-1 | 2012 | |
| My compliments to the chef. | Şefe saygılarımı ilet. | Fun Size-1 | 2012 | |
| Where is the little guy? | Nerde bizim küçük adam? | Fun Size-1 | 2012 | |
| I don't know. He was just here a second ago. | Bilmiyorum. Biraz önce buradaydı. | Fun Size-1 | 2012 | |
| Maybe you could do an explaining rap, too. | Belki buna da açıklayıcı bir rep yaparsın. | Fun Size-1 | 2012 | |
| He did not. I told you so! | Yapmadığını söyle. Sana dediğim gibi! | Fun Size-1 | 2012 | |
| I mean, maybe sometimes April knows something. | Yani bazen April'a güvenmen gerek. | Fun Size-1 | 2012 | |
| Everything we worked for last night is ruined. | Dün çabaladığımız herşey boşa gitti. | Fun Size-1 | 2012 | |
| I'm E.O. Wilson and I'm a scientist | Ben E.O. Wilson ve ben bilim adamıyım | Fun Size-1 | 2012 | |
| I study ants and stuff if you get the gist | Karınca ve benzerleridir benim çalışma alanım kısaca | Fun Size-1 | 2012 | |
| I'm about as cool as a guy can get. | Ben bir erkeğin olabileceği kadar havalıyım. | Fun Size-1 | 2012 | |
| Think Jason Bourne with a butterfly net. | Jason Bourne'u kelebek ipiyle düşün. | Fun Size-1 | 2012 | |
| Praying mantis Praying mantis. | Dua eden peygamber devesi Dua eden peygamber devesi. | Fun Size-1 | 2012 | |
| The turtle, the turtle. | Kablumbağa, kaplumbağa. | Fun Size-1 | 2012 | |
| Don't do that. | Bunu sakın yapma. | Fun Size-1 | 2012 | |
| Everyone thinks I don't talk. | Herkes benim konuşmadığımı zanneder. | Fun Size-1 | 2012 | |
| But actually, | Ama aslında, | Fun Size-1 | 2012 | |
| I've been pranking my mom for the past six months. | Son altı aydır anneme eşek şakaları yapıp duruyorum. | Fun Size-1 | 2012 | |
| This is Verizon calling. | Verizon'dan arıyoruz. | Fun Size-1 | 2012 | |
| Your phone has been reported faulty | Telefonunuzun arızalı olduğu rapor edildi | Fun Size-1 | 2012 | |
| and needs to be tested by our voice recognition system. | ve ses tanımlama sistemiyle testinin yapılması gerekiyor. | Fun Size-1 | 2012 | |
| Could you please repeat a few phrases? | Söyleyeceğim ifadeleri tekrar eder misiniz? | Fun Size-1 | 2012 | |
| Okay. | Tamaaam. | Fun Size-1 | 2012 | |
| I like cheese. | Peynir severim. | Fun Size-1 | 2012 | |
| I like cheese? | Peynir severim? | Fun Size-1 | 2012 | |
| My poops are big and hearty. | osururum çok gürültülüdür. | Fun Size-1 | 2012 | |
| My poops... Wait, who is this? | Osuruğum... Bekle sen de kimsin? | Fun Size-1 | 2012 | |
| This is your great uncle Vindaloo from Czechoslovakia. | Çekoslovakya'dan büyük amcan Vindalo. | Fun Size-1 | 2012 | |
| My who? | Benim neyim? | Fun Size-1 | 2012 | |
| Great uncle Vindaloo. Vindaloo. Vindaloo! | Büyük amca Vindaloo. Vindaloo. Vindaloo! | Fun Size-1 | 2012 | |
| I have moved to Cleveland and am on my way to your house | Cleveland'a taşındım ve yolunuzun üzerindeyim | Fun Size-1 | 2012 | |
| so I can live in the basement. | sanırım bodrumda yaşayabilirim. | Fun Size-1 | 2012 | |
| I think you have the wrong number. | Galiba yanlış numarayı aradınız. | Fun Size-1 | 2012 | |
| Joy Desantis? I'm staring at a photo of you as a baby. | Joy Desantis? Senin bebeklik fotoğrafına bakıyorum. | Fun Size-1 | 2012 | |
| Okay, this is just weird. | Tamam, bu iş çığrından çıktı. | Fun Size-1 | 2012 | |
| Hello, dear, | Merhaba, tatlım, | Fun Size-1 | 2012 | |
| this is the brassiere department at Marshalls calling. | Sizi Marshalls'daki sütyen bölümünden arıyorum. | Fun Size-1 | 2012 | |
| The bras you ordered are here. | Sipariş ettiğiniz sütyenler hazır. | Fun Size-1 | 2012 | |
| However, they're so small, we can't seem to find them anywhere. | Ancak çok küçükler, Onları bir türlü bulamıyoruz. | Fun Size-1 | 2012 | |
| You must have very tiny boobs. | Memeleriniz küçücük olmalı. | Fun Size-1 | 2012 | |
| Morning, Mr. Harper. Morning, Jeff. | Günaydın Bay Harper. Günaydın Jeff. | Fun With Dick And Jane-1 | 1977 | |
| Hi, Ralph. Morning, sir. | Selam Ralph. Günaydın efendim. | Fun With Dick And Jane-1 | 1977 | |
| Dick. Charlie. | Dick. Charlie. | Fun With Dick And Jane-1 | 1977 | |
| How've you been? Sit down. | Nasılsın? Otur. | Fun With Dick And Jane-1 | 1977 | |
| Pour yourself a drink. Thanks, Charlie. | Kendine bir içki koy. Teşekkürler Charlie. | Fun With Dick And Jane-1 | 1977 | |
| This business stinks, you know that? | Bu kokuşmuş bir iş, biliyor musun? | Fun With Dick And Jane-1 | 1977 | |
| Well... It stinks! | Şey... Kokuşmuş! | Fun With Dick And Jane-1 | 1977 | |
| It used to be the most exciting business in the world. Now it stinks on ice. 1 | Bir zamanlar dünyanın en heyecan verici işiydi. Şimdi, çoktandır kokuşmuş bir iş. 1 | Fun With Dick And Jane-1 | 1977 | |
| It's been a rough year. It stinks. | Zor bir yıl oldu. Kokuşmuş. | Fun With Dick And Jane-1 | 1977 | |
| I guess it does stink. It stinks on ice! | Sanırım kokuşmuştur. Çoktandır kokuşmuş! | Fun With Dick And Jane-1 | 1977 | |
| All right, on ice. | Pekala, çoktandır. | Fun With Dick And Jane-1 | 1977 | |
