English
TurkishSearch
English Turkish Sentence Translations Page 20907
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| I bet I'll get some roses tomorrow. | İddiaya varım yarın biraz gül alacağım. | Fuller House-1 | 2016 |  |
| Not only did I not get flowers, my husband's marrying another woman. | Özür dilerim. Hiç çiçek alamamış olmak değil de, kocam başka bir kadınla evleniyor. | Fuller House-1 | 2016 | |
| It's just been so long since I've been in love for real. | Gerçekten aşık olalı çok uzun zaman oldu. | Fuller House-1 | 2016 | |
| I kinda miss it. | Özledim sanki. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Hey, are you OK? | İyi misin sen? | Fuller House-1 | 2016 | |
| Yeah, it's, um... | Evet, şey... | Fuller House-1 | 2016 | |
| It's hitting me that I'm about to go on my first date since Tommy died. | Tommy öldüğünden beri ilk randevuma çıkmak üzereyim. Zor bir durum. | Fuller House-1 | 2016 | |
| But I know he'd want me to be happy. | Benim mutlu olmamı isterdi ama. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Thank you, guys. I love you. | Teşekkürler kızlar. Sizi seviyorum. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Love you, too. I'm so glad that you're here for me. | Biz de seni seviyoruz. Benim için burada olmanıza çok memnunum. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Yeah... together we can get through anything. | Evet. Birlikte olduğumuz müddetçe her şeyin üstesinden gelebiliriz. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Don't tell Becky, but I kept a few. | Becky'ye söylemeyin ama, ben biraz sakladım. | Fuller House-1 | 2016 | |
| She'll never miss 'em. | Bunları özlemeyecektir. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Okay, Cosmo. | Tamam Cosmo. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Shake. | El sıkış. | Fuller House-1 | 2016 | |
| See how easy it is? | Ne kadar kolay olduğunu gördün mü? | Fuller House-1 | 2016 | |
| Tommy, shake. | Tommy, ek sıkış. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Good boy! | Aferin oğluma! | Fuller House-1 | 2016 | |
| Max, what are you up to? | Max, ne amaçlıyorsun? | Fuller House-1 | 2016 | |
| Training Tommy to do tricks. 1 | Tommy'ye birkaç numara öğretmeye çalışıyorum. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Why does his breath smell like Pup Peroni? | Nefesi niye Pup Peroni gibi kokuyor? | Fuller House-1 | 2016 | |
| Because he wouldn't eat the Snausages. | Çünkü Snausage yemezdi. | Fuller House-1 | 2016 | |
| I got that. I got it. | Geldim. Ben açarım. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Look, I just started dating this guy. | Bakın, bu çocukla çıkmaya yeni başladım. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Everybody, just please act normal. | Herkes lütfen normal davransın. | Fuller House-1 | 2016 | |
| But it's Hunter Pence. He's my favorite San Francisco Giant. | Ama Hunter Pence o. Benim favori San Francisco Giants oyuncum. | Fuller House-1 | 2016 | |
| The man's won two World Series. | Herif iki kere şampiyon oldu. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Just don't embarrass me, okay? | Beni utandırmayın yeter, tamam mı? | Fuller House-1 | 2016 | |
| Hunter, I apologize. This is my family not embarrassing me. | Hunter, özür dilerim. Beni utandırmayan ailem bu işte. | Fuller House-1 | 2016 | |
| I don't know what all the fuss is about. I'm just a regular guy. | Ortalığı niye velveleye verdiniz anlamadım. Sıradan birisiyim işte. | Fuller House-1 | 2016 | |
| I put on my uniform two legs at a time. | İki ayağımı da aynı anda pantolonuma sokabiliyorum. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Don't you mean one leg at a time? | Tek ayağını demek istedin galiba? | Fuller House-1 | 2016 | |
| No. I stand on my bed and jump right into them. | Hayır. Yatağa çıkıyorum ve pantolonuma atlıyorum. | Fuller House-1 | 2016 | |
| It's a pleasure to meet you, Underpants. | Seninle tanıştığıma memnun oldum, külot. | Fuller House-1 | 2016 | |
| It's Hunter Pence. | Adım Hunter Pence. | Fuller House-1 | 2016 | |
| That's disappointing. | Hayal kırıklığına uğradım. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Well, sit. Sit, sit. Oh, it's so nice to have you. | Oturun hadi, oturun oturun. Burada olman çok güzel. | Fuller House-1 | 2016 | |
| You and Stephanie make the cutest couple. | Sen ve Stephanie çok tatlı bir çiftsiniz. | Fuller House-1 | 2016 | |
| And Stephanie is the nicest person I've ever met. | Ayrıca Stephanie bu güne kadar tanıştığım en iyi insan. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Except where you asked me how it was, it was great. | Bu sorduğun soru dışında mükemmeldi. | Fuller House-1 | 2016 | |
| It's so awesome your lifetime batting average is .284. | Topa vurma oranının .284 olması mükemmel bir şey. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Right, Steph? | Değil mi Steph? | Fuller House-1 | 2016 | |
| I'm delighted to meet all of you guys. | Sizlerle tanıştığıma çok sevindim. | Fuller House-1 | 2016 | |
| And you kids, you're so lucky to have Stephanie as your aunt. | Siz de Stephanie gibi bir teyzeye sahip olduğunuz için çok şanslısınız çocuklar. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Did I get that right, Steph? | Doğru mu söyledim Steph? | Fuller House-1 | 2016 | |
| Okay, look, I wanted this to go well. | Tamam, bunun iyi gitmesini çok istemiştim. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Hunter, I read online that you eat pizza with a fork. | Hunter, internette senin pizzayı çatalla yediğini okumuştum. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Don't trust anything you read online, | İnternette okuduğun her şeye inanma... | Fuller House-1 | 2016 | |
| except for that! | ...bunun haricinde tabi! | Fuller House-1 | 2016 | |
| I've got my special pizza fork right here at all times. | Benim özel pizza çatalım her zaman buradadır. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Check that out. | Bakın şuna. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Isn't he the cutest? | Çok tatlı değil mi? | Fuller House-1 | 2016 | |
| I just get lost in those big old crazy eyes. | Bu koca çılgın gözlerde kayboluyorum. | Fuller House-1 | 2016 | |
| I only have crazy eyes for you. | Bu çılgın gözler sadece senin için gülüm. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Well, this is so nice of you to invite us all to the game today. | Bugünkü maça hepimizi davet etmen çok güzel bir davranıştı. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Oh, here are your tickets. | İşte, biletleriniz burada. | Fuller House-1 | 2016 | |
| You don't want to miss Stephanie singing during the Seventh Inning Stretch. | Stephanie molada şarkı söyleyecek, bunu kaçırmak istemezsiniz. | Fuller House-1 | 2016 | |
| And thanks for hooking this up, but it's a little terrifying. | Bunu ayarladığın için teşekkür ederim ama birazcık ürkütücü. | Fuller House-1 | 2016 | |
| You said you want a singing career. | Şarkıcı olmak istediğini söylemiştin. | Fuller House-1 | 2016 | |
| I was thinking more an open mic night at a deserted coffee house. | Ben daha çok Türkü Bar'da falan çıkarım diye düşünüyordum. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Hey, you're singing "Take Me Out to the Ball Game" to people at a ball game. | Maça gelmiş insanlara "Beni Beyzbol Maçına Götür" şarkısını söyleyeceksin. | Fuller House-1 | 2016 | |
| It's the happiest moment in baseball. | Beyzbol tarihindeki en mutlu an olacak. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Except for when you take your cup off after a doubleheader. | Üst üste iki maçtan sonra eline içeceğini alman haricinde tabi. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Don't I know it. | Bilmez miyim? | Fuller House-1 | 2016 | |
| Mr. Hunter Pence, sir. | Bay Hunter Pence, efendim. | Fuller House-1 | 2016 | |
| I have show and tell on Monday. | Pazartesi okula ödev olarak bir eşya götürmem lazım. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Could you please hit me a foul ball? | Oyun sırasında topu bana doğru vurur musunuz? | Fuller House-1 | 2016 | |
| I'm in a bit of a slump right now, so I can't promise you anything. | Şu sıralar biraz formsuzum, o yüzden herhangi bir söz veremem. | Fuller House-1 | 2016 | |
| But I will give it my best shot. How about that? | Ama elimden gelenin en iyisini yapacağım. | Fuller House-1 | 2016 | |
| You know, I'm starting to think your slump is my fault. | Formsuzluğuna benim neden olduğumu düşünmeye başladım. | Fuller House-1 | 2016 | |
| You haven't got a hit since we've dated. Oh, my gosh! | Çıkmaya başladığımızdan beri vuruş yapamadın. Aman Tanrım! | Fuller House-1 | 2016 | |
| You're the mystery blonde. | Gizemli sarışın sensin. | Fuller House-1 | 2016 | |
| You're the jinx. Oh, it's all over the Internet. | Uğursuzluksun sen. Bütün internet bundan bahsediyor. | Fuller House-1 | 2016 | |
| You're the jinx? | Uğursuzluk sen misin? | Fuller House-1 | 2016 | |
| Hey, guys. | Sakin olun millet. | Fuller House-1 | 2016 | |
| It's not Stephanie's fault. I'm the one swinging the bat. | Bu Stephanie'nin suçu değil. Vuruş yapamayan benim. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Speaking of swinging the bat, you're a tad late on the fastball. | Bundan bahsetmişken, vuruş yaparken geç kalıyorsun. | Fuller House-1 | 2016 | |
| And dropping your right elbow. You're swinging at garbage. | Ve dirseğini düşürüyorsun. Bok gibi oynuyorsun. | Fuller House-1 | 2016 | |
| I'll let our batting coach know. You have a batting coach? | Bunları vuruş koçuma ileteceğim. Vuruş koçun mu var? | Fuller House-1 | 2016 | |
| Better fire that guy. | O herifi kovsan iyi edersin. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Alright, I'll see you later. Alright, see you later. | Pekala, sonra görüşürüz. Sonra görüşürüz. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Hunter Pence! Dude, you are the greatest. | Hunter Pence! Kanka, sen en iyisisin. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Man, finally, a real fan. | Sonunda gerçek bir hayran. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Oh, my God. Oh, hey, man. I played some Little League. | Aman Tanrım. Bu arada, ben küçük liglerde biraz oynamıştım. | Fuller House-1 | 2016 | |
| From one All Star to another, choke up on that bat. | Bir şampiyondan diğerini tavsiye, vuruş yaparken sopayı yüksekte tut. | Fuller House-1 | 2016 | |
| I'll leave the tickets at Will Call next time. | Bir dahaki sefere biletleri gişeye bırakırım. | Fuller House-1 | 2016 | |
| I just came by to pick up my ticket. | Biletimi almak için uğramıştım. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Yeah. Here you go, Matt. | İşte burada Matt. Ne kadar ödüyorlar? | Fuller House-1 | 2016 | |
| We will see you at the seats. | Statta görüşürüz. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Oh, sweet. Okay, great. I will see all of you guys there. | Süper. Sizinle orada görüşürüz. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Bye. Bye, Matt! | Hoşçakal. Hoşçakal Matt! | Fuller House-1 | 2016 | |
| Oh, I forgot, there's one more thing I need to talk to you about. | Neredeyse unutuyordum, seninle konuşmak istediğim bir şey daha var. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Wow! Well, I remembered that thing that I need to talk to you about. | Benim de sana söylemem gereken bir şey vardı. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Oh, we were... We were just talking about animal clinic business stuff. | Biz de klinikteki hayvanlarla ilgili falan konuşuyorduk. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Mom, you like him. | Anne, ondan hoşlanıyorsun. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Would it bother you boys if I did? | Bu sizi rahatsız ediyor mu? | Fuller House-1 | 2016 | |
| No. Matt's cool. I like him. | Hayır. Matt iyi biri. Onu seviyorum. | Fuller House-1 | 2016 | |
| I'm not your kid, but I like him, too. | Sizin çocuğunuz değilim ama ben de onu seviyorum. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Tommy, what do you think? | Tommy, sen ne düşünüyorsun? | Fuller House-1 | 2016 | |
| He's not a three time All Star, but he's okay. | Üç kere All Star olmamış ama, idare eder. | Fuller House-1 | 2016 | |
