English
TurkishSearch
English Turkish Sentence Translations Page 20905
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| What? We used to love jumping back and forth on the beds together. | Eskiden yataktan yatağa zıplamayı severdik. | Fuller House-1 | 2016 |  |
| You know, I want someone to send me roses. | Birilerinin bana gül göndermesini isterim. | Fuller House-1 | 2016 | |
| I want me some Harry Takayama. | Biraz Harry Takayama istiyorum. | Fuller House-1 | 2016 | |
| I am inviting him over here right now. | Onu buraya davet edeceğim. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Ooh, this is getting juicy. | Bu gittikçe ilginçleşiyor. | Fuller House-1 | 2016 | |
| You are enjoying this too much. | Gereğinden fazla eğleniyorsun. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Ah, yes, I am! | Evet, öyle! | Fuller House-1 | 2016 | |
| "I really like you." | "Senden gerçekten hoşlanıyorum." | Fuller House-1 | 2016 | |
| "Wanna hang out with me Saturday?" | "Cumartesi benimle takılmak ister misin?" | Fuller House-1 | 2016 | |
| M&Ms and a whole day with Jackson? | M&Ms ve Jackson'la bütün bir gün mü? | Fuller House-1 | 2016 | |
| Heck, yeah! | Tabii ki evet! | Fuller House-1 | 2016 | |
| Sugar rush, here I come! | Şekerciklerim, ben geldim! | Fuller House-1 | 2016 | |
| Hola, Kimberlina. | Hola, Kimberlina. | Fuller House-1 | 2016 | |
| I like the way you say "hello." | Senin "merhaba" deme şeklini seviyorum. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Thank you so much for the beautiful roses. | Güzel güller için çok teşekkür ederim. | Fuller House-1 | 2016 | |
| These beautiful roses? | Bu güzel güller mi? | Fuller House-1 | 2016 | |
| Oh, the note got lost, but I know they're from you. | Not kayboldu ama senin yolladığını biliyorum. | Fuller House-1 | 2016 | |
| You big hunk of romance. | Seni çılgın romantik. | Fuller House-1 | 2016 | |
| You sure there's no note? Mm mm. | Not olmadığından emin misin? | Fuller House-1 | 2016 | |
| In that case, you're very welcome. | O zaman, rica ederim. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Did you see us kissing again? | Bizi yine öpüşürken mi gördün? | Fuller House-1 | 2016 | |
| I sure did. | Gördüğüme eminim. | Fuller House-1 | 2016 | |
| You're not gonna tell Ramona, right? | Ramona'ya söylemeyeceksin, değil mi? | Fuller House-1 | 2016 | |
| I sure won't. | Söylemeyeceğime eminim. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Why are you crazier than usual? | Ne bu hiperaktiflik? | Fuller House-1 | 2016 | |
| I ate 999 M&Ms and one Skittle. | 999 tane M&Ms ve bir tane Skittle yedim. | Fuller House-1 | 2016 | |
| I race cars for a living, but that kid makes me nervous. | Yarış arabası kullanıyorum ama bu çocuk beni geriyor. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Aunt Becky, do you have a minute? | Becky Hala, vaktin var mı? | Fuller House-1 | 2016 | |
| Hold that thought. The baby fashion show is about to begin. | Unutma diyeceğini. Bebek modası şovu başlamak üzere. | Fuller House-1 | 2016 | |
| I call it, "A Day in the Life of Tommy Fuller." | Ben buna, "Tommy Fuller'in Yaşamından Bir Gün" diyorum. | Fuller House-1 | 2016 | |
| We start our day in play date casual. | Güne oyun buluşması kıyafetimizle başlıyoruz. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Then this little Viking is off to the playground to conquer new sandboxes. | Sonra bu küçük Viking yeni kum kaleleri fethetmek için oyun alanına iniyor. | Fuller House-1 | 2016 | |
| What's that? The call of the sea? | O da nedir? Deniz çağrısı mı? | Fuller House-1 | 2016 | |
| It's a trip to the marina to see the tall ships. | Yelkenli gemileri görmek için yat limanına bir gezi. | Fuller House-1 | 2016 | |
| We end our day with a little culture and an evening at the opera. | Günümüzü, akşam operada kültürlenerek kapatıyoruz. | Fuller House-1 | 2016 | |
| And then it's time for a night cap. | Ve sonra sırada gece başlığı var. | Fuller House-1 | 2016 | |
| And off to bed. | Ve yatağa gidiyoruz. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Right? Off to bed! | Değil mi? Yatağa gidiyoruz. | Fuller House-1 | 2016 | |
| You need a dog or something. | Senin köpeğe falan ihtiyacın var. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Sure. Oh, wait! I forgot to show you his astronaut outfit. | Tabi. Bekle! Astronot kıyafetini göstermeyi unuttum. | Fuller House-1 | 2016 | |
| It turns out Matt sent the roses. | Görünüşe göre gülleri Matt yollamış. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Because according to my notes, there are a lot of suspects still in play. | Çünkü benim notlarıma göre hala başka şüpheliler mevcut. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Oh no, they're definitely from Matt. He's a weirdo, right? | Hayır, kesinlikle Matt'den. Tuhaf birisi, değil mi? | Fuller House-1 | 2016 | |
| Why did I get involved with somebody I work with? | Neden birlikte çalıştığım birisine abayı yaktım ki? | Fuller House-1 | 2016 | |
| Because he's so cute. | Çünkü çok tatlı. | Fuller House-1 | 2016 | |
| And sexy, good point. | Ve seksi, unutmamak lazım. | Fuller House-1 | 2016 | |
| But now it turns out he's a cute, sexy psycho. | Ama anlaşılan o ki herif tatlı ve seksi psikopatın teki. | Fuller House-1 | 2016 | |
| But maybe he just really, really likes me. | Belki de gerçekten beni seviyordur. | Fuller House-1 | 2016 | |
| I mean, who could blame him? I am the total package. | Onu da suçlayamayız ki. Benim de maşşalahım var. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Let's face it, he has fallen madly in love with me way too fast, | Durumla yüzleşelim. Bana çılgınca aşık olmak için çok erken davrandı... | Fuller House-1 | 2016 | |
| and now I have to break his hunky heart. | ...ve şimdi onun dadlu kalbini kırmam gerekecek. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Thanks, Aunt Becky. You always give such great advice. | Teşekkürler Becky Hala. Her zaman süper tavsiyeler veriyorsun. | Fuller House-1 | 2016 | |
| No, wait. We're not done here. | Dur bekle. Daha bitirmedik. | Fuller House-1 | 2016 | |
| It's time for Tommy's first spacewalk. Yes, it is. | Sırada Tommy'nin ilk uzay yürüyüşü var. Aynen öyle. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Yes, it is. Yes, it is. | Aynen öyle. Aynen öyle. | Fuller House-1 | 2016 | |
| You know you have a baby problem, right? | Bebek problemin olduğunun farkındasın, değil mi? | Fuller House-1 | 2016 | |
| Yes, I do. Yes, I do. Yes, I do. | Evet, faykındayım. Evet, faykındayım. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Lola checked yes? Oh, thank you! | Lola eveti mi işaretlemiş? Şükürler olsun! | Fuller House-1 | 2016 | |
| OK, Saturday, we're gonna go to Sephora, | Cumartesi Sephora'ya gideceğiz... | Fuller House-1 | 2016 | |
| pretend we wanna buy lip gloss and get makeovers for free. | ...dudak parlatıcısı almak istiyormuş gibi davranıp bedavaya süreceğiz. | Fuller House-1 | 2016 | |
| And then we'll go to Yogurtland, | Sonra da Yogurtland'a gideceğiz... | Fuller House-1 | 2016 | |
| pretend we don't know what we want and sample all of the flavors. | ...ne istediğimizi bilmiyor gibi davranıp bütün çeşitlerin tadına bakacağız. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Hey, Boo. | Selam, Boo. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Boo who? | Boo da kim? | Fuller House-1 | 2016 | |
| Don't be sad, girl. J Money in the house. | Üzülmeyin kızlar, J Money burada! | Fuller House-1 | 2016 | |
| So, Lo Lo, lookin' forward to Saturday? | Lo Lo, cumartesiyi iple çekiyor musun? | Fuller House-1 | 2016 | |
| Yeah, we were just talking about it. | Evet, biz de onun hakkında konuşuyorduk. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Oh, I bet you were. | Kesin öyledir. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Gonna be off the chain, bay! | Acayip eğleneceğiz! | Fuller House-1 | 2016 | |
| You can't wait to go to Sephora and try on make up? | Sephora'ya gidip makyaj malzemelerini denemek için mi sabırsızlanıyorsun? | Fuller House-1 | 2016 | |
| What are you talkin' about? Lola and I are goin' to the Outback for a Bloomin' Onion. | Neden bahsediyorsun sen? Lola ve ben Outback'ta Bloomin' Onion yemeye gideceğiz. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Jackson, there you are! | Jackson, demek buradasın! | Fuller House-1 | 2016 | |
| I can't wait for Saturday! | Cumartesi için sabırsızlanıyorum! | Fuller House-1 | 2016 | |
| J Money say what? | Ne diyorsun sen? | Fuller House-1 | 2016 | |
| You're the best brother ever! | Gelmiş geçmiş en iyi kardeşsin sen! | Fuller House-1 | 2016 | |
| Um, excuse me. There's been a small misunderstanding. | Kusura bakmayın. Ufak bir yanlış anlaşılma olmuş. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Max! That note was not for you. | Max! O not senin için değildi. | Fuller House-1 | 2016 | |
| It was for Lola. And so were the thousand red M&Ms. | Öğle yemeğinde bizim masamızda oturacaksın. Lola içindi. Bin tane kırmızı M&Ms de öyle. | Fuller House-1 | 2016 | |
| How did you know I loved the red ones? | Kırmızıları sevdiğimi nereden biliyorsun? | Fuller House-1 | 2016 | |
| Oh. Everyone knows they're the best! | Herkes kırmızının en iyi olduğunu bilir. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Plus I told him. | Bir de ben söyledim. | Fuller House-1 | 2016 | |
| So do you wanna hang out Saturday? | Cumartesi takılmak ister misin? | Fuller House-1 | 2016 | |
| Hold it! | Tut hele! | Fuller House-1 | 2016 | |
| We have plans Saturday. | Cumartesi bizim planımız var. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Max, I told you that note wasn't for you. | Max, sana söyledim. O not senin için değildi. | Fuller House-1 | 2016 | |
| That changes nothing. | Bu bir şeyi değiştirmez. | Fuller House-1 | 2016 | |
| We have a signed contract. | Bir anlaşma imzaladık. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Max can come, too. | Max de gelebilir. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Saturday's a group hang at the mall. | Cumartesi grupça AVM'de takılabiliriz. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Yeah, me, Lola and twelve of our best friends. | Evet ben, Lola ve en iyi on iki arkadaşımız da olacak. | Fuller House-1 | 2016 | |
| So, I'm gonna go to the mall with Max, Ramona and twelve other people? | Yani ben AVM'ye Max, Ramona ve on iki başka insanla mı gideceğim? | Fuller House-1 | 2016 | |
| Right. But you'll be there, too? | Evet. Ama sen de orada olacaksın, değil mi? | Fuller House-1 | 2016 | |
| Yeah. Sweet! | Evet. Süper! | Fuller House-1 | 2016 | |
| Hey, that's my shoe! | O benim ayakkabım! | Fuller House-1 | 2016 | |
| Cosmo's a hoarder. | Cosmo bir istifçi. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Hey, that's my One Direction pillow. | Bu da benim One Direction yastığım. | Fuller House-1 | 2016 | |
| I mean, no, it's not. | Yani, hayır değil. | Fuller House-1 | 2016 | |
| But, um, I know who to return it to. | Ama kimin geri alacağını biliyorum. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Wow, I just can't believe it. I'm going out with Lola. | İnanamıyorum. Lola'yla dışarı çıkacağım. | Fuller House-1 | 2016 | |
| Big deal. So am I. | Ne var yani. Ben de çıkacağım. | Fuller House-1 | 2016 | |
