Search
English Turkish Sentence Translations Page 20747
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I just don't think we're gonna need these for the ride. | Gitmek için bunlara ihtiyacın olacağını sanmıyorum. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
Thanks, hank. | Teşekkürler, Hank. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
Just tell the captain I made you do it. | Yüzbaşına bunu benim yaptırdığımı söyle. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
Sorry, earl. | Üzgünüm, Earl. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
Um...E excuse me? | Bakar mısın? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
Scott, don't talk. | Scott, konuşma. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
I just want to ask him not to point that gun at us. | Sadece silahı bize doğrultmamasını isteyeceğim. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
We hit a bump, it could go off. | Sarsılırsak silah ateş alabilir. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
It won't go off. | Ateş almaz. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
That's a taurus 9 millimeter, | 9 mm'lik 17 kurşun kapasiteli bir silah elindeki. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
And a hair trigger. | Hassas bir tetiği var. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
So bruce lee does know his guns. | Bizim Bruce Lee, silahlardan anlıyor demek. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
I'm just saying, we could hit a bump or a pothole or something. | Bir yere çarpabilir veya bir badala girebiliriz diyorum sadece. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
Maybe I don't care if we hit a pothole. | Belki de badala girmemiz umurumda değildir. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
I'm hoping we hit 17 potholes | ...17 tane badala girmeyi istiyorumdur. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
So I can empty this entire mag in that smartass mug of yours. | Böylece bütün şarjörü o çok bilmiş suratına boşaltabilirim. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
Did you ever consider that, tokyo drift? | Hiç böyle düşündün mü, Tokyo Drift? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
I'm chinese. | Ben Çinliyim. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
And so is bruce lee. | Bruce Lee'de öyle. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
What's going on back there? | Arkada ne oluyor. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
And we'll just work harder... | Daha çok çabalayıp... | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
Pray harder. | ...daha çok dua edeceğiz. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
I'm done praying. | Dua etmekle işim bitti. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
Well, then what do you want to do? | Peki o zaman ne yapmak istiyorsun? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
You want to get in a room with a shrink? | Bir deli doktoruyla, bir odaya mı gitmek istiyorsun? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
I don't want help anymore. | Kimsenin yardımını istemiyorum artık. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
What are you talking about? | Neler söylüyorsun? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
You've been pushing me for that for years. | Yıllardır bunun için zorluyorsun beni. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
You can't put everything in god's hands. | Her şeyi Tanrı'nın ellerine bırakamazsın. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
What if we just leave? | Buralardan gitsek nasıl olur? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
We take the kids and move. | Çocukları da alır, gideriz. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
W we got to a whole new place. | Tamamen yeni bir yere gideriz. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
Whole change of scenery. | Tüm çevremizi değiştiririz. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
Scenery's the only thing that's gonna change. | Değişecek tek şey çevremiz olur. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
I know. What if we go to mexico, huh? | Biliyorum. Meksika'ya gitsek nasıl olur peki? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
What if we go to mexico | Meksika'ya gidip, Ajusco Dağ'ına tırmanmaya ne dersin? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
We were sweating our butts off one minute. | Kıçımızın teri bir dakikada donuyordu. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
We were throwing snowballs at each other the next? | Sonra da birbirimize kar topu mu atıyorduk? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
That was our moment, wasn't it? | Bu bizim hayalimizdi, değil mi? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
Then that's what we'll do. | O zaman biz de bunu yapacağız. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
We'll just sell the house, and we'll pack the kids up, | Evi satacağız, çocukları toplayacağız ve buralardan gideceğiz. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
The lord will show us the way. | Tanrı bize yolu gösterecektir. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
Jennifer! No! | Jennifer! Hayır! | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
Get in here! Let me go! | Gel buraya! Bırak beni! | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
Hey! Come here! | Gel buraya! | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
They're not what they seem. They they're dangerous. | Göründükleri gibi değiller. Onlar, tehlikeli. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
"they're not what they seem"? | Göründükleri gibi değiller mi? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
Richard, what the hell is going on with you? | Richard, sana neler oluyor lan? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
Now, you were firing on all cylinders back at the motel. | Oteldeki gibi balataları sıyırmaya başladın yine. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
If you come apart on me now, I swear to god | Eğer yine kafamı bozarsan, yemin ederim ki | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
Look, I'm trying to save us. | Bizi kurtarmaya çalışıyorum. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
I know what they really are. I can tell. | Ve sadece tek bir yol var ama yol kapandı... Gerçekten ne olduklarını biliyorum. Sana söyleyebilirim. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
What the hell do you mean you can tell? I can just tell. | Ne demek lan "söyleyebilirim"? Söyleyebilirim işte. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
Look, I don't want to have to do this, | Baki bunu yapmayı ben de istemiyorum ama... | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
But I'm gonna have to kill 'em, okay? It's the only way. | ...onları öldürmek zorundayım, tamam mı? Tek yol bu. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
Hey, richard. Just talk to me, buddy. | Richard, konuş benimle dostum. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
Explain it to me, all right? Just tell me what's going on. | Açıkla bana, tamam mı? Neler olduğunu söyle. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
Don't say anything. Just look. | Hiçbir şey söyleme. Sadece bak. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
Okay, for a while now, I've been getting these...Signals, | Pekala, bir süredir bu şeyleri alıyordum. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
I guess you could call them. | Sinyal diyebiliriz sanırım. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
I didn't really know what to make of them until she came along. | O buraya gelene kadar onlara ne yapacağımı bilmiyordum. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
Yeah, she's the reason I know what jacob and scott really are. | Evet, Jacob ve Scott'un gerçekte kim olduğunu bilmemin sebebi o kadın. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
She's been calling me, seth. | Beni çağırıyor, Seth. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
She's been calling me to the other side. | Beni diğer tarafa çağırıyor. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
I I don't know her name. | Adını bilmiyorum. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
She's like a goddess or something. | Bir Tanrıça veya onun gibi bir şey. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
I I usually only see her in reflections. | Genelde onu hayal olarak görüyorum. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
I saw her in the refrigerator at the liquor store | Onu içki dükkanındaki soğutucunun önünde gördüm. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
And then in the safe at the bank, | Sonra da bankanın kasasında gördüm. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
And then one time I saw her through the hole in my hand. | Son olarak da bir kere elimin içindeki delikte gördüm. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
Wait a minute. You saw her in your hand? | Dur bir dakika. Onu elinin içinde mi gördün? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
Yeah. Right now I just saw her. | Evet. Biraz önce gördüm onu. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
You know, she's probably still watching. | Hâlâ bizi izliyor olabilir. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
She's the one who's been calling me to mexico. | Beni Meksika'ya çağıran kişi de o. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
Where where did you get that? | Nereden buldun bunu? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
If those two assholes were holding lacrosse sticks, | Eğer bu iki şerefsiz Lakros sopası tutsaydı, ben de üçüncü sopayı taşırdım. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
You brought that to school? | Bunu okula da mı getiriyordun? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
No, but guys like that | Hayır ama bu tür adamlara, gücün el değişeceğini hatırlatmak gerekiyor. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
And as soon as I get the chance, | Fırsatını bulur bulmaz bu iki dangalağa güçlü tarafın ben olduğumu göstereceğim. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
Scott, don't. | Scott yapma. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
I have to do something. No. | Bir şeyler yapmalıyım. Hayır. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
You think dad's gonna? | Babamın yapacağını mı düşünüyorsun? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
You don't know what dad's capable of. | Babamın neler yapabileceğini bilmiyorsun? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
What the hell's that supposed to mean? | Bu da ne demek oluyor şimdi? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
That's why I know about them. She told me to look, seth. | Bu yüzden onları biliyorum. Bana bakmamı söyledi Seth. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
So that's what I did. | Bizim için acısını hep yalnız yaşadı Scott. Ben de baktım. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
You see the old man? | İhtiyarı görüyor musun? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
He's really a demon. | O gerçek bir iblis. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
He's got fangs and claws | Sivri dişleri ve pençeleri var. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
And slime in his teeth and shit. | Dişlerinin arası da bok ve çamurla dolu. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
And that kid? | Peki ya çocuk? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
Kid's got a tail. | Çocuğun da kuyruğu var. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
You remember monica, the bank teller? | Hadi peder. Seni ayağa kaldıralım. Bankacı Monica'yı hatırlıyor musun? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
She was gonna shoot me, seth. | Bana ateş edecekti, Seth. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
And the goddess told me about that, too, | Tanrıça bana bunu da söyledi. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
And that's why I had to sacrifice her. | Bu yüzden onu kurban etmek zorunda kaldım. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
You see, there's something bigger going on here. | Görüyorsun, burada daha büyük bir şey dönüyor. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
Do you understand what I'm saying to you? Do you? | Sana söylediklerimi anlıyor musun? Anlıyor musun? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
Yeah. And and, hey, listen. | Evet. Pekala dinle. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |
Richie, you're right. What? | Sen haklısın, Richie. Ne? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | ![]() |