Search
English Turkish Sentence Translations Page 20746
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Local sheriffs and dhs have no leads on the vehicle. | Yerel polisler ve DHS'nin kaçtıkları araç hakkında bir bilgileri bulunmuyor. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Best news I heard all day. The geckos have a knack for flashy exits. | Bugün aldığım en güzel haber. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| They shot their way out of the bank... | Bankadan çıkarken açtıkları ateş sonucu... | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| ...$30 million | ...30 milyon dolar ve banka görevlisi Monica Garza'yı rehin | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| You got a first aid kit in this beast? 1 | Bu canavarda ilk yardım çantası var mı? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Let me explain something to you here, jacob. | Sana bir şeyi açıklayım şimdi, Jacob. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Now, there's only one song that we're gonna be singing | Bu küçük yolculuk boyunca sadece bir şarkı söyleyeceğiz ve... 1 | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| And it ain't "99 bottles of beer on the wall." | ...o şarkı da "Bir Mumdur" değil. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| The song is called "my way." | Şarkının adı "Ben sizin babanızım". | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| So if I say make a turn, you're gonna make a turn. | Yani ben sana dön dersem, döneceksin. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| If I say don't talk, you don't talk. | Konuşma dersem, konuşmayacaksın. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| But if I ask you for a first aid kit, you're gonna | Ama senden ilk yardım çantası istersem, bana ilk | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Pastor jacob fuller, huh? | Demek, Papaz Jacob Fuller? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Guess that explains all that, uh, hellfire and damnation | Sanırım bu, oteldeki o cehennem ateşi ve lanetlenme laflarını açıklıyor. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| You do know the one | Biri vurduğunda, diğer yanağını da dönme olayını biliyorsundur umarım. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| I prefer the old testament. | Eski toprak olmayı tercih ederim. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Well, this is gonna be real, real simple, padre. | Pekala, olayımız çok ama çok basit peder. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| We, uh, reach the crossing at acuña, | Acuna'dan sınırı geçeceğiz. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| You wave your passports, | Pasaportlarınız var, güzel yüzünüzü ve tatlı gülümsemenizi göstereceksiniz... | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| And then we're gonna sail on through. | ...hiç takılmadan geçeceğiz. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Richie and I will close our deal with our guy in mexico. | Richie ve ben Meksika'daki adamımızla anlaşmamızı yapacağız. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| After that, we go our separate ways. | Sonra da herkes kendi yoluna gidecek. Kör bir sincap bile arada bir taşak bulur değil mi? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Nobody else is gonna get hurt. You got my word. | Kimseye zarar gelmeyecek. Söz veriyorum. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| What about that bank teller you took hostage in abilene? | Abilene'de rehin aldığınız banka görevlisine ne oldu peki? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| You give her your word? | Ona da söz verdin mi? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| I didn't know you were capable of not talking. | Konuşmama yeteneğinin de olduğunu bilmiyordum. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Let me help you continue to save your breath. | Dur, nefesini boşa harcamaman için sana yardım edeyim. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| I don't need you to promise my family's gonna be all right. | Ailemin iyi olacağına dair bana söz vermene gerek yok. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| I know they will be. You know how I know that? | İyi olacaklarını biliyorum. Nasıl bildiğimi biliyor musun? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| 'cause I'm behind the wheel now. | Çünkü şu anda direksiyonun başında ben varım. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| And I'm gonna make it my mission, my singular mission, | Yegane görevim olan, sınırı geçmenizi sağlama işini yapacağım. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Not for you, not for all your riches... | Richie veya senin için değil, bu Dünya'da bana kalan son iki kişi için. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| I'm a professional thief, not a killer. | Ben profesyonel bir hırsızım, katil değilim. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| It ain't you I'm worried about. | Endişelendiğim kişi sen değilsin. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| You don't have to look for me, richard. | Beni aramana gerek yok, Richard. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| You're almost home. | Neredeyse eve geldin. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| But you must be strong. | Ama güçlü olmalısın. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| They will try and stop you. | Seni durdurmaya çalışacaklar. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| The ones with the shadows across their hearts. | Kalpleri gölgeyle kaplanmış kişiler. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| You can see now. | Şimdi görebilirsin. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Hey, richie. | Richie. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Park it somewhere, will you? | Kıçını kırıp oturur musun? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| And relax. | Rahatla. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| It's gonna be smooth sailing from here. | Buradan sonrası çok rahat olacak. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Fashionably late as usual, I see. | Her zamanki gibi geciktin. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| I have a problem. | Bir problemim var. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Would you like to know what it is? | Ne olduğunu bilmek ister misin? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| I'm sorry, did you say that you have a problem? | Özür dilerim ama bir problemin olduğunu mu söyledin? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| I am sitting at my favorite panaderÃa, | En sevdiğim lokantada oturmuş, en sevdiğim conchaya bakıyorum. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| And I cannot eat it. | Ama yiyemiyorum. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Yeah? Well, mine trumps yours. | Öyle mi? Benim problemim seninkini döver. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| I cannot eat it | Yiyemiyorum. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Because you y tu pinche hermano, | Sen ve senin lanet olasıca kardeşinin... | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| And your very public trail of destrucción y mierda | ...karıştığı boktan suçlar yüzünden hem de. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Has cost me my appetite! | Bütün iştahımı kaçırdınız. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Okay, okay. Easy there, khan. | Tamam, tamam. Sakin ol, şampiyon. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Just when I thought | Sadece yaptıklarımı boşa çıkarmayacağınızı düşündüğüm zaman sakinleşeceğim. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| My employees tell me that you have a rinche on your tail? | Patronlarım peşinizde bir korucu olduğunu söyledi. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Carlos, it is the very nonexistence of your efforts | Carlos, buraya gelene kadar senden hiç bir yardım göremedik. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| In fact, I'm starting to rethink that steep commission of yours. | Aslında, sana vereceğim komisyon hakkında tekrar düşünmeye başlıyorum. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| You know, $10 million seems like | Hiçbir şey yapmayan biri için 10 milyon çok para. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| And how exactly do you plan to get into mexico without me? | Peki ben olmadan Meksika'ya nasıl geçmeyi planlıyorsunuz? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Same way we figured everything else out so far | Şimdiye kadar her şeyi hallettiğimiz gibi... | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| On our own. | ...kendi başımıza. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| El rinche? | Peki korucu? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| I already took care of him, too. | Onun da icabına baktım. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| A rinche is like a rabid dog. | Korucular, kuduz köpekler gibidir. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Once it picks up on your scent, it's not easy to take him down. | Bir kere kokunuzu aldıklarında, onlardan kurtulmak o kadar kolay olmaz. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| I'm real sorry about this. Come on, hank. | Bunun için gerçekten üzgünüm. Hadi ama, Hank. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Captain's orders. | Yüzbaşının emirleri. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| We're gonna need to give you an exam. | Seni bir kontrol etmemiz gerekiyor. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Don't need to. It's obvious the son of a bitch has got brain damage. | Gerek yok, şerefsizin evladının beyin travması geçirdiği çok belli. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Captain. You take a real good look | Yüzbaşı. Yaptıklarının nelere... | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| At what you done, ranger. | ...sebep olduğuna çok iyi bak, korucu. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Although I shouldn't even call you that. | Sana yapmamanı söylediğim halde yaptın. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| If I had anything to say about it, | Söyleyebileceğim tek şey, gün bitmeden o rozeti çıkaracağındır. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| That is the third time you've disobeyed my direct orders, | Doğrudan verdiğim emirlere, üçüncü kere itaatsizlik ettin ve... | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| And nearly got two more men killed for it. | ...neredeyse iki adam daha ölecekti bu yüzden. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| You want to know why earl mcgraw was the best | Kurallara uymadığı halde Earl McGrow'un neden en iyi olduğunu biliyor musun? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| He knew when his reach couldn't exceed his grasp. | Boyunu aşan şeyleri gayet iyi biliyordu. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| And you done reached too damn far, son. | Senin yaptıklarınsa boyunu çoktan aştı. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| And got closer to the geckos than anybody. | Gecko kardeşlere de herkesten çok yaklaştım. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Take him to austin. | Austin'e götür onu. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Let's let the review board | Ona ne olacağına kurul karar versin. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| What the hell you think you're doing out there, boy? | Orada ne yaptığını sanıyorsun evlat? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Haven't you heard a damn word I've said? | Sana söylediğim şeylerin hiçbirini duymadın mı? | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Make no mistake about it, frederico, | Sakın hata yapma, Frederico. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| I know exactly how you feel I've been there. | Nasıl hissettiğini çok iyi biliyorum, ben de o yollardan geçtim. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| A couple of times, to tell the truth. | Dürüst olmak gerekirse, bir kaç kere hem de. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| You're up there all alone and frustrated out there | Yalnız başına kalmış ve takım arkadaşlarının gösterdiği... | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| With your compadres putting out a half assed effort. | ...yarım performans yüzünden hayal kırıklığına uğramış olabilirsin. 1 | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| But you can't go getting all grandiose | Tek başına yapabileceğini düşünsen de, zafere bu şekilde erişemezsin. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| That's not gonna do anybody any good. | Bunun kimseye bir hayrı dokunmaz. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| 'cause you got to remember, frederico, you are not alone. | Yalnız olmadığını unutmamalısın Frederico. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| You're part of a team. | Takımın bir parçasısın. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| And you can never turn your back on your team | Ve asla kendi takımına arkanı dönemezsin. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Or worse, put yourself above 'em. | Ya da daha kötüsü, kendini onlardan üstün göremezsin. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Never go against another ranger. | Asla başka bir korucuyla kapışma. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Come on, freddie. | Hadi, Freddie. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 | |
| Hold up there. | Dur biraz. | From Dusk Till Dawn-1 | 2014 |