Search
English Turkish Sentence Translations Page 20386
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
and risk more witnesses? | Daha fazla tanıkla mı muhatap olacak? | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
I don't think so. | Pek sanmam. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
She'll be here. | Burada olacak. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
It's getting pretty late. | Geç oluyor. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
I better go get her. | En iyisi gidip alayım. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
Oh, hey, Jane. I will bet you a million bucks | Seninle milyon dolarına bahse girerim ki | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
that we are both gonna be fine. | iyi olacağız Jane. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
Elevator repair business must be booming. | Asansör tamirciliği hareketli bir iş olmalı. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
It's pretty good. | Oldukça güzeldir. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
It's honest work and it's steady. | Sıkı ve dürüst bir iştir. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
My wife and I have a beautiful house. | Eşim ve benim güzel bir evimiz var. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
We put a little money aside for our kid to go to college. | Çocuğumuzun okuması için köşeye biraz birikim yaptık. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
What more does a man want, right? | Bir adam daha ne ister ki? | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
You're right. You really are. | Haklısın. Çok haklısın. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
Yeah, I see people just chasing more, you know? | Daha çok çabalayan insanları görüyorum, onları bilirsin? | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
More stuff, more money, more power. | Daha çok eşya, daha çok para, daha fazla güç. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
Never satisfied. | Hiç tatmin olmazlar. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
Those people are more stuck than we are right now. | Onlar şu an bizim olduğumuzdan daha çaresizler. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
Thank you, Mr. Robert Brown, Jr. | Teşekkürler, Bay Robert Brown. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
For rescuing me, of course. | Beni kurtardığın için, tabiî ki. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
Well, we're not out of this box yet, | Bu kutudan henüz çıkmış değiliz, | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
but, yeah, we're gonna be fine. | ama iyi olacağız. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
In fact, I will bet that guy is probably a million miles away by now. | Aslında, iddia ederim ki o adam çoktan uzaklaşmıştır buradan. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
Just doing whatever... | Ve ne isterse onu... | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
What? What did he say? | Ne? O ne dedi? | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
...Ramble Hills Drive. | ...Şehrin dışındaki tepeler. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
Ramble Hills Drive. | Şehrin dışındaki tepeler. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
You hear me, repairman? | Beni duyuyor musun? Tamirci bozuntusu. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
Robert? Robert, what's wrong? | Robert? Robert, ne oldu? | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
You say you fix elevators. | Asansörleri tamir ettiğini söyledin. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
Well, I'm in a different line of work. | Şimdi ben başka şey üzerinde çalışıyorum. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
You hear me, repairman? | Duydun mu, tamirci? | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
You hurt my family, I will kill you! | Aileme zarar verdin, seni öldüreceğim! | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
Do you understand? I will kill you! | Anladın mı? Öldüreceğim seni. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
You have 60 seconds to open this door | Bu kapıları açman için 60 saniyen var | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
or I'm gonna go down to Ramble Hills Drive | yoksa şehrin dışındaki tepelere gider | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
and introduce myself to your family. | kendimi ailene tanıtırım. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
They'll get to see up close what it is I do. | Ne yapacağımı görmek isteyeceklerdir. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
Your wife's kind of hot. | Karın çok ateşliymiş. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
I may have a look. | Bir tadına bakayım. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
60 seconds and counting, Robert. | 60 saniye ve sayıyorum, Robert. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
45 seconds, repairman. | 45 saniye, tamirci. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
You care about a stranger more than your family? | Ailenden daha çok bir yabancıyı mı kolluyorsun? | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
30. | 30 saniye. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
I'm sorry, I've got to do it. | Üzgünüm. Bunu yapmalıyım. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
I got a kid. | Çocuğum var. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
No, wait! Wait! | Hayır, dur. Bekle! | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
Let me go. Let me go. No. | Bırak beni, bırak beni. Hayır. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
This is my thing. He wants me. | Bu benim işim. İstediği benim. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
I'm not leaving the lives of my family to you or anybody else. | Ailemin hayatını kimseninkiyle değişemem. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
Now help me up. | Şimdi bana yardım et. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
Okay. Okay. Okay, okay, okay, Okay. | Tamam, tamam. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
Help me. Come on. Come on. | Yardım et. Haydi. Haydi. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
Okay, you got this. | Tamam, tut şunu. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
15 seconds. | 15 saniye. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
You don't know where to go. | Nereye gideceğini bilmiyorsun. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
I need to borrow your key card. | Senin kartını almalıyım. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
All right, hold on. You're quick on your feet. | Tamam, tutun bana. Ayakların da çok hızlıymış. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
Stay right here. Jane always said that. | Olduğun yerde kal. Jane hep böyle derdi. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
I got it. Come on. | Yapabilirim. Tamam. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
You've been a lot of trouble. | Başıma çok bela oldun. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
But not anymore. | ama artık olmayacaksın. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
I'm gonna keep doing it until all the tendons in your wrist snap. | Bileğindeki tüm tendonlar kopana dek sıkabilirim. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
The copy, did you make one? | Bir kopya daha aldın mı? | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
Make me believe you. | sana inanmamı sağla. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
Okay, okay! Okay, just stop, please. | Tamam, kes şunu, lütfen. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
How's that feel? | Ya bu nasıl? | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
No, get off! | Hayır çekil! | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
Get off! Jane, what's going on? | Çekil dedim! Jane, neler oluyor? | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
Yes. Take the elevator down to the garage. | Evet. Asansörü garaja çağırır mısın? | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
It's been a long night. I just want to go home. | Uzun bir gece oldu. Eve gitmek istiyorum. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
Going down. | Aşağıya geliyor. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
Oh, my God! Baby! | Aman Tanrım! Bebeğim! | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
Baby, are you okay? | Hayatım, iyi misin? | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
Yeah. What's happening? | Evet. Neler oluyor? | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
What... Don't worry, I'm okay. | Ne... Endişelenme, yanındayım. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
My God, what happened to you? | Aman Tanrım, ne oldu sana böyle? | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
what happened to you, baby? | Ne oldu sana bebeğim? | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
I'll tell you everything. Could we go home, please? | Sana her şeyi anlatacağım. Eve gidebilir miyiz, lütfen? | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
Yes. Yeah. | Evet. Tabii ki. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
Oh, baby. | Hayatım. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
Your vitals all look really good. | Yaşam değerleriniz gayet iyi gözüküyor. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
That's good. Comfortable? | Bu iyi işte. İyi misiniz? | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
All things considered, yeah. | Her şey yolunda, evet. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
When do you thinks the earliest I'll be able to get out of here? | Buradan en erken ne zaman çıkabilirim? | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
I'm gonna keep you overnight | Sizi bu gece burada tutacağım şayet kendinizi iyi hissederseniz. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
and if you're feeling well, probably get you to work on Monday. | pazartesi günü işe başlayabilirsiniz | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
Babe. Hi. | Hayatım. Selam. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
I'm so glad you're okay. Hey. Thanks. I'm good. | İyi olduğuna çok sevindim. Teşekkürler, gayet iyiyim. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
I'm okay. I love you. | İyiyim. Seni seviyorum | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
Hey. What happened? | Selam. Neler oldu? | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
What's up, man? How you doing? | Nasılsın adamım? Nasıl gidiyor? | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
Good. Happy birthday. | İyi. İyi ki doğdun. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
Jane, oh. | Jane. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
There was a woman on the elevator with me named Jane. | Asansörde benimle birlikte Jane adında bir kadın vardı. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
Yeah, she called and checked on you. | Evet, aradı ve durumunu sordu. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
She okay? She's gonna be fine. | O iyi mi? İyi olacak. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
I'll be back to check on you in a little bit. | Biraz sonra sizi tekrar kontrole gelirim. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
Well, Jane, you look surprised to see me. | Jane, beni gördüğüne şaşırmış gibisin. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |
Pleasantly so, I hope. | Memnuniyetlerimi sunarım. | Free Fall-1 | 2014 | ![]() |