Search
English Turkish Sentence Translations Page 20389
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Your dad know you out here? | Baban dışarıda olduğunu biliyor mu? Hayır, umurunda değil. | Free Ride-1 | 2013 | |
| Chris. | Chris. Zada. | Free Ride-1 | 2013 | |
| I'm upstairs if you ever need anything. | Bir şeye ihtiyacın olursa üst kattayım. Teşekkürler. | Free Ride-1 | 2013 | |
| Hey. I hope your ass is free tonight. | Umarım bu gece kıçın boştur. Niye? Ne var? | Free Ride-1 | 2013 | |
| We're celebrating. | Kutlama yapıyoruz. | Free Ride-1 | 2013 | |
| Fucking what, already? | Ne oluyor lan söylesene? İlk yolculuğun. | Free Ride-1 | 2013 | |
| Really? | Gerçekten mi? Ne zaman? | Free Ride-1 | 2013 | |
| Boss man wants you on the water ASAP. | Yarın akşam. Patron, bir an önce seni suda görmek istiyor. | Free Ride-1 | 2013 | |
| Apparently you got potential. | Görünen o ki potansiyelin varmış. Harika. | Free Ride-1 | 2013 | |
| All right, first things first. | Pekala, iş önce gelir. Kurallar. | Free Ride-1 | 2013 | |
| One: no sampling the load. | Bir: Maldan almak yok. İki: Asla bir malı atma. | Free Ride-1 | 2013 | |
| And three: no relationships inside the organization. | Üç: Asla içeriden kimseyle ilişki yaşama. | Free Ride-1 | 2013 | |
| The boss man does not like the right hand knowing | Patron, sağ elinin, sol elinin ne yaptığını bilmesini istemez. | Free Ride-1 | 2013 | |
| Comprende? What? | Anlaşıldı mı? Ne? | Free Ride-1 | 2013 | |
| I'm not fucking around here, Chris. | Taşak geçmiyorum, Chris. Dikkatini vermelisin. | Free Ride-1 | 2013 | |
| I'm here for you, Sandy. Whatever you need. | Senin için buradayım, Sandy. Neye ihtiyacın olursa. | Free Ride-1 | 2013 | |
| All right. | Pekala. İlk önce bir tekne bulmalıyız. | Free Ride-1 | 2013 | |
| How about that one? | Bu nasıl? | Free Ride-1 | 2013 | |
| Too big. We're looking for a 30 to 40 foot fishing boat. | Çok büyük. 30'a 40'lık balıkçı teknesi büyüklüğünde bir şey arıyoruz. | Free Ride-1 | 2013 | |
| Anything bigger draws too much attention. | Ne kadar büyük olursa o kadar dikkat çeker. | Free Ride-1 | 2013 | |
| Anything smaller doesn't have enough storage. | Ama çok küçük olursa da yeteri kadar depolama alanı bulunmaz. | Free Ride-1 | 2013 | |
| All right, Chris. Let's see what you got. | Pekala Chris. Bakalım ne yapabiliyorsun. | Free Ride-1 | 2013 | |
| This guy's cool. | Bu iyiymiş. | Free Ride-1 | 2013 | |
| Anyone aboard? | Gemide kimse var mı? | Free Ride-1 | 2013 | |
| Can I help you? Hi. | Yardımcı olabilir miyim? Merhaba. | Free Ride-1 | 2013 | |
| Uh, I was wondering if you rent your boat. | Tekneyi kiralayabilir misin diye soracaktım? | Free Ride-1 | 2013 | |
| Sure do, but I won't be around to run it. | Tabii ki de, ama kaptanlık yapmak için burada olmayacağım. | Free Ride-1 | 2013 | |
| I've got some relatives in town. | Åehirde bazı işlerim var. | Free Ride-1 | 2013 | |
| You got to start thinking like a sailor. | Artık denizci gibi düşünmeye başlamalısın. | Free Ride-1 | 2013 | |
| So you only want to buy food that keeps, | Sadece saklayabileceğin kadar yiyecek almalısın. | Free Ride-1 | 2013 | |
| because you never know how long you're going to be out there. | Asla dışarıda ne kadar kalacağını bilemezsin. | Free Ride-1 | 2013 | |
| You want canned, dry, pickled, smoked, but only the good stuff. | Konserve, turşu, sigara gibi şeyler. Ama işe yarar şeyler. | Free Ride-1 | 2013 | |
| Look, Chris, we're moving drugs, not rockets. | Unutma Chris. Füze değil uyuşturucu taşıyoruz. | Free Ride-1 | 2013 | |
| Just be good at your job, and look good doing it. | Sadece işinde iyi ol ve yaparken de güzel görün. | Free Ride-1 | 2013 | |
| My, oh, my. | Bak sen şu işe. Kader dediğin bu olsa gerek. | Free Ride-1 | 2013 | |
| You know Ray, the Captain. | Ray ile Kaptan'ı tanıyorsun. Bu da Duane. | Free Ride-1 | 2013 | |
| He's the best fisherman in Florida. | Florida'daki en iyi balıkçı. İyi kahve yapabiliyor musun? | Free Ride-1 | 2013 | |
| I've been told. Well, you better, | İyi yaptığımı söylerler. Öyle olsa iyi olur... | Free Ride-1 | 2013 | |
| because we got a hot date in the morning with this charmer, | ...çünkü bu adamla sabah bir randevumuz var. | Free Ride-1 | 2013 | |
| and you don't want to see him behind the wheel | Sandy kahve yaptığında bu adamı dümende görmek istemezsin. | Free Ride-1 | 2013 | |
| This is my new friend. | Bu da benim yeni arkadaşım. Rain. Biraz ister misiniz? | Free Ride-1 | 2013 | |
| What do the stars say, captain? | Yıldızlar ne diyor Kaptan? Başımız belada mı? | Free Ride-1 | 2013 | |
| Sure looks that way. | Öyle görünüyor. | Free Ride-1 | 2013 | |
| How long are you going to be gone? | Kaç günlüğüne gideceksin? Birkaç günlüğüne. | Free Ride-1 | 2013 | |
| I didn't think you guys were going to make it. | Uyanabileceğinizi düşünmemiştim. | Free Ride-1 | 2013 | |
| Hey, beautiful. | Merhaba güzel şey. Ne çeşit yem kullanıyorsun? | Free Ride-1 | 2013 | |
| I'm not. | Kullanmıyorum. Balıklara bir şey vermelisin, akıllım. | Free Ride-1 | 2013 | |
| I thought it was just supposed to look like | Bir anlığına, gerçekten buraya balık tutmaya gelmişiz sandım. | Free Ride-1 | 2013 | |
| I mean, it is, you know? | Öyle ama gördüğün gibi bize denileni yaparken pekala bunu da yapabiliriz. | Free Ride-1 | 2013 | |
| Let's see what we got here. | Bakalım elimizde ne varmış. Tamam. | Free Ride-1 | 2013 | |
| Actually, you know what? | Aslında ne var biliyor musun? | Free Ride-1 | 2013 | |
| It's bad luck to have someone bait your hook. Come here. | Başka birisinin kancana yem takması kötü şans getirir. Gel hadi. | Free Ride-1 | 2013 | |
| You know, I never took you for the squeamish type. | Seni bu titiz halin için almadık. | Free Ride-1 | 2013 | |
| I'm not. It's just I've never used something so big. | Titiz değilim. Sadece böyle bir şey hiç yapmadım. | Free Ride-1 | 2013 | |
| You give me a minnow and I'm all over it. | Elime golyan balığı veriyorsun. Aynı şekilde yapılıyor. | Free Ride-1 | 2013 | |
| You're going to want to get it on there nice and secure, | Yavaş ve dikkatlice ucuna geçir. | Free Ride-1 | 2013 | |
| and leave just enough dangle to get their attention. | Sadece biraz sarkıt ki dikkatlerini çeksin. | Free Ride-1 | 2013 | |
| Flip that switch. | Kolu çevir. | Free Ride-1 | 2013 | |
| Come on, we got the mothership. | Gemimiz yaklaşıyor. | Free Ride-1 | 2013 | |
| Think you got this, Miss Ohio? | Artık işi anladın değil mi, Ohio Güzeli? | Free Ride-1 | 2013 | |
| Don't you worry about cops? | Polislerden korkmuyor musunuz? Hayır. Ulusal sulardayız. | Free Ride-1 | 2013 | |
| Where does it go from here? | Buradan nereye gidiyor? | Free Ride-1 | 2013 | |
| Inland. | Ülkenin içine. | Free Ride-1 | 2013 | |
| You know, the boss's houses, | Hazırlanıp Kuzeye gidene kadar Patron'nun evinde kalıyor. | Free Ride-1 | 2013 | |
| Get your shit packed, girls. | Eşyalarınızı toplayın kızlar. Merhaba. | Free Ride-1 | 2013 | |
| Get up. | Kalksana be! | Free Ride-1 | 2013 | |
| Well? Come on. | Girin hadi. Hepsi sizin. | Free Ride-1 | 2013 | |
| All right. | Güzelmiş. | Free Ride-1 | 2013 | |
| I think I can handle this. | Burada yaşayabilirim. | Free Ride-1 | 2013 | |
| No, no, no, no. | Hayır, hayır, hayır. Dur sana nasıl yapıldığını göstereyim. | Free Ride-1 | 2013 | |
| Hi, bud. What's your name? | Merhaba dostum. Adın ne senin? | Free Ride-1 | 2013 | |
| Sandy told Mommy | Sandy'nin anneme dediğine göre her şey Patron'dan bir hediyeymiş. | Free Ride-1 | 2013 | |
| What if he doesn't like us? | Ya bizden hoşlanmazsa? | Free Ride-1 | 2013 | |
| Then we'll... | O zaman biz de atımıza biner, buradan gider,... | Free Ride-1 | 2013 | |
| and call Grandma to come get us. | ...büyükanneyi arayıp, gelip bizi almasını söyleriz. | Free Ride-1 | 2013 | |
| Can we do that? | Yapabilir miyiz bunu? | Free Ride-1 | 2013 | |
| Grandma said I'm an adult now, | Büyükannemin dediğine göre artık yetişkin biriyim. | Free Ride-1 | 2013 | |
| and I can leave whenever I want. | İstediğim zaman çıkıp gidebilirim. Atı alabilir miyiz demek istedim. | Free Ride-1 | 2013 | |
| She said it was a gift, right? | Her şeyin hediye olduğunu söyledi, değil mi? Evet. | Free Ride-1 | 2013 | |
| Then it's ours. | O zaman o, bizimdir. | Free Ride-1 | 2013 | |
| Mom? | Anne! | Free Ride-1 | 2013 | |
| Turn the light off. | Işıkları söndür. | Free Ride-1 | 2013 | |
| Do you want to keep the horse? | Atın sende kalmasını istiyor musun? | Free Ride-1 | 2013 | |
| Then you got to be cool, MJ. | O zaman sorun etmeyeceksin, MJ. | Free Ride-1 | 2013 | |
| Boss man's storing some stuff in there, | Patron içeride bir şeyler saklamak istiyorsa bizim için bir sorun olmayacak. | Free Ride-1 | 2013 | |
| No one but me, you or Shell goes inside the barn. | Ben hariç, sen ya da Shell, hiç kimse ahıra girmeyecek. Anlaşıldı mı? | Free Ride-1 | 2013 | |
| Yeah. | Evet. İyi. | Free Ride-1 | 2013 | |
| Because I'd like us to stay put for a while. | Çünkü, bir süre burada kalmak isterim. | Free Ride-1 | 2013 | |
| You look stupid. | Aptal görünüyorsun. Ama annem beni akıllı gösterdiğini söylüyor. | Free Ride-1 | 2013 | |
| And... | Ve benim şanslı kızlarım için... | Free Ride-1 | 2013 | |
| for my two lucky ladies. | ...taze sıkılmış Florida portakalı suyu. | Free Ride-1 | 2013 | |
| Why are we lucky? | Neden şanslıymışız? | Free Ride-1 | 2013 | |
| Because I took the day off so I could make you breakfast | Çünkü size kahvaltı hazırlayabilmek için izin aldım... | Free Ride-1 | 2013 | |
| and drive you to your first day of school. | ...ve ilk gününüzde okula sizi ben götüreceğim. | Free Ride-1 | 2013 | |
| But the bus comes right to the driveway. | Okul servisi buradan geçiyor ama. | Free Ride-1 | 2013 | |
| I know, but I thought it would be a nice treat. | Evet ama ilk gün benim götürmemin daha iyi olacağını düşündüm. | Free Ride-1 | 2013 | |
| But it comes right to the driveway. | Ama okul servisi buradan geçiyor. | Free Ride-1 | 2013 | |
| And I want to watch my two girls walk into that school | Öyle ama ben kızlarımın diğer zengin çocuklarıyla beraber... | Free Ride-1 | 2013 | |
| with all those other rich kids. | ...okula girişini görmek istiyorum. | Free Ride-1 | 2013 | |
| No, but I want to ride the bus. | Hayır, ben servisle gitmek istiyorum. Niçin bana zorluk çıkarıyorsun MJ? | Free Ride-1 | 2013 |