Search
English Turkish Sentence Translations Page 20381
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| You know, it seems to me, Jane, | Bana göre Jane, | Free Fall-1 | 2014 | |
| you are the ideal candidate | Mike'ın yerini alabilecek | Free Fall-1 | 2014 | |
| to take over Mike's position. | en iyi aday sensin. | Free Fall-1 | 2014 | |
| That hadn't even occurred to me. | Ben hiç de öyle düşünmemiştim. | Free Fall-1 | 2014 | |
| Oh, please, don't be coy with me. | Lütfen bana naz niyaz yapma. | Free Fall-1 | 2014 | |
| This is one great opportunity. | Bu tek ve mükemmel bir şans. | Free Fall-1 | 2014 | |
| Does that excite you? | Seni heyecanlandırıyor mu? | Free Fall-1 | 2014 | |
| With all due respect, sir, | Tüm saygımla,efendim, | Free Fall-1 | 2014 | |
| it's difficult to be excited about anything right now. | Şu anda bir şeye heyecanlanmak için zor bir zaman. | Free Fall-1 | 2014 | |
| Remember, time waits for no man. | Unutma ki, zaman kimseyi beklemez. | Free Fall-1 | 2014 | |
| Oh, more good news. | Haberler iyiymiş. | Free Fall-1 | 2014 | |
| Hello? Jane, it's Pam. | Alo? Jane,Ben Pam. | Free Fall-1 | 2014 | |
| Oh, my God. Pam, I am so sorry. | Aman Tanrım. Pam, başın sağ olsun. | Free Fall-1 | 2014 | |
| I don't know what to say. | Söyleyecek bir şey bulamıyorum. | Free Fall-1 | 2014 | |
| Mike would have never... | Mike hiç bir zaman... | Free Fall-1 | 2014 | |
| Mike has some photos on his desk of him and the kids. | Mike'ın masasında kendisiyle çocukların fotoğrafları vardı. | Free Fall-1 | 2014 | |
| I just can't come to the office and face everyone. | Ofise gelip kimseyle yüz yüze gelmek istemiyorum. | Free Fall-1 | 2014 | |
| Do you mind getting them for me, please? | Benim için onları alır mısın, lütfen? | Free Fall-1 | 2014 | |
| I will grab every photo I see | Gördüğüm tüm fotoğrafları toplayıp | Free Fall-1 | 2014 | |
| and make sure you get them right away. | senin aldığından da emin olacağım. | Free Fall-1 | 2014 | |
| I can bring them over to you, too, if you want some company. | Eğer görüşmek istersen sana da getirebilirim. | Free Fall-1 | 2014 | |
| Pam, if there's anything else that we can do, | Pam, yapabileceğimiz bir şey varsa, | Free Fall-1 | 2014 | |
| me or Ray, please don't hesitate to ask us. | benim ya da Ray'in, lütfen aramaktan çekinme. | Free Fall-1 | 2014 | |
| We're here for you, okay? | Senin için buradayız, tamam mı? | Free Fall-1 | 2014 | |
| Thank you, Jane. | Teşekkürler, Jane. | Free Fall-1 | 2014 | |
| Damn it, Colleen. | Kahretsin, Colleen. | Free Fall-1 | 2014 | |
| You can't just barge in here like that. | Burada öyle duramazsın. | Free Fall-1 | 2014 | |
| I know, I'm sorry. I come in peace. | Biliyorum, özür dilerim ama konuşmaya gelmiştim | Free Fall-1 | 2014 | |
| You've got to eat, babe. | Yemek yemelisin, canım. | Free Fall-1 | 2014 | |
| Jane. Thank you. | Jane. Teşekkürler. | Free Fall-1 | 2014 | |
| I'll eat it. | Yiyeceğim. | Free Fall-1 | 2014 | |
| We have secrets between us now? | Birbirimize anlatmadığımız şeyler mi var? | Free Fall-1 | 2014 | |
| You're learning the game. | İşi öğreniyorsun. | Free Fall-1 | 2014 | |
| I didn't think he even liked Mike. | Mike'tan hoşlandığını pek sanmıyorum. | Free Fall-1 | 2014 | |
| If you think Taft or anybody here | Taft'ın ya da buradaki başkasının | Free Fall-1 | 2014 | |
| cares about anything but their own job, you're nuts. | işini düşündüğünü sanıyorsan aptalsın. | Free Fall-1 | 2014 | |
| I want his job and he wants Gault's job. | Ben onun işini O da Gault'un kini istiyor. | Free Fall-1 | 2014 | |
| Did you know what Mike was working on? | Mike'ın ne üzerinde çalıştığını biliyor musun? | Free Fall-1 | 2014 | |
| What he was into? Into? | Neyin içinde olduğunu? Neyin içinde mi? | Free Fall-1 | 2014 | |
| Yeah. What was he into? | Evet. Neyin içindeydi? | Free Fall-1 | 2014 | |
| What is it you think we do here, cure cancer? | Burada ne yaptığımızı sanıyorsun, kansere çaremi arıyoruz? | Free Fall-1 | 2014 | |
| I'm not quite sure what you're getting at. | Nereye varmak istediğini pek anlamadım. | Free Fall-1 | 2014 | |
| Let me give you the same advice I got when I started here. | Buraya ilk başladığım zamanki tavsiyeyi vereyim sana. | Free Fall-1 | 2014 | |
| The only way a woman is gonna get ahead in this boys' club | Bir kadının erkeklerle bezenmiş bu işyerinde ilerleyebilmesi için | Free Fall-1 | 2014 | |
| is to keep her head down and be the biggest bitch on the block, period. | başını öne eğmesi ve buradaki en iyi fahişe olması gerekiyor. | Free Fall-1 | 2014 | |
| God, who said that? | Tanrım, bunu kim söyledi? | Free Fall-1 | 2014 | |
| You did. | Sen söylemiştin. | Free Fall-1 | 2014 | |
| This doesn't make sense. | Bu çok anlamsız. | Free Fall-1 | 2014 | |
| Of all people... | Tüm çalışanlara... | Free Fall-1 | 2014 | |
| You don't think Mike was the suicidal type? | Mike intihar edecek biri değildi? | Free Fall-1 | 2014 | |
| I don't know what the suicidal type is, | İntihar edecek tipleri bilmem, | Free Fall-1 | 2014 | |
| but it wasn't Mike. | Ama Mike onlardan biri değildi. | Free Fall-1 | 2014 | |
| Then why'd he do it? | O zaman neden yaptı? | Free Fall-1 | 2014 | |
| I found this taped to the bottom of Mike's desk. | Bu kayıtları Mike'ın masasının altında buldum. | Free Fall-1 | 2014 | |
| Financial data | Bu şirkette birinin zimmetine para geçirdiğine | Free Fall-1 | 2014 | |
| that implicates someone in this company of major embezzlement. | dair finansal veriler. | Free Fall-1 | 2014 | |
| The large pension securities accounts have been completely depleted. | Maaş hesaplarının büyük bir kısmı tamamıyla ele geçirilmiş. | Free Fall-1 | 2014 | |
| The amount missing is staggering. Stop. | Kayıp olan miktar çok şaşırtıcı. Dur. | Free Fall-1 | 2014 | |
| I need you to double check the files | Suçlama yapmadan önce tüm dosyaları | Free Fall-1 | 2014 | |
| and be absolutely certain before you make any accusations. | ikişer kez gözden geçirip emin olmanı istiyorum. | Free Fall-1 | 2014 | |
| I already have. | Yaptım bile. | Free Fall-1 | 2014 | |
| But I'll do it again if you want. | Ama istersen yine yaparım. | Free Fall-1 | 2014 | |
| Jane, let's keep this between us. | Jane, bu aramızda kalsın. | Free Fall-1 | 2014 | |
| I don't need to tell you how serious this is. | Bunun ne kadar ciddi olduğunu sana söylemek istemem. | Free Fall-1 | 2014 | |
| What are we gonna do if it's true? | Şayet doğruysa, ne yapacaksın? | Free Fall-1 | 2014 | |
| If you have actually have something, | Şayet kanıtların varsa, | Free Fall-1 | 2014 | |
| there are procedures. | prosedürleri uygularsın. | Free Fall-1 | 2014 | |
| We'll wait until the office is empty and we'll call the SEC. | Ofis boşalıncaya kadar bekleyip güvenliği çağıracağız. | Free Fall-1 | 2014 | |
| Together. | Beraberce. | Free Fall-1 | 2014 | |
| But I need the proof. | Ama kanıta ihtiyacım var. | Free Fall-1 | 2014 | |
| I'll go get your proof. | Gidip kanıtlarını getireceğim. | Free Fall-1 | 2014 | |
| You're not bailing out on happy hour again, are you? | Dışarı çıkıp zaman geçirmek istemiyorsun, değil mi? | Free Fall-1 | 2014 | |
| I just have to finish this stuff up. | Bunu bitirmem lazım. | Free Fall-1 | 2014 | |
| Couple more hours. You need a drink. | Bir kaç saat daha. İçecek bir şey ister misin? | Free Fall-1 | 2014 | |
| We all do. | Hepimizin var. | Free Fall-1 | 2014 | |
| I can't. | Almam. | Free Fall-1 | 2014 | |
| Can you babysit Ray for me until I get there? | Oraya gelinceye kadar Ray'e bakar mısın? | Free Fall-1 | 2014 | |
| Are you sure? You've seen me when I drink. | Emin misin? İçtiğimde beni görmelisin. | Free Fall-1 | 2014 | |
| Then behave yourself and be a good girl. | O zaman git ve kendin ol. | Free Fall-1 | 2014 | |
| Are you serious with this? | Bunda ciddi misin? | Free Fall-1 | 2014 | |
| I really can't come. I'm sorry. | Gerçekten gelemem, üzgünüm. | Free Fall-1 | 2014 | |
| Okay, just call me when you finish up. | Tamam, o zaman bitirdiğinde beni ara. | Free Fall-1 | 2014 | |
| Well, Mike was onto something. | Mike bir şey üzerinde çalışıyordu. | Free Fall-1 | 2014 | |
| Big. Bad. | Büyük. Ve Kötü. | Free Fall-1 | 2014 | |
| You know, illegal. Okay. | Yasadışı, işte. Tamam. | Free Fall-1 | 2014 | |
| Get everything ready for a formal review | her şeyi kurallara uygun hale getirelim | Free Fall-1 | 2014 | |
| and I'll have someone here in 30 minutes. | ve 30 dakika sonra buraya birilerini getireyim. | Free Fall-1 | 2014 | |
| Unfortunately the problem has spread. | Ne yazık ki sorunlar büyüdü. | Free Fall-1 | 2014 | |
| No, it's beyond my control. | Beni aşmış durumda. | Free Fall-1 | 2014 | |
| I'll be in the lobby. | Lobi'de olacağım. | Free Fall-1 | 2014 | |
| Hey, babe. How you feeling? | Canım, nasılsın? | Free Fall-1 | 2014 | |
| I thought I knew him. | Onu tanıdığımı sanmıştım. | Free Fall-1 | 2014 | |
| Just crazy to think how someone can be here one day | Birisi bir günlüğüne buraya geliyor ve | Free Fall-1 | 2014 | |
| and the next day they're gone just like that. | ertesi gün her şey bir anda gidiyor. Nasıl olur bu?. | Free Fall-1 | 2014 | |
| I'm sorry, babe. I love you. | Üzgünüm hayatım. Seni seviyorum. | Free Fall-1 | 2014 | |
| Do you want me to come and get you? | Gelip seni almamı ister misin? | Free Fall-1 | 2014 | |
| I will come and get you right now. | Şimdi gelip seni alacağım. | Free Fall-1 | 2014 | |
| No, please don't do that. | Lütfen bunu yapma. | Free Fall-1 | 2014 | |
| I... I have to do this on my own. | Bunu kendim halletmem lazım. | Free Fall-1 | 2014 | |
| Got to do what? | Neyi halledeceksin? | Free Fall-1 | 2014 |