• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 20339

English Turkish Film Name Film Year Details
Pretty recently. Yeah? Daha çok yeni. Öyle mi? Franklyn-2 2008 info-icon
Suits you. Yakışmış sana. Franklyn-2 2008 info-icon
You look good with kids. Çocuklarla aran iyi. Franklyn-2 2008 info-icon
You were always good with me. Her zaman benimle aran iyiydi. Benimle de iyi anlaşırdın. Franklyn-2 2008 info-icon
I know we were both kids at the time, but you know what I mean. O zamanlar ikimiz de çocuktuk ama anladın işte. Franklyn-2 2008 info-icon
How is your mum? Annen nasıl? Annen nasıl? Franklyn-2 2008 info-icon
OK. İyi. İyi. Franklyn-2 2008 info-icon
Away with the fairies. Perileriyle uzaklarda. Aklı gidip geliyor. Franklyn-2 2008 info-icon
When did you forget about me? Beni ne zaman unuttun? Beni ne zaman unuttun? Franklyn-2 2008 info-icon
Hello. Anne. Merhaba. Anne. Franklyn-2 2008 info-icon
If you want to leave a message for Anne or Martin, please speak afterthe tone. Anne ya da Martin'e mesaj bırakmak için sinyal sesinden sonra konuşun. Franklyn-2 2008 info-icon
Well, I should get back. Ben artık gideyim. Franklyn-2 2008 info-icon
It's been really nice. Seni gördüğüme sevindim. Franklyn-2 2008 info-icon
Could I... see you again? Bir daha görüşebilir miyiz? Franklyn-2 2008 info-icon
We could go for a drink or something. Buluşur bir şeyler içeriz. Franklyn-2 2008 info-icon
It's been so long, it's bizarre luck you... Yeah, but it's fate. Uzun zaman oldu. Beni hatırlaman bile tuhaf. Evet ama kader işte. Franklyn-2 2008 info-icon
Thought you didn't believe in all that stuff. Böyle şeylere inanmadığını sanırdım. Franklyn-2 2008 info-icon
Look... I'm not taking no for an answer. Hayırdan anlamam. Franklyn-2 2008 info-icon
Any time at all. Any day this week. Ne zaman olursa, bu hafta herhangi bir gün. Franklyn-2 2008 info-icon
How about Friday? Cuma olur mu? Franklyn-2 2008 info-icon
Friday. All right. Cuma. Peki. Franklyn-2 2008 info-icon
There's a... There's a restaurant. Tabernacle diye bir lokanta var. Franklyn-2 2008 info-icon
The Tabernacle. On the corner of Lennox Street. Lennox sokağının köşesinde. Franklyn-2 2008 info-icon
Yeah. I know it. Yeah? Biliyorum. Franklyn-2 2008 info-icon
Eight? Sekiz iyi mi? Franklyn-2 2008 info-icon
Can I get your number? Numaranı verir misin? Seni ararım. Franklyn-2 2008 info-icon
No, it's fine, thanks. We're fine. Hayır, sağ olun. Böyle iyiyiz. Franklyn-2 2008 info-icon
Don't expect too much. I won't. Hemen heveslenme. Tamam. Franklyn-2 2008 info-icon
Friday. Cuma görüşürüz. Franklyn-2 2008 info-icon
Her name was Sarah Adı Sarah'ydı. Franklyn-2 2008 info-icon
and she was only 11 years old. Daha 11 yaşındaydı. Franklyn-2 2008 info-icon
To The Individual and his twisted faith, Şahsiyet'e ve çarpık inancına göre... Franklyn-2 2008 info-icon
she was just another soul sacrificed ...kurban edilen ve... Franklyn-2 2008 info-icon
and forgotten in the detritus ofthis senseless world. ...bu manasız dünyada unutulan herhangi bir ruhtu. Franklyn-2 2008 info-icon
One little soul, who is now about to be avenged. O küçük ruhun intikamını alacağım. Franklyn-2 2008 info-icon
I had to keep it together, stay focused. Kendimi koyuvermemeliydim. Franklyn-2 2008 info-icon
It's nearly time. Vakit geldi sayılır. Franklyn-2 2008 info-icon
You could have come sooner, you know. Daha erken gelebilirdin. Franklyn-2 2008 info-icon
Might have seemed a little bit too much like running away. Kaçıyor gibi görünmek istemedim. Franklyn-2 2008 info-icon
Coming home is never like running away. Eve gelmek kaçmak sayılmaz. Franklyn-2 2008 info-icon
What's happening with the flat? Tuttuğunuz ev ne olacak? Franklyn-2 2008 info-icon
I might keep hold of it for a while longer, Biraz daha dursun. Franklyn-2 2008 info-icon
but I'll probably spend a couple of nights at Dan and Laura's. Birkaç gece Dan'le Laura'da kalırım herhalde. Franklyn-2 2008 info-icon
How is young Dan? Genç Dan nasıl? Franklyn-2 2008 info-icon
A little embarrassed at his abject failure as best man. Other than that, he's OK. Sağdıçlığı beceremediği için utanıyor ama onun dışında iyi. Franklyn-2 2008 info-icon
Bless. İlahi çocuk. Franklyn-2 2008 info-icon
It wasn't his fault. Suç onda değil ki. Franklyn-2 2008 info-icon
I think you've had a lucky escape. Ucuz kurtardın bence. Franklyn-2 2008 info-icon
Bring her over here, please. Hastayı buraya getirin. Franklyn-2 2008 info-icon
Get me some atropine. Atropin verin. Franklyn-2 2008 info-icon
Er... Bill Wasnik? Bill Wasnik? Franklyn-2 2008 info-icon
Something kind of funny has happened, though. Tuhaf bir şey oldu. Franklyn-2 2008 info-icon
I bumped into an old flame. Bir gönül yarasına rastladım. Franklyn-2 2008 info-icon
Oh, really? Who? Sahi mi? Kime? Franklyn-2 2008 info-icon
Do you remember Sally? She used to come round after school sometimes. Sally'yi hatırlar mısın? Okuldan sonra bize gelirdi bazen. Franklyn-2 2008 info-icon
Yeah. Sally. Sally ya. Franklyn-2 2008 info-icon
I saw her this morning, round the corner, at Boston Park. Onu bu sabah Boston Park'ta gördüm. Franklyn-2 2008 info-icon
Which is weird. She's teaching there now. Tuhaf, orada öğretmenlik yapıyormuş. Franklyn-2 2008 info-icon
We had a chat and we're going to hook up. Biraz lafladık, buluşacağız. Franklyn-2 2008 info-icon
Karen must have hurt you so much. Karen, seni çok üzmüş yavrum. Franklyn-2 2008 info-icon
What's Karen got to do with this? Karen'ın ne alakası var şimdi? Franklyn-2 2008 info-icon
How did it feel, seeing Sally again? Sally'yi görünce neler hissettin? Franklyn-2 2008 info-icon
Well... İyi geldi. Franklyn-2 2008 info-icon
Kind of put things in perspective. Her şey yerli yerine oturdu sanki. Franklyn-2 2008 info-icon
There. Al, bak. Franklyn-2 2008 info-icon
Sally. Sally'ye. Franklyn-2 2008 info-icon
Oh, Milo. Ah Milo. Franklyn-2 2008 info-icon
What? I don't see her. Ne oldu? Göremiyorum işte. Franklyn-2 2008 info-icon
When you were six, she was in every photograph. Sen 6 yaşındayken her fotoğrafı birlikte çekilirdiniz. Franklyn-2 2008 info-icon
What? What do you mean? Ne demek bu? Franklyn-2 2008 info-icon
Sally turned up Sally birden ortaya çıktı ve... Franklyn-2 2008 info-icon
and kept you happy. ...seni mutlu etti. Franklyn-2 2008 info-icon
I spoke to your teacher. Öğretmenin senin yaşında bir çocuğun... Franklyn-2 2008 info-icon
She said it was normal for a child of your age to have a friend like Sally. ...Sally gibi bir arkadaşının olmasının, gayet doğal olduğunu söyledi. Franklyn-2 2008 info-icon
What? Sally wasn't... Ne? Sally'yi ben uydurmadım. Franklyn-2 2008 info-icon
She appeared in our lives right after your father died Baban ölünce ortaya çıktı... Franklyn-2 2008 info-icon
and disappeared when you started to forget him. ...sen babanı unutmaya başlayınca da yok oldu. Franklyn-2 2008 info-icon
She's turned up in your time of need. Tam ihtiyacın olduğunda ortaya çıktı... Franklyn-2 2008 info-icon
I think it's quite sweet. ...bu çok hoş bir şey. Franklyn-2 2008 info-icon
No, no, no. No, I'm not getting involved in any spooky bullshit. Hayır, kafayı mı yedim ben? Franklyn-2 2008 info-icon
I saw her today. I spoke to her. Daha bugün gördüm onu. Konuştuk. Franklyn-2 2008 info-icon
All I ever get from you is a load of half arsed astrology. Saçma sapan müneccimlik taslıyorsun her zaman. Franklyn-2 2008 info-icon
Whenever anything bad happens, "Oh, well, it's meant to be. " Ne zaman da kötü bir şey olsa "Kader böyleymiş" diyorsun. Franklyn-2 2008 info-icon
Well, I tell you, I saw this girl today. Bugün o kızı gördüm ben. Franklyn-2 2008 info-icon
I saw her! Gördüm! Franklyn-2 2008 info-icon
And if it's not Sally, then it's somebody pretending to be her. Sally değilse oymuş gibi davrandı. Franklyn-2 2008 info-icon
I think you just don't realise how unhappy you've been. Ne kadar mutsuz olduğunun farkında değilsin bence. Franklyn-2 2008 info-icon
The world is full of people sent here to help us. Dünya bize yardım etmek için gönderilen insanlarla dolu. Franklyn-2 2008 info-icon
Most of the time, we just don't see them. Çoğu zaman bunu göremiyoruz. Franklyn-2 2008 info-icon
Whatever it was she wanted to say to you, you should listen. Sana anlatmak istediğine kulak ver. Franklyn-2 2008 info-icon
Do you know what you're saying? Do you actually know what you're saying? Ne dediğinin farkında mısın anne? Franklyn-2 2008 info-icon
What's happening? Neler oluyor bana? Franklyn-2 2008 info-icon
Not close. Pek yakın değildik. Franklyn-2 2008 info-icon
Army days. Ordudaydık. Franklyn-2 2008 info-icon
We was er... we was in Basra together. Basra'da birlikteydik. Franklyn-2 2008 info-icon
We met up again back here. Sonra burada yeniden karşılaştık. Franklyn-2 2008 info-icon
Mostly at the centre. Çoğunlukla da merkezde. Franklyn-2 2008 info-icon
But er... I don't think Dave would exactly count me as a mate. Ama Dave'in beni arkadaştan saydığını sanmam. Franklyn-2 2008 info-icon
I'm not proud of it, Mr Esser, but I led the filth... straight to him. Yaptığımla gurur duymuyorum. Onu polisin kucağına attım. Franklyn-2 2008 info-icon
We was in a pub, down at the market. Pazarın oradaki meyhanedeydik. Franklyn-2 2008 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 20334
  • 20335
  • 20336
  • 20337
  • 20338
  • 20339
  • 20340
  • 20341
  • 20342
  • 20343
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact