Search
English Turkish Sentence Translations Page 20196
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Oh, motherfucker! | Orospu çocuğu! | Fortitude-1 | 2015 | |
| Listen. | Dinle! | Fortitude-1 | 2015 | |
| Okay. | Pekâlâ! Tamam, dinle beni. | Fortitude-1 | 2015 | |
| This was brought to me by fate. | Bunu bana kader getirdi. | Fortitude-1 | 2015 | |
| The glacier hotel is a shit, | Buzul otel saçmalıktan başka bir şey değil! Tam bir bok parçası! | Fortitude-1 | 2015 | |
| It will never happen. | Asla gerçekleşmeyecek. İmkânsız bir şey! | Fortitude-1 | 2015 | |
| The glacier... | Buzul hareket ediyor! Otel falan inşa edemezsiniz! | Fortitude-1 | 2015 | |
| ♪ I knew ♪ | Bilirdim... ~ | Fortitude-1 | 2015 | |
| ♪ You'd love me as long as you wanted ♪ | ...istediğin sürece beni seveceğini ve... ~ | Fortitude-1 | 2015 | |
| ♪ And then someday ♪ | ...sonra bir gün... ~ | Fortitude-1 | 2015 | |
| ♪ You'd leave me for somebody new ♪ | ...yeni biri için beni terk edeceğini. ~ | Fortitude-1 | 2015 | |
| ♪ Worry ♪ | Endişeliyim! ~ | Fortitude-1 | 2015 | |
| ♪ Why do I let myself worry? ♪ | Kendimi böylesine endişeye niye bırakıyorum? ~ | Fortitude-1 | 2015 | |
| ♪ Wondering ♪ | Merak ediyorum... ~ | Fortitude-1 | 2015 | |
| ♪ What in the world did I do? ♪ | ...bu dünyada ne yaptığımı. ~ | Fortitude-1 | 2015 | |
| ♪ Oh, crazy ♪ | Çılgınım düşündüğüm için... ~ | Fortitude-1 | 2015 | |
| ♪ That my love ♪ | ...aşkımın seni saracağını! ~ Dinle! | Fortitude-1 | 2015 | |
| Why don't you help me? | Niye bana yardım etmiyorsun? | Fortitude-1 | 2015 | |
| We dig. | Kazalım hadi. Sana yardım mı edeyim? | Fortitude-1 | 2015 | |
| Yeah. Yeah, yeah, yeah. | Evet. Evet, evet tabii. Tabii ki. | Fortitude-1 | 2015 | |
| ♪ And I'm crazy for loving you... ♪ | Çılgınım sevdiğim için seni! ~ | Fortitude-1 | 2015 | |
| We go down to the treasure | Hazine için aşağı inip... | Fortitude-1 | 2015 | |
| and bring the treasure | ...hazineyi yukarı çıkaralım hadi. | Fortitude-1 | 2015 | |
| What treasure? | Hangi hazine? Ne hazinesi! Hangi hazine olduğunu biliyorsun! | Fortitude-1 | 2015 | |
| Pettigrew found the treasure under the ice! | Pettigrew'un buzun altında bulduğu hazine! Neden bahsettiğini hiç bilmiyorum! | Fortitude-1 | 2015 | |
| Don't lie. You know. | Biliyorsun yalan söyleme! Bak! Görüyor musun? | Fortitude-1 | 2015 | |
| They killed Pettigrew for this map. | Pettigrew'u bu harita için öldürdüler. | Fortitude-1 | 2015 | |
| Bill Pettigrew found it, | Hazineyi bulan Bill Pettigrew ve işte tam burada! | Fortitude-1 | 2015 | |
| Eric, we found Jason. | Eric, Jason'ı bulup tutukladık. | Fortitude-1 | 2015 | |
| Right. I still need to talk to him, so... | Pekâlâ. Yine de onunla konuşmam gerekiyor. | Fortitude-1 | 2015 | |
| Okay. Thanks, Ciaran. | Tamam. Sağ ol Ciaran. | Fortitude-1 | 2015 | |
| Listen, I know what happened to you. | Dinle, sana ne olduğunu biliyorum. | Fortitude-1 | 2015 | |
| The thing you found has made you very, very ill. | Bulduğun şey seni çok ama hasta çok etti. | Fortitude-1 | 2015 | |
| Jason, would you look at me? | Jason bana bakar mısın? | Fortitude-1 | 2015 | |
| Now I need you to tell me where it is. | Mamutun nerede olduğunu bana söylemen gerek. | Fortitude-1 | 2015 | |
| Jason, you're the only one | Jason şu anda bize yardım edebilecek tek kişi sensin. | Fortitude-1 | 2015 | |
| When you tell me where the mammoth can be found, | Mamutun nerede bulunabileceğini bana söyleyince bütün bunlar son bulacak. | Fortitude-1 | 2015 | |
| Everything will be fine again. | Her şey yine yoluna girecek. | Fortitude-1 | 2015 | |
| Listen, Jason. | Dinle Jason. Şimdi sana güvenerek... | Fortitude-1 | 2015 | |
| I'm going to unlock your handcuffs. | ...kelepçelerini açacağım. | Fortitude-1 | 2015 | |
| Governor, he might be dangerous. | Vali Hanım tehlikeli olabilir. Anahtarı ver. | Fortitude-1 | 2015 | |
| These, | Bunlar bütün olanlara sebep olan şeyler mi? | Fortitude-1 | 2015 | |
| The ichneumonidae. | Asalak arılar. | Fortitude-1 | 2015 | |
| Charles Darwin considered | Charles Darwin bu asalakların yaşam döngüsünü dikkate alarak... | Fortitude-1 | 2015 | |
| inimical to the notion of a benevolent creator. | ...müşfik yaratıcı kavramına ters düşmüş. Anlıyorum. | Fortitude-1 | 2015 | |
| A loving God could not have created | Sevgi dolu bir Tanrı bu kadar kötü bir şeyi yaratmış olamazdı ya da öyle sanıyordu. | Fortitude-1 | 2015 | |
| "Parasitical wasp larvae." | Asalak arı larvaları. | Fortitude-1 | 2015 | |
| Frozen inside the mammoth | Mamutun içinde 30,000 yıldır donup kalmış. | Fortitude-1 | 2015 | |
| Permafrost thaws. | Permafrost eriyince donmuş arılar da çözünür. | Fortitude-1 | 2015 | |
| Wasp injects eggs into human bloodstream. | Arılar yumurtalarını insan kan dolaşımına enjekte eder. | Fortitude-1 | 2015 | |
| This is what happened to Shirley? | Shirley'ye olan da bu mu? Evet, yumurtalar konakçının içinde gelişir ve... | Fortitude-1 | 2015 | |
| Larvae develop inside secondary host. | Larva ikinci kurbanın içinde gelişir. | Fortitude-1 | 2015 | |
| Wasps erupt from Dr. Allerdyce and attack... | Arılar Doktor Allerdyce'ın içinden püskürüp... | Fortitude-1 | 2015 | |
| attack scientist. | ...bilim adamına saldırdılar. En iyi varsayım bu. | Fortitude-1 | 2015 | |
| I can give you based on the available data, | Mevcut verilere dayanarak incelemeniz için size verebilirim. | Fortitude-1 | 2015 | |
| And they are inside him now, | Şu küçük yumurtalar artık onun da içinde değil mi? | Fortitude-1 | 2015 | |
| Hello? | Merhaba! Aşağıda mısın? | Fortitude-1 | 2015 | |
| What if this theory... | Peki ya bu teori saçmalıksa? | Fortitude-1 | 2015 | |
| What if Shirley was reacting to me | Peki ya Shirley acısının ve... | Fortitude-1 | 2015 | |
| What? | Ne? "Hayır" dedi. | Fortitude-1 | 2015 | |
| We always seek excuses for our baser selves. | Daima kötü yönlerimiz için mazeretler ararız. | Fortitude-1 | 2015 | |
| We are always victims of circumstance, | Daima koşulların sorumlusu değil kurbanı olmuşuzdur. | Fortitude-1 | 2015 | |
| A child is in torment. | Bir çocuk büyük acı çekiyor. | Fortitude-1 | 2015 | |
| A father takes action. | Baba ise bir eylem gerçekleştiriyor. Hiçbir sonucu olmayacak mı? | Fortitude-1 | 2015 | |
| You... | Sen ve sen... | Fortitude-1 | 2015 | |
| you cut Shirley open... | ...araştırma yapmak için Shirley'i kesip biçtiniz. | Fortitude-1 | 2015 | |
| Will there be no consequences? | Hiçbir sonucu olmayacak mı? | Fortitude-1 | 2015 | |
| that should make one doubt the existence of a benevolent God. | ...şüphe düşürmesi gereken arılar değil... | Fortitude-1 | 2015 | |
| It is us, | ...bizleriz yani Tanrı'nın çocukları. | Fortitude-1 | 2015 | |
| Jason, they've done it. | Jason işte yaptılar! O şeyi ateşe verdiler. Yaktılar. | Fortitude-1 | 2015 | |
| Ronnie's in the house. | Ronnie evde. | Fortitude-1 | 2015 | |
| Jason? | Jason! | Fortitude-1 | 2015 | |
| We've identified a pathogen, | Patojeni ve kandaki işaretçiyi tespit ettik. | Fortitude-1 | 2015 | |
| which will tell us whether or not someone's infected. | Ki bu da birinin enfekte olup olmadığını bize söyleyecek. | Fortitude-1 | 2015 | |
| Well, that's what I'm saying, Alstad. | Demek istediğim de bu Alstad. Salgını önleyebiliriz eğer ki siz... | Fortitude-1 | 2015 | |
| Listen, I'll call you back. | Dinle, seni yine ararım. | Fortitude-1 | 2015 | |
| Look, I know... Please, let me speak. | Bak, biliyorum... Lütfen bırak da konuşayım. | Fortitude-1 | 2015 | |
| I betrayed you... | Sana ihanet ettim aşkım... | Fortitude-1 | 2015 | |
| my only love. | ...tek aşkım. | Fortitude-1 | 2015 | |
| I got your drill back. | Matkabını geri aldım. | Fortitude-1 | 2015 | |
| Thought you might need it. | İhtiyacın olabileceğini düşündüm. | Fortitude-1 | 2015 | |
| Elena. | Elena. Elena dondurulmuş Bolonez aldım. | Fortitude-1 | 2015 | |
| We can have spaghetti. | Spagetti yapabiliriz. | Fortitude-1 | 2015 | |
| Elena? | Elena! Elena! | Fortitude-1 | 2015 | |
| Elena, are you okay? | Elena iyi misin? İçeri gelebilir miyim acaba? | Fortitude-1 | 2015 | |
| You're really hot. | Gerçekten çok ateşin var. Sana biraz su getireyim. | Fortitude-1 | 2015 | |
| Elena? | Elena! | Fortitude-1 | 2015 | |
| Elena? | Elena! Elena neredesin? | Fortitude-1 | 2015 | |
| Cordon off the area. | Bölgeyi kordon altına alın. Peki, efendim. | Fortitude-1 | 2015 | |
| I'm so sorry, Celia. | Çok üzgünüm Celia. | Fortitude-1 | 2015 | |
| He said that Ronnie's in the house. | Ronnie'nin evde olduğunu söyledi. Ronnie mi? | Fortitude-1 | 2015 | |
| Dan...? | Dan! | Fortitude-1 | 2015 | |
| Elena! | Elena! Sakın yapma bunu! | Fortitude-1 | 2015 | |
| Please... | Lütfen bunu yapma! | Fortitude-1 | 2015 | |
| Dan. | Dan konuşuyor. Ronnie Morgan'ın evi. Vurulma ve bıçaklanma var. | Fortitude-1 | 2015 | |
| News? | Haberler nedir? | Fortitude-1 | 2015 | |
| Very few of the 60,000 known species | Bilinen 60,000 asalak arı türünden çok azı... | Fortitude-1 | 2015 | |
| Multiple times in multiple places. | Pek çok yerden ve pek çok defa. | Fortitude-1 | 2015 | |
| But there is a chance | Ancak kan dolaşımında hiç yumurta olmama gibi bir şans var. | Fortitude-1 | 2015 | |
| Chances? We'll know. | Şans mı? Öğreneceğiz. | Fortitude-1 | 2015 |