Search
English Turkish Sentence Translations Page 20089
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Nora will come to join me in the spring. | Nora baharda yanıma gelecek. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
There's something I need to give you before you go. | Gitmeden önce sana vermem gereken bir şey var. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Whatever it is, father, I cannot accept it. | Her ne ise baba, kabul etmiyorum. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
That's your choice. | Karar senin. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Your watch? | Saatin mi? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
It belongs to the Morgan family. | Bu Morgan ailesine aittir. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
There are two things we are charged with | Bu hayatta görevlendirildiğimiz iki şey var Henry. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Living with our mistakes | Hatalarımızla yaşamak... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
No matter what you think of me, | Hakkımda ne düşündüğün fark etmez... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
When Karl was struck in the head, | Karl başından vurulduğunda darbe, beyinsel faaliyetlerine zarar verip... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
severing his ocular reflexes. | ...göz reflekslerini ayırdı. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
His eyes would have been open when we found him. | Bulduğumuzda gözü açık olmalıydı. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Why would the killer bother closing his eyes? | Katil ne diye gözlerini kapatmakla uğraşsın ki? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Because even the most fraught relationships | Çünkü en rahatsız edici ilişkilerde dahi, babayla oğlun arasındaki sevgi sona ermez. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Good news, Erik. | Haberler iyi Erik. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
We found the artwork | Babanın dairesinden çalınan sanat eserini bulduk. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
We also found your fingerprints on his eyelids, | Ayrıca göz kapaklarında parmak izini bulduk, ki bu biraz garip. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
You were there that night. | O gece oradaydın. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
It was an accident, I swear. | Kazaydı, yemin ediyorum. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I know. | Biliyorum. Ne olduğunu anlat. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I went to see him because I got a call | Julian Glausser beni aradığı için onu görmeye gittim... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
the man he worked with at the auction house. | ...müzayede evinde beraber çalıştığı adam. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
He told me where my father's art collection came from. | Babamın koleksiyonunun nereden geldiğini anlattı. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
You knew it was Nazi art when you spoke with us. | Bizimle konuşurken, bunların Nazi eseri olduğunu biliyordun. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
But then I followed my father out to Brighton Beach | Fakat sonra babamı Brighton Sahili'ne kadar takip edip o resimi verişini gördüm. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
a monet worth God knows how much. | Bir Monet kim bilir ne kadar ederdi. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
And here I am struggling to pay my rent. | Ben ise burada kiramı ödemek için çırpınıyorum. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
And we fought. | Tartıştık. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
And you killed him. | Ve onu öldürdün. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
And then you killed Julian. | Sonra da Julian'ı öldürdün. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
What? | Ne? Julian öldü mü? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Erik, now is not the time to start playing games. | Erik, şimdi oyun oynamaya başlamanın sırası değil. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I didn't kill Julian. | Julian'ı ben öldürmedim. Ona satması için eserler verirdim. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I ran the DNA samples of Julian's killer | Julian'ın katilinin DNA örneklerine veritabanından baktım. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
"Yersinia pestis, pertrussian fever, cyprian cough..." | "Vibonik veba, Rus ateşi, fahişe öksürüğü..." | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I mean, for someone to have all those diseases in his system, | Tüm bu hastalıkları geçirmiş bir insan en azından... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
2,000 years old. | 2.000 yaşında olmalı. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
So, Erik killed his old man and then stole the paintings? | Erik babasını öldürüp resimleri mi çaldı yani? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Yep. And then he called Julian to ask him to help sell them. | Evet. Sonra da satmasına yardım etmesi için Julian'ı aradı. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Huh. And, Doc, did you get any DNA results | Doktor, Julian'ın DNA sonuçlarından bir şey çıktı mı? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Uh, no. | Hayır. Sonuçlar yetersiz. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
But I'm sure you have a theory. | Eminim bir teorin vardır. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Uh, actually, no. | Aslına bakarsan, yok. Kafam karıştı. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I'm sorry. What? | Anlamadım. Ne? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
No, no, he's messing with you, Jo. | Hayır, seninle dalga geçiyor Jo. Hadi doktor. Teorin nedir? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Well, just that Julian clearly got involved | Julian belli ki kötü bir çevreye karışmış. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
That's not a theory. | Bu teori sayılmaz. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
There are some things in this world | Bu dünyada cevabı olmayan şeyler vardır. Ama başarısız oldunuz demek değildir. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
You caught Karl Haas' killer. | Karl Haas'ın katilini yakaladınız. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Uh, but Julian's killer is still out there. | Ama Julian'ın katili hâlâ dışarıda. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Yes, and I'm sure we'll find a way | Evet, eminim yakın zamanda onu da adalete teslim edeceğiz. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Well, who says it's a "him"? | Erkek olduğunu kim söyledi? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Just a theory. | Teori işte. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I mean, he could hardly believe it. | İnanmıyordu az daha. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
So, have you enjoyed your stay here in New York? | New York'ta kalmaktan zevk aldın mı? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
There you go. Thank you. | Buyur. Teşekkürler. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Uh, just a moment. | Bir saniye. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Uh, I'll be right back with your receipt. | Makbuzunuzla beraber döneceğim hemen. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Abraham? | Abraham. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Oh, sorry. I didn't hear you come in. | Kusura bakma, geldiğini fark etmemişim. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
What's that you're looking at? | Neye bakıyorsun? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I'm reading about Herman and Reba Weinraub. | Herman ve Reba Weinraub hakkında bir yazı okuyorum. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Who are Herman and Reba Weinraub? | Herman ve Reba Weinraub kim? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
My parents. | Annem ve babam. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I know, I know. | Biliyorum, biliyorum. Ben de kendime inanmakta zorluk çekiyorum. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
But it's all in here. | Ama hepsi burada işte. İsimler, dövme numaraları... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
All lost records of Auschwitz. | Kampın kaybolan kayıtları. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Abraham, where did you get this? | Abraham, bunu nereden buldun? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
That man, the one who brought in the silver tray... | Gümüş tepsiyi getiren adam... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Like some kind of angel or something. | Bir tür melek gibi bir şey herhâlde. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I'm afraid he wasn't an angel, Abe. | Korkarım o melek değildi Abe. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
That man you met... | Tanıştığın o adam... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
was Adam. | ...Adam'dı. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
It seems he wants to make amends of sorts. | Olanları telafi etmek istiyor. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
He mentioned you, | Senden bahsetti, seni incitmek gibi bir isteği olmadığından... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
because of what you'd been through... | ...yaşadıklarından dolayı. İkinizin de yaşadıklarınızdan dolayı. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
That's why he said he was an expert. | Bu yüzden uzman olduğunu söyledi demek. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
It's hard to believe that Adam is capable of a kind gesture, | Adam'ın böyle güzel bir jest yapmış olduğuna inanmak güç... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
but I believe that ledger is his way of apologizing. | ...fakat bu defter onun özür dileyiş şekli sanırım. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
But that doesn't change what he did to me. | Ancak bu bana yaptıklarını değiştirmez. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
And God knows what he's done to others. | Tanrı bilir diğerlerine ne yaptı. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
No. No, it doesn't. | Hayır, değiştirmez. Ama bir şeyi gösterir. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
What? | Neyi? O da mağdurmuş. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Atonement can take many forms... | Telafi etmenin pek çok yolu vardır. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
A heartfelt apology, | Kalpten bir özür, büyük bir jest... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
a silent prayer, | ...sessiz bir dua veya daha karışık bir şey. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
more gray, | Daha ağır, çözmesi daha zor. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Your name? | Adınız neydi? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Weinraub. | Weinraub. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Abraham Weinraub. | Abraham Weinraub. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
And while it's true | Hiçbir kefaretin olanları değiştiremeyeceği bilindiği sürece... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
it does have the power to heal us, | ...sonsuza dek kaybolduğunu sandığımız... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
to restore relationships and connections | ...ilişkileri ve bağları onarmak için... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
we thought were lost forever. | ...bizi iyileştirecek gücü vardır. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I never thought I'd be this nervous. | Bu kadar gerileceğimi düşünmemiştim. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Oh, my. | Vay canına. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Well, I guess I know now where I get my good looks. | Galiba artık bu delici bakışları nereden aldığımı biliyorum. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
What is your reason for visiting Urkesh? | Urkesh'i ziyaret etme sebebiniz nedir? Kız kardeşimi görmeye gidiyorum. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
What is your reason for visiting Urkesh? | Urkesh'i ziyaret etme sebebiniz nedir? Ailemi görmek. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
What is your reason for visiting Urkesh? | Urkesh'i ziyaret etme sebebiniz nedir? İş seyahati. | Forever-1 | 2014 | ![]() |