Search
English Turkish Sentence Translations Page 20034
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Someone she scratched before dying? | Peki ölmeden önce tırnakladığı biriyle? Belki. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Perhaps. | Taa ki birimiz yanana kadar. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
It's not my birthday. | Bugün doğum günüm değil. YıI dönümün mü? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Somebody left a gift on your desk. | Henry, bu ofisten kimsenin Farrell'e yaklaşmayacağını... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Çok acı vericiydi. Baş sağIığı diliyorum. Hayranın. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
|
you and I. | Kurbanın cebinde bulmuş olmalı. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
We share the same pain, same curse, same affliction. | Aynı acıyı, aynı laneti ve aynı üzüntüyü paylaşıyoruz. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
How is this possible? | Bu nasıI mümkün olabilir? Maalesef ben de bilmiyorum. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
You all right? I did not mean to startle you. | İyi misin? Korkutmak istememiştim. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I can get a bit lost in my imagination. | Bazen hayal gücümde kaybolabiliyorum. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
So I noticed. | Fark ettim. İzninizle. Bara yönel. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Said you had some new information on the jumper. | Atlayıcı hakkında yeni bir bilgin olduğunu söyledin. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
There were two sets of footprints in the soot on the ledge. | Çıkıntıda iki şekil ayak izi vardı. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Because I was in the neighborhood | Çünkü oradan bisikletimle geçerken baktım. Silahı mı? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
What, you climbed onto the ledge of the bridge? | Köprü çıkıntısına mı çıktın? Yükseklik hiçbir zaman sorunum olmadı. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
You sure this was from the caller? | Bunun arayandan geldiğine emin misin? Köşedeki mekanda içki içecektim eğer burada... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Well, who else would it be from? | Başka kimden gelecekti? Beni takip ediyordu Abe. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
So he saw you? | Doğaçlama. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
He's just toying with me now. | Benimle oynuyor. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
He knows everything about me, and I know nothing about him. | Hakkımdaki her şeyi biliyor ama ben onun için aynısını diyemem. Raul gelmediğinde, kötü bir şey olduğunu anlamıştım. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I mean, he claims to have the same affliction as me. | Benimle aynı üzüntüye sahip olduğunu söylüyor. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
But forgive me for being a bit skeptical. | Tıpkı eğitimini aldığım gibi, onu bacağından vurdum. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
No, I mean, the paper. | Kağıttan bahsediyorum. Çizgili kağıt diye bilinir. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
You see the watermarks inside the design? | Dizayndaki filigranı görüyor musun? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Do you think you can figure out where it came from? | Nereden geldiğini bulabilir misin? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I'm fairly dialed in to the, uh, antiquepaper game. | Ama daha çok antik kağıt ilgimi çekti. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Hi. Sorry to interrupt. | Merhaba. Böldüğüm için üzgünüm. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I, uh... I wanted to let you know | Uçak bileti aldığını söylemek istedim. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I did some digging, | Biraz araştırdım ve Paris'e gitmek üzere olduğunu... Trash'ın duvarına sıkışmış buldukları. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
It's kind of odd behavior for somebody who's about to kill herself, | İntihar etmeyi amaçlayan biri için tuhaf bir durum. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I'd say there are quite a few odd things about this case. | Bence bu davada bir sürü tuhaf şey var. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
School's address. Coming? | Okuluna gidiyorum. Geliyor musun? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Vicky was our hall R.A. | Vicky yurt sorumlumuzdu. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
She was awesome, super positive, | Harika, çok olumlu ve yapmak istediklerimize izin veren biriydi. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
If you were lonely, broke up with a guy, | Yalnız kaldığımızda, erkek arkadaşımızdan... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Here's her room. | Odası burası. Harika. Teşekkürler. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
You're welcome. | Rica ederim. Boks yapmıyor musun? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Sorry to interrupt, Mr. and Mrs. Hulquist. | Böldüğümüz için üzgünüz Bay ve Bayan Hulquist. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I'm Detective Martinez. This is... | Ben Dedektif Martinez. Bu da... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
We've met. Does this mean you've opened up the case? | Tanışmıştık. Davayı yeniden mi açtınız yani? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
We're just trying to learn a little bit more about Vicky. | Vicky hakkında bir şeyler öğrenmeye çalışıyoruz. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Okay, uh, how can we help you? | Tamam. Size nasıI yardımcı olabiliriz? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Is there anything you can tell us about her? | Bize Vicky hakkında diyebileceğiniz bir şey var mı? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Any boyfriends? | Erkek arkadaşı var mıydı? Yakın zamanda yoktu. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
She broke up with a guy about six months ago, | 6 ay önce birinden ayrıIdı ama sanırım Stanford'a transfer olmuştu. Raul'u tanıyor muydun? Abimdi. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Quite the outdoor enthusiast. | Çok istekli biriymiş. Evet. Hep öyleydi. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Do you know who took this picture? | Bu fotoğrafı kimin çektiğini biliyor musunuz? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Any other hobbies, interests, friends? | Başka hobileri, ilgi alanları veya arkadaşları var mıydı? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
We haven't spoken to her as much recently. | Son günlerde onunla hiç konuşmamıştık. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Yeah, she's been working night and day on this paper. | Evet, gecesini gündüzüne katarak bir makale yazıyordu. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
It has layers written on... on top of each other. | Birbiri üzerine yazıIı katmanlar varı. Sana biber gazı sıkmasını sağlayacak kadar yakınındaydın. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
So you said "they" have been working on it. | Bu konu üzerinde "çalışıyorlar" dediniz. İstediğin zaman durabilirim. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Yes, uh, her professor and a few grad students, I think. | Evet, profesörü ve birkaç yüksek lisans öğrencisi sanırım. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I'd do anything to... hold her again. | Onu yeniden tutabilmek için ne gerekiyorsa yaparım. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Look how perfect she was. | Ne kadar mükemmel olduğuna baksanıza. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
She was beautiful. | Çok güzelmiş. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Don't worry. We'll find out who did this. | Siz hiç merak etmeyin. Bunu yapanı bulacağız. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Did you really just tell the mother of a victim | Az önce kurbanın annesine davayı çözeceğini mi söyledin? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Nice to know you're finally referring to her as the victim. | Ona artık kurban diye hitap ettiğini bilmek güzel. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Now, what happens when those parents call my boss | Ailesi patronumu arayıp: "Yapanı bulacaklarına söz... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Well, I suppose we'd better solve the case. | O zaman davayı çözsek iyi olur. Tamam, dur, dur. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
we may never actually figure out what happened. | ...gerçekte ne olduğunu asla öğrenemeyebiliriz. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Some of these cases go unsolved for years. | Bu davaların bazıları yıllarca çözülmemiş kalabiliyor. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
She kept a desk in the codex room with Browning. | Kodeks odasında Browning ile bir masa bulunduruyorlardı. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I know that word gets abused in our culture, | Bu kelimenin kültürümüzde hor görüldüğünü biliyorum... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
He can toss out ancient Greek in the middle of a sentence. | Bir cümlede eski Yunanca'yı görmezden gelebiliyor. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Could teach anywhere in the world. | Dünyanın her yerinde öğretmenlik yapabilir. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
You're gonna think I'm crazy, | Deli olduğumu düşüneceksiniz ama sizden uyum sağlamanızı isteyeceğim. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
but, uh... I got to ask you to suit up. | Ama otopside ikisinede rastlamadım. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
More about, uh, contamination than anything. | Hepsiden çok kirlilik konusunda özellikle. Raul'un öldüğü gün piyango bileti aldığını söylemiştin. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
And now I present... the codex. | Size kodeksi sunuyorum. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
It's very important you realize it's their lives. | Bunun hayatları olduğunu anlamanız çok önemli. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
and, in so doing, bring them back to life. | ...ve çevirirken onları hayata getirmek. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Re read the Euripides assignment. | Euripides ödevinizi tekrar okuyun. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Professor James Browning. How can I help you? | Profesör James Browning. NasıI yardımcı olabilirim? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Hi. Uh, just wanted to ask you a few questions about Vicky Hulquist. | Merhaba. Size Vicky Hulquist hakkında bazı sorular sormak istiyoruz. Akşamları bağımlılar eroinle takas etmek istedikleri için... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Right. Anything I can do. | Tabii. Elimden ne gelirse. En zeki öğrencilerimden biriydi. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Is this the scroll she was working on? | Üzerinde çalıştığı taslak bu mu? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
It is. It's a codex. | Evet. Bu bir kodeks. Alt katman Latince... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
and originally we thought it was simply a letter about crops. | ...ve bunun ürünler hakkında bir mektup olduğunu düşündük. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
more lasting than bronze"... | ...tunçtan uzun süren sevgidir. " | Forever-1 | 2014 | ![]() |
"Est amo" is "love." | "Est amo" "sevgi" anlamına gelir. Bekle biraz. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
It's a love letter. | Bu bir aşk mektubu. Evet. Haklısınız. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Uh, we were told that Vicky spent most of her time here with you. | Bize Vicky'nin vaktinin çoğunu burada sizinle geçirdiği söylendi. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Me by default. | Hükmen benimle. İIgisini çeken şey kodeksti. Öldürüldüğü gece kuru, kaucuk bir yüzeyden geçmişti. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
We were all set to publish, and it's just a shame. | Yayınlamaya hazırdık ama işte o talihsizlik. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
"The last of the Latin lovers." | "Latin Sevgililerin Sonu. " | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Vicky's title. | Vicky'nin başIığı. Ben de kabul ettim. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Vicky keep an office in here? | Vicky'nin burada bir ofisi var mı? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Uh... Over in the back. | Arkada. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Do you smoke, professor? | Sigara içer misiniz profesör? İçmem. Ne oldu? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I was hoping to bum one. | Otlanırım diye umut etmiştim. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
The way you were holding that pen... | Lucy de özeldi. Öyle mi? Nasılmış? Kalemi tutuşunuz... Can çıkar huy çıkmaz. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
On occasion, I relent to my demons. | Zaman zaman içimdeki şeytanlara karşı pes ediyorum. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I know what you mean. | Sizi anlıyorum. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
How close were you with Vicky? | Vicky ile ne kadar yakındınız? Fazla değil. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Personally, we didn't socialize or anything like that, | Demek istediğiniz buysa hiçbir şeyi toplumsallaştırmadık. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
if that's what you mean. | Bu uzun bir hikaye. Aşık olduğunuzda... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
See, I was at the opera when I... heard the news... | Haberi aldığımda karımla operadaydım. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
They were having an affair. | İlişki yaşıyorlardı. | Forever-1 | 2014 | ![]() |