• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 19476

English Turkish Film Name Film Year Details
Whoever did this, they weren't after the goods. Bunu kim yapmışsa, malların peşinde değilmiş. Bunu kim yapmışsa, malların peşinde değilmiş. Bunu kim yapmışsa, malların peşinde değilmiş. Firefly-1 2003 info-icon
We ain't gonna find 'em here. They're off planet already. Onları burada bulamayacağız. Çoktan gezegenden ayrılmışlardır. Onları burada bulamayacağız. Çoktan gezegenden ayrılmışlardır. Onları burada bulamayacağız. Çoktan gezegenden ayrılmışlardır. Firefly-1 2003 info-icon
Only one type of transport I know makes a mark like this. Böyle bir iz bırakan tek bir araç biliyorum. Böyle bir iz bırakan tek bir araç biliyorum. Böyle bir iz bırakan tek bir araç biliyorum. Firefly-1 2003 info-icon
Fast burn rocket shuttle. Craft like that are not commonly Hızlı yakıt yakan roket mekiği. Böyle aletler geminin genel parçaları... Hızlı yakıt yakan roket mekiği. Böyle aletler geminin genel parçaları... Hızlı yakıt yakan roket mekiği. Böyle aletler geminin genel parçaları... Firefly-1 2003 info-icon
part of a ship. More likely we're looking at... The space station. ...arasında değildir. Aradığımız büyük ihtimalle... Uzay istasyonu. ...arasında değildir. Aradığımız büyük ihtimalle... Uzay istasyonu. ...arasında değildir. Aradığımız büyük ihtimalle... Uzay istasyonu. Firefly-1 2003 info-icon
I know who's got them. Kimlerin elinde olduklarını biliyorum. Kimlerin elinde olduklarını biliyorum. Kimlerin elinde olduklarını biliyorum. Firefly-1 2003 info-icon
You okay? İyi misin? İyi misin? İyi misin? Firefly-1 2003 info-icon
I think I've been kidnapped. Yeah. Sanırım kaçırıldım. Evet. Sanırım kaçırıldım. Evet. Sanırım kaçırıldım. Evet. Firefly-1 2003 info-icon
Can you see where we are? No. Nerede olduğumuzu görebiliyor musun? Hayır. Nerede olduğumuzu görebiliyor musun? Hayır. Nerede olduğumuzu görebiliyor musun? Hayır. Firefly-1 2003 info-icon
Mal, what the hell is going on? Mal, ne oluyor yahu? Mal, ne oluyor yahu? Mal, ne oluyor yahu? Firefly-1 2003 info-icon
I ain't rightly sure. But you've got some theories. Tam olarak emin değilim. Ama bazı fikirlerin var. Tam olarak emin değilim. Ama bazı fikirlerin var. Tam olarak emin değilim. Ama bazı fikirlerin var. Firefly-1 2003 info-icon
Still working it through. I don't want you to spare me, Mal. Hâlâ üstünde düşünüyorum. Benden saklamanı istemiyorum, Mal. Hâlâ üstünde düşünüyorum. Benden saklamanı istemiyorum, Mal. Hâlâ üstünde düşünüyorum. Benden saklamanı istemiyorum, Mal. Firefly-1 2003 info-icon
If you think you know what's happening, then you tell me. Ne olduğunu biliyorsan, bana da söyle. Ne olduğunu biliyorsan, bana da söyle. Ne olduğunu biliyorsan, bana da söyle. Firefly-1 2003 info-icon
You wouldn't spare Zoe if she were in this situation with you, would you? Zoe yanında olsaydı ondan saklamazdın, değil mi? Zoe yanında olsaydı ondan saklamazdın, değil mi? Zoe yanında olsaydı ondan saklamazdın, değil mi? Firefly-1 2003 info-icon
You would be planning and plotting and possibly scheming. Bir tertip, bir plan yapar, büyük ihtimalle bir dolap çevirirdiniz. Bir tertip, bir plan yapar, büyük ihtimalle bir dolap çevirirdiniz. Bir tertip, bir plan yapar, büyük ihtimalle bir dolap çevirirdiniz. Firefly-1 2003 info-icon
So whatever Zoe would do in this instance is what I wanna do. Böyle bir durumda Zoe ne yaparsa, ben de aynısını yapmak istiyorum. Böyle bir durumda Zoe ne yaparsa, ben de aynısını yapmak istiyorum. Böyle bir durumda Zoe ne yaparsa, ben de aynısını yapmak istiyorum. Firefly-1 2003 info-icon
And you know why? Because no matter how ugly it gets... Nedenini biliyor musun? Çünkü ne kadar kötü giderse gitsin... Nedenini biliyor musun? Çünkü ne kadar kötü giderse gitsin... Nedenini biliyor musun? Çünkü ne kadar kötü giderse gitsin... Firefly-1 2003 info-icon
you two always come back with the stories. ...daima bir hikâye ile geri dönersiniz. ...daima bir hikâye ile geri dönersiniz. ...daima bir hikâye ile geri dönersiniz. Firefly-1 2003 info-icon
So I'm Zoe. Şu anda ben Zoe'yim. Şu anda ben Zoe'yim. Şu anda ben Zoe'yim. Firefly-1 2003 info-icon
Now what do I do? Ne yapmamı istiyorsun? Ne yapmamı istiyorsun? Ne yapmamı istiyorsun? Firefly-1 2003 info-icon
Probably not talk quite so much. Right. Less talking. Muhtemelen daha az konuşmanı. Tamam, daha az konuşacağım. Muhtemelen daha az konuşmanı. Tamam, daha az konuşacağım. Muhtemelen daha az konuşmanı. Tamam, daha az konuşacağım. Firefly-1 2003 info-icon
She's terse. I can be terse. Az ve öz konuşur. Ben de öyle yapabilirim. Az ve öz konuşur. Ben de öyle yapabilirim. Az ve öz konuşur. Ben de öyle yapabilirim. Firefly-1 2003 info-icon
Once in flight school, I was laconic. Uçuş okulunda bir keresinde kısa ve net konuşmuştum. Uçuş okulunda bir keresinde kısa ve net konuşmuştum. Uçuş okulunda bir keresinde kısa ve net konuşmuştum. Firefly-1 2003 info-icon
If I'm not gonna talk, then you have to. What else? Eğer ben konuşmayacaksam, senin konuşman lazım. Başka? Eğer ben konuşmayacaksam, senin konuşman lazım. Başka? Eğer ben konuşmayacaksam, senin konuşman lazım. Başka? Firefly-1 2003 info-icon
We just gotta keep our heads. Right. Keep our heads. Aklımızı başımıza toplayacağız. Tamam. Aklımız başımızda. Aklımızı başımıza toplayacağız. Tamam. Aklımız başımızda. Aklımızı başımıza toplayacağız. Tamam. Aklımız başımızda. Firefly-1 2003 info-icon
That way we'll be able to... Böylece... Böylece... Böylece... Firefly-1 2003 info-icon
...you know, keep our heads. ...aklımızı kaybetmeyeceğiz. ...aklımızı kaybetmeyeceğiz. ...aklımızı kaybetmeyeceğiz. Firefly-1 2003 info-icon
You and Zoe have been in plenty of situations like this before, right? Daha önce Zoe ile böyle durumlarda çok kaldınız, değil mi? Daha önce Zoe ile böyle durumlarda çok kaldınız, değil mi? Daha önce Zoe ile böyle durumlarda çok kaldınız, değil mi? Firefly-1 2003 info-icon
Many a time. Many a time, you and Zoe. Birçok defa. Birçok defa. Senle Zoe. Birçok defa. Birçok defa. Senle Zoe. Birçok defa. Birçok defa. Senle Zoe. Firefly-1 2003 info-icon
Once we know who it was took us... Zoe and you, Bizi kaçıranı anladık mı... Zoe'yle sen... Bizi kaçıranı anladık mı... Zoe'yle sen... Bizi kaçıranı anladık mı... Zoe'yle sen... Firefly-1 2003 info-icon
together in a tricky... ...nazik bir durumda beraber... ...nazik bir durumda beraber... ...nazik bir durumda beraber... Firefly-1 2003 info-icon
Mal, she's my wife. Mal, Zoe benim karım. Mal, Zoe benim karım. Mal, Zoe benim karım. Firefly-1 2003 info-icon
What gives you the right to put her in a dangerous situation like this?! Hangi hakla onu böyle tehlikeli bir duruma sokarsın? Hangi hakla onu böyle tehlikeli bir duruma sokarsın? Hangi hakla onu böyle tehlikeli bir duruma sokarsın? Firefly-1 2003 info-icon
I didn't. You did! Sokmadım. Soktun! Sokmadım. Soktun! Sokmadım. Soktun! Firefly-1 2003 info-icon
She ain't here, Wash. No, but she would have been! Zoe burada değil Wash. Hayır, ama olacaktı! Zoe burada değil Wash. Hayır, ama olacaktı! Zoe burada değil Wash. Hayır, ama olacaktı! Firefly-1 2003 info-icon
Okay. I mean, I'm the one that she swore to love, honour and obey. Tamam. Beni sevmeye, saygı göstermeye ve itaat etmeye yemin etti. Tamam. Beni sevmeye, saygı göstermeye ve itaat etmeye yemin etti. Tamam. Beni sevmeye, saygı göstermeye ve itaat etmeye yemin etti. Firefly-1 2003 info-icon
Listen, if... She swore to obey? Dinle, eğer... İtaat etmeye yemin mi etti? Dinle, eğer... İtaat etmeye yemin mi etti? Dinle, eğer... İtaat etmeye yemin mi etti? Firefly-1 2003 info-icon
Well, no... Not... Aslında, hayır... değil... Aslında, hayır... değil... Aslında, hayır... değil... Firefly-1 2003 info-icon
But that's just my point! You, she obeys! Kastettiğim de bu! İtaat ettiği sensin! Kastettiğim de bu! İtaat ettiği sensin! Kastettiğim de bu! İtaat ettiği sensin! Firefly-1 2003 info-icon
She obeys you. There's obeying going on right under my nose. Sana itaat ediyor. Burnumun dibinde itaat gerçekleşiyor. Sana itaat ediyor. Burnumun dibinde itaat gerçekleşiyor. Sana itaat ediyor. Burnumun dibinde itaat gerçekleşiyor. Firefly-1 2003 info-icon
Look. Zoe and I have a history. She trusts me. Bak. Zoe ile uzun zamandır birbirimizi tanıyoruz. Bana güveniyor. Bak. Zoe ile uzun zamandır birbirimizi tanıyoruz. Bana güveniyor. Bak. Zoe ile uzun zamandır birbirimizi tanıyoruz. Bana güveniyor. Firefly-1 2003 info-icon
What's that supposed to mean? Don't mean a thing. Bu da ne demek şimdi? Bir şey demek değil ama... Bu da ne demek şimdi? Bir şey demek değil ama... Bu da ne demek şimdi? Bir şey demek değil ama... Firefly-1 2003 info-icon
But you're making out like she blindly follows my every word. ...her sözümü körü körüne yerine getiriyormuş gibi konuşuyorsun. ...her sözümü körü körüne yerine getiriyormuş gibi konuşuyorsun. ...her sözümü körü körüne yerine getiriyormuş gibi konuşuyorsun. Firefly-1 2003 info-icon
That ain't true. Sure it is! Doğru değil. Elbette doğru. Doğru değil. Elbette doğru. Doğru değil. Elbette doğru. Firefly-1 2003 info-icon
Not so! There's plenty of orders of mine that she didn't obey! Hayır, değil! İtaat etmediği bir sürü emrim var! Hayır, değil! İtaat etmediği bir sürü emrim var! Hayır, değil! İtaat etmediği bir sürü emrim var! Firefly-1 2003 info-icon
Name one! She married you! Tekini söyle! Seninle evlendi! Tekini söyle! Seninle evlendi! Tekini söyle! Seninle evlendi! Firefly-1 2003 info-icon
Here's all I got left. Thanks. Kalanların hepsi. Sağ ol. Kalanların hepsi. Sağ ol. Kalanların hepsi. Sağ ol. Firefly-1 2003 info-icon
Jayne. How do you know he won't just grab you as well? Jayne. Seni de yakalamayacağını nereden biliyorsun? Jayne. Seni de yakalamayacağını nereden biliyorsun? Jayne. Seni de yakalamayacağını nereden biliyorsun? Firefly-1 2003 info-icon
Don't think that's like to happen. I walk in there unarmed, make the offer. Öyle yapacağını sanmıyorum. Oraya silahsız gideceğim ve teklifi yapacağım. Öyle yapacağını sanmıyorum. Oraya silahsız gideceğim ve teklifi yapacağım. Öyle yapacağını sanmıyorum. Oraya silahsız gideceğim ve teklifi yapacağım. Firefly-1 2003 info-icon
This guy has his own code, twisted as it may be, Ne kadar çarpık olursa olsun, adamın kendi kuralları var. Ne kadar çarpık olursa olsun, adamın kendi kuralları var. Ne kadar çarpık olursa olsun, adamın kendi kuralları var. Firefly-1 2003 info-icon
very excited about reputation. İtibara çok önem veriyor. İtibara çok önem veriyor. İtibara çok önem veriyor. Firefly-1 2003 info-icon
He'll see reason. Reason? He's a gangster. Mantıklı davranır. Mantık mı? Adam gangster. Mantıklı davranır. Mantık mı? Adam gangster. Mantıklı davranır. Mantık mı? Adam gangster. Firefly-1 2003 info-icon
The money he paid you for that other job, it was already returned to him. Diğer iş için size verdiği parayı zaten iade ettiniz. Diğer iş için size verdiği parayı zaten iade ettiniz. Diğer iş için size verdiği parayı zaten iade ettiniz. Firefly-1 2003 info-icon
Could be he's harbouring some resentment at us... Adamını motorda parçalandığımız için bize biraz kin tutuyor olabilir. Adamını motorda parçalandığımız için bize biraz kin tutuyor olabilir. Adamını motorda parçalandığımız için bize biraz kin tutuyor olabilir. Firefly-1 2003 info-icon
Wait a reasonable amount of time. But if you don't hear back... Makul bir süre bekleyin. Ama benden haber alamazsanız... Makul bir süre bekleyin. Ama benden haber alamazsanız... Makul bir süre bekleyin. Ama benden haber alamazsanız... Firefly-1 2003 info-icon
I want you to take Serenity and get out of this quadrant. ...Serenity'yi alıp, bu bölgeden gitmenizi istiyorum. ...Serenity'yi alıp, bu bölgeden gitmenizi istiyorum. ...Serenity'yi alıp, bu bölgeden gitmenizi istiyorum. Firefly-1 2003 info-icon
If this don't play out right, there's no guarantee... İşler iyi gitmezse, sizleri de bulmak için gelmeyeceğinin garantisi yok. İşler iyi gitmezse, sizleri de bulmak için gelmeyeceğinin garantisi yok. İşler iyi gitmezse, sizleri de bulmak için gelmeyeceğinin garantisi yok. Firefly-1 2003 info-icon
I'm not gonna say it again. Bir daha tekrar etmeyeceğim. Bir daha tekrar etmeyeceğim. Bir daha tekrar etmeyeceğim. Firefly-1 2003 info-icon
Shipboard romances complicate things. Gemide romantik ilişkiler işleri zorlaştırır. Gemide romantik ilişkiler işleri zorlaştırır. Gemide romantik ilişkiler işleri zorlaştırır. Firefly-1 2003 info-icon
For who, for you? For everyone. Kimin için, senin için mi? Herkes için. Kimin için, senin için mi? Herkes için. Kimin için, senin için mi? Herkes için. Firefly-1 2003 info-icon
Well, what about lov... Peki, ya aşk... Peki, ya aşk... Peki, ya aşk... Firefly-1 2003 info-icon
I ain't against it as a rule. Kural olarak karşı değilim. Kural olarak karşı değilim. Kural olarak karşı değilim. Firefly-1 2003 info-icon
But in a situation such as ours, it tends to cause problems. Ama şu anki gibi durumlarda, problemlere sebep olur. Ama şu anki gibi durumlarda, problemlere sebep olur. Ama şu anki gibi durumlarda, problemlere sebep olur. Firefly-1 2003 info-icon
It splits loyalties. Sadakati böler. Sadakati böler. Sadakati böler. Firefly-1 2003 info-icon
You know what I think? What? Ne düşündüğümü biliyor musun? Ne? Ne düşündüğümü biliyor musun? Ne? Ne düşündüğümü biliyor musun? Ne? Firefly-1 2003 info-icon
What, Wash? What do you think? Because I'm interested! Ne Wash? Ne düşünüyorsun? Çünkü çok ilgimi çekiyor. Ne Wash? Ne düşünüyorsun? Çünkü çok ilgimi çekiyor. Ne Wash? Ne düşünüyorsun? Çünkü çok ilgimi çekiyor. Firefly-1 2003 info-icon
This policy you got against shipboard relationships. Gemide ilişkilere karşı olduğun şu kural. Gemide ilişkilere karşı olduğun şu kural. Gemide ilişkilere karşı olduğun şu kural. Firefly-1 2003 info-icon
That's just you projecting your own intimacy issues on everyone else. Yakın ilişki kurma problemlerini başkalarına yansıtma şeklin sadece. Yakın ilişki kurma problemlerini başkalarına yansıtma şeklin sadece. Yakın ilişki kurma problemlerini başkalarına yansıtma şeklin sadece. Firefly-1 2003 info-icon
Of course, could be a lot simpler than that. Çok daha basit bir nedeni de olabilir. Çok daha basit bir nedeni de olabilir. Çok daha basit bir nedeni de olabilir. Firefly-1 2003 info-icon
Could be I just don't think you're good enough for Zoe. Zoe'ye layık olmadığını düşünüyor olabilirim. Zoe'ye layık olmadığını düşünüyor olabilirim. Zoe'ye layık olmadığını düşünüyor olabilirim. Firefly-1 2003 info-icon
I don't give a good gorram what you think. Oh, don't you? Senin ne düşündüğün hiç umurumda değil. Öyle mi? Senin ne düşündüğün hiç umurumda değil. Öyle mi? Senin ne düşündüğün hiç umurumda değil. Öyle mi? Firefly-1 2003 info-icon
Zoe and I, we got a history. I figure you gotta be askin' yourself... Zoe ile uzun zamandır birbirimizi tanıyoruz. Bu uzun tanışıklık hakkında... Zoe ile uzun zamandır birbirimizi tanıyoruz. Bu uzun tanışıklık hakkında... Zoe ile uzun zamandır birbirimizi tanıyoruz. Bu uzun tanışıklık hakkında... Firefly-1 2003 info-icon
some fundamental questions as to the nature of that history. ...kendine bazı temel sorular soruyor olmalısın mutlaka diyorum. ...kendine bazı temel sorular soruyor olmalısın mutlaka diyorum. ...kendine bazı temel sorular soruyor olmalısın mutlaka diyorum. Firefly-1 2003 info-icon
You never slept with my wife. Karımla hiç yatmadın. Karımla hiç yatmadın. Karımla hiç yatmadın. Firefly-1 2003 info-icon
Matter of fact, you know that for sure, don't you? You ever ask her? Aslında cidden emin misin? Hiç sordun mu? Aslında cidden emin misin? Hiç sordun mu? Aslında cidden emin misin? Hiç sordun mu? Firefly-1 2003 info-icon
We been together for a long time before you came along, Wash. Sen gelmeden önce çok uzun zamandır beraberiz Wash. Sen gelmeden önce çok uzun zamandır beraberiz Wash. Sen gelmeden önce çok uzun zamandır beraberiz Wash. Firefly-1 2003 info-icon
And she's a damn fine looking woman. Çok da güzel bir kadın. Çok da güzel bir kadın. Çok da güzel bir kadın. Firefly-1 2003 info-icon
It never happened. You know how I know? Asla yatmadınız. Nereden biliyorum biliyor musun? Asla yatmadınız. Nereden biliyorum biliyor musun? Asla yatmadınız. Nereden biliyorum biliyor musun? Firefly-1 2003 info-icon
How? Tell me. Nereden? Söyle bana. Nereden? Söyle bana. Nereden? Söyle bana. Firefly-1 2003 info-icon
This whole captain thing isn't Zoe's trouble. Zoe'nin derdi kaptan olayı değil. Zoe'nin derdi kaptan olayı değil. Zoe'nin derdi kaptan olayı değil. Firefly-1 2003 info-icon
It's the guy she never slept with thing. Derdi, hiç yatmadığı adam olayı. Derdi, hiç yatmadığı adam olayı. Derdi, hiç yatmadığı adam olayı. Firefly-1 2003 info-icon
Hell, Mal, I wish you had slept with her. Then at least she'd be over it. Mal, keşke yatmış olsaydınız. Hiç değilse olup bitmiş olurdu. Mal, keşke yatmış olsaydınız. Hiç değilse olup bitmiş olurdu. Mal, keşke yatmış olsaydınız. Hiç değilse olup bitmiş olurdu. Firefly-1 2003 info-icon
Oh, you want me to sleep with her? Would that make you feel better? Zoe ile yatmamı istiyorsun, öyle mi? Böylece kendini daha iyi hissedeceksin? Zoe ile yatmamı istiyorsun, öyle mi? Böylece kendini daha iyi hissedeceksin? Zoe ile yatmamı istiyorsun, öyle mi? Böylece kendini daha iyi hissedeceksin? Firefly-1 2003 info-icon
It might. I imagine it would do wonders for her. Olabilir. Herhalde ona da çok iyi gelir. Olabilir. Herhalde ona da çok iyi gelir. Olabilir. Herhalde ona da çok iyi gelir. Firefly-1 2003 info-icon
Screw you. Get in line. Siktir git. Sıraya gir. Siktir git. Sıraya gir. Siktir git. Sıraya gir. Firefly-1 2003 info-icon
Okay, Wash. I'm gonna do it. Tamam Wash. Yatacağım. Tamam Wash. Yatacağım. Tamam Wash. Yatacağım. Firefly-1 2003 info-icon
Wash? Wash! Wash? Wash! Wash? Wash! Wash? Wash! Firefly-1 2003 info-icon
Listen, first thing when we get back. Dinle, döndüğümüzde yapacağım ilk şey... Dinle, döndüğümüzde yapacağım ilk şey... Dinle, döndüğümüzde yapacağım ilk şey... Firefly-1 2003 info-icon
Listen to me! Beni dinle! Beni dinle! Beni dinle! Firefly-1 2003 info-icon
First thing when we get back, I'm gonna... I'm gonna take your wife into my bed. Geri döndüğümüzde yapacağım ilk şey, karını yatağıma almak olacak. Geri döndüğümüzde yapacağım ilk şey, karını yatağıma almak olacak. Geri döndüğümüzde yapacağım ilk şey, karını yatağıma almak olacak. Firefly-1 2003 info-icon
Yeah? I'm gonna get me a piece of that... Öyle mi? Şöyle bir tadına bakacağım Öyle mi? Şöyle bir tadına bakacağım Öyle mi? Şöyle bir tadına bakacağım Firefly-1 2003 info-icon
I'm unarmed. Silahsızım. Silahsızım. Silahsızım. Firefly-1 2003 info-icon
I wanna talk to Niska. Niska ile görüşmek istiyorum. Niska ile görüşmek istiyorum. Niska ile görüşmek istiyorum. Firefly-1 2003 info-icon
No. N... No. Hayır... hayır. Hayır... hayır. Hayır... hayır. Firefly-1 2003 info-icon
Run. Run. Kaç. Kaç. Kaç. Kaç. Kaç. Kaç. Firefly-1 2003 info-icon
That's five times what you paid us for the train job. Yes. Tren soygunu için verdiğinizin 5 katı var içinde. Evet. Tren soygunu için verdiğinizin 5 katı var içinde. Evet. Tren soygunu için verdiğinizin 5 katı var içinde. Evet. Firefly-1 2003 info-icon
You have had... you say, good times. Nasıl diyorsunuz... iyi bir dönem geçirmişsiniz. Nasıl diyorsunuz... iyi bir dönem geçirmişsiniz. Nasıl diyorsunuz... iyi bir dönem geçirmişsiniz. Firefly-1 2003 info-icon
I see that. It should be more than enough to buy back my men. Görüyorum. Adamlarımı geri almak için yeter de artar bile. Görüyorum. Adamlarımı geri almak için yeter de artar bile. Görüyorum. Adamlarımı geri almak için yeter de artar bile. Firefly-1 2003 info-icon
This is your opinion, is it? It is. Size göre yani, değil mi? Evet. Size göre yani, değil mi? Evet. Size göre yani, değil mi? Evet. Firefly-1 2003 info-icon
They are perhaps damaged now. Zarar görmüş olabilirler. Zarar görmüş olabilirler. Zarar görmüş olabilirler. Firefly-1 2003 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 19471
  • 19472
  • 19473
  • 19474
  • 19475
  • 19476
  • 19477
  • 19478
  • 19479
  • 19480
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact