• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 19468

English Turkish Film Name Film Year Details
Can't. Four to a shuttle, Inara. Gelemem. Mekik başına 4 kişi, Inara. Gelemem. Mekik başına 4 kişi, Inara. Gelemem. Mekik başına 4 kişi, Inara. Firefly-1 2003 info-icon
Four. One more, you know it can't make a difference. Dört. Bir kişi daha fazla çok bir fark yaratmaz. Dört. Bir kişi daha fazla çok bir fark yaratmaz. Dört. Bir kişi daha fazla çok bir fark yaratmaz. Firefly-1 2003 info-icon
Not now. I'm not leaving Serenity. Artık etmez. Serenity'yi bırakmayacağım. Artık etmez. Serenity'yi bırakmayacağım. Artık etmez. Serenity'yi bırakmayacağım. Firefly-1 2003 info-icon
Mal, you don't have to die alone. Mal, tek başına ölmen gerekmiyor. Mal, tek başına ölmen gerekmiyor. Mal, tek başına ölmen gerekmiyor. Firefly-1 2003 info-icon
Everybody dies alone. Herkes tek başına ölür. Herkes tek başına ölür. Herkes tek başına ölür. Firefly-1 2003 info-icon
Everything's set and ready. Good. Her şey hazır. Güzel. Her şey hazır. Güzel. Her şey hazır. Güzel. Firefly-1 2003 info-icon
I linked the nav systems of both shuttles into the helm here. İki mekiğin de seyir sistemini dümen kontrolüne girdim. İki mekiğin de seyir sistemini dümen kontrolüne girdim. İki mekiğin de seyir sistemini dümen kontrolüne girdim. Firefly-1 2003 info-icon
When your miracle gets here, you just pound Bir mucize olduğunda, bu düğmeye bir kere bas. İki mekiği de geri çağıracak. Bir mucize olduğunda, bu düğmeye bir kere bas. İki mekiği de geri çağıracak. Bir mucize olduğunda, bu düğmeye bir kere bas. İki mekiği de geri çağıracak. Firefly-1 2003 info-icon
Go see to your wife. Karının yanına git. Karının yanına git. Karının yanına git. Firefly-1 2003 info-icon
I went ahead and closed off all below deck vents diverted what's left to the bridge. Alt güvertelerdeki bütün havalandırmaları kapattım ve kalanı köprüye yönlendirdim. Alt güvertelerdeki bütün havalandırmaları kapattım ve kalanı köprüye yönlendirdim. Alt güvertelerdeki bütün havalandırmaları kapattım ve kalanı köprüye yönlendirdim. Firefly-1 2003 info-icon
Ain't much. My advice is seal off Fazla sayılmaz. Sana önerim, köprüye dönerken her yeri sımsıkı kapat. Fazla sayılmaz. Sana önerim, köprüye dönerken her yeri sımsıkı kapat. Fazla sayılmaz. Sana önerim, köprüye dönerken her yeri sımsıkı kapat. Firefly-1 2003 info-icon
Might buy you some time. Biraz vakit kazandırabilir. Biraz vakit kazandırabilir. Biraz vakit kazandırabilir. Firefly-1 2003 info-icon
And I prepped a suit for you. It's hanging in the foredeck. Ve bir elbise hazırladım. Ön güvertede duruyor. Ve bir elbise hazırladım. Ön güvertede duruyor. Ve bir elbise hazırladım. Ön güvertede duruyor. Firefly-1 2003 info-icon
So when the time comes... I won't be needing it, but thanks. Vakti geldiğinde İhtiyacım olmayacak ama sağ ol. Vakti geldiğinde İhtiyacım olmayacak ama sağ ol. Vakti geldiğinde İhtiyacım olmayacak ama sağ ol. Firefly-1 2003 info-icon
Okay. Peki. Peki. Peki. Firefly-1 2003 info-icon
Well. Pekâlâ. Pekâlâ. Pekâlâ. Firefly-1 2003 info-icon
Firefly... Firefly... Firefly... Firefly... Firefly-1 2003 info-icon
Receiv... distress... Yardım... aldık... Yardım... aldık... Yardım... aldık... Firefly-1 2003 info-icon
Firefly Serenity... Firefly Serenity... Firefly Serenity... Firefly Serenity... Firefly-1 2003 info-icon
I'm sorry for your troubles, Captain. They sound many. Problemleriniz olduğu için üzgünüm, Kaptan. Bayağı da çokmuş. Problemleriniz olduğu için üzgünüm, Kaptan. Bayağı da çokmuş. Problemleriniz olduğu için üzgünüm, Kaptan. Bayağı da çokmuş. Firefly-1 2003 info-icon
But you do understand, I can't invite you aboard my vessel. Ama sizi gemime davet edemeyeceğimi anlayışla karşılıyorsunuzdur. Ama sizi gemime davet edemeyeceğimi anlayışla karşılıyorsunuzdur. Ama sizi gemime davet edemeyeceğimi anlayışla karşılıyorsunuzdur. Firefly-1 2003 info-icon
I don't know you. I ain't askin' for a ride, Captain. Sizi tanımıyorum. Beni yanınıza almanızı istemiyorum, Kaptan. Sizi tanımıyorum. Beni yanınıza almanızı istemiyorum, Kaptan. Sizi tanımıyorum. Beni yanınıza almanızı istemiyorum, Kaptan. Firefly-1 2003 info-icon
Just a little push is all. Right. Your mechanical trouble. Birazcık yardım, hepsi bu. Teknik arıza, evet. Birazcık yardım, hepsi bu. Teknik arıza, evet. Birazcık yardım, hepsi bu. Teknik arıza, evet. Firefly-1 2003 info-icon
Your compression coil, you say? It was the catalyzer. Basınç bobini miydi? Katalizör. Basınç bobini miydi? Katalizör. Basınç bobini miydi? Katalizör. Firefly-1 2003 info-icon
Not even the coil. Catalyzer's a nothin' part, Captain. Bobin bile değilmiş. Katalizör önemli bir parça değildir, Kaptan. Bobin bile değilmiş. Katalizör önemli bir parça değildir, Kaptan. Bobin bile değilmiş. Katalizör önemli bir parça değildir, Kaptan. Firefly-1 2003 info-icon
It's nothin' till you don't got one, then it appears to be everything. Elinde yedek olmayıncaya kadar önemsiz, sonra her şey ona bağlı oluyor. Elinde yedek olmayıncaya kadar önemsiz, sonra her şey ona bağlı oluyor. Elinde yedek olmayıncaya kadar önemsiz, sonra her şey ona bağlı oluyor. Firefly-1 2003 info-icon
Well, it is possible we might have something that could do you. Elimizde işinize yarayacak bir şeyler olabilir. Elimizde işinize yarayacak bir şeyler olabilir. Elimizde işinize yarayacak bir şeyler olabilir. Firefly-1 2003 info-icon
We just come from a big salvage mission off Ita Moon. Ita Uydusundan büyük bir kurtarma görevinden geliyoruz. Ita Uydusundan büyük bir kurtarma görevinden geliyoruz. Ita Uydusundan büyük bir kurtarma görevinden geliyoruz. Firefly-1 2003 info-icon
I'd appreciate it. Trouble is... Müteşekkir olurum. Problem şu ki... Müteşekkir olurum. Problem şu ki... Müteşekkir olurum. Problem şu ki... Firefly-1 2003 info-icon
how can I know for certain your story's true? ...hikâyenizin doğru olduğuna nasıl emin olabilirim? ...hikâyenizin doğru olduğuna nasıl emin olabilirim? ...hikâyenizin doğru olduğuna nasıl emin olabilirim? Firefly-1 2003 info-icon
Ambush could be waiting for me and my people on the other side. Diğer tarafta beni ve adamlarımı pusuya düşmek bekliyor olabilir. Diğer tarafta beni ve adamlarımı pusuya düşmek bekliyor olabilir. Diğer tarafta beni ve adamlarımı pusuya düşmek bekliyor olabilir. Firefly-1 2003 info-icon
You can plainly see my shuttles have been launched, just like I said. Söylediğim gibi mekiklerin gittiğini açıkça görebilirsiniz. Söylediğim gibi mekiklerin gittiğini açıkça görebilirsiniz. Söylediğim gibi mekiklerin gittiğini açıkça görebilirsiniz. Firefly-1 2003 info-icon
And by now you've scanned me. You know I've got no life support. Gemiyi taramışsınızdır. Yaşam destek ünitesinin çalışmadığını biliyorsunuz. Gemiyi taramışsınızdır. Yaşam destek ünitesinin çalışmadığını biliyorsunuz. Gemiyi taramışsınızdır. Yaşam destek ünitesinin çalışmadığını biliyorsunuz. Firefly-1 2003 info-icon
I don't expect to see any weapons when we board. Gemiye geldiğimizde silah görmeyi beklemiyorum. Gemiye geldiğimizde silah görmeyi beklemiyorum. Gemiye geldiğimizde silah görmeyi beklemiyorum. Firefly-1 2003 info-icon
And I do expect to see that engine part before I open the door. Ben de kapıyı açmadan önce motor parçasını görmeyi bekliyorum. Ben de kapıyı açmadan önce motor parçasını görmeyi bekliyorum. Ben de kapıyı açmadan önce motor parçasını görmeyi bekliyorum. Firefly-1 2003 info-icon
I feel like maybe we can do business. İş yapabiliriz gibime geliyor. İş yapabiliriz gibime geliyor. İş yapabiliriz gibime geliyor. Firefly-1 2003 info-icon
Check him. Search the ship. Start with the cockpit and work your way down. Üstünü arayın. Gemiyi gözden geçirin. Köprüden başlayın ve sırayla devam edin. Üstünü arayın. Gemiyi gözden geçirin. Köprüden başlayın ve sırayla devam edin. Üstünü arayın. Gemiyi gözden geçirin. Köprüden başlayın ve sırayla devam edin. Firefly-1 2003 info-icon
Is this what you meant by "ambush"? I'm just verifying your story. "Pusu" ile kastettiğiniz bu muydu? Hikâyenizi doğruluyorum sadece. "Pusu" ile kastettiğiniz bu muydu? Hikâyenizi doğruluyorum sadece. "Pusu" ile kastettiğiniz bu muydu? Hikâyenizi doğruluyorum sadece. Firefly-1 2003 info-icon
You find anybody on board not supposed to be, you shoot 'em. Gemide olmaması gereken birini bulursanız, vurun. Gemide olmaması gereken birini bulursanız, vurun. Gemide olmaması gereken birini bulursanız, vurun. Firefly-1 2003 info-icon
I thought we were gonna be reasonable about this. Mantıklı davranacağımızı sanıyordum. Mantıklı davranacağımızı sanıyordum. Mantıklı davranacağımızı sanıyordum. Firefly-1 2003 info-icon
Reason. He's gonna talk to us about reason now. Mantık. Şimdi bize mantıktan bahsedecek. Mantık. Şimdi bize mantıktan bahsedecek. Mantık. Şimdi bize mantıktan bahsedecek. Firefly-1 2003 info-icon
Yeah. That's a joke. Evet. Şaka gibi. Evet. Şaka gibi. Evet. Şaka gibi. Firefly-1 2003 info-icon
Which one you figure tracked us? The ugly one, sir. Hangisi bizi takip etti dersin? Çirkin olan, efendim. Hangisi bizi takip etti dersin? Çirkin olan, efendim. Hangisi bizi takip etti dersin? Çirkin olan, efendim. Firefly-1 2003 info-icon
Could you be more specific? Biraz daha detay verebilir misin? Biraz daha detay verebilir misin? Biraz daha detay verebilir misin? Firefly-1 2003 info-icon
Do we look reasonable to you? Well, looks can be deceiving. Makul insanlar gibi mi görünüyoruz? Dış görüntü aldatıcı olabilir. Makul insanlar gibi mi görünüyoruz? Dış görüntü aldatıcı olabilir. Makul insanlar gibi mi görünüyoruz? Dış görüntü aldatıcı olabilir. Firefly-1 2003 info-icon
Not as deceiving as a lowdown... dirty... deceiver. Aşağılık, pis bir hilebaz kadar aldatıcı olamaz. Aşağılık, pis bir hilebaz kadar aldatıcı olamaz. Aşağılık, pis bir hilebaz kadar aldatıcı olamaz. Firefly-1 2003 info-icon
Well said. Güzel söyledin. Güzel söyledin. Güzel söyledin. Firefly-1 2003 info-icon
Wasn't that well said, Zoe? Had a kind of poetry to it, sir. Güzel söylemedi mi, Zoe? Gayet şiirseldi efendim. Güzel söylemedi mi, Zoe? Gayet şiirseldi efendim. Güzel söylemedi mi, Zoe? Gayet şiirseldi efendim. Firefly-1 2003 info-icon
You want I should shoot 'em now, Marco? Şimdi mi vurmamı istersin, Marco? Şimdi mi vurmamı istersin, Marco? Şimdi mi vurmamı istersin, Marco? Firefly-1 2003 info-icon
Wait till they tell us where they put the stuff. Malları nereye sakladıklarını söylemelerini bekle. Malları nereye sakladıklarını söylemelerini bekle. Malları nereye sakladıklarını söylemelerini bekle. Firefly-1 2003 info-icon
That's a good idea. Good idea. İyi bir fikir. Gayet iyi. İyi bir fikir. Gayet iyi. İyi bir fikir. Gayet iyi. Firefly-1 2003 info-icon
Tell us where the stuff's at, so I can shoot ya. Malların yerini söyle ki vurayım. Malların yerini söyle ki vurayım. Malların yerini söyle ki vurayım. Firefly-1 2003 info-icon
Point of interest. Bir dakika. Bir dakika. Bir dakika. Firefly-1 2003 info-icon
Offerin' to shoot us might not work so well Bizi vurmayı teklif etmen, sandığın kadar ikna edici bir yol olmayabilir. Bizi vurmayı teklif etmen, sandığın kadar ikna edici bir yol olmayabilir. Bizi vurmayı teklif etmen, sandığın kadar ikna edici bir yol olmayabilir. Firefly-1 2003 info-icon
Anyway, we've hidden it. So, you kill us, you'll never find it. Zaten sakladık. Bizi vurursan, hayatta bulamazsın. Zaten sakladık. Bizi vurursan, hayatta bulamazsın. Zaten sakladık. Bizi vurursan, hayatta bulamazsın. Firefly-1 2003 info-icon
Found you easy enough. Yeah, you did, didn't you? Sizi kolayca buldum. Evet, buldun. Sizi kolayca buldum. Evet, buldun. Sizi kolayca buldum. Evet, buldun. Firefly-1 2003 info-icon
How much they payin' you? Sana kaç para veriyorlar? Sana kaç para veriyorlar? Sana kaç para veriyorlar? Firefly-1 2003 info-icon
I mean, let's say you did kill us or didn't, there could be torture, whatever. Bizi öldürdün ya da öldürmedin veya işkence yaptın diyelim. Neyse artık. Bizi öldürdün ya da öldürmedin veya işkence yaptın diyelim. Neyse artık. Bizi öldürdün ya da öldürmedin veya işkence yaptın diyelim. Neyse artık. Firefly-1 2003 info-icon
But somehow, you found the goods. What would your cut be? Ve bir şekilde malları buldun. Senin payın ne kadar? Ve bir şekilde malları buldun. Senin payın ne kadar? Ve bir şekilde malları buldun. Senin payın ne kadar? Firefly-1 2003 info-icon
Seven percent, straight off the top. Seven? Değerinin %7'si. Yedi demek? Değerinin %7'si. Yedi demek? Değerinin %7'si. Yedi demek? Firefly-1 2003 info-icon
What? Nothin'. Ne oldu ki? Hiç. Ne oldu ki? Hiç. Ne oldu ki? Hiç. Firefly-1 2003 info-icon
Not a thing. No, I just... Hiçbir şey. Hayır, sadece Hiçbir şey. Hayır, sadece Hiçbir şey. Hayır, sadece Firefly-1 2003 info-icon
Does that seem low to you? It does, sir. Sana da biraz düşük gelmedi mi? Geldi, efendim. Sana da biraz düşük gelmedi mi? Geldi, efendim. Sana da biraz düşük gelmedi mi? Geldi, efendim. Firefly-1 2003 info-icon
That ain't low. Stop it! Düşük değil. Kesin. Düşük değil. Kesin. Düşük değil. Kesin. Firefly-1 2003 info-icon
Seven percent's standard. Okay. %7 standarttır. Peki. %7 standarttır. Peki. %7 standarttır. Peki. Firefly-1 2003 info-icon
Zoe. I'm payin' you too much. Why? What does she get? Zoe, sana çok para veriyorum. Kaç para alıyor ki? Zoe, sana çok para veriyorum. Kaç para alıyor ki? Zoe, sana çok para veriyorum. Kaç para alıyor ki? Firefly-1 2003 info-icon
Knock it off! Look, forget I said anything. Kes dedim! Boş ver gitsin. Kes dedim! Boş ver gitsin. Kes dedim! Boş ver gitsin. Firefly-1 2003 info-icon
I'm sure you're treated very well. You get the perks, got your own room... Çok iyi muamele gördüğüne eminim. Avantajlar, sana ait oda filan... Çok iyi muamele gördüğüne eminim. Avantajlar, sana ait oda filan... Çok iyi muamele gördüğüne eminim. Avantajlar, sana ait oda filan... Firefly-1 2003 info-icon
No? You share a bunk? Hayır mı? Oda mı paylaşıyorsun? Hayır mı? Oda mı paylaşıyorsun? Hayır mı? Oda mı paylaşıyorsun? Firefly-1 2003 info-icon
With that one. Really. Bununla. Ciddi misin? Bununla. Ciddi misin? Bununla. Ciddi misin? Firefly-1 2003 info-icon
Jayne, this ain't funny. Yeah, I ain't laughin'. Jayne, hiç komik değil. Evet, ben de gülmüyorum. Jayne, hiç komik değil. Evet, ben de gülmüyorum. Jayne, hiç komik değil. Evet, ben de gülmüyorum. Firefly-1 2003 info-icon
You move on over to this side, we'll not only show you where the stuff s at... Bu tarafa doğru geçersen, malların yerini göstermekle kalmayız... Bu tarafa doğru geçersen, malların yerini göstermekle kalmayız... Bu tarafa doğru geçersen, malların yerini göstermekle kalmayız... Firefly-1 2003 info-icon
we'll see to it you get your fair share. ...adil hakkını da veririz. ...adil hakkını da veririz. ...adil hakkını da veririz. Firefly-1 2003 info-icon
Not no sad seven. Private room? Hazin %7 değil. Özel oda? Hazin %7 değil. Özel oda? Hazin %7 değil. Özel oda? Firefly-1 2003 info-icon
Jayne! Your own room, full run of the kitchen whole shot. Jayne! Özel oda, mutfağı kullanma hakkı... her şey. Jayne! Özel oda, mutfağı kullanma hakkı... her şey. Jayne! Özel oda, mutfağı kullanma hakkı... her şey. Firefly-1 2003 info-icon
Jayne, I ain't askin'. Jayne, rica etmiyorum. Jayne, rica etmiyorum. Jayne, rica etmiyorum. Firefly-1 2003 info-icon
Shut up. Kes kesini. Kes kesini. Kes kesini. Firefly-1 2003 info-icon
How big a room? Oda ne kadar büyük? Oda ne kadar büyük? Oda ne kadar büyük? Firefly-1 2003 info-icon
Ship's clear, Captain. Gemide kimse yok, Kaptan. Gemide kimse yok, Kaptan. Gemide kimse yok, Kaptan. Firefly-1 2003 info-icon
You check the engine room? It's like he said, catalyzer's blown. Makine dairesine baktınız mı? Söylediği gibi, katalizör yanmış. Makine dairesine baktınız mı? Söylediği gibi, katalizör yanmış. Makine dairesine baktınız mı? Söylediği gibi, katalizör yanmış. Firefly-1 2003 info-icon
That's all he needs. Tek ihtiyacı o. Tek ihtiyacı o. Tek ihtiyacı o. Firefly-1 2003 info-icon
You know, anything that's worth anything is really right here in this cargo bay. Değerli olan her şey kargo güvertesinde duruyor. Değerli olan her şey kargo güvertesinde duruyor. Değerli olan her şey kargo güvertesinde duruyor. Firefly-1 2003 info-icon
So you take a look around, decide what you think is fair. Bir göz at, hangilerinin adil olduğuna karar ver. Bir göz at, hangilerinin adil olduğuna karar ver. Bir göz at, hangilerinin adil olduğuna karar ver. Firefly-1 2003 info-icon
Already decided. Çoktan karar verdim. Çoktan karar verdim. Çoktan karar verdim. Firefly-1 2003 info-icon
We're taking your ship. Gemini alıyoruz. Gemini alıyoruz. Gemini alıyoruz. Firefly-1 2003 info-icon
Billy, get this plugged in. Jesse, call Stern over here. Billy, şunu bağla. Jesse, Stern'ü buraya çağır. Billy, şunu bağla. Jesse, Stern'ü buraya çağır. Billy, şunu bağla. Jesse, Stern'ü buraya çağır. Firefly-1 2003 info-icon
You and him are gonna pilot this pile of crap out of here. Onunla bu hurda yığınını buradan götüreceksiniz. Onunla bu hurda yığınını buradan götüreceksiniz. Onunla bu hurda yığınını buradan götüreceksiniz. Firefly-1 2003 info-icon
We'll get it as far as... Mümkün olduğunca uzağa götürürüz... Mümkün olduğunca uzağa götürürüz... Mümkün olduğunca uzağa götürürüz... Firefly-1 2003 info-icon
Jesse, don't call Stern. Jesse, Stern'ü çağırma. Jesse, Stern'ü çağırma. Jesse, Stern'ü çağırma. Firefly-1 2003 info-icon
Billy, leave the catalyzer. Billy, katalizörü bırak. Billy, katalizörü bırak. Billy, katalizörü bırak. Firefly-1 2003 info-icon
Do as he says. Dediğini yapın. Dediğini yapın. Dediğini yapın. Firefly-1 2003 info-icon
Take your people and go. Adamlarını al ve git. Adamlarını al ve git. Adamlarını al ve git. Firefly-1 2003 info-icon
You would've done the same. Sen de aynısını yapardın. Sen de aynısını yapardın. Sen de aynısını yapardın. Firefly-1 2003 info-icon
We can already see I haven't. Yapmadığımı zaten görüyoruz. Yapmadığımı zaten görüyoruz. Yapmadığımı zaten görüyoruz. Firefly-1 2003 info-icon
Now get the hell off my ship. Hemen gemimden defolun. Hemen gemimden defolun. Hemen gemimden defolun. Firefly-1 2003 info-icon
Real beauty, ain't she? Serenity's not moving. Ne güzel, değil mi? Serenity yerinden kıpırdamıyor. Ne güzel, değil mi? Serenity yerinden kıpırdamıyor. Ne güzel, değil mi? Serenity yerinden kıpırdamıyor. Firefly-1 2003 info-icon
Mal, come with us. When your miracle gets here pound this Mal, bizimle gel. Mucize olursa, şu düğmeye bir kere bas... Mal, bizimle gel. Mucize olursa, şu düğmeye bir kere bas... Mal, bizimle gel. Mucize olursa, şu düğmeye bir kere bas... Firefly-1 2003 info-icon
button once It'll call back both shuttles. Everybody dies alone. ...iki mekiği de geri çağırır. Herkes tek başına ölür. ...iki mekiği de geri çağırır. Herkes tek başına ölür. ...iki mekiği de geri çağırır. Herkes tek başına ölür. Firefly-1 2003 info-icon
I'll run up and scrape up a piece. You'd do that for me? Koşar, bir parça getiririm. Benim için yapar mısın? Koşar, bir parça getiririm. Benim için yapar mısın? Koşar, bir parça getiririm. Benim için yapar mısın? Firefly-1 2003 info-icon
I'd do anything for you. You know that. Senin için her şeyi yaparım. Sen de biliyorsun. Senin için her şeyi yaparım. Sen de biliyorsun. Senin için her şeyi yaparım. Sen de biliyorsun. Firefly-1 2003 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 19463
  • 19464
  • 19465
  • 19466
  • 19467
  • 19468
  • 19469
  • 19470
  • 19471
  • 19472
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact