Search
English Turkish Sentence Translations Page 19466
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I'm sorry. | Pardon. Pardon. Pardon. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I just... | Sadece... Sadece... Sadece... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
It was my birthday. | ...bugün doğum günümdü. ...bugün doğum günümdü. ...bugün doğum günümdü. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Don't be afraid. | Korkma. Korkma. Korkma. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
That's what it says: "Don't be afraid." | Öyle yazıyor; "Korkma." Öyle yazıyor; "Korkma." Öyle yazıyor; "Korkma." | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
But you are afraid. | Ama korkuyorsun. Ama korkuyorsun. Ama korkuyorsun. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You're afraid we're going to run out of air. | Oksijenimiz tükenecek diye korkuyorsun. Oksijenimiz tükenecek diye korkuyorsun. Oksijenimiz tükenecek diye korkuyorsun. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
That we'll die gasping. | Nefes almaya çalışarak öleceğimiz için. Nefes almaya çalışarak öleceğimiz için. Nefes almaya çalışarak öleceğimiz için. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
But we won't. That's not going to happen. | Ama öyle ölmeyeceğiz. Öyle olmayacak. Ama öyle ölmeyeceğiz. Öyle olmayacak. Ama öyle ölmeyeceğiz. Öyle olmayacak. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
We'll freeze to death first. | Önce donarak öleceğiz. Önce donarak öleceğiz. Önce donarak öleceğiz. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You get that beacon sent? | İmdat çağrısını yolladın mı? İmdat çağrısını yolladın mı? İmdat çağrısını yolladın mı? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Yeah, it's sent. Good. | Evet, yolladım. Güzel. Geldim. Evet, yolladım. Güzel. Geldim. Evet, yolladım. Güzel. Geldim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Pointless... What was that? | Boşuna... Ne dedin? Boşuna... Ne dedin? Boşuna... Ne dedin? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Nothing, sir. It's a brilliant plan. I'm sure we'll all be saved. | Hiçbir şey efendim. Şahane bir plan. Hepimizi kurtaracaklarına eminim. Hiçbir şey efendim. Şahane bir plan. Hepimizi kurtaracaklarına eminim. Hiçbir şey efendim. Şahane bir plan. Hepimizi kurtaracaklarına eminim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I'm getting a little weary of this attitude, Wash. Are you? | Bu tavrından biraz yorulmaya başladım, Wash. Öyle mi? Bu tavrından biraz yorulmaya başladım, Wash. Öyle mi? Bu tavrından biraz yorulmaya başladım, Wash. Öyle mi? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Well, I'm so very sorry, sir. | Çok üzgünüm, efendim. Çok üzgünüm, efendim. Çok üzgünüm, efendim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I guess the news that we're all gonna be purple and bloated | Birkaç saat içinde hepimizin mosmor, şişmiş ve ölmüş olacağı haberi... Birkaç saat içinde hepimizin mosmor, şişmiş ve ölmüş olacağı haberi... Birkaç saat içinde hepimizin mosmor, şişmiş ve ölmüş olacağı haberi... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
No, Mal, it's not possible. No one's gonna pick up the damn signal. | Hayır Mal. Mümkün değil. Allah'ın belası sinyali kimse duymayacak. Hayır Mal. Mümkün değil. Allah'ın belası sinyali kimse duymayacak. Hayır Mal. Mümkün değil. Allah'ın belası sinyali kimse duymayacak. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You wanted us flying under the radar, remember? Well, that's where we are. | Göze çarpmadan uçmamızı isteyen sendin. Biz de öyle bir yerdeyiz. Göze çarpmadan uçmamızı isteyen sendin. Biz de öyle bir yerdeyiz. Göze çarpmadan uçmamızı isteyen sendin. Biz de öyle bir yerdeyiz. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Out of range of anyone or anything. Then make it go further. | Herkesin ve her şeyin menzili dışındayız. O halde daha uzağa gitmesini sağla. Herkesin ve her şeyin menzili dışındayız. O halde daha uzağa gitmesini sağla. Herkesin ve her şeyin menzili dışındayız. O halde daha uzağa gitmesini sağla. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I... What? Make the signal go further. | Ben... ne? Sinyalin daha uzağa gitmesini sağla. Ben... ne? Sinyalin daha uzağa gitmesini sağla. Ben... ne? Sinyalin daha uzağa gitmesini sağla. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I can't make it go further. Not if you sit around here and whinge about it, no. | Daha uzağa gitmesini sağlayamam. Böyle oturup sızlanırsan, hayır. Daha uzağa gitmesini sağlayamam. Böyle oturup sızlanırsan, hayır. Daha uzağa gitmesini sağlayamam. Böyle oturup sızlanırsan, hayır. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
What do you expect me to do, Mal? Whatever you have to! | Ne yapmamı bekliyorsun, Mal? Yapman gerekeni! Ne yapmamı bekliyorsun, Mal? Yapman gerekeni! Ne yapmamı bekliyorsun, Mal? Yapman gerekeni! | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
And if you can't do it from here, then get a suit on and go outside and... | Eğer buradan yapamıyorsan, elbiselerden birini giy, dışarı çık ve... Eğer buradan yapamıyorsan, elbiselerden birini giy, dışarı çık ve... Eğer buradan yapamıyorsan, elbiselerden birini giy, dışarı çık ve... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
And what? Wave my arms around? Wave your arms around! | Ve ne yapayım? El mi sallayayım? El salla! Ve ne yapayım? El mi sallayayım? El salla! Ve ne yapayım? El mi sallayayım? El salla! | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Jump up and down. Divert the navsats to the transmitter. | Bir aşağı, bir yukarı zıpla. Seyir uydularını vericiye yönlendir. Bir aşağı, bir yukarı zıpla. Seyir uydularını vericiye yönlendir. Bir aşağı, bir yukarı zıpla. Seyir uydularını vericiye yönlendir. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Whatever. Divert the... Right! | Ne yapacaksan artık. Yönlendireyim... Tamam! Ne yapacaksan artık. Yönlendireyim... Tamam! Ne yapacaksan artık. Yönlendireyim... Tamam! | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Because teenage pranks are fun when you're about to die. | Çünkü ölmek üzereyken eşek şakası yapmak çok komiktir. Çünkü ölmek üzereyken eşek şakası yapmak çok komiktir. Çünkü ölmek üzereyken eşek şakası yapmak çok komiktir. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
It'd give the beacon a boost, wouldn't it? Yes, Mal. | Sinyali güçlendirmez mi? Evet, Mal. Sinyali güçlendirmez mi? Evet, Mal. Sinyali güçlendirmez mi? Evet, Mal. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
It would boost the signal. But even if some passerby did happen to receive... | Sinyali güçlendirir. Ama yakınlarda olan biri sinyali alsa da... Sinyali güçlendirir. Ama yakınlarda olan biri sinyali alsa da... Sinyali güçlendirir. Ama yakınlarda olan biri sinyali alsa da... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
all it would do is muck up their navigation. Could be that's true. | ...seyir sistemini bozmaktan başka bir şey yapmaz. Doğru olabilir. ...seyir sistemini bozmaktan başka bir şey yapmaz. Doğru olabilir. ...seyir sistemini bozmaktan başka bir şey yapmaz. Doğru olabilir. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Damn right it's true! They'd be forced to stop and | Elbette doğru! Durmak zorunda kalırlar ve... Elbette doğru! Durmak zorunda kalırlar ve... Elbette doğru! Durmak zorunda kalırlar ve... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
dig out our signal before they could even go anyplace. | ...hareket edemeden önde sinyalimizi bulmak zorunda kalırlar. ...hareket edemeden önde sinyalimizi bulmak zorunda kalırlar. ...hareket edemeden önde sinyalimizi bulmak zorunda kalırlar. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Well, maybe I should do that then! Maybe you should! | Belki de yapmalıyım o zaman! Belki yapmalısın! Belki de yapmalıyım o zaman! Belki yapmalısın! Belki de yapmalıyım o zaman! Belki yapmalısın! | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Okay! Good! | Tamam! Güzel! Tamam! Güzel! Tamam! Güzel! | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Fine! Hey! | Oldu! Hey! Oldu! Hey! Oldu! Hey! | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
What the hell think you're doin'? | Böyle bir zamanda kavga ederek... Böyle bir zamanda kavga ederek... Böyle bir zamanda kavga ederek... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Fightin' at a time like this. | ...ne yaptığınızı sanıyorsunuz? ...ne yaptığınızı sanıyorsunuz? ...ne yaptığınızı sanıyorsunuz? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You'll use up all the air. | Bütün havayı tüketiyorsunuz. Bütün havayı tüketiyorsunuz. Bütün havayı tüketiyorsunuz. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Life support failure. Check oxygen levels at once. | Yaşam destek sistemi arızası. Oksijen seviyesini hemen kontrol edin. Yaşam destek sistemi arızası. Oksijen seviyesini hemen kontrol edin. Yaşam destek sistemi arızası. Oksijen seviyesini hemen kontrol edin. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Bester? | Bester? Bester? Bester? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
What's this I hear about yet another delay? | Bir gecikme daha olacak diye duyduğum nedir böyle? Bir gecikme daha olacak diye duyduğum nedir böyle? Bir gecikme daha olacak diye duyduğum nedir böyle? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Supposed to have this engine fixed and us up and... | Motoru tamir edip, havalanacaktık güya ve... Motoru tamir edip, havalanacaktık güya ve... Motoru tamir edip, havalanacaktık güya ve... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
What in the name of... | Bu ne ya... Bu ne ya... Bu ne ya... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Bester. | Bester. Bester. Bester. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Bester! | Bester! Bester! Bester! | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
What? You do realize we've been parked on this rock... | Ne var? Planladığımızdan bir hafta daha uzun süre... Ne var? Planladığımızdan bir hafta daha uzun süre... Ne var? Planladığımızdan bir hafta daha uzun süre... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
a week longer than we planned? Yeah. | ...bu kayada durduğumuzun farkında mısın? Evet. ...bu kayada durduğumuzun farkında mısın? Evet. ...bu kayada durduğumuzun farkında mısın? Evet. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
But there's... there's stuff to do. As for example | Ama... yapacak işler var. Pacquin'de bizi bekleyen iş gibi. Ama... yapacak işler var. Pacquin'de bizi bekleyen iş gibi. Ama... yapacak işler var. Pacquin'de bizi bekleyen iş gibi. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
and is there something wrong with your bunk? | ...ve ranzanda bir problem mi var? ...ve ranzanda bir problem mi var? ...ve ranzanda bir problem mi var? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Why? | Niye ki? Niye ki? Niye ki? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Oh, no, Captain. She likes engines. | Hayır, Kaptan. Makineleri seviyor. Hayır, Kaptan. Makineleri seviyor. Hayır, Kaptan. Makineleri seviyor. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
They make her hot. | Makineler onu tahrik ediyor. Makineler onu tahrik ediyor. Makineler onu tahrik ediyor. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Bester. Get your prairie harpy off my boat and put us back in the air. | Bester. Çayırgüzelini gemiden yolla ve tekrar havalanmamızı sağla. Bester. Çayırgüzelini gemiden yolla ve tekrar havalanmamızı sağla. Bester. Çayırgüzelini gemiden yolla ve tekrar havalanmamızı sağla. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Okay, but c... can't. | Tamam ama... olmaz. Tamam ama... olmaz. Tamam ama... olmaz. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
What do you mean, "can't"? No can do, Cap. | "Olmaz" da ne demek? Yapamam, Kaptan. "Olmaz" da ne demek? Yapamam, Kaptan. "Olmaz" da ne demek? Yapamam, Kaptan. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Secondary grav boot's shot. No it ain't. | İkincil yerçekimi ünitesi yanmış. Hayır, yanmamış. İkincil yerçekimi ünitesi yanmış. Hayır, yanmamış. İkincil yerçekimi ünitesi yanmış. Hayır, yanmamış. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Ain't nothin' wrong with your grav boot. Grav boot's just fine. | Yerçekimi ünitesinin hiçbir şeyi yok. Gayet iyi durumda. Yerçekimi ünitesinin hiçbir şeyi yok. Gayet iyi durumda. Yerçekimi ünitesinin hiçbir şeyi yok. Gayet iyi durumda. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
She doesn't... That's not what it... No, it ain't. | O... Göründüğü gibi değil. Hayır, iyi durumda değil. O... Göründüğü gibi değil. Hayır, iyi durumda değil. O... Göründüğü gibi değil. Hayır, iyi durumda değil. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Sure it is. Grav boot ain't your trouble. | Elbette iyi durumda. Problemin yerçekimi ünitesi değil. Elbette iyi durumda. Problemin yerçekimi ünitesi değil. Elbette iyi durumda. Problemin yerçekimi ünitesi değil. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I seen the trouble plain as day when I was down there on my back before. | Burada yatarken bile problemin ne olduğunu net bir şekilde gördüm. Burada yatarken bile problemin ne olduğunu net bir şekilde gördüm. Burada yatarken bile problemin ne olduğunu net bir şekilde gördüm. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Your reg couple's bad. | Regülatör bağlantısı bozuk. Regülatör bağlantısı bozuk. Regülatör bağlantısı bozuk. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
The red... The what? | Reg Ne? Reg Ne? Reg Ne? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
The reg couple. Right here. See? | Regülatör bağlantısı. Şuradaki, gördün mü? Regülatör bağlantısı. Şuradaki, gördün mü? Regülatör bağlantısı. Şuradaki, gördün mü? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
No. This. | Hayır. Bu. Hayır. Bu. Hayır. Bu. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I'm pointin' right at it. | Parmağımla gösteriyorum. Parmağımla gösteriyorum. Parmağımla gösteriyorum. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Hey. Here. | Hey. Al. Hey. Al. Hey. Al. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Hand me that, will you? | Şunu bana versene? Şunu bana versene? Şunu bana versene? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Don't serve much of a purpose anyway. | Zaten pek bir işe de yaramıyor. Zaten pek bir işe de yaramıyor. Zaten pek bir işe de yaramıyor. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Just tends to gum up the works when it gets tacked. | Monte edildiğinde işi bok eder genellikle. Monte edildiğinde işi bok eder genellikle. Monte edildiğinde işi bok eder genellikle. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
So I figure why even have one? | Ben de neden olsun ki dedim? Ben de neden olsun ki dedim? Ben de neden olsun ki dedim? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Better to just take your G line, plug it straight into the port pin lock... | G hattını doğrudan kilit girişine bağlaman yeter... G hattını doğrudan kilit girişine bağlaman yeter... G hattını doğrudan kilit girişine bağlaman yeter... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
and that should... | ...ve bu sayede... ...ve bu sayede... ...ve bu sayede... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
There. | ...oldu. ...oldu. ...oldu. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
What'd you do? She fixed it. | Ne yaptın? Tamir etti. Ne yaptın? Tamir etti. Ne yaptın? Tamir etti. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Well, it wasn't really broke. Where'd you learn how to do that, miss? | Aslında bozuk değildi. Bunu yapmayı nerede öğrendin, bayan? Aslında bozuk değildi. Bunu yapmayı nerede öğrendin, bayan? Aslında bozuk değildi. Bunu yapmayı nerede öğrendin, bayan? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Just do it, that's all. My daddy says I got natural talent. | Yapıyorum işte, hepsi bu. Babam doğal yeteneğim olduğunu söyler. Yapıyorum işte, hepsi bu. Babam doğal yeteneğim olduğunu söyler. Yapıyorum işte, hepsi bu. Babam doğal yeteneğim olduğunu söyler. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I'll say you do at that. Don't we need this? | Ben de aynısını söyleyeceğim. Buna ihtiyacımız yok mu? Ben de aynısını söyleyeceğim. Buna ihtiyacımız yok mu? Ben de aynısını söyleyeceğim. Buna ihtiyacımız yok mu? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You work for your daddy? Well, when he got work. | Babanla mı çalışıyorsun? İş çıktığında ki pek sık olmuyor. Babanla mı çalışıyorsun? İş çıktığında ki pek sık olmuyor. Babanla mı çalışıyorsun? İş çıktığında ki pek sık olmuyor. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You got much experience with a vessel like this? | Bu tip gemi tecrüben var mı? Daha önce içine bile girmemiştim. Bu tip gemi tecrüben var mı? Daha önce içine bile girmemiştim. Bu tip gemi tecrüben var mı? Daha önce içine bile girmemiştim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Wanna? You mean... | İster misin? Yani... İster misin? Yani... İster misin? Yani... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Sure. For how long? | Elbette. Ne kadar süreyle? Elbette. Ne kadar süreyle? Elbette. Ne kadar süreyle? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Long as you like. Long as you can keep her in the sky. | İstediğin kadar. Göklerde olmasını sağladığın müddetçe. İstediğin kadar. Göklerde olmasını sağladığın müddetçe. İstediğin kadar. Göklerde olmasını sağladığın müddetçe. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You offering me a job? Wh... What? | Bana iş mi teklif ediyorsun? Ne... ne? Bana iş mi teklif ediyorsun? Ne... ne? Bana iş mi teklif ediyorsun? Ne... ne? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Believe I just did. I just gotta ask my folks. | Sanırım öyle. Aileme sormam lazım. Sanırım öyle. Aileme sormam lazım. Sanırım öyle. Aileme sormam lazım. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Don't leave without me. | Ben gelmeden gitmeyin. Ben gelmeden gitmeyin. Ben gelmeden gitmeyin. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Mal! What do you need two mechanics for? | Mal! İki teknisyene ne diye ihtiyacın var? Mal! İki teknisyene ne diye ihtiyacın var? Mal! İki teknisyene ne diye ihtiyacın var? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I really don't. | Aslında yok. Aslında yok. Aslında yok. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Kaylee? Kaylee, what're you doing? | Kaylee? Kaylee, ne yapıyorsun? Kaylee? Kaylee, ne yapıyorsun? Kaylee? Kaylee, ne yapıyorsun? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I'm sorry, Captain. I'm real sorry. | Çok üzgünüm, Kaptan. Gerçekten çok üzgünüm. Çok üzgünüm, Kaptan. Gerçekten çok üzgünüm. Çok üzgünüm, Kaptan. Gerçekten çok üzgünüm. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I should've kept better care of her. | Ona daha iyi bakmalıydım. Ona daha iyi bakmalıydım. Ona daha iyi bakmalıydım. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Usually she lets me know when somethin's wrong. | Genelde bir problem olduğunda bana haber verir. Genelde bir problem olduğunda bana haber verir. Genelde bir problem olduğunda bana haber verir. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Maybe she did. I just wasn't payin' attention or... | Belki de verdi de ben dikkat etmiyordum ya da... Belki de verdi de ben dikkat etmiyordum ya da... Belki de verdi de ben dikkat etmiyordum ya da... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Kaylee, I cannot be having this from you right now. We got work to do. Understand? | Kaylee, şu anda senden bunları duymak istemiyorum. Yapacak işimiz var. Anladın mı? Kaylee, şu anda senden bunları duymak istemiyorum. Yapacak işimiz var. Anladın mı? Kaylee, şu anda senden bunları duymak istemiyorum. Yapacak işimiz var. Anladın mı? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Catalyzer's broke. Gonna need a new one. | Katalizör bozuk. Yeni bir tane gerekiyor. Katalizör bozuk. Yeni bir tane gerekiyor. Katalizör bozuk. Yeni bir tane gerekiyor. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
There is no new one. You gotta make do with what you got. | Yeni bir tane yok. Elimizdekiyle idare edeceğiz. Yeni bir tane yok. Elimizdekiyle idare edeceğiz. Yeni bir tane yok. Elimizdekiyle idare edeceğiz. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
It's broke. Come on. | Bozuk. Hadi. Bozuk. Hadi. Bozuk. Hadi. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
This the part? It don't hardly seem like nothin'. | Parça bu mu? Pek de önemli bir şeye benzemiyor. Parça bu mu? Pek de önemli bir şeye benzemiyor. Parça bu mu? Pek de önemli bir şeye benzemiyor. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
All right. Where's it go? | Pekâlâ. Nereye yerleşiyor? Pekâlâ. Nereye yerleşiyor? Pekâlâ. Nereye yerleşiyor? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Here. But it don't fit no more. | Buraya. Ama artık girmiyor. Buraya. Ama artık girmiyor. Buraya. Ama artık girmiyor. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |