Search
English Turkish Sentence Translations Page 19467
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Well, you gotta figure a way to make it fit. | Girmesini sağlamanın bir yolunu bulmalısın. Girmesini sağlamanın bir yolunu bulmalısın. Girmesini sağlamanın bir yolunu bulmalısın. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Sometimes a thing gets broke, can't be fixed. | Bazen bozuk şeyler tamir edilemez. Bazen bozuk şeyler tamir edilemez. Bazen bozuk şeyler tamir edilemez. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Without this, engine don't turn? | Bu olmayınca motor çalışmıyor mu? Bu olmayınca motor çalışmıyor mu? Bu olmayınca motor çalışmıyor mu? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Engine don't turn. Life support won't function. We don't breathe. | Motor çalışmazsa, yaşam destek işlemez, biz de nefes alamayız. Motor çalışmazsa, yaşam destek işlemez, biz de nefes alamayız. Motor çalışmazsa, yaşam destek işlemez, biz de nefes alamayız. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You wanna keep breathin', don't you? | Nefes almaya devam etmek istiyorsun, değil mi? Nefes almaya devam etmek istiyorsun, değil mi? Nefes almaya devam etmek istiyorsun, değil mi? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
So do I. | Ben de. Ben de. Ben de. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Well, as you're all keenly aware... | Hepinizin farkında olduğu gibi... Hepinizin farkında olduğu gibi... Hepinizin farkında olduğu gibi... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
we've run into a bit of a situation. | ...ufak bir sorunla karşı karşıyayız. ...ufak bir sorunla karşı karşıyayız. ...ufak bir sorunla karşı karşıyayız. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Engine's down, life support's on the fritz, and I got... | Motor çalışmıyor, yaşam destek işlemiyor ve içeride... Motor çalışmıyor, yaşam destek işlemiyor ve içeride... Motor çalışmıyor, yaşam destek işlemiyor ve içeride... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
nine people here all wantin' to breathe. | ...nefes almak isteyen 9 kişi var. ...nefes almak isteyen 9 kişi var. ...nefes almak isteyen 9 kişi var. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Truth is... | Aslında... Aslında... Aslında... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
ain't got a whole lot of options at this juncture. | ...bu noktadan sonra fazla bir seçeneğimiz yok. ...bu noktadan sonra fazla bir seçeneğimiz yok. ...bu noktadan sonra fazla bir seçeneğimiz yok. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
So... | Böylece... Böylece... Böylece... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
...instead of focusing on what we don't got, time to talk about what it is we do. | ...elimizde olmayanlara odaklanmak yerine, onları değerlendirmenin vakti geldi. ...elimizde olmayanlara odaklanmak yerine, onları değerlendirmenin vakti geldi. ...elimizde olmayanlara odaklanmak yerine, onları değerlendirmenin vakti geldi. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
And what we got are two shuttles... | Elimizde 2 mekik var... Elimizde 2 mekik var... Elimizde 2 mekik var... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
short range, won't go far. | ...kısa mesafe aracı, çok uzağa gidemez. ...kısa mesafe aracı, çok uzağa gidemez. ...kısa mesafe aracı, çok uzağa gidemez. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
But each got heat, and they each got air. | Ama ikisi de sıcak ve içinde oksijen var. Ama ikisi de sıcak ve içinde oksijen var. Ama ikisi de sıcak ve içinde oksijen var. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Last longer than what's left on Serenity. | Serenity'de kalandan daha uzun süre yeter. Serenity'de kalandan daha uzun süre yeter. Serenity'de kalandan daha uzun süre yeter. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Long enough to reach someplace? No. | Bir yere ulaşacak kadar uzun mu? Hayır. Bir yere ulaşacak kadar uzun mu? Hayır. Bir yere ulaşacak kadar uzun mu? Hayır. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
So, where will we go then? | O zaman nereye gideceğiz? O zaman nereye gideceğiz? O zaman nereye gideceğiz? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Far as you can get. We send both shuttles off in opposite directions... | Mümkün olduğunca ileri gideceksiniz. 2 mekiği de ters istikamete yollarsak... Mümkün olduğunca ileri gideceksiniz. 2 mekiği de ters istikamete yollarsak... Mümkün olduğunca ileri gideceksiniz. 2 mekiği de ters istikamete yollarsak... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
betters the chances of someone getting seen, maybe picked up. | ...biri tarafından görülme, duyulma şansımız artar. ...biri tarafından görülme, duyulma şansımız artar. ...biri tarafından görülme, duyulma şansımız artar. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Shepherd Book, Kaylee, Jayne... | Rahip Book, Kaylee, Jayne... Rahip Book, Kaylee, Jayne... Rahip Book, Kaylee, Jayne... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
you'll ride with Inara in her shuttle. | ...Inara ile birlikte onun mekiğine binecek. ...Inara ile birlikte onun mekiğine binecek. ...Inara ile birlikte onun mekiğine binecek. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Doc, you and your sis will ride with Wash and Zoe, | Doktor, senle kardeşin Wash ve Zoe ile gidecek. Zoe'nin doktora ihtiyacı var. Doktor, senle kardeşin Wash ve Zoe ile gidecek. Zoe'nin doktora ihtiyacı var. Doktor, senle kardeşin Wash ve Zoe ile gidecek. Zoe'nin doktora ihtiyacı var. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
What about you? | Ya sen? Ya sen? Ya sen? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Four people per shuttle. That's the arrangement. | Mekik başına 4 kişi. Düzenleme böyle. Mekik başına 4 kişi. Düzenleme böyle. Mekik başına 4 kişi. Düzenleme böyle. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Evens the odds. I'm staying with Serenity. | Eşit ihtimal. Ben Serenity'de kalıyorum. Eşit ihtimal. Ben Serenity'de kalıyorum. Eşit ihtimal. Ben Serenity'de kalıyorum. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Captain... We sent out a beacon. Even managed to boost it a little. | Kaptan... Yardım çağrısı yolladık. Hatta biraz güçlendirmeyi de becerdik. Kaptan... Yardım çağrısı yolladık. Hatta biraz güçlendirmeyi de becerdik. Kaptan... Yardım çağrısı yolladık. Hatta biraz güçlendirmeyi de becerdik. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
If by some chance we get a response, someone's gonna have to be here to answer. | Bir ihtimal biri duyarsa, cevap vermek için birinin gemide kalması lazım. Bir ihtimal biri duyarsa, cevap vermek için birinin gemide kalması lazım. Bir ihtimal biri duyarsa, cevap vermek için birinin gemide kalması lazım. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Let's get those shuttles prepped. | Hadi, mekikleri hazırlayalım. Hadi, mekikleri hazırlayalım. Hadi, mekikleri hazırlayalım. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Wash, shuttles are that way. | Wash, mekikler bu tarafta. Wash, mekikler bu tarafta. Wash, mekikler bu tarafta. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I know. But like you said, someone might answer the beacon. | Biliyorum. Ama dediğin gibi, biri çağrıya cevap verebilir. Biliyorum. Ama dediğin gibi, biri çağrıya cevap verebilir. Biliyorum. Ama dediğin gibi, biri çağrıya cevap verebilir. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
And when they do, I want to make sure that you can call everyone back. | Verdiklerinde, herkesi geri çağırabilmeni sağlama almak istiyorum. Verdiklerinde, herkesi geri çağırabilmeni sağlama almak istiyorum. Verdiklerinde, herkesi geri çağırabilmeni sağlama almak istiyorum. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Jayne, you get shuttle number two ready. I'll see to Inara's. | Jayne, sen ikinci mekiği hazırla. Ben Inara'nınkini hazırlarım. Jayne, sen ikinci mekiği hazırla. Ben Inara'nınkini hazırlarım. Jayne, sen ikinci mekiği hazırla. Ben Inara'nınkini hazırlarım. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Friends, get movin'. Take only what you need. | Dostlar, acele edin. Yanınıza sadece ihtiyacınız olanı alın. Dostlar, acele edin. Yanınıza sadece ihtiyacınız olanı alın. Dostlar, acele edin. Yanınıza sadece ihtiyacınız olanı alın. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Mal. If you fly smart, don't push too hard... | Mal. Akıllıca uçup, fazla zorlamazsan, mekiğin oksijeni uzun süre yeter. Mal. Akıllıca uçup, fazla zorlamazsan, mekiğin oksijeni uzun süre yeter. Mal. Akıllıca uçup, fazla zorlamazsan, mekiğin oksijeni uzun süre yeter. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Mal, this isn't the ancient sea. You don't have to go down with your ship! | Mal, eski çağda yaşamıyoruz. Batan gemiyle ölmen gerekmiyor. Mal, eski çağda yaşamıyoruz. Batan gemiyle ölmen gerekmiyor. Mal, eski çağda yaşamıyoruz. Batan gemiyle ölmen gerekmiyor. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
She ain't goin' down. She ain't goin' anywhere. | Gemi batmıyor. Yerinden kıpırdamıyor. Başınız derde girerse, Jayne işe yarar... Gemi batmıyor. Yerinden kıpırdamıyor. Başınız derde girerse, Jayne işe yarar... Gemi batmıyor. Yerinden kıpırdamıyor. Başınız derde girerse, Jayne işe yarar... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
but don't trust him and don't let him take over. | ...ama sakın ona güvenme ve idareyi ele almasına izin verme. ...ama sakın ona güvenme ve idareyi ele almasına izin verme. ...ama sakın ona güvenme ve idareyi ele almasına izin verme. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You're paid up through the end of the month. It's still your ship. | Parasını ödedin. Ay sonuna kadar gemi hâlâ senin. Parasını ödedin. Ay sonuna kadar gemi hâlâ senin. Parasını ödedin. Ay sonuna kadar gemi hâlâ senin. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Mal. And as far as your security deposit goes | Mal. Depozitona gelince, borçlu kalacağım gibi görünüyor. Mal. Depozitona gelince, borçlu kalacağım gibi görünüyor. Mal. Depozitona gelince, borçlu kalacağım gibi görünüyor. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Well, here she is. | İşte burası. İşte burası. İşte burası. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Nice, ain't she? Smallish. | Güzel, değil mi? Küçük gibi. Güzel, değil mi? Küçük gibi. Güzel, değil mi? Küçük gibi. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Well, not overly. | Çok da değil. Çok da değil. Çok da değil. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
How much room do you really need for what you do anyway? | İşin için ne kadar büyük bir yere ihtiyacın var ki? İşin için ne kadar büyük bir yere ihtiyacın var ki? İşin için ne kadar büyük bir yere ihtiyacın var ki? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I got a surveyor and his wife interested in renting it. | Kiralamayı düşünen bir kâşif ile eşi var. Kiralamayı düşünen bir kâşif ile eşi var. Kiralamayı düşünen bir kâşif ile eşi var. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
They're just waiting to hear back. | Haber vermemi bekliyorlar. Haber vermemi bekliyorlar. Haber vermemi bekliyorlar. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
What's her range? Standard short. | Menzili nedir? Standart kısa mesafe. Menzili nedir? Standart kısa mesafe. Menzili nedir? Standart kısa mesafe. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
She'll break atmo from a wide orbit... | Yörüngeden atmosfere girebilir... Yörüngeden atmosfere girebilir... Yörüngeden atmosfere girebilir... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
get you where you need to go, bring you back home again. | ...gideceğin yere kadar götürüp, eve geri döndürebilir. ...gideceğin yere kadar götürüp, eve geri döndürebilir. ...gideceğin yere kadar götürüp, eve geri döndürebilir. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
She's space worthy, just like the rest of Serenity is. | Serenity'nin geri kalanı gibi, gayet geniş. Serenity'nin geri kalanı gibi, gayet geniş. Serenity'nin geri kalanı gibi, gayet geniş. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
No need to sound so defensive, Captain. | Bu kadar alıngan davranmayın, Kaptan. Bu kadar alıngan davranmayın, Kaptan. Bu kadar alıngan davranmayın, Kaptan. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I prefer something with a few miles on it. | Yol yapmış bir mekiği tercih ederim. Yol yapmış bir mekiği tercih ederim. Yol yapmış bir mekiği tercih ederim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Were we to enter into this arrangement, Captain Reynolds... | Bu anlaşmayı yapacaksak, Kaptan Reynolds... Bu anlaşmayı yapacaksak, Kaptan Reynolds... Bu anlaşmayı yapacaksak, Kaptan Reynolds... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
there are a few things I would require from you... | ...sizden birkaç isteğim olacak. ...sizden birkaç isteğim olacak. ...sizden birkaç isteğim olacak. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
The foremost being complete autonomy. The shuttle would be my home. | En önemlisi tam özerklik istiyorum. Mekik benim evim olacak. En önemlisi tam özerklik istiyorum. Mekik benim evim olacak. En önemlisi tam özerklik istiyorum. Mekik benim evim olacak. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
No crew member, including yourself would be allowed entrance | Mürettebattan hiç kimse, buna siz de dâhilsiniz... Mürettebattan hiç kimse, buna siz de dâhilsiniz... Mürettebattan hiç kimse, buna siz de dâhilsiniz... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
without my express invitation. You'd get your privacy. | ...benim iznim olmadan içeri girmeyecek. Özelin ihlal edilmeyecek. ...benim iznim olmadan içeri girmeyecek. Özelin ihlal edilmeyecek. ...benim iznim olmadan içeri girmeyecek. Özelin ihlal edilmeyecek. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
And just so we're clear, under no circumstances will | Yanlış anlaşılma olmasın diye, hiçbir şartta ne size... Yanlış anlaşılma olmasın diye, hiçbir şartta ne size... Yanlış anlaşılma olmasın diye, hiçbir şartta ne size... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I be servicing you or anyone who is under your employ. | ...ne de elemanınız olan birine hizmetlerimi sunmayacağım. ...ne de elemanınız olan birine hizmetlerimi sunmayacağım. ...ne de elemanınız olan birine hizmetlerimi sunmayacağım. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I'll post a sign. That won't be necessary. | Bir levha asarım. Gerek yok. Bir levha asarım. Gerek yok. Bir levha asarım. Gerek yok. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
The other thing I would insist upon is some measure of assurance that when I make | Israr edeceğim başka bir nokta da, eğer bir müşteri ile sözleşmişsem... Israr edeceğim başka bir nokta da, eğer bir müşteri ile sözleşmişsem... Israr edeceğim başka bir nokta da, eğer bir müşteri ile sözleşmişsem... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
an appointment with a client I'm in a position to keep that appointment. | ...bu sözümü tutacağıma dair belli ölçüde güvence vermeniz. ...bu sözümü tutacağıma dair belli ölçüde güvence vermeniz. ...bu sözümü tutacağıma dair belli ölçüde güvence vermeniz. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
So far as such assurances are possible on a vessel of this type. | Bu tipteki bir araçta böyle bir güvence mümkün müdür bilemem. Bu tipteki bir araçta böyle bir güvence mümkün müdür bilemem. Bu tipteki bir araçta böyle bir güvence mümkün müdür bilemem. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
That's an awful lot of caveats and addendums there, miss. | Amma uyarı ve ilavede bulundunuz, bayan. Amma uyarı ve ilavede bulundunuz, bayan. Amma uyarı ve ilavede bulundunuz, bayan. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
As I stated, I just want to be clear. | Önce de söylediğim gibi, açık olmak istedim. Önce de söylediğim gibi, açık olmak istedim. Önce de söylediğim gibi, açık olmak istedim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Well, I'll be sure to take all that into consideration | Başvuruları gözden geçirirken mutlaka göz önünde bulundururum. Başvuruları gözden geçirirken mutlaka göz önünde bulundururum. Başvuruları gözden geçirirken mutlaka göz önünde bulundururum. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Don't be ridiculous. You're gonna rent this shuttle to me. | Gülünç olmayın. Bu mekiği bana kiralayacaksınız. Gülünç olmayın. Bu mekiği bana kiralayacaksınız. Gülünç olmayın. Bu mekiği bana kiralayacaksınız. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Am I? Yes. | Öyle mi? Öyle. Öyle mi? Öyle. Öyle mi? Öyle. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
And for one quarter less than your asking price. | Ve istediğinizden de %25 azına. Ve istediğinizden de %25 azına. Ve istediğinizden de %25 azına. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Is that a fact? It is. | Sahiden mi? Sahiden. Sahiden mi? Sahiden. Sahiden mi? Sahiden. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
And you figure you'll be getting this discount | Bu indirimi tam olarak ne için alacağınızı... Bu indirimi tam olarak ne için alacağınızı... Bu indirimi tam olarak ne için alacağınızı... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
why, exactly? You want me. | ...düşünüyorsunuz? Beni istiyorsunuz. ...düşünüyorsunuz? Beni istiyorsunuz. ...düşünüyorsunuz? Beni istiyorsunuz. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
You want me on your ship. | Geminizde olmamı istiyorsunuz. Geminizde olmamı istiyorsunuz. Geminizde olmamı istiyorsunuz. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Do I? Yes. | Öyle mi? Öyle. Öyle mi? Öyle. Öyle mi? Öyle. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Because I can bring something that your surveyor or | Çünkü ne kâşifin ne de yakalayabileceğin... Çünkü ne kâşifin ne de yakalayabileceğin... Çünkü ne kâşifin ne de yakalayabileceğin... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
any of the other fish you might have on line can't... | ...başka balıkların veremeyeceği bir şey sunabilirim. ...başka balıkların veremeyeceği bir şey sunabilirim. ...başka balıkların veremeyeceği bir şey sunabilirim. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
A certain respectability. Respecta... | Belirli ölçüde saygınlık. Saygın Belirli ölçüde saygınlık. Saygın Belirli ölçüde saygınlık. Saygın | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
And based on what little I've seen of your operation... | Faaliyetlerinizin küçük bir miktarını görmüş olmama dayanarak... Faaliyetlerinizin küçük bir miktarını görmüş olmama dayanarak... Faaliyetlerinizin küçük bir miktarını görmüş olmama dayanarak... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I suspect that's something you could use. | ...ihtiyacınız olan bir şey olduğunu tahmin ediyorum. ...ihtiyacınız olan bir şey olduğunu tahmin ediyorum. ...ihtiyacınız olan bir şey olduğunu tahmin ediyorum. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Fine. Let me ask you this. | Peki. Size şunu sorayım. Peki. Size şunu sorayım. Peki. Size şunu sorayım. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
If you're so respectable, why are you even here? | Eğer çok saygın biriyseniz, burada ne işiniz var? Eğer çok saygın biriyseniz, burada ne işiniz var? Eğer çok saygın biriyseniz, burada ne işiniz var? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I mean, I've heard tell of fancy ladies such as yourself... | Yani, duyduğum kadarıyla sizin gibi süslü püslü hanımlar... Yani, duyduğum kadarıyla sizin gibi süslü püslü hanımlar... Yani, duyduğum kadarıyla sizin gibi süslü püslü hanımlar... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
shipping out with big luxury liners and the like, but... | ...büyük lüks gemilerle filan seyahat edermiş... ...büyük lüks gemilerle filan seyahat edermiş... ...büyük lüks gemilerle filan seyahat edermiş... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
a registered Companion on a boat like this? | ...kayıtlı bir Dam böyle bir gemide seçerse... ...kayıtlı bir Dam böyle bir gemide seçerse... ...kayıtlı bir Dam böyle bir gemide seçerse... | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
What are you running from? I'm not running from anything. | Neden kaçıyorsunuz? Hiçbir şeyden kaçmıyorum. Neden kaçıyorsunuz? Hiçbir şeyden kaçmıyorum. Neden kaçıyorsunuz? Hiçbir şeyden kaçmıyorum. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
If it's Alliance trouble you got, you might want to consider another ship. | İttifak'la başınız dertte ise, başka bir gemi arasanız daha iyi olur. İttifak'la başınız dertte ise, başka bir gemi arasanız daha iyi olur. İttifak'la başınız dertte ise, başka bir gemi arasanız daha iyi olur. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Some on board here fought for the independents. | Mürettebattan bazıları Bağımsızlar için savaştı. Mürettebattan bazıları Bağımsızlar için savaştı. Mürettebattan bazıları Bağımsızlar için savaştı. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
The Alliance has no quarrel with me. | İttifak'ın benimle bir problemi yok. İttifak'ın benimle bir problemi yok. İttifak'ın benimle bir problemi yok. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
I supported unification. Did ya? | Birleşmeyi desteklemiştim. Öyle mi? Birleşmeyi desteklemiştim. Öyle mi? Birleşmeyi desteklemiştim. Öyle mi? | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Well, I don't suppose you're the only whore that did. | Destekleyen tek fahişe değilsiniz herhalde. Destekleyen tek fahişe değilsiniz herhalde. Destekleyen tek fahişe değilsiniz herhalde. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Oh, one further addendum. | Bir ilave daha yapacağım. Bir ilave daha yapacağım. Bir ilave daha yapacağım. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
That's the last time you get to call me "whore." | Son defa bana "fahişe" diye hitap ettiniz. Son defa bana "fahişe" diye hitap ettiniz. Son defa bana "fahişe" diye hitap ettiniz. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Absolutely. Never again. | Kesinlikle. Bir daha olmaz. Kesinlikle. Bir daha olmaz. Kesinlikle. Bir daha olmaz. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Keep everything set as low as possible. Don't waste what you got. | Her şeyi en düşük seviyede tut. Hiçbir şeyi boşa harcama. Her şeyi en düşük seviyede tut. Hiçbir şeyi boşa harcama. Her şeyi en düşük seviyede tut. Hiçbir şeyi boşa harcama. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Let me do that. You never could operate this thing. | Bırak ben yapayım. Şu mekiği kullanmayı hiç öğrenemedin. Bırak ben yapayım. Şu mekiği kullanmayı hiç öğrenemedin. Bırak ben yapayım. Şu mekiği kullanmayı hiç öğrenemedin. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
And try not to talk. Talking uses up air. | Konuşmamaya çalış. Konuşmak havayı tüketir. Konuşmamaya çalış. Konuşmak havayı tüketir. Konuşmamaya çalış. Konuşmak havayı tüketir. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Ain't no need for it. Mal! | İhtiyacım yok zaten. Mal! İhtiyacım yok zaten. Mal! İhtiyacım yok zaten. Mal! | Firefly-1 | 2003 | ![]() |
Come with us. | Bizimle gel. Bizimle gel. Bizimle gel. | Firefly-1 | 2003 | ![]() |