English
TurkishSearch
English Turkish Sentence Translations Page 18893
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| You like dignified words a lot... | Gururlu kelimler kullanmayı seviyorsun. | Fated to Love You-1 | 2014 |  |
| ...so I hope you can keep your dignity from now on. | Umarım bundan sonra da gururlu olmaya devam edersin. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| You enjoyed the bird sounds too! | Sen de kuş sesiyle eğlendin. Kuş sesi çıkardın. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| What's this? | Bu ne? Yağmur yağıyor. Akıl alır iş mi bu? | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| No, thank you. I’m fine. | Gerek yok, böyle iyiyim. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| No, no. Never. | Hayır, hayır. Asla. O zaman sorun yok. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| You're right. It doesn't matter. | Evet, evet sorun yok. Gel. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| Mr. CEO. Miss Kim. | Başkanım, Bayan Kim. Korkarım ki bu gece dönemeyeceksiniz. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| What are you talking about? | Ne demek istiyorsunuz? Buraya geldiğiniz köprüyü görmüşsünüzdür. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| The stream is swollen, so the bridge is underwater now. | Dere taştığı için köprü su altında kalmış. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| All the bridges and roads here are blocked. | Tüm köprü ve yollar kilitlenmiş. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| This is absurd! | Akıl alır iş mi bu? Akıl alır iş mi? | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| What a natural disaster! | Doğal afet! Engel olunamaz doğal afet. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| Irrevocable... | Engel olunamaz... Nasıl engel olunamaz? | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| We should try to do something. | Bir şeyler yapmaya çalışmalıyız. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| Stay here for a while. | Biraz burada kalın. Gidip bir çıkar yol var mı bakacağım. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| Manpower is nothing against nature. | Doğaya karşı insan gücü işe yaramaz. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| We can't do anything. We're helpless. | Hiçbir şey yapamayız, çaresiziz. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| This kind of rain won't stop anytime soon. | Böyle yağmurlar hemen dinmez. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| By the way… | Bu arada, yağmurda sırılsıklam olmuşsun. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| Are you alright? | İyi misin? Evet, iyiyim. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| Yes, I’m okay. | Ji Yun, sen nereye gideceksin? Eve geri mi döneceksin? | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| You might catch a cold, so make sure you dry off thoroughly. | Üşütebilirsin. Bir güzel kurulan. Bir güzel. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| Artist Ellie Kim is an asset to my company. | Ressam Ellie Kim şirketimin bir varlığı. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| As a contractor... | İşveren olarak seni korumak görevim. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| That’s what I’m saying. Ok. | Öyle işte. Evet. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| I take good care of myself as a subcontractor... | Çalışan olarak kendime iyi bakacağım. Dert etme. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| How’s the music? | Müzik nasıl? | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| What music are you talking about? | Ne müziği? Yağmur sesi. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| The sound of rain is music. | Yağmurun sesi müziktir. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| Like rain, like music. | Yağmur gibi, müzik gibi. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| It isn’t bad. | Fena değil. Küçükken... | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| ...I liked the sound of rain a lot. | ...yağmur sesini çok severdim. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| When it would rain at night... | Geceleri yağmur yağdığında... | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| ...I'd close my eyes and make a wish. | ...gözlerimi kapatıp bir dilek tutardım. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| Then I'd fall asleep... | Sonra da yağmur damlalarını dinlerken uyuyakalırdım. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| Listen to it carefully. | İyi dinle. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| You’re hungry, aren’t you? | Acıktın değil mi? Acıkmadım. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| Old habits die hard. | Eski alışkanlıklar kolay geçmez. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| You must still be like that. | Hâlâ aynı olmalısın. Aynısın. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| It wasn’t me. | Ben değildim. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| I was waiting for that. | Bunu bekliyordum. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| If you're hungry, eat something. | Açsan bir şeyler ye. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| Dragon bragged to me... | Dragon, durmadan bana balık gözlü... | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| ...constantly about instant noodles with pollack eye. | ...rameni övüp duruyordu. Yataktan ilk çıkan kanepeye gider... | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| I told myself I should just die since I never got to try it... | Kendi kendime denemezsem öleceğim herhalde dedim. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| ...and I hardly had the will to live without it. | Yaşamak için zar zor istek buldum. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| You had a lunch box. | Yemek kabın vardı. Yemek kabı mı? | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| The face lunch box. | Yüz şekilli. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| Tah dah! | Benim hatam yüzünden olduğunu. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| Did you really make all this, Mi Young? | Bunların hepsini gerçekten sen mi yaptın Mi Young? | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| Ah, the face lunch box! | Yüz şekilli. Doğru. Doğru. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| Ah, I want that again too. | Yine istiyorum. Çok lezzetliydi. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| Ah, Mi Young. | Mi Young. Bu gece Mi Young ol işte! | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| I don’t care. I’ll just call you Mi Young tonight. | Ben bilmem, bu gece sana Mi Young diyeceğim. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| The sound of rain can be very interesting... | Yağmur seni nasıl dinlediğine göre ilginçleşir. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| When it falls on the eaves... | Saçağın üstüne düşerse çıkardığı ses şöyle olur. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| It's okay, it's okay... | Sorun yok, sorun yok. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| It isn't your fault... | Senin hatan değil. Sorun değil. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| That's how it sounds. | Böyle ses çıkıyor. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| It feels like someone is patting you on the back, right? | Sanki biri sırtını sıvazlıyor gibi. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| I really don’t know what you’re saying. | Neden bahsettiğini bilmiyorum. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| I… I think I should leave now. | Ben... Ben gitmeliyim. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| Oh! What’s wrong with you? | Neyin var? İyi misin? Evet. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| Didn’t you hear what the manager said? | Müdürün söylediğini duymadın mı? Yollar kapalı. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| I can manage. | İdare ederim ben. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| It’s dangerous to go out now. | Dışarı çıkmak tehlikeli. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| I’d like to give it a try. | Bir deneyeceğim. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| Why aren’t you listening to me? | Niye laf dinlemiyorsun? | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| Wait. Let go. | Bekle. Bırak. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| You're burning up. | Yanıyorsun sen. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| Don’t worry about me. | Benim için endişelenme. Tek başıma giderim. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| Don’t be ridiculous! | Akıl alır şey mi bu? Böyle gidemezsin. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| I really... | Benim için... | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| ...don’t want you to worry about me. | ...endişelenmeni gerçekten istemiyorum. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| We’re strangers now. | Artık birer yabancıyız. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| So let me go. | Bırak beni. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| You’re a fool. | Seni aptal kadın. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| I really… | Benim için... | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| …don’t want you to worry about me. | ...endişelenmeni gerçekten istemiyorum. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| Mi Young! | Mi Young! Mi Young! | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| Mi Young! | Sonra görüşürüz, Jae Min. 1 | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| [Episode 16] 1 | 16. Bölüm | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| Gae Ddong… | Gae Ddong... 1 | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| Why are you still hurt? | Neden hâlâ acı çekiyorsun? | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| You have to stop it now… | Buna bir son vermelisin ki ben de verebileyim. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| [Daniel] | Daniel | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| The person you're trying to reach... | Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor... | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| Does something happen to her at the arboretum? | Botanik bahçesindeyken bir sorun mu çıktı yoksa? | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| Lee Gun. | Lee Gun. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| I’m going home first. | Ben önden gidiyorum. Dün için teşekkür ederim. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| Mi Young. | Mi Young. Neler oldu? | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| I worried about you all night. | Dün gece senin için ne kadar endişelendiğimi biliyor musun? | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| I stayed in a cottage at the arboretum... | Şiddetli yağmur yüzünden yollar kapandığı için... | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| Yes. I’m alright now. | Evet, iyiyim. Eve sağ salim geldin ya bana yeter. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| From now on... | Bundan böyle gittiğin her iş gezisinde sana eşlik edeceğim ki işini rahatça yapabilesin. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| Is this because of your bad condition? You look gaunt. | Durumun yüzünden mi değil mi bilmem gözüme pek zayıf göründün. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| I should stop now. | Burada durmalıyım. Sana yenge diyebilir miyim? Elbette. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| I shouldn’t go any closer to him. | Ona daha fazla yaklaşmamalıyım. | Fated to Love You-1 | 2014 | |
| Mr. CEO. | Başkanım. Baş | Fated to Love You-1 | 2014 | |
