Search
English Turkish Sentence Translations Page 18895
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I’ll charge both of you with... | Onları dışarı çıkaracak olursanız... | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
They're all confidential documents? | Bunların hepsi gizli belge mi oluyorlar? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
It may look general to you, but actually... | Sana sıradan gelebilirler ancak... | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
...huge company secrets and all kinds of... | ...büyük şirket sırları ve bu tarz gizli şeyler bunun gibi şeylerin içine saklanır. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
So, I’m here inevitably... | Anlayacağın, bunları dışarı sızdırmanı önlemek adına mecburen burada bulunuyorum. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
You don’t need to be bothered by me or concerned for me. | Varlığımdan rahatsız olup beni düşünmene gerek yok. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
You just need to concentrate on your work. | Tek yapman gereken işine yoğunlaşmak. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I’ll quietly and inevitably... | Ben sessizce ve tabii ki mecburen burada yanında duracağım. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Also… | Bir de bitkin, çok çalışmaktan yorgun hisseder yahut... | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
If you have health issues, it'll be a liability for our company. | Sağlığın şirketimizin güvencesi altındadır. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Excuse me. | Bakar mısın? Ne vardı? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I won’t leak the confidential information… | Gizli bilgi falan sızdırmayacağım bu sebepten dışarı çıkabilir misin? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Your presence is keeping me from work. | Sen buradayken çalışamıyorum. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
If I'm keeping you from work... | Madem seni işinden alıkoyuyorum o hâlde dışarı çıkayım. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Ugh! | Bacağıma kramp girdi. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Even though I have a cramp... | Bacağıma kramp girmiş olsa bile madem seni rahatsız ediyorum yine de gitmeliyim. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Next is… | O zaman... sıradaki bu. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Jang In? | Jang In... Kimya mı? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Why does she have to do a collaboration project with Jang In Chemical? | Ne sebeple Jang In Kimya ile işbirliği projesine girişmesi gerekti ki? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
It doesn’t matter which company she’s working with. | Hangi şirkette çalıştığı önemli değil. Tek yapması gereken işini düzgün yapmak. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
What if she starts a relationship with Lee Gun again? | Ya Başkan Lee Gun ile bizim Mi Young yine birbirlerinden hoşlanmaya başlarlarsa? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I’m opposing this collaboration. | Ben, bu işbirliğine karşıyım. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I… prefer handsome Daniel. | Ben, yakışıklı Daniel'ı tercih ederim. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I agree with this collaboration. | Ben bu işbirliğini onaylıyorum. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I prefer my Mr. Tak’s boss, Lee Gun. | Müdür Tak'ın patronu Başkan Lee Gun'u yeğlerim. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Daniel is better. | Daniel daha iyi bir seçim. Lee Gun. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Daniel. Lee Gun. | Daniel. Lee Gun. Sessiz olun. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Mi Young will take good care of her own matters. | Mi Young neyi nasıl yapacağını hepinizden iyi bilir. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Choi and Mr. Park, you... | Bu arada Choi ve Bay Park lokantayı temizlemeye başlayın, tamam mı? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Hamo, hamo! | Hamo, hamo! | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Mother. | Kaynanacığım. Beni hayal kırıklığına uğratıyorsun. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
What are you talking about? | Bu da nereden çıktı şimdi? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Why do you always call me Choi... | Beni sürekli Choi diye çağırıyorsun da neden ilk ismimle hiç çağırmıyorsun? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
You should use my first name sweetly like I'm your son. | Beni de diğer oğlun gibi ismimle çağırman gerekmez mi? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
You’re a man. Don't get upset over things like that. | Ne biçim adamsın sen? Bozulduğu şeye bak. Peki, öyle olsun. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Ko Bong. Choi Ko Bong! | Ko Bong. Choi Ko Bong! Ko Bong. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Go start cleaning up, okay? | Git de temizliğe başla, tamam mı? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Yes, mother. | Peki, kaynanacığım. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Mother! | Kaynanacığım! | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Hey. | Sırası gelmişken benim ilk ismimi de bir kez olsun dillendirmedin. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Your first name is Sa Jang. | Park Sa Jang ismini yüksek sesle söylememi mi istiyorsun? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Hamo, hamo. | Hamo, hamo. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Hey, Ko Bong! | Bana bak, Ko Bong! Başkan Park Sa Jang ile birlikte temizliği yap! | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Ko Bong! | Ko Bong! Sa Jang! İlk ismimize kavuştuk sonunda! | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
He came with us to help open the first restaurant... | Lokantayı ilk açtığımızda gelip yardım etti anladık da... | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Sa Jang! | Görüntü bulanık olmasına rağmen... Se Ra Hanım olmadığı ortada. Sa Jang! Ko Bong! | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Does he have a crush on me? | Yoksa bana mı yanık bu? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Is anybody here? | Biri mi var orada? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
This is amazing. | İnanılmaz. Karı ve koca aynı bedeni, aynı ruhu paylaşır. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Don’t let the elevator stop on any other floor. | Asansörün başka bir katta durmasına izin verme. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Also, don’t ever forget to turn on the lobby floor light when she arrives. | Ayrıca dışarıya adımını attığında lobinin ışıklarını açmayı da ihmal etme. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Elevator 2 is passing all floors. | 2 numaralı asansör yaklaşıyor. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Stand by to turn on the lobby floor light. | Lobinin ışıklarını açmaya hazır olun. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
She will arrive soon. | Birazdan orada olur. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Stand by the light. | Işıkları beklemeye alın. Bekleyin. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Three, two, one. | Üç, iki, bir. Başlayın! | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Miss, I have a taxi for you. | Hanımefendi, size taksi çağırdım. Hiç gereği yoktu. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Okay. Okay. | Peki. Pekâlâ. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Thank you. | Teşekkür ederim. Gerek yok, kapıyı kendim açarım. Teşekkür ederim. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
You did good work today, Miss Kim Mi Young. | Bugün iyi bir iş çıkardın Ressam Kim Mi Young. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Get home safely. | Evine sağ salim var. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
So, my Gun worked late yesterday and the day before yesterday… | Demen o ki Gun'um dün de ondan önceki gün de... | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I’ve been waiting for them to have a date like this so badly. | Bu anın gelmesini nasıl sabırsızlıkla bekliyordum. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Well, grandmother, I want it more than anything, but... | Yine de nine, bunun olmasını her şeyden çok isterim ama... | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
...but I can't tell how she feels about him. | ...hanımefendininkilerden emin olamıyorum. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Have you finished reviewing all these documents already? | Bütün belgeleri incelemeyi şimdiden bitirdiğini mi söylüyorsun? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Yes. | Evet. İnanmıyorsan bakabilirsin. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Are you sure that you did your work thoroughly? | İşini adamakıllı yaptığına emin misin? Aldın mı? Biraz daha. Neredeyse uzandım. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
My firm doesn’t accept sloppy work. | Şirketimiz baştan savma iş kabul etmez. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I rather not do the work than do a sloppy job. | Baştan savma iş yapacağıma o işi hiç yapmam. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I can wrap up my work before I go home tonight… | Bu gece eve gitmeden evvel işimi tamamlayıp... | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Then... | Öyleyse bu gece itibariyle araştırman sona mı erecek? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I’ll do my best to the end, so don’t worry. | Sonuna dek elimden geleni yapacağım yani endişelenmene gerek yok. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
It's way past when he usually comes. | Her zamanki saatini çoktan geçti. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
He's never this late. | Hiç bu saate kalmamıştı. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
He must be busy today. | Demek bugün yapacak çok işi var. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Tah dah! | Ben geldim! | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
You brat! You surprised me! | Seni velet! Ödümü kopardın! | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Ssambop lady! | Ssambop hanım ~ | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
You waited for me! | Gelmemi bekledin şimdi Haksız mıyım? ~ | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Ssambop lady. | Ssambop hanım. Beni göremedin diye neredeyse aklını kaçırıyordun, değil mi? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
You almost went crazy because you couldn't see me, right? | Ne sevimli bir isim. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Don’t be absurd. | Gülünç olma. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
You're driving me crazy. | Beni delirtiyorsun. Otur aşağı! | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I know you did. | Aklını kaçırdığını biliyorum. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Women aren't any good at push and pull regardless of their age. | Kadınlar yaşları ne olursa olsun itme çekme politikasında iyi değillerdir. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Hey! | Bana bak! Yemek yemeyip böyle abuk sabuk konuşacaksan kalkıp gidebilirsin. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I don't have time to joke around with you. | Seninle şakalaşacak vaktim yok benim. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Okay, okay. | Peki, anladım. Bugün yemeklerin hepsini take out istiyorum. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I have someone… | Kalbimin, tıpkı lunaparklardaki bir hız treni misali... | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
She’s a woman like Mata Hari. | Mata Hari gibi bir kadın. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
What are you saying? | Ne diyorsun öyle? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I heard that Mi Young is doing a collaboration or something with him. | Mi Young'un onunla işbirliği midir nedir öyle bir şey yaptığını duymuştum. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Did they meet again? | Mi Young ile yeniden görüşüyor olmasınlar? | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Stone! | Kazma! | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I’m a stone! | Az önce Chan Kyu'nun annesi arayınca öğrendim. Hangi rüzgar attı seni buraya? Ben bir kazmayım! | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Kim Mi Young. | Kim Mi Young. Ne yapıyorsun? Kendine gel. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
Do you know what this is? | Burada ne var biliyor musun? Gece, gece yemeği! | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
It's a nighttime snack. Let’s eat, let’s eat. | Gece vakti atıştırmalığı. Hadi yiyelim, hadi yiyelim. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |
I’ll do it. Ok. | Ben hazırlarım. Tamam. | Fated to Love You-1 | 2014 | ![]() |