Search
English Turkish Sentence Translations Page 18697
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Yeah, it's like powder or something. | Evet, pudra gibi bir şey. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
How did you know how to save that dog last night? | Dün gece köpeği nasıl kurtaracağını nasıl bilebildin? | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
What, are you like a vet or something? | Veteriner falan gibi bir şey misin? | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
Oh, no, I was never in the military. | Pek sayılmaz. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
I'm a nurse. I'm almost a nurse. | Hemşireyim. Hemşire sayılırım. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
So you're almost a nurse slash doorman? | Yani Hemşire/Kapıcı sayılırsın? | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
Yeah. Well, I'm still in school. | Evet. Okulum devam ediyor. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
Oh. I had to take some time off... | Biraz ara vermem gerekti. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
to help... we... my... | aileme yardım etmek için... Biz... | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
Hey, there you are. | İşte buradasın. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
Buck, don't you have a phone? | Buck, senin telefonun yok mu? | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
Nice flowers, man. | Güzel çiçekler. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
Yeah. I'm glad you approve. | Onayladığın için minnettarım. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
What? Don't tell me you're mad about last night. | Hala geçen gece için kızgın olduğunu söyleme. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
I think those cocktail olives were bad, | Sanırım kokteyldeki zeytinler bozuktu, | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
'cause I didn't have that much to drink. | çünkü o kadar çok içmedim. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
They're lucky I don't sue. Listen, I'm gonna make a drink, | Dua etsinler dava etmiyorum. Ben kendime bir içki alırken, | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
and you change, put something nice on... | sen üzerini değişsen, güzel bir şeyler giysen... | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
and we'll go. Okay, you go do that. | ve çıksak. Tamam, öyle yapalım. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
Hey, Grace, looking good. | Hey, Grace, güzel görünüyorsun. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
I got your green tea chai latte. | Yeşil çayını getirdim, chai latte. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
I took the liberty of putting in... | İçine bir | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
a phytonutrient tablet. | phytonutrient tablet attım, | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
It's got some powerful antioxidants... | içinde sana enerji vermesi için, | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
to give you a boost. | bazı antioksidanlar var. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
Well, that's very sweet. Thank you, Laszlo. | Pekâlâ, çok tatlısın. Teşekkür ederim, Laszlo. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
Very happy. This chair is really comfortable. | Çok mutluyum. Bu sandalye gerçekten çok konforlu. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
It's one of our best sellers, comes with a how to video | En çok satılan ürünlerimizden bir tanesi, | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
that's amazing. | kullanma kılavuzuyla birlikte geliyor. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
Well, I'm glad that you're happy. | Mutlu olduğuna sevindim. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
'Cause if you're happy, the workplace is happy, | Çünkü sen mutluysan, işyeri mutludur, | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
the customers are happy, and then I'm happy. | müşteriler mutludur, böylece ben de mutlu olurum. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
I'm a people person. At least I try very hard to be. | Ben hümanist bir insanım. En azından olmak için çaba sarf ediyorum. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
Well, I love people. | Güzel, insancıl insanları severim. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
And I really like working here already. | Ve burada çalışmaktan çok memnunum. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
Well, jeez, I love to hear that. | Bunu duyduğuma sevindim. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
And you're doing a great job. | İyi bir iş çıkarıyorsun. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
Keep it up. | Devam et. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
Okay, you too. | Sende. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
Thank you for my, uh, phyto... | Teşekkür ederim, şey için, phyto... | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
The last time we were in Japan was in '95 and I... | En son biz Japonya'dayken '95 yılında, ben... | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
No no, that was Hong Kong. We were in Japan in '98. | Hayır, o Hong Kong'tu. '98 yılında Japonya'daydık. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
We were in Hong Kong? Yes. | Hong Kong'ta mıydık? Evet. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
We were invited to see a Japanese production of "Cats," | 'Cats' in Japon imalatlarını görmek için davet edilmiştik. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
which, let me tell you, was better than the original. | Gerçeği söylemek gerekirse orijinalinden daha iyilerdi. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
Can we go in, please? | Girebilir miyiz, lütfen? | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
Dude, you killed it. Did I? Sorry, buddy. | Dostum, bitirmişsin. Öyle mi? Üzgünüm dostum. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
Hey, thanks for doing your job. I appreciate it. | İşini yaptığın için teşekkür ederim. Seni takdir ediyorum. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
Sorry about that, guys. Whatever. | Özür dilerim ahbap. Her neyse. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
We went swimming in a lake and I don't know if you know... | Göle yüzmeye gittik, bilmem bilir misiniz? | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
that these little fish... I forgot the name of them, | ...isimlerini unuttum ama, ufak balıklar var hani... | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
but when you urinate in water... | ...suya işediğinizde... | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
they fly up the stream the other way. | diğer tarafa yönelirler. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
Hello, Mrs. Dowling. Hi, Buck. | Merhaba Bayan Dowling. Selam, Buck. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
How are you? Thank you for coming. | Nasılsın? Geldiğin için teşekkürler. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
I wouldn't miss it for the world. | Bunu asla kaçırmam. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
Hey, you look great. Oh, thank you. | Muhteşem görünüyorsun. Teşekkür ederim. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
I mean that. Thank you. | Cidden. Teşekkürler. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
"You look great, I mean that"? I did mean that. | "Muhteşem görünüyorsunuz, cidden"? Ciddiydim. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
Your boyfriend's already completely loaded. | Erkek arkadaşın neredeyse tamamen dolmuş durumda. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
Welcome to my life. | Hayatıma hoş geldin. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
I don't know why I put up with it. | Neden hala katlanıyorum, bilmiyorum... | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
Because good looking and rich is rare commodity. | Çünkü hem zengin hem yakışıklı olmak bir arada zor bulunan özellikler. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
God, I'm not that shallow, am I? | Tanrım, bu kadar basit değilim. Değil mi? | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
A helicopter to the Hamptons every weekend... | Her hafta sonu Hampton'a helikopter, | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
doesn't necessarily mean you're shallow. | senin basit olduğunu göstermez... | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
No. I mean, who wants to do that drive, | Hayır. Kimin buna ihtiyacı olur ki, | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
especially in the summer? | özellikle de yazın? | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
Everybody, everybody, can I have your attention? Thank you. | Herkes dinleyebilir mi, lütfen? | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
Now if the birthday girl could join me? | Şimdi eğer doğum günü kızı bana eşlik ederse? | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
You know, I can hardly believe... | Biliyor musunuz? Hala inanabilmiş değilim, | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
that this whose diaper I changed, | dün bezini değiştirdiğim, | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
whom I taught to ride a bike... | bisiklet sürmeyi öğrettiğim, | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
and whom I can still hear... | dördüncü sınıftayken... | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
reciting the lines of Puck... | peri masallarını okuyan, | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
from the immortal Bard in fourth grade, | o küçük kızın, | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
has transformed into... | bu kadar güzel, | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
this beautiful, graceful... | bu kadar zarif, | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
and sophisticated young woman. | genç bir hanıma dönüştüğüne... | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
Scarlett, I know that I speak... | Scarlett, annenin de bana katıldığını bilerek, | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
on behalf of your mother and myself... | kendim ve annen adına, diyorum ki; | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
when I say that we genuinely could not have asked... | daha iyi bir çocuğa sahip olabilmeyi, | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
for a better child. | hayal bile edemezdik. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
Happy birthday, sweetheart. | Nice yıllara, tatlım. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
Happy 21st, Scarlett. | İyi ki doğdun, Scarlett. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
Oh, I nearly forgot. | Neredeyse unutuyordum, | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
A small token of our affection, | Sevgimizin küçük bir göstergesi olarak, | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
very small. | çok küçük. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
Thank you, thank you, thank you, thank you. | Teşekkürler, teşekkürler, teşekkürler, teşekkürler. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
Hi. This is my buddy. | Merhaba Bu benim kankam. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
I need another drink... | Viski kola istiyorum, | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
a whisky and coke. Could you get that for me, please? | getirir misin lütfen? | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
Happy birthday, baby. Give me that. | İyi ki doğdun, tatlım. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
Anyway, so... Hey hey hey. | Evet, her neyse... | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
Jake, here. | Jake, buraya. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
This party sucks. | Parti rezalet. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
Do the right thing. | Biraz hareket katalım o zaman. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
Gracias, amigo. | İşte budur. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
Dude, that's her baby picture. | Dostum, bu onun bebeklik fotoğrafı. | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |
Whatever. | Yani? | Falling Up-1 | 2009 | ![]() |