English
TurkishSearch
English Turkish Sentence Translations Page 18642
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| I only noticed you because you were a lesbian. | ...seni sadece lezbiyen olduğunda fark ediyorum. | Faking it-1 | 2014 |  |
| Then I saw so much more. | ...sen de daha fazlasını gördüm. | Faking it-1 | 2014 | |
| I may have lied about being gay, | Eşcinsel olmakla ilgili yalan söylemiş olabilirim... | Faking it-1 | 2014 | |
| but I never lied about my feelings for you. | ...ama sana karşı olan hislerim ile ilgili asla yalan söylemedim. | Faking it-1 | 2014 | |
| You can come out now. She's gone. | Çıkabilirsiniz. Gitti. | Faking it-1 | 2014 | |
| Thank God, it reeks of rotting Thai food back there. | Şükür, Çürük Tayland yemegi gibi kokuyordu. | Faking it-1 | 2014 | |
| Okay, now who wants to help me arrange these dildos? | Tamam, şimdi kim bana dildoları ayarlamamda yardım edecek? | Faking it-1 | 2014 | |
| Now we're talking. Let's go bigger to smaller. | İşte şimdi konuşuyoruz. Büyükten küçüğe doğru gidelim. | Faking it-1 | 2014 | |
| It's more shocking. | Böyle daha şok edici. | Faking it-1 | 2014 | |
| Just dropped Tommy off. | Az önce Tommy'i bıraktım. | Faking it-1 | 2014 | |
| Trust me, he'll be keeping his mouth shut. | Güven bana, çenesini tutacak. | Faking it-1 | 2014 | |
| Now am I forgiven? | Şimdi affedildim mi? | Faking it-1 | 2014 | |
| Do I have a choice? Now you have blackmail on me. | Seçme şansım var mı? Şimdi bana sen şantaj yapabileceksin. | Faking it-1 | 2014 | |
| I'm gonna take that as a yes. | Bunu 'Evet' olarak alıyorum. | Faking it-1 | 2014 | |
| You know, I'm not going to tell anyone, Lauren. | Biliyorsun, kimseye söylemeyeceğim, Lauren. | Faking it-1 | 2014 | |
| None of us will. | Hiçbirimiz söylemeyeceğiz. | Faking it-1 | 2014 | |
| I told you, no more outing people. | Sana demiştim, artık kimsenin sırlarını yaymak yok. | Faking it-1 | 2014 | |
| You say that now, but someday you'll want to humiliate me. | Şimdi böyle diyorsun ama bir gün beni küçük düşürmek isteyeceksin. | Faking it-1 | 2014 | |
| And I will, but not about this, | Evet, küçük düşüreceğim ama bunu söylerek değil... | Faking it-1 | 2014 | |
| because I don't think there's anything humiliating | ...çünkü bence bu konuda utanılacak.. | Faking it-1 | 2014 | |
| about what you told us. | ...bir şey yok. | Faking it-1 | 2014 | |
| But clearly, you do. | Ama belli ki utanıyorsun. | Faking it-1 | 2014 | |
| You gotta work on that if you want to be happy. | Eğer mutlu olmak istiyorsan bunun üstünde çalışmalısın. | Faking it-1 | 2014 | |
| What, are we friends now? | Ne yani şimdi arkadaş mı olduk? | Faking it-1 | 2014 | |
| Oh, dear God, no. | Tanrı aşkına, hayır. | Faking it-1 | 2014 | |
| Thank God. Tender moment over. | Tanrıya şükür. Duygu yüklü anlar bitti. | Faking it-1 | 2014 | |
| I didn't get to finish my song. | Şarkımı bitirmedim. | Faking it-1 | 2014 | |
| You gotta stop doing this. | Bunu yapmayı kesmelisin. | Faking it-1 | 2014 | |
| What? It wasn't that bad. | Ne? O kadar kötü değildi. | Faking it-1 | 2014 | |
| The chorus is really catchy. No, I mean, | Nakaratı çok akılda kalıcı. Hayır, demek istediğim... | Faking it-1 | 2014 | |
| with the touching speeches and romantic serenades. | ...dokunaklı konuşmalar ve romantik seranetlar. | Faking it-1 | 2014 | |
| It's like you're waterboarding my heart. | Kalbime işkence ediyor gibi. | Faking it-1 | 2014 | |
| Uh, no more of that. | Artık yok. | Faking it-1 | 2014 | |
| I just don't want to lose you. | Sadece seni kaybetmek istemiyorum. | Faking it-1 | 2014 | |
| We're gonna grow old together, remember? | Beraber yaşlanacağız, hatırladın mı? | Faking it-1 | 2014 | |
| We're gonna sit on the porch and drink iced tea and talk about... | Verandada oturup, buzlu çay içip bunu konuşabilir... | Faking it-1 | 2014 | |
| How you're doing it again? | Tekrar nasıl yapıyorsun? | Faking it-1 | 2014 | |
| I just never thought that anything could come between us. | Sadece hiçbir şeyin aramıza giremeyeceğini sandım. | Faking it-1 | 2014 | |
| And then last night I rejected you, | Dün gece seni reddettim... | Faking it-1 | 2014 | |
| and now you're pulling away. | ...ve şimdi benden uzaklaşıyorsun. | Faking it-1 | 2014 | |
| And I'm worried you'll wind up hating me. | Şimdi de benden nefret etmenden korkuyorum. | Faking it-1 | 2014 | |
| It's not your fault you don't feel the same way, | Aynı şekilde hissetmemen senin suçun değil... | Faking it-1 | 2014 | |
| even though I I wish you did. | ...ama keşke hissetseydin. | Faking it-1 | 2014 | |
| You still don't? Just checking. | Hala hissetmiyor musun? Sadece kontrol ediyorum. | Faking it-1 | 2014 | |
| And I could never hate you. | Ve senden asla nefret edemem. | Faking it-1 | 2014 | |
| I could never hate you either. | Ben de senden asla nefret edemem. | Faking it-1 | 2014 | |
| Previously on Faking It... | Faking It'in önceki bölümlerinde... | Faking it-1 | 2014 | |
| Liam's really into this protest. | Liam bu protestoya gerçekten çok ilgili. | Faking it-1 | 2014 | |
| You'll each be getting new Skwerkel smartphones | Her birinizin yeni Skwerkel akıllı telefonu | Faking it-1 | 2014 | |
| and tablets. | ve tableti olacak. | Faking it-1 | 2014 | |
| She's just trying to buy us. | Bizi satın almaya çalışıyor. | Faking it-1 | 2014 | |
| The woman from Skwerkel... | Skwerkel'den şu kadın... | Faking it-1 | 2014 | |
| She's my sister. | O benim ablam. | Faking it-1 | 2014 | |
| And I slept with Amy. | Ve ben Amy'yle yattım. | Faking it-1 | 2014 | |
| Oh, my God. 1 | Aman Tanrım. 1 | Faking it-1 | 2014 | |
| I have to tell Karma. Just loosen up a bit, | Karma'ya söylemek zorundayım. Biraz gevşemelisin, | Faking it-1 | 2014 | |
| and I bet you're even prettier when you smile. | ve bahse girerim, güldüğünde daha sevimli oluyorsundur. | Faking it-1 | 2014 | |
| Walk quickly before the guards see us escaping | Korumalar kaçtığımızı görmeden hızlıca yürü | Faking it-1 | 2014 | |
| and lock the gates. Did you hear, | ve kapıları kilitle. Duydun mu, | Faking it-1 | 2014 | |
| there's an open spot in the drama club. | Drama kulübünde boş kontenjan varmış. | Faking it-1 | 2014 | |
| Kate Brown got a Blemclear commercial, | Kate Brown, Blemclear reklamında oynamış, | Faking it-1 | 2014 | |
| got an agent, and moved to L.A. for pilot season. | bir ajansı varmış, ve ilk sezon çekimleri için Los Angeles'a taşınmış. | Faking it-1 | 2014 | |
| My face covered in pimples | Sivilce dolu suratımın | Faking it-1 | 2014 | |
| splashed across my HDTV? | HDTV'min üzerine patlamasını mı? | Faking it-1 | 2014 | |
| No, thank you. Hester's drama club | Hayır, teşekkürler. Hester'in drama kulübü | Faking it-1 | 2014 | |
| is the best in the state, and they're holding auditions | eyaletin en iyisi, ve bu öğleden sonra seçmeler | Faking it-1 | 2014 | |
| this afternoon, and I'm going to audition. | var ve seçmelere gidiyorum. | Faking it-1 | 2014 | |
| Is that crazy? | Sence delice mi? | Faking it-1 | 2014 | |
| Well, they are a bunch of elitist, | Åey, onlar kendi kıçlarına sıkışmış, | Faking it-1 | 2014 | |
| stuck on themselves ass... | bir grup elitist... | Faking it-1 | 2014 | |
| If by crazy you mean brilliant. | Deliceden kastın mükemmelse. | Faking it-1 | 2014 | |
| Since our break up, we're invisible again. | Ayrılığımızdan beri, yeniden görünmez olduk. | Faking it-1 | 2014 | |
| This is my chance to get back on the map, | Kendimi yeniden öne atmak için bir şans bu, | Faking it-1 | 2014 | |
| and this time for my talent, | ancak bu sefer yeteneğimle, | Faking it-1 | 2014 | |
| not my fake sexual orientation. | sahte cinsel yönelimimle değil. | Faking it-1 | 2014 | |
| Yeah, you can't really put that | Evet, bunu zaten üniversite | Faking it-1 | 2014 | |
| on your college applications. | başvurularına koyamazdın. | Faking it-1 | 2014 | |
| Question is: Do you think I have talent? | Sorum şu ki: Sence ben yetenekli miyim? | Faking it-1 | 2014 | |
| You performed that song in front of the whole school | Åu aptal protestonun olduğu gün | Faking it-1 | 2014 | |
| when we had that stupid protest. | tüm okulun önünde şarkı söyledin. | Faking it-1 | 2014 | |
| People loved you, they covered it on YouTube. | İnsanlar bayıldı, YouTube'da coverlayanlar bile oldu. | Faking it-1 | 2014 | |
| They're looking for triple threats. | Muhteşem üçlüyü arıyorlar. | Faking it-1 | 2014 | |
| Triple threat? You are a quadruple threat. | Muhteşem üçlü mü? Sende muhteşem dörtlü var. | Faking it-1 | 2014 | |
| You can belch all the letters of the alphabet. | Alfabedeki tüm harflerle geğirebiliyorsun. | Faking it-1 | 2014 | |
| Karma was just saying she's auditioning for drama club. | Karma da şimdi drama kulübü seçmelerine katılacağını anlatıyordu. | Faking it-1 | 2014 | |
| You are. | Katılıyorsun. | Faking it-1 | 2014 | |
| I'll see you there. Too bad there can only be | Orda görüşürüz. Tek gerçek yetenek arıyor olmaları, | Faking it-1 | 2014 | |
| one singular sensation. I need to talk to you right now. | gerçekten çok kötü. Seninle şu an konuşmam gerek. | Faking it-1 | 2014 | |
| It's okay. I was just leaving. | Tamamdır. Gidiyorum. | Faking it-1 | 2014 | |
| Play nice. Don't let things get weird | Adil oyna. Seçmelerde işlerin | Faking it-1 | 2014 | |
| at those auditions. I didn't come here to talk | tuhaflaşmasına sebep olma. Buraya senle drama konuşmak için | Faking it-1 | 2014 | |
| about drama. I came here to talk about drama. | gelmedim. Buraya senin dramanı konuşmak için geldim. | Faking it-1 | 2014 | |
| Liam told me you two slept together. | Liam ikinizin yattığını söyledi. | Faking it-1 | 2014 | |
| Yeah, my face exactly. | Evet, aynen benim suratım da böyleydi. | Faking it-1 | 2014 | |
| Shane, that was the hugest mistake of my life. | Shane, hayatımdaki en büyük hatamdı. | Faking it-1 | 2014 | |
| I can barely stand thinking about it. | Bu konuda düşünmeye bile dayanamıyorum. | Faking it-1 | 2014 | |
| What, having sex with a guy? So you didn't enjoy it? | Nasıl, bir erkekle seks yapmanı mı? Yani zevk almadın mı? | Faking it-1 | 2014 | |
| Or did you? Are you bi now? | Ya da aldın mı? Åimdi de biseksüel misin? | Faking it-1 | 2014 | |
| What does it all mean? Oh, what it means | Tüm bunlar da ne demek oluyor? Oo, şu demek oluyor, | Faking it-1 | 2014 | |
| that I did the most horrible thing | bir arkadaşın yapabileceği | Faking it-1 | 2014 | |
