Search
English Turkish Sentence Translations Page 181956
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I can not eat Rebecca, I'm sorry. At least sit down. | Yemek yiyemiyorum Rebecca, kusura bakma. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
At least sit down. | En azından oturun. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
I can't sit, either. | Oturamıyorum da. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Would you tell us please why you invited us here? | Bizi neden buraya davet ettiğini söyler misin lütfen? | Womb-1 | 2010 | ![]() |
He could be here with us again. | Yine burada bizimle beraber olabilir. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Again? Who, Thomas? | Yine mi? Thomas mı? | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Department of Genetic Replication Consent to Exhumation and Taking of Tissue Samples | Genetik Üretim Merkezi Mezar Açma ve Doku Örneği Alma İzni | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Who would give birth to him? | Onu kim doğuracak ki? | Womb-1 | 2010 | ![]() |
We are atheists... | Bizler ateistiz... | Womb-1 | 2010 | ![]() |
...and we brought up Thomas as an atheist. | ...ve Thomas'ı da bir ateist olarak yetiştirdik. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
But that does not mean we could rummage in our deceased's grave and clone them. | Ama bu, ölmüşlerimizin mezarlarını kazıp onları kopyalayacağımız anlamına gelmez. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
We are not farm animals. | Çiftlik hayvanı değiliz biz. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
We accept what life gives us... | Hayatın bize verdiklerini kabulleniriz... | Womb-1 | 2010 | ![]() |
...and also what it takes away. | ...bizden aldıklarını da. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
But life has also given us this opportunity. | Ama hayat bize bu fırsatı da verdi... | Womb-1 | 2010 | ![]() |
This gift. | Bu hediyeyi. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
If I were you Rebecca, I would repaint this room white. | Senin yerinde olsaydım Rebecca bu odayı beyaza boyardım. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Would you like us to move away? | Başka yere taşınmamızı ister misiniz? | Womb-1 | 2010 | ![]() |
No, stay. | Hayır, kalın. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
He loved the sea, he'll love it again. | Denizi severdi, yine sevecek. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
As for us, there is no way we can stay here. | Bizim artık burada kalmamızın imkanı yok. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Thank you, Ralph. | Teşekkürler Ralph. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
...have a good think about it. | ...iyice bir düşün. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
You can still change your mind. | Hala fikrini değiştirebilirsin. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
How old is your baby? Three months. | Bebeğiniz kaç yaşında? Üç aylık. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Do you want some pie? Baked it myself. | Bir dilim turta ister misin? Kendim pişirdim. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Thanks, but not now. I have to go to home. | Teşekkürler, şimdi almayayım. Eve gitmem gerek. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Okay. Bye. Bye. | Pekala. Görüşürüz. Hoşçakal. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
It's alright, baby. | Yok bir şey bebeğim. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Eat, sweetheart. | Doyur karnını güzelim. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
It's just us two. | İkimiz varız sadece. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Come out for a bit, I want to tell you something. | Çık onun altından biraz, sana bir şey söyleyeceğim. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
What? Come out darling. | Ne var? Çıkar onu kafandan. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
I know. I know I'll be going to primary school and I go on Monday. | Pazartesi günü ilkokula başlayacağımı biliyorum. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Yes, on Monday, you'll go to primary school. But now come out. | Evet pazartesi günü okula başlayacaksın. Çık şimdi onun altından. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
I can see you okay from in here. | Seni buradan gayet rahat görebiliyorum. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
I have to speak to you about your daddy. | Seninle baban hakkında konuşmamız lazım. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Your daddy died in a car accident before you were born. | Baban sen doğmadan önce bir araba kazasında öldü. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
I thought he went back to his home planet. His home planet? | Kendi gezegenine döndü sanmıştım. Kendi gezegeni mi? | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Yes. Your father was from this planet. | Evet. Babanın gezegeni burasıydı. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
That's a shame. | Tüh. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Your father was real, he was a student in biology. | Baban gerçek bir insandı, bir biyoloji öğrencisiydi. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
And he was hit by a car. | Ve ona bir araba çarptı. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
A man of words and not of deeds Is like a garden full of weeds. | Çok konuşup az iş yapan, bahçesinde bulur saman. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
And when the weeds begin to grow, It's like a garden full of snow. | Çoğalıp saman salarsa kök, kara bürünür yerler ve gök. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
And when the snow begins to fall, It's like a bird upon the wall. | Düşerken göklerden karlar, duvardaki kuş aşağı atlar. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
And when the bird away does fly, It's like an eagle in the sky. | Uçarsa kuş kanatlanıp, dönüşür kartala tıpatıp. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
And when the sky begins to roar, It's like a lion at the door. | Gürlerse gök yukarılarda, aslan sanarsın kapında. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
And when the door begins to crack, It's like a stick across your back. | Gelince kapıdan sesler, vurur sırtına kötekler. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
And when your back begins to smart, It's like a penknife in your heart. | Başlayınca sırtın acımaya, hançerdir kalbini yaralayan. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
And when your heart begins to bleed, you're dead, and dead, and dead indeed... | Ve kalbinden kanlar aktığında, ölüsün, ölmüşsün ve öldün sen aslında. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
I keep dying. | Sürekli ölüyorum ya! | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Eric's staying over tonight. | Eric bu akşam bizde kalıyor. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Hi, Mom. Look at that little rabbit. | Merhaba anne. Şu küçük tavşancığa baksana. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
It's lovely. What's your name? | Çok sevimli. Senin adın nedir? | Womb-1 | 2010 | ![]() |
I Dima, and that breast. | Ben Dima, bu da Tane. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Snow Lump or just Lump? Just Lump. | Kar Tanesi mi, sadece Tane mi? Sadece Tane. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Well, we're off. Bye, Tommy, see you. | Neyse, biz gidelim. Görüşürüz Tommy. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Wouldn't you like to come and play at our house Dima? | Gelip bizde oyun oynamak ister misin Dima? | Womb-1 | 2010 | ![]() |
I can smell it. What about you? I could. | Kokuyu alabiliyorum. Sen? Ben de aldım. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
What did you smell? | Neyin kokusunu aldınız? | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Copy smell. Copies have a weird smell. | Kopya kokusu. Kopyaların acayip bir kokusu var. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Where did you hear that? Oh mom, everyone knows that. | Nereden duydun bunu? Herkes biliyor anne. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
They smell like window cleaner. It comes from their skin. | Cam temizleyicisi gibi kokuyorlar. Koku derilerinden geliyor. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Eric says that you invited little Dima into your home. | Eric, küçük Dima'yı evine davet ettiğini söyledi. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Yes. Why? | Evet, ne olmuş? | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Look Rebecca, we don't have any problem with human repliaction... | Bak Rebecca, bizim insan kopyalama ile herhangi bir sorunumuz yok... | Womb-1 | 2010 | ![]() |
...we think that some clones are decent people | ...hatta bazı klonların iyi insanlar olduklarını düşünüyoruz... | Womb-1 | 2010 | ![]() |
they have their own lives and rights... | ...kendi yaşamları ve hakları da var... | Womb-1 | 2010 | ![]() |
The thing is, it's too complicated for our kids. | Mesele şu ki, bu durum çocuklarımız için çok kafa karıştırıcı. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Now we hear about these things in the news all the time, but quite frankly... | Bu tarz şeyleri haberlerde sürekli duyuyoruz ama işin doğrusu... | Womb-1 | 2010 | ![]() |
we do not want our children coming up against these things first hand. | ...çocuklarımızın böyle şeylerle yüzyüze gelmesini istemiyoruz. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Neither do you, I suppose. | Sen de istemezsin sanıyorum. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Dima is the victim of artificial incest. | Dima, yapay aile içi ilişkinin bir kurbanı. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Her mother gave birth to her own mother. | Annesi, kendi annesini doğurdu. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
So, if you'd known, you obviously wouldn't have invited her into your home, would you? | Bilseydin, eminim onu evine davet etmezdin, değil mi? | Womb-1 | 2010 | ![]() |
Come on Eric. | Hadi Eric. | Womb-1 | 2010 | ![]() |
WOMB (2010) CD 1/2 | WOMB (2010) CD 1/2 | Womb-2 | 2010 | ![]() |
WOMB (2010) CD 2/2 | WOMB (2010) CD 2/2 | Womb-3 | 2010 | ![]() |
Come and give me a hand Tommy. | Gel de bana yardım et Tommy. | Womb-3 | 2010 | ![]() |
It's your party after all. | Senin partin sonuçta. | Womb-3 | 2010 | ![]() |
Molly, it's Rebecca. I just wanted to make sure you got the invitation? | Molly, ben Rebecca. Davetiye eline ulaştı mı diye merak ettim de... | Womb-3 | 2010 | ![]() |
Happy birthday, Tommy. | Mutlu yıllar Tommy. | Womb-3 | 2010 | ![]() |
But the others aren't... There'll just be the two of us, my love. | Ama diğerleri daha... Sadece ikimiz olacağız aşkım. | Womb-3 | 2010 | ![]() |
Two? But why? | İkimiz mi? Neden? | Womb-3 | 2010 | ![]() |
The others aren't coming. Why aren't they coming? | Diğerleri gelmeyecek. Niye gelmeyecekler? | Womb-3 | 2010 | ![]() |
Because of the copy? | Kopya kız yüzünden mi? | Womb-3 | 2010 | ![]() |
But we didn't invite the copy, we didn't invite her on purpose. | Ama kopyayı davet etmedik ki, bilerek davet etmedik. | Womb-3 | 2010 | ![]() |
Why aren't they coming mom? Please? | Neden gelmiyorlar anne? Lütfen söyler misin? | Womb-3 | 2010 | ![]() |
Mom! Because the mothers... | Anne! Çünkü anneleri... | Womb-3 | 2010 | ![]() |
Their mothers were not allowed. | Anneleri onlara izin vermemiş. | Womb-3 | 2010 | ![]() |
Because they are stupid. Stupid? | Çünkü aptallar. Aptal mı? | Womb-3 | 2010 | ![]() |
Where we going, Mom? | Nereye gidiyoruz anne? | Womb-3 | 2010 | ![]() |
This is exactly how I imagined it. | Tam da bu şekilde hayal etmiştim. | Womb-3 | 2010 | ![]() |
Cool, it's like the end of the world. | Sanki dünyanın sonu gibi. | Womb-3 | 2010 | ![]() |
Come quickly. | Gelsene çabuk! | Womb-3 | 2010 | ![]() |
I thought they were extinct long ago. | Uzun zaman önce soyları tükendi sanıyordum. | Womb-3 | 2010 | ![]() |
Can I take one home? | Bir tanesini eve götürebilir miyim? | Womb-3 | 2010 | ![]() |
Home? That's where we are, Tommy. | Eve mi? Evdeyiz zaten, Tommy. | Womb-3 | 2010 | ![]() |
Tommy? I'm back. | Tommy? Ben geldim. | Womb-3 | 2010 | ![]() |