Search

English Turkish Sentence Translations Page 172836

English	Turkish	Film Name	Film Year	Details
Another question you need never ask.	Sormaman gereken bir soru daha. Hiç sormak istemediğin o soruyu biliyorum.	The Tourist-2	2010
You are the least down to earth person I've ever met.	Şimdiye kadar tanıştığım...	The Tourist-2	2010
Sorry, sir. Good morning.	Affedersiniz bayım. Günaydın.	The Tourist-2	2010
My name is Guido, your waiter.	Ben Koidu, garsonunuzum.	The Tourist-2	2010
I'm Frank. What's this?	Ben Frank.	The Tourist-2	2010
It's your breakfast, sir.	Kahvaltınız efendim.	The Tourist-2	2010
I didn't order any. The lady ordered it for you, when she left	Ben sipariş etmemiştim.	The Tourist-2	2010
When she left?	Ayrılırken mi?	The Tourist-2	2010
I'm not sure he's Pierce The boss warned us about this	<b> Onun Pearce olduğundan emin değilim. Patron bizi uyarmıştı.</b> <b> Onun Pierce olduğundan emin değilim. Patron bizi uyarmıştı.</b>	The Tourist-2	2010
Get him!	<b>Yakala!</b>	The Tourist-2	2010
Hello, please help Hello, sir	Alo, lütfen yardım edin! Günaydın beyefendi.	The Tourist-2	2010
Hello, I'm in need of help there are two men trying to break down the door	Günaydın, yardıma ihtiyacım var. İki adam kapımı kırmaya çalışıyor.	The Tourist-2	2010
I see, what kind of problem do you have with the door, sir?	Kapınızla ilgili nasıl bir sorununuz var efendim?	The Tourist-2	2010
No, no, no, there are two men with guns trying to break in!	Hayır, hayır. Silahlı iki adam zorla içeri girmeye çalışıyor.	The Tourist-2	2010
Two men carrying pistols (speaking spanish)	Silahlı iki adam.	The Tourist-2	2010
Your spanish is excellent, sir Thank you	İspanyolcanız harika efendim. Teşekkürler.	The Tourist-2	2010
I gotta go! Sir?	Kaçıyorum. Bayım?	The Tourist-2	2010
Americans...	Amerikalılar!	The Tourist-2	2010
The boss wants him alive!	<b>Patron onu canlı istiyor.</b>	The Tourist-2	2010
She's returned.	Geri döndü!	The Tourist-2	2010
We still have a visual on Elise Ward, but the American is in imminent danger.	Elise hâlâ görüşümüz dahilinde ama bu Amerikalı muhtemel bir tehlike içinde.	The Tourist-2	2010
Sir, this man is in real peril.	Efendim, bu adam cidden tehlike altında.	The Tourist-2	2010
This is exactly why she chose him, to distract us.	İşte tam olarak bu yüzden onu seçti, bizi şaşırtmak için.	The Tourist-2	2010
Stay with her	Onu izlemeye devam et, o etmedikçe sen de hareket etme.	The Tourist-2	2010
Do not move unless she moves. Am I making myself crystal clear?	Kendimi tam olarak ifade edebildim mi?	The Tourist-2	2010
Sir, they will kill him.	Efendim, onu öldürecekler.	The Tourist-2	2010
Not our mandate.	Bizim sorumluluğumuzda değil. Aldığımız emirlere dahil değil.	The Tourist-2	2010
Look at that man! What the hell?	Bu da ne? Neler oluyor?	The Tourist-2	2010
Center, send someone to the market!	<b>Merkez! Çarşıya adam yollayın!</b>	The Tourist-2	2010
There is a nut trying to kill himself. American, I bet.	<b>Kendini öldürmek isteyen bir çatlak var!</b>	The Tourist-2	2010
Stop, stop!	<b>Durun! Lütfen, durun!</b>	The Tourist-2	2010
Do not jump!	<b>Atlama!</b>	The Tourist-2	2010
I'm so sorry Asshole!	Çok özür dilerim.	The Tourist-2	2010
Stop him I'm sorry, sorry!	<b>Durdurun şunu!</b>	The Tourist-2	2010
Answer the phone. Yes, sir.	Telefona cevap verin. Tamam.	The Tourist-2	2010
I think you need it more than I. "Thank you" (speaking spanish)	Sanırım buna benden daha fazla ihtiyacın var.	The Tourist-2	2010
"You're welcome" (speaking spanish)	İçsene.	The Tourist-2	2010
I was told you are reporting a murder.	Bana, cinayet ihbarı yapacağınız söylendi. Cinayet teşebbüsü.	The Tourist-2	2010
That's not so serious. No, not when you downgrade it from murder.	Ortada ciddi bir durum yok. Cinayete göre küçümsenir tabii...	The Tourist-2	2010
But when you upgrade it from room service, it's quite serious.	...ama oda servisinin yaptığını düşünürseniz oldukça ciddi bir durumdur.	The Tourist-2	2010
...I think maybe I should be talking with someone	...sanırım, belki de konuşmam gereken kişi...	The Tourist-2	2010
...Someone not Italian.	...İtalyan olmayan biridir.	The Tourist-2	2010
Like the Embassy, or Interpol. Interpol? <scoffs>	Elçilik veya Interpol'den biri. Interpol mü?	The Tourist-2	2010
I'm an American citizen.	Ben bir Amerikan vatandaşıyım.	The Tourist-2	2010
What does that mean? I do not know.	Bu da ne demek? Bilmiyorum.	The Tourist-2	2010
But I was involved in something here and no offense, this is not a local issue.	Burada bir olaya karıştım ve üzerinize alınmayın ama bu yerel bir durum değil.	The Tourist-2	2010
What is it you think you're involved in?	Nasıl bir şeye karıştığınızı düşünüyorsunuz?	The Tourist-2	2010
It all started when I met a woman on the train from Paris	Her şey Paris'te trende tanıştığım bir kadınla başladı.	The Tourist-2	2010
She took me to her hotel.	Beni oteline götürdü.	The Tourist-2	2010
Ah, wonderful! No, no.	Harika. Hayır, hayır.	The Tourist-2	2010
...she's involved with another man, I think she's in love...	Başka bir adama bağlanmış, sanırım ona aşık.	The Tourist-2	2010
Sorry to hear that I know	Bunu duyduğuma üzüldüm.	The Tourist-2	2010
...Anyway	Neyse.	The Tourist-2	2010
This man, whatever his story is. Some people are obviously trying to kill him.	Bu adamın hikayesi her neyse artık, belli ki onu öldürmeye çalışan birileri var.	The Tourist-2	2010
How do you know this? Because they tried to kill me.	Bunu nereden biliyorsunuz?	The Tourist-2	2010
They tried to kill you? Yes!	Sizi öldürmeye mi çalıştılar?	The Tourist-2	2010
I like you Mr. Tupelo I like you too, sir	Sizi sevdim Bay Tupelo. Ben de sizi sevdim bayım.	The Tourist-2	2010
But surely you understand how strange this all sounds.	Fakat anlamalısınız ki söyledikleriniz çok saçma geliyor.	The Tourist-2	2010
Please don't do this. Sir, I've done nothing wrong	Lütfen yapmayın.	The Tourist-2	2010
You're not safe here I don't understand	Burada güvende değilsiniz.	The Tourist-2	2010
This has to look right.	Bunun doğru görünmesi gerek. Böylesi çok daha iyi.	The Tourist-2	2010
The man you're talking about is called Alexander Pierce	Bahsettiğiniz adamın adı Alexander Pearce. Bahsettiğiniz adamın adı Alexander Pierce.	The Tourist-2	2010
...who stole big money from a gangster.	Bir çeteden büyük miktarda para çalmış.	The Tourist-2	2010
They came to Venice to find him	Çete onu bulmaya gelmiş.	The Tourist-2	2010
They think you are him	Sizin o olduğunuzu sanıyorlar.	The Tourist-2	2010
They placed a... how do you say... bounty on your head.	Para verecekler...	The Tourist-2	2010
That's why you're not safe.	Bu yüzden güvende değilsiniz.	The Tourist-2	2010
Wait here for a moment	Bir dakikalığına burada bekleyin.	The Tourist-2	2010
You've come to buy a key?	Anahtar almaya mı geldiniz?	The Tourist-2	2010
Brand new bills, I appreciate it	Parayı getirmişsiniz, takdir ettim.	The Tourist-2	2010
You think we cheat you?	Seni kandırdığımızı mı düşünüyorsun?	The Tourist-2	2010
Do not shoot him!	<b>Adamı vurmayın!</b>	The Tourist-2	2010
I'd really like to take these off!	Şu kelepçelerimi çıkartsak?	The Tourist-2	2010
We have to wait until we get to open waters	Açık denize çıkana kadar beklemeliyiz.	The Tourist-2	2010
It suits you perfectly, sir You have a wonderful figure.	Fiziksel durumunuz iyi, formunuzu koruyorsunuz.	The Tourist-2	2010
You think it's a little loose? No, it's of the utmost magnificence	Biraz dar mı oldu acaba?	The Tourist-2	2010
Fourteen red, bet made.	Kırmızı 14, bahisler.	The Tourist-2	2010
Wager, sir?	Buraya bayım.	The Tourist-2	2010
Forty two red	Buyurun lütfen.	The Tourist-2	2010
I'll come back tomorrow? No, no, no, stay.	Yarın da gelebilirim. Hayır, hayır, sen kal.	The Tourist-2	2010
But he got away. So I heard, so I heard.	Ama elimizden kaçtı. Hep aynı şeyler, hep aynı şeyler.	The Tourist-2	2010
They're referring to the young man who stole $2.3 billion dollars from me.	Genç bir adam benden 2.3 milyar dolar çaldı.	The Tourist-2	2010
Now I employ people to do those things for me	Şimdi benim yerime bunları yapsınlar diye birilerini işe alıyorum.	The Tourist-2	2010
Except that you don't!	Beceriksizlikleri dışında!	The Tourist-2	2010
Does it look alright? Yes!	İyi görünüyor mu? Evet.	The Tourist-2	2010
Like always. What's always?	Her zamanki gibi.	The Tourist-2	2010
Huh, so that's how you pick a lock.	Demek kilit böyle açılıyormuş.	The Tourist-2	2010
How do you know how to do that?	Bunu yapmayı nereden öğrendin?	The Tourist-2	2010
Where's the owner of this boat? Bottom of a canal?	Bu teknenin sahibi nerede? Kanalın dibinde mi?	The Tourist-2	2010
Why is this happening? Why is everyone trying to kill me?	Niye tüm bunlar oluyor?	The Tourist-2	2010
Because I kissed you.	Seni öptüğüm için.	The Tourist-2	2010
Do I look that much like him?	Ona bu kadar çok benziyor muyum?	The Tourist-2	2010
Why are you involved in all this?	Sen niye bu şeylere bulaştın ki?	The Tourist-2	2010
Because I'm in love with him. Really? I'm not.	Çünkü ona aşığım.	The Tourist-2	2010
I honestly didn't think he would let it go this far.	Açıkçası, bu kadar ileri gideceğini düşünmemiştim.	The Tourist-2	2010
I didn't think he would let Shaw get to you.	Shaw'ın sana ulaşabileceğini düşünmemiştim.	The Tourist-2	2010
Shaw that's the man who Pierce stole from?	Shaw, Pearce'ın parasını çaldığı adam mı? Evet. Shaw, Pierce'ın parasını çaldığı adam mı? Evet.	The Tourist-2	2010
I thought he was Russian or something like that. He surrounds himself with the Russians.	Onun Rus falan olduğunu düşünmüştüm.	The Tourist-2	2010
But he's as English as Alex and I.	Fakat Alex ve benim kadar İngiliz'dir.	The Tourist-2	2010
Now he owns most of the casinos and brothels from here to Novus Brusk	Şimdiyse buradan Novosibirsk'e kadar...	The Tourist-2	2010