Search
English Turkish Sentence Translations Page 171950
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Up! Up, you inglorious devils! | Yukarı, yukarı sefil şeytanlar! Yukarı! Yukarı sizi soysuz şeytanlar sizi! | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
So long, scallywags! | Elveda serseriler! Elveda rezil kepazeler! | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Well, don't do it again. Go around it, go around! | Bunu bir daha yapmayın! Etrafından dolaşın, etrafından! Çarpmasanıza yahu! Etrafından dolaşın, etrafından! | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Oh, that's nasty. Go around it. Stupid flies. | Çok fenaydı. Etrafından dolaşın aptal sinekler! Bu iğrenç. Etrafından diyorum gerzek sinekler. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Wait, take me with you! | Dur, beni de götür. Dur, beni de al! | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Wait! Wait! | Dur, dur! Dur, bekle! | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
To my castle for more essence! | Biraz daha öz bulmak için şatoma gidelim. Şatoma uçalım, daha fazla şirin özü lazım! | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Pretty smurf y, if I do say so myself. Yeah. | Bence çok şirin oldu. Evet. Oldukça şirin oldu bence. Evet. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Come on, Elway, right over here. Good boy. Thank you very much. | Hadi Elway, buraya getir. İyi köpek. Çok teşekkür ederim. Elway, şuraya geç. Aferin oğlum. Teşekkürler. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Oh, my goodness. Here we go. | Aman Tanrım. İşte oldu. Aman Tanrım. İşte böyle. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
There we are. Clumsy. | Tamadır. Sakar. İşte. Sakar. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Blue thumbs. This is unbelievable. | Mavi parmaklar. İnanılmaz. Yetenekli eller. İnanılmaz. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
I think there's too much pink. | Bence fazla pembe oldu. Bence çok pembe oldu. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Just because your name is Grouchy doesn't mean you always have to be grouchy. | Adın Huysuz diye hep huysuzluk etmen gerekmez. Sırf adın Huysuz diye sürekli huysuzluk etmen gerekmez. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Smurfette. Hi. | Şirine. Merhaba. Şirine. Merhaba. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
High five. High four. High four. | Çak bir beşlik, dörtlük. Çak bir dörtlük. Çak bir beşlik. Ya da dörtlük. Dörtlük. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Great news! The stars have revealed a perfect time to smurf the blue moon. | Harika bir haberim var. Yıldızlar mavi ay için... Müjdemi isterim! Yıldızlar mavi ay için en uygun zamanı gösterdi. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
We're going home! Yay! I knew you'd do it, Papa! | Eve gidiyoruz, yaşasın! Başaracağını biliyordum Şirin Baba! Eve dönüyoruz! Yaşasın! Başaracağını biliyordum Baba! | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
All right! Smurftastic! | Tamam. Şirintastik! Harika! Muhteşem! | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
I never doubted it for a second. | Hiç şüphe etmedim. Adım gibi biliyordum. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
It has to be done tonight, between first star and high moon. | Bu gece ilk yıldızla ayın yükselme zamanı arasında olmalı. Bu gece gitmemiz gerekli, ilk yıldızla dolunay arası. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
That's our only chance. | Bu tek şansımız. Tek şansımız var. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
But we'll need a magic spell that works in this realm | Ama bu diyardan geçit açabilmek için... Ama eve dönüş geçidini açabilmek için bu diyarda işe yarayan | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
to open the portal home. | ...bir tılsım gerekiyor. bir büyüye ihtiyacımız var. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Master Winslow, a question, please. Yeah, shoot. | Efendi Winslow, bir şey sorabilir miyim? Tabii, sor. Efendi Winslow, bir sorum olacak. Dinliyorum. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Is there a place that sells spells? | Burada tılsım satan bir yer var mı? Büyü satan bir yer var mı? | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Is there a place that proffers potions? Yeah, no. | İksiri olan bir yer var mı? Evet, hayır. İksir satan bir yer? Yok, hayır. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
How about old books? | Peki ya eski kitaplar? Peki eski kitap? | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Wait, there's an antique book shop right near where I work. | İşyerimin yakınında bir sahaf var. Aslında bir sahaf var, hem de çalıştığım yere çok yakın. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Yes. Dr. Wong's. Yeah. Dr. Wong's something. | Evet, Dr. Wong'un yeri. Evet. Dr. Wong'un bir şeyi. Evet. Dr. Wong'un Yeri. Evet. Dr. Wong'un bir şeyiydi. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Perfect. That'll do. Oh, hear that, boys? We're almost home. | Harika. Bu işe yarar. Duydunuz mu? Eve çok yaklaştık. Mükemmel. Bu işe yarar. Duydunuz mu çocuklar? Eve vardık sayılır. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Yeah! I love being almost home. | Evet! Eve yaklaşmayı seviyorum. Yaşasın! Eve varma duygusunu seviyorum. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Hey! Smurf hug! | Hey! Şirin kucaklaması! Hey! Şirin sevgisi! | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Oh, I love you guys! | Sizi seviyorum çocuklar. Sizi seviyorum millet! | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Bring it in, big fella. | Gel böyle koca oğlan. Gel bakalım koca oğlan. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
I wouldn't... Come on, we know you want to. | Yapamam. Hadi, istediğini biliyoruz. Yo... Sarılmak istediğini biliyoruz. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Yes. Yeah, come on, Patrick. | Evet. Evet, hadi Patrick. Evet. Hadi Patrick. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
If I can do it, you can do it. Go on, big fella. | Ben yapabiliyorsam sen de yapabilirsin. Hadi koca oğlan. Ben yapıyorsam sen de yaparsın. Hadi. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Here he comes! Smurf hug! | İşte geliyor! Şirin kucaklaması! Geliyor! Şirin sevgisi! | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
We're goin' home! Hey there. | Eve gidiyoruz. Hey, hadi bakalım. Eve dönüyoruz! Gelin bakalım. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Hey, get up here. | Gelin buraya. Gel bakalım. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
That's it, laddie. Nice one. What's that? | İşte böyle delikanlı. Çok iyi. Bu da ne? İşte böyle evlat. Aferin. Bu ne? | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Yeah. All of ya. All of ya! | Evet, hepiniz, hepiniz! Evet. Hepinizi. Hepinizi! | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Oh, look! We don't have to make a blue moon. | Bakın, mavi ay yapmamıza gerek yok. Bakın! Mavi ay yapmamıza gerek kalmadı. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
We've already got one. | Zaten çıkmış. Bir tane bulduk bile. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Really? What? | Sahi mi? Ne? Sahiden mi? Ne? | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Look, guys, right over there. No, it isn't. | Bakın çocuklar, işte orada. Hayır, değil. Bakın, şu tarafta. Olamaz. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
It is. Smurfette's right. Look at the blue moon. | Öyle, Şirine haklı. Mavi aya bakın. Şirine haklı. Şu mavi aya bir bakın. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
That's the wrong ad. | Bu yanlış ilan! Bu yanlış reklam. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
What happened to my office? | Ofisime ne oldu? Çalışma odama ne oldu? | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
We fixed it for the baby. Another smurf hug! | Bebek için düzenledik. Bir Şirin kucaklaması daha! Bebek için hazırladık. Şirin sevgisi gelsin! | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
No. No, no, no. This isn't happening. This isn't happening. | Hayır, hayır, olamaz, olamaz. Hayır. Hayır, olamaz. Bunlar gerçek olamaz. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Someone sent this to the ad agency last night. | Biri dün gece ajansa bu ilanı göndermiş. Dün akşam birisi bunu reklam ajansına göndermiş. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Who messed with my computer? I dunno. | Bilgisayarımı kim karıştırdı? Bilmiyorum. Kim bilgisayarımı kurcaladı? Bilmem. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
None of my Smurfs would... Wasn't me. | Şirinlerim böyle bir şey yapmaz. Ben yapmadım. Benim Şirinlerim böyle bir şey... Ben değildim. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
I Gargamel!, sorta, tripped. | Biraz ayağım takılmış olabilir. Yanlışlıkla ayağım değmiş olabilir. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Yeah, well, you Gargamel!, sorta, just got me fired. | Evet, beni biraz kovdurmuş olabilirsin! Bu da, beni yanlışlıkla işten kovdurttuğunun resmidir. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Patrick, it was just an accident. What am I supposed to do, Grace? | Patrick, kazayla olmuş Ne yapacağım Grace? Patrick, bu bir kazaydı. Ne yapmamı bekliyorsun Grace? | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
You said that they would bring good luck. This is anything but good. | İyi şans getirdiklerini söylemiştin ama bu hiç iyi değil! Şans getireceklerini söylemiştin. Bu mu şans? | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
I never should've let this happen. I should've said no. | Buna asla izin vermemeliydim. Hayır demeliydim. Buna hiç izin vermemeliydim. Hayır demeliydim. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
I never wanted a house full of little people running around! | Küçük adamlarla dolu bir evim olmasını hiç istememiştim. Zaten evin içinde bir sürü küçük yaratığın koşuşturmasını hiç istemedim! | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Blue. Little blue... | Mavi, küçük mavi. Mavi. Küçük mavi... | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Okay... | Tamam. Pekâlâ... | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
We never intended to be a burden, Master Winslow. | Başına dert olmayı hiç istememiştik Efendi Winslow. Niyetimiz size yük olmak değildi Efendi Winslow. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
I'm smurfilly sorry about what I... | Yaptığım şey için şirin derecede üzgünüm. Olanlardan dolayı şirince özür dilemek... | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Stop saying "smurf" for everything. What does that even mean? Smurf! | Her şeye şirin demekten vazgeçin! Şirinlemek ne demek ki? Her şeye bir şirinlik katmayı kesin artık. Şirin deyince şirin mi oluyor sanki? Şirinmiş! | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Smurfitty smurf smurf smurf! | Şirinlemek, şirin, şirin! Bu şekilde konuşman gerekmez delikanlı. Şirinini şirinlettiğimin şirini! Şirinlemek, şirin, şirin! | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
There's no call for that kind of language, laddie. | Bu şekilde konuşman gerekmez delikanlı. Bu tarz konuşmalara hiç gerek yok evlat. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
See? | Gördün mü? Görüyor musun? | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Okay, Patrick, wait. | Tamam Patrick, dur. Patrick, dur. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Hey, hey! Will you... | Hey, hey! Durur musun? Taksi! Lütfen... | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Wait, Patrick. Maybe I can try to fix it. | Dur Patrick. Belki düzeltebilirim. Bekle Patrick. Belki halledebilirim. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Just stop and listen to me for a second, please. | Durup bir saniye beni dinler misin lütfen? Bir dakika beni dinler misin? | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
What? Look, I'm really sorry about your job, okay? | Ne? Bak, işin için çok üzgünüm, tamam mı? Ne var? Şunu bil ki, işin için gerçekten üzüldüm. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
And I hope that you can straighten that out. | Umarım her şeyi düzeltebilirsin. Ve umarım halletmenin bir yolunu bulursun. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
But you are so not seeing the big picture here. | Ama resmin tamamını göremiyorsun. Ama meselenin özünü kaçırıyorsun. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
I mean, look around. Look what's happening right now. | Etrafına bak, olanlara bir bak. Etrafımızda olup bitenlere ve başımıza gelenlere bir baksana. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Of all the people on the planet, | Bu sihirli küçük yaratıklar dünyadaki onca insan içinde bize geldi. Şu koca dünyada | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
those magical little creatures came to us. | o sihirli yaratıklar bize geldiler. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Don't you see how absolutely amazing that is? | Bunun ne kadar inanılmaz olduğunu göremiyor musun? Bunun ne kadar muhteşem olduğunu göremiyor musun? | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
This is a once in a lifetime thing, Patrick. | Hayatta bir kez olabilecek bir şey bu Patrick. Böyle bir şey insanın başına sadece bir kere gelir. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
This is our blue moon. | Bu bizim mavi ayımız. Bu aslında bizim mavi ayımız. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
And if you don't stop for just a second to see that, | Durup bir an olsun bakmazsan... Ve bunu görmek için bir dakika durmazsan | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
you're gonna miss it. | ...onu kaçıracaksın. bu fırsatı kaçıracaksın. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Come on! Come on! Blast. Blast you! | Hadi, hadi çıkarsana! Hadi! Hadi ama! Lanet olsun! | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
There's got to be some essence in here somewhere! | İçinde biraz öz kalmış olmalı! Buralarda bir yerlerde biraz mavi öz kalmış olmalı! | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Very, very well done, my little friend. | Çok iyi küçük dostum. Aferin sana küçük dostum. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
And to think, I almost ate you that time. | Düşünsene, o zaman seni neredeyse yiyecektim. Bir de az kalsın seni akşam yemeği yapacaktım. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Come, Azrael. We must find this Patrick, the rouge merchant. | Gel Azman. Şu ruj tüccarı Patrick'i bulmamız gerek. Gel Azman, şu Patrick denen ruj tüccarını bulalım. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
He will lead us to our elusive little blue quarry. | O bizi zor bulunur küçük, mavi madenimize götürecek. O bizi elimizden sürekli kaçan mavi madene götürecektir. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Don't you just have a switch or something to shut them off? | Onları kapatmak için bir düğmeniz filan yok mu? Kapatmak için bir düğme falan yok mu? | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Tomorrow? Are you kidding me? | Yarın mı? Dalga mı geçiyorsun? Yarın mı? Şaka mı yapıyorsun? | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Ron, Ron. If I don't get those ads down now, I don't have a job tomorrow. | Ron, Ron o ilanları hemen indiremezsem yarın işsiz kalacağım! Ron. Bu reklamları şu anda indirmezsen, yarına bir işim olmayacak. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Smurf me. | Şirinle beni. Şirinler gibi olasın. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Which way to the bookstore, Brainy? | Kitapçı ne tarafta Bilmiş? Kitapçı hangi tarafta, Gözlüklü? | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
According to the searching device, | Arama aletine göre... Arama aracına göre, | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
we take the F machine two dots past the red circle to Chinaland. | ...F makinesine binip iki nokta geçip Çin Diyarı'na gideceğiz. F makinesine binip Çin Dünyası'ndan iki nokta sonra ineceğiz. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Look out, Brainy. "Chinatown," birdbrain. | Şuraya bak Bilmiş. Çin Mahallesi kuş beyinli! Dikkat et Gözlüklü. O "Çin Mahallesi" kuş beyinli. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Smurftito, smurftato. Here it is. | Ne fark şirinler? İşte bu. İkisi de aynı şey. İşte geldik. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |
Come on, everybody. Let's go, let's go. | Hadi millet. Yürüyün. Hadi millet. Yürüyün. | The Smurfs-2 | 2011 | ![]() |