• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 170113

English Turkish Film Name Film Year Details
Step back. Uzak dur. Geri çekil. Uzak dur. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
It's ok. It's ok. No, no, no. Don't move. Sorun yok. Hayır, hayır kımıldama. Her şey yolunda. Geçti. Hayır, hayır. Kıpırdama. Sorun yok. Hayır, hayır kımıldama. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
You used the crystal. Kristali kullandın. Kristali kullandın demek. Kristali kullandın. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
I thought we weren't gonna waste it. Onu harcamayacağımızı sanıyordum. Onu boşa harcamayacağımızı sanıyordum. Onu harcamayacağımızı sanıyordum. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
We don't kill innocent children. Masum çocukları öldürmeyiz. Masum çocukları öldürmüyoruz. Masum çocukları öldürmeyiz. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
You have a very interesting set of rules there, dawn. Çok ilginç kuralların var. Aşağı doğru giden çok ilginç bir kurallar dizisine sahipsin doğrusu. Çok ilginç kuralların var. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
You'll have to explain them to me sometime. Bir ara onları bana söylemelisin. Bir ara onları bana açıklaman gerekecek. Bir ara onları bana söylemelisin. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
It was Faye's fault. She's my daughter. Faye'nin hatasıydı. O benim kızım. Bu Faye'nin hatasıydı. O benim kızım. Faye'nin hatasıydı. O benim kızım. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
That kind of guilt would have destroyed her. Böylesine bir kabahat onu mahvetmiş olmalı. Bu tür bir suç onu harap ederdi. Böylesine bir kabahat onu mahvetmiş olmalı. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
What would you have done if it were Diana? Onun yerinde Diana olsaydı ne yapardın? Bu eğer Diana olsaydı sen ne yapardın? Onun yerinde Diana olsaydı ne yapardın? The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
The paramedic said she's gonna be ok. Doktor yardımcısı iyi olacağını söyledi. Yardımcı hekim iyi olacağını söyledi. Doktor yardımcısı iyi olacağını söyledi. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
I didn't mean for anyone to get hurt. Kimsenin zarar görmesini istemedim. Kimsenin zarar görmesini istememiştim. Kimsenin zarar görmesini istemedim. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
I really didn't. Gerçekten istemedim. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
With you here, we can do more. Seninle birlikte fazlasını yapabiliriz. Seninle birlikte, daha fazlasını yapabiliriz. Seninle birlikte fazlasını yapabiliriz. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
I just have to will things and they happen. Olmasını isterim ve olurlar. Ben yalnızca olacak şeylere yön veririm ve onlar da olur. Olmasını isterim ve olurlar. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
We can't let our feelings control us like this. Duygularımızın bizi bu şekilde kontrol etmesine izin veremeyiz. Hislerimizin bizi bu şekilde kontrol etmesine izin vermemeliyiz. Duygularımızın bizi bu şekilde kontrol etmesine izin veremeyiz. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
But I like... Ama seviyorum... The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
I don't want this to go away. Bunun elimden uçup gitmesini istemiyorum. Bunun benden gitmesini istemiyorum. Bunun elimden uçup gitmesini istemiyorum. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
We don't have a choice. Başka bir seçeneğimiz yok. Başka şansımız yok. Başka bir seçeneğimiz yok. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
It's too dangerous. Çok tehlikeli. Bu çok tehlikeli. Çok tehlikeli. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
If we can't control what we feel or what we think, Ne hissettiğimizi ne düşündüğümüzü kontrol edemezsek, insanlara zarar veririz. Hissettiklerimizi ve düşündüklerimizi kontrol edemezsek, Ne hissettiğimizi ne düşündüğümüzü kontrol edemezsek, insanlara zarar veririz. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
we're just gonna keep hurting people. ...tek yaptığımız insanlara zarar vermeyi sürdürmek olacak. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
I don't want to be connected to you Senin bana bağlanmak istediğin kadar ben sana bağlanmak istemiyorum. Senin benimle olmayı istediğinden daha fazla... Senin bana bağlanmak istediğin kadar ben sana bağlanmak istemiyorum. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
But no one else can get hurt. Ama kimseye bir zarar gelmeyecek. Ama başka kimse zarar görmeyecek. Ama kimseye bir zarar gelmeyecek. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
It's wrong. Bu yanlış. Bu çok yanlış. Bu yanlış. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
Diana's right. Diana haklı. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
We'll be at the beach at midnight. Gece yarısı plajda buluşacağız. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
It was Charles that threw me. Beni şaşırtan Charles oldu. Düşüncelerimi boşa çıkaran Charles oldu. Beni şaşırtan Charles oldu. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
At first I thought he pushed the children to form a circle Başta çocukları topluluğu oluşturmaya ittiğini sonra da bu... Başta çocukları bir çember oluşturmaya zorladığını... Başta çocukları topluluğu oluşturmaya ittiğini sonra da bu... The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
and then used their power to somehow reestablish his. ...topluluğu bir şekilde kendininkini tekrar oluşturmak için kullanacağını sanmıştım. ...ve bu sayede onların güçlerini, kendininkini yeniden almak için... ...topluluğu bir şekilde kendininkini tekrar oluşturmak için kullanacağını sanmıştım. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
But then I realized Charles Meade is many things, Ama daha sonra Charles Meade'in her şey olabileceğini... Ama sonra anladım ki, Charles Meade bir çok şey olabilir, Ama daha sonra Charles Meade'in her şey olabileceğini... The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
clever is not one of them. ...ama zeki olamayacağını fark ettim. ...ama zeki olmak bunlardan biri değil. ...ama zeki olamayacağını fark ettim. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
And then I saw you. Sonra da seni gördüm. Ve sonra seni gördüm. Sonra da seni gördüm. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
You couldn't have saved that girl tonight without a crystal. Bu gece o kızın hayatını bir kristal olmadan kurtaramazdın. Şu kızı bu gece bir kristal olmadan kurtaramazdın. Bu gece o kızın hayatını bir kristal olmadan kurtaramazdın. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
Where'd you get it? They were all destroyed. Kristali nereden buldun? Onların hepsi yok edilmişti. Nereden buldun onu? Hepsi yok edilmişti. Kristali nereden buldun? Onların hepsi yok edilmişti. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
It's wrong of you to strip us of our power. Bizi gücümüzden ayırman doğru değildi. Güçlerimizi bizden uzaklaştırman doğru değildi. Bizi gücümüzden ayırman doğru değildi. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
There was a time for witchcraft. Cadılığın bir zamanı vardı. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
Time is long gone. O zaman geçeli çok oldu. Ve o zaman çoktan geçip gitti. O zaman geçeli çok oldu. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
There's no place for it in this world anymore. Artık bu dünyada cadılığa yer yok. Bu dünyada artık buna yer yok. Artık bu dünyada cadılığa yer yok. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
You've forgotten what it feels like. O hissin nasıl olduğunu unutmuşsun. Bunun nasıl bir his olduğunu unutmuşsun sen. O hissin nasıl olduğunu unutmuşsun. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
How long has it been since you practiced, 15 years? Büyü kullanmayalı ne kadar oldu, 15 yıl mı? En son pratiğinden bu yana ne kadar oldu, 15 yıl mı? Büyü kullanmayalı ne kadar oldu, 15 yıl mı? The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
This circle is different. Bu topluluk farklı. Bu çember farklı. Bu topluluk farklı. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
You know what can be unleashed if they bind together. Eğer mühürlenirlerse nasıl bir güç çıkabileceğini biliyorsun. Eğer çemberi zapt ederlerse ortaya nasıl bir gücün çıkacağını biliyorsun. Eğer mühürlenirlerse nasıl bir güç çıkabileceğini biliyorsun. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
I'm going to the elders tomorrow Yarın aile büyüklerinin yanına gideceğim... Yarın yaşlıların yanına gideceğim, Yarın aile büyüklerinin yanına gideceğim... The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
and tell them what's going on here. ...ve onlara buradaki durumdan bahsedeceğim. ...ve burada neler olduğunu onlara söyleyeceğim. ...ve onlara buradaki durumdan bahsedeceğim. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
Give me the crystal. Bana kristali ver. Kristali bana ver. Bana kristali ver. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
You know, Henry, I've got a better idea. Aslında Henry, benim daha iyi bir fikrim var. Aslına bakarsan, Henry, benim daha iyi bir fikrim var. Aslında Henry, benim daha iyi bir fikrim var. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
I think you should go back to the lake and take it easy. Bence sen göle dönüp biraz rahatlamalısın. Bence sen göle geri dön ve boşuna kendini yorma. Bence sen göle dönüp biraz rahatlamalısın. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
It'd be awful if you had another heart attack. Bir kalp krizi daha geçirirsen bu senin için kötü olur. Bir kalp krizi daha geçirmek senin için çok kötü olur. Bir kalp krizi daha geçirirsen bu senin için kötü olur. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
You might not survive it this time. Bu sefer atlatamayabilirsin. Bu kez sağ kalamaya bilirsin. Bu sefer atlatamayabilirsin. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
You should know... Şunu bilmeni isterim... Şunu bilmeni isterim, Şunu bilmeni isterim... The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
I loved your son. Oğlunu seviyordum. ...oğlunu gerçekten sevdim. Oğlunu seviyordum. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
I'll get the book, you drive Cassie to the beach. Ben kitabı getireyim, sen Cassie'yi plaja götür. Ben kitabı alacağım, sen Cassie'i sahile götür. Ben kitabı getireyim, sen Cassie'yi plaja götür. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
Well, you did it. Başardın. Bunu sen yaptın. Başardın. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
You convinced her to bind the circle with us. Onu bizimle topluluğa mühürlenmeye ikna ettin. Onu bizimle birlikte çemberi zapt etmeye ikna ettin. Onu bizimle topluluğa mühürlenmeye ikna ettin. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
I don't know what to do expect. Do you? Ne olacak hiç bilmiyorum, ya sen? Nasıl sonuçlanacağını bilmiyorum, sen biliyor musun? Ne olacak hiç bilmiyorum, ya sen? The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
No, not really. Hayır, pek değil. Hayır, pek sayılmaz. Hayır, pek değil. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
So how do we know it'll work? Öyleyse işe yaradığını nereden bileceğiz? Peki işe yaradığını nereden bileceğiz? Öyleyse işe yaradığını nereden bileceğiz? The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
I don't know, Adam. Bilmiyorum Adam. Bilmiyorum, Adam. Bilmiyorum Adam. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
I just found the stupid book. Ben sadece o aptal kitabı buldum. Ben sadece şu aptal kitabı buldum. Ben sadece o aptal kitabı buldum. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
I didn't go looking for it. I don't know anymore than you Gidip aramadım bile. Sizden ya da başka birinden... Onu aramaya da gitmedim. Sizden ya da başka birinden de... Gidip aramadım bile. Sizden ya da başka birinden... The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
or anyone else. ...daha fazla bir şey bilmiyorum. ...haberim yoktu. ...daha fazla bir şey bilmiyorum. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
What's going on? Neyin var senin? Neler oluyor? Neyin var senin? The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
Nothing. Yok bir şey. Hiçbir şey. Yok bir şey. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
I don't know what I'm doing. Ne yaptığımı hiç bilmiyorum. Ne yaptığımı gerçekten bilmiyorum. Ne yaptığımı hiç bilmiyorum. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
I pretend like I do, but... Biliyormuş gibi davranıyorum ama... Biliyormuş gibi davranıyorum, ama... Biliyormuş gibi davranıyorum ama... The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
Do I have anything to worry about with you and Cassie? Cassie ile aranızda bir şey olabileceğine dair endişelenmeli miyim? Cassie ile aranda endişelenmemi gerektirecek bir şey var mı? Cassie ile aranızda bir şey olabileceğine dair endişelenmeli miyim? The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
Why would you ask that? Neden böyle soruyorsun ki? Bunu neden soruyorsun? Neden böyle soruyorsun ki? The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
Because I'm insecure. Çünkü kendime güvenim yok. Çünkü kendine güveni olmayan biriyim. Çünkü kendime güvenim yok. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
You're home. Geldin demek. Nihayet geldin. Geldin demek. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
Your grandfather drove back to the lake tonight. Deden bu gece göle gitti. Büyükbaban bu gece göle geri döndü. Deden bu gece göle gitti. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
He said to tell you good bye. Onun adına sana veda etmemi istedi. Sana hoşça kal dememi söyledi. Onun adına sana veda etmemi istedi. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
Were you drinking? İçkili miydin? The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
Things got a little out of hand. İşler biraz kontrolümüzden çıktı. İşler biraz kontrolden çıktı. İşler biraz kontrolümüzden çıktı. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
I'm the high school principal in this town. Ben kasabanın lise müdürüyüm. Bu kasabada lise müdürüyüm ben. Ben kasabanın lise müdürüyüm. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
It's how people see me. İnsanlar beni böyle görüyor. İnsanların bana bakış şekli böyle. İnsanlar beni böyle görüyor. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
What do you think runs through their minds Bu geceki gibi bir şeyden sonra ne düşünürler sence? Bu geceki gibi bir şeyden sonra... Bu geceki gibi bir şeyden sonra ne düşünürler sence? The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
after something like tonight? ...akıllarından ne geçer sence? The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
I'm sorry. I didn't mean to embarrass you. Özür dilerim, seni utandırmak istememiştim. Özür dilerim. Seni utandırmak niyetinde değildim. Özür dilerim, seni utandırmak istememiştim. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
You embarrassed yourself. Sen kendini utandırdın. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
Come here. Gel bakayım buraya. Buraya gel. Gel bakayım buraya. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
That girl could have been you tonight. Bu geceki o kız sen de olabilirdin. Bu gece o kızın yerinde sen olabilirdin. Bu geceki o kız sen de olabilirdin. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
Everything's gonna be ok, mom. Her şey düzelecek anne. Her şey düzelecek, anne. Her şey düzelecek anne. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
Get in. I'll take you there. Atla, seni götüreyim. Arabaya bin. Seni ben götüreyim. Atla, seni götüreyim. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
Seriously, I want to walk. Cidden, yürümek istiyorum. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
I like it. Hoşuma gidiyor. Bu hoşuma gidiyor. Hoşuma gidiyor. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
Come on, we're friends now. Hadi, artık arkadaşız. Hadi ama, arkadaşız biz. Hadi, artık arkadaşız. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
Sure. Friends bound for eternity. Tabii ya. Sonsuza dek birbirine bağlı arkadaşlar. Elbette. Sonsuza kadar bağlı arkadaşlarız. Tabii ya. Sonsuza dek birbirine bağlı arkadaşlar. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
Totally normal. Tamamen normal. Çok normal bir şey. Tamamen normal. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
It's the right thing to do, you know. Bu en doğrusu biliyorsun. Yapılması gereken en doğru şey bu, biliyorsun. Bu en doğrusu biliyorsun. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
So, ok, friend thing settled. Peki tamam, arkadaş olayını hallettik o zaman. Pekâlâ, arkadaşlık meselesini düzelttik o halde. Peki tamam, arkadaş olayını hallettik o zaman. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
Get in already. Hadi atla artık. Bin artık. Hadi atla artık. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
The beach is 2 miles away, Plaj buradan 3 kilometre ötede. Sahil 2 km uzakta, Plaj buradan 3 kilometre ötede. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
and I promised Diana I'd bring you. Ayrıca Diana'ya seni götüreceğime söz verdim. ...ve Diana'ya seni getireceğime söz verdim. Ayrıca Diana'ya seni götüreceğime söz verdim. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
Fire, earth, metal, air, water, and blood. Ateş, toprak, metal, hava, su ve kan. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
By these elements, we bind the circle Bu elementlerle beraber topluluğumuzu mühürlüyoruz... Bu elementlerle, çemberi zapt ediyor... Bu elementlerle beraber topluluğumuzu mühürlüyoruz... The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
and follow in the footsteps of our ancestors ...ve kendilerini karanlığın güçlerine karşı savaşmaya adayan... ...ve kendini karanlığın güçlerine karşı savaşmaya adayan, ...ve kendilerini karanlığın güçlerine karşı savaşmaya adayan... The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
who pledged themselves to fight ...atalarımızın izinden gideceğimize yemin ediyoruz. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
against the forces of darkness. ...atalarımızın izlerini takip ediyoruz. The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
When evil assails us, when fear weakens us, Kötülük bize dil uzattığında, korku bizi zayıflattığında... Kötülük bize saldırdığında, korku bizi zayıflattığında, Kötülük bize dil uzattığında, korku bizi zayıflattığında... The Secret Circle Bound-1 2011 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 170108
  • 170109
  • 170110
  • 170111
  • 170112
  • 170113
  • 170114
  • 170115
  • 170116
  • 170117
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact