Search
English Turkish Sentence Translations Page 170112
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Let me help you. | Bırak sana yardım edeyim. Bırak da sana yardım edeyim. Bırak sana yardım edeyim. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
Tell me what I can do. | Ne yapabilirim söyle. Ne yapabileceğimi söyle bana. Ne yapabilirim söyle. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
What were you thinking? | Senin aklın neredeydi? Ne düşünüyordun? Senin aklın neredeydi? | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
That he wouldn't say anything? | Kimseye söylemeyeceğini mi düşünüyordun? Kimseye söylemeyeceğini mi? Kimseye söylemeyeceğini mi düşünüyordun? | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
Use your head. | Kafanı kullan biraz. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
I may have gone too far, | Biraz abartmış olabilirim... Çok ileri gitmiş olabilirim, Biraz abartmış olabilirim... | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
but we can't have Ethan running his mouth off about Amelia. | ...ama Ethan'ın Amelia hakkında ileri geri konuşmasına göz yumamayız. ...ama, Ethan, Amelia'yla ilgili gevezelik edip duruyordu. ...ama Ethan'ın Amelia hakkında ileri geri konuşmasına göz yumamayız. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
He could blow it for us. | İşimizi mahveder. İşlerimizi berbat edebilirdi. İşimizi mahveder. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
No, you've already taken care of that. | Sen o mevzuyu hallettin ya. Hayır, o işle zaten ilgilendin sen. Sen o mevzuyu hallettin ya. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
What are we gonna do about Henry? | Henry konusunu ne yapacağız? Henry meselesini ne yapacağız? Henry konusunu ne yapacağız? | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
You're not gonna do anything except give me that crystal. | Sen kristali bana vermek haricinde bir şey yapmayacaksın. Sen kristali bana vermek dışında bir şey yapmayacaksın. Sen kristali bana vermek haricinde bir şey yapmayacaksın. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
That is all the power we have. | Elimizdeki tüm gücümüz bu. Sahip olduğumuz tüm güç o. Elimizdeki tüm gücümüz bu. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
If we use it up, we have nothing. | Eğer bunu tüketirsek hiçbir şeyimiz kalmaz. Eğer onu tüketirsek, hiçbir şeyimiz kalmaz. Eğer bunu tüketirsek hiçbir şeyimiz kalmaz. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
We can't waste it. | Boşa harcayamayız. Bunu boşa harcayamayız. Boşa harcayamayız. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
You made your point. | Demek istediğini anladım. Gayet iyi anlattın. Demek istediğini anladım. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
Look, I get it. | Bak, seni anlıyorum. Bak, anlıyorum seni. Bak, seni anlıyorum. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
It feels good to do magic again. | Tekrar büyü yapmak güzel geliyor. Yeniden büyü yapmak iyi hissettiriyor. Tekrar büyü yapmak güzel geliyor. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
It's seductive. | Karşı konulamaz bir şey. Baştan çıkarıcı bir şey. Karşı konulamaz bir şey. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
But we have to be smart, Charles. | Ama akıllıca davranmalıyız Charles. Ama uyanık olmamız gerek, Charles. Ama akıllıca davranmalıyız Charles. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
Just think of the bigger picture. | Asıl amacımızı düşün. Yalnızca resmin bütününü düşün. Asıl amacımızı düşün. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
Hey, Cassie. | Selam Cassie. Selam, Cassie. Selam Cassie. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
Um, the other night you were telling me about my mom. | Geçen gece bana annemden bahsediyordun. Geçen gece annemden bahsediyordun bana. Geçen gece bana annemden bahsediyordun. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
You caught me drinking. | O zaman içkiliydim. İçkili halime denk geldin. O zaman içkiliydim. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
I'm sorry if I said anything inappropriate. | Uygun düşmeyecek bir şeyler söylediysem kusuruma bakma. Uygunsuz bir şey söylediysem özür dilerim. Uygun düşmeyecek bir şeyler söylediysem kusuruma bakma. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
You said our families are aligned. | Ailelerimizin sıralı olduğunu söylemiştin. Ailelerimizin konumlanmış olduğundan bahsettin. Ailelerimizin sıralı olduğunu söylemiştin. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
What did you mean? | Ne demek istedin? Ne demek istiyordun? Ne demek istedin? | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
There's this old legend about our families. | Ailelerimiz hakkında eski bir efsane var. Ailelerimizle ilgili eski bir efsanedir bu. Ailelerimiz hakkında eski bir efsane var. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
Some astrological lore about the two of us | İkimizin kaderindeki karşılaşma rotası hakkında astrolojik bir bilgi var. Kaderlerimizin bazı evrelerde kesişmesiyle ilgili... İkimizin kaderindeki karşılaşma rotası hakkında astrolojik bir bilgi var. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
on some collision course of destiny. | ...astrolojik bazı bilgiler. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
It's silly. | Aptalca bir şey. Saçma bir şey işte. Aptalca bir şey. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
I've never really believed in astrology. | Pek astrolojiye inanmamışımdır. Astrolojiye hiç inanmam aslında. Pek astrolojiye inanmamışımdır. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
To be honest, | Dürüst olmak gerekirse... Açık konuşmak gerekirse, Dürüst olmak gerekirse... | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
I just know that whenever I was around your mother | ...ne zaman annenin yanında olsam içimde bir his oluşuyordu. ...tek bildiğim, ne zaman annenin yakınlarında olsam, ...ne zaman annenin yanında olsam içimde bir his oluşuyordu. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
I'd get this feeling. | ...içimde bir his belirirdi. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
This attraction to her that was impossible to ignore. | Ona karşı görmezden gelinmesi imkânsız bir çekim oluyordu. Ona karşı görmezden gelinemeyecek bir çekimdi bu. Ona karşı görmezden gelinmesi imkânsız bir çekim oluyordu. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
All she had to do was look at me | Tek yapması gereken bana bakıp gülümsemesiydi... Tüm yaptığı bana bakıp gülümsemekti sadece, Tek yapması gereken bana bakıp gülümsemesiydi... | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
and smile just right, and I'd light up inside. | ...bir anda içim yanıp tutuşuyordu. ...ve içimi bir anda sevinç kaplıyordu. ...bir anda içim yanıp tutuşuyordu. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
No one else could do that. | Başka kimse böyle hisler uyandırmıyordu. Bunu başka kimse yapamazdı. Başka kimse böyle hisler uyandırmıyordu. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
It's silly. | Aptalca işte. Saçmalık işte. Aptalca işte. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
Uh, no. Not at all. | Hayır. Hiç de değil. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
So I've been asked to come over here and convince you | Benden buraya gelmem ve seni topluluğu mühürlemene ikna etmem istenildi. Pekâlâ, benden buraya gelmem ve seni çemberi zapt etmeye... Benden buraya gelmem ve seni topluluğu mühürlemene ikna etmem istenildi. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
to bind the circle. | ... ikna etmem istendi. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
Yeah. She kind of struck out. | Evet. Kız kafayı takmış buna. Evet. Buna saplantılı resmen. Evet. Kız kafayı takmış buna. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
Yeah, so I heard. | Evet, öyle duydum. Evet, ben de öyle duydum. Evet, öyle duydum. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
What did you tell Diana about last night? | Dün gece hakkında Diana'ya ne anlattın? Dün geceyle ilgili Diana'ya ne söyledin? Dün gece hakkında Diana'ya ne anlattın? | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
That I showed you how to focus and harness your energy. | Sana nasıl odaklanılacağını ve enerjini nasıl kontrol edeceğini öğrettiğimi. Sana nasıl odaklanacağını ve enerjini nasıl kontrol edeceğini gösterdiğimi. Sana nasıl odaklanılacağını ve enerjini nasıl kontrol edeceğini öğrettiğimi. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
She's ok with that. | Yedi bunu. O da normal karşıladı. Yedi bunu. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
Does it always feel like last night? | Hep dün geceki gibi mi hissediyorsun? Her zaman dün geceki o his gibi mi olur? Hep dün geceki gibi mi hissediyorsun? | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
There's always some physical reaction. | Her zaman fiziksel tepki vardır. Her zaman bazı fiziksel tepkiler vardır. Her zaman fiziksel tepki vardır. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
You know what I mean. | Ne demek istediğimi biliyorsun. Neden bahsettiğimi biliyorsun. Ne demek istediğimi biliyorsun. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
Ok, so if we bind the circle, | Yani topluluğu mühürlersek onu daha mı iyi kontrol edebiliriz? Tamam, eğer çemberi zapt edersek, Yani topluluğu mühürlersek onu daha mı iyi kontrol edebiliriz? | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
then we'll be able to control it better? | ...o zaman onu daha iyi kontrol edebilecek miyiz? | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
No more exploding light bulbs or floating water? | Artık patlayan ampuller veya uçuşan sular olmayacak mı? Artık patlayan ampuller ya da havada yüzen su damlaları olmayacak mı? Artık patlayan ampuller veya uçuşan sular olmayacak mı? | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
I don't think so. | Olacağını sanmıyorum. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
Look at them. | Onlara bir bak. Şunlara bir bak. Onlara bir bak. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
They're like little goldfish stuck together. | Beraber dolaşan iki küçük Japon balığı gibiler. Tıpkı birlikte olmaya mahkum iki küçük akvaryum balığı gibiler. Beraber dolaşan iki küçük Japon balığı gibiler. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
Shut up, Faye. | Kapa çeneni, Faye. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
Seriously, Diana, you are two minutes away from losing him. | Sahiden Diana, çocuğu elinden kaçırmak üzeresin. Cidden, Diana, onu kaybetmen çok yakındır. Sahiden Diana, çocuğu elinden kaçırmak üzeresin. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
I want to bind the circle tonight. | Topluluğu bu gece mühürlemek istiyorum. Çemberi bu gece zapt etmek istiyorum. Topluluğu bu gece mühürlemek istiyorum. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
I'm busy. | Meşgulüm. Ben biraz meşgulüm. Meşgulüm. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
Faye, use your head. You know we have to. | Faye, aklını kullan. Böyle yapmak zorundayız. Faye, aklını kullan biraz. Yapmak zorunda olduğumuzu biliyorsun. Faye, aklını kullan. Böyle yapmak zorundayız. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
Oh, I'd prioritize if I were you. | Senin yerinde olsam buna öncelik tanırdım. Senin yerinde olsam önceliğimi buna verirdim. Senin yerinde olsam buna öncelik tanırdım. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
You've got a bigger problem. | Daha büyük bir sorunun var. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
Stop groping. It's not gonna happen. | Tacizi kes. Böyle bir şey olmayacak. Elleşmeyi kes. Aramızda bir şey olmayacak. Tacizi kes. Böyle bir şey olmayacak. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
Why are you fighting? Just go with it. | Neye karşı koyuyorsun? Akışına bırak. Neden karşı koyuyorsun ki? Bırak kendini gitsin. Neye karşı koyuyorsun? Akışına bırak. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
Do you honestly think that I would get with you? | Gerçekten seninle olabileceğimi mi sanıyorsun? Gerçekten seninle olabileceğimi mi düşünüyorsun? Gerçekten seninle olabileceğimi mi sanıyorsun? | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
Would you hit that? | Şuna bir koyar mısın? Şuna bir tane yapıştırır mısın? Şuna bir koyar mısın? | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
I'd have to leave my self esteem at the door. | Kendime saygımı kapıda bıraktım da. Öz saygımı evde bırakmam gerekti de. Kendime saygımı kapıda bıraktım da. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
Hey, Cassie. What you doing? | Selam, Cassie. Ne yapıyorsun? Sally'i arıyorum. Selam, Cassie. Ne yapıyorsun? Selam, Cassie. Ne yapıyorsun? Sally'i arıyorum. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
I'm looking for Sally. | Sally'e bakıyordum. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
She's a bore. | Sıkıcı bir tip. Sıkıcının teki o. Sıkıcı bir tip. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
Hey, what do you say you and me do a little magic? | Birlikte ufak bir büyü yapmaya ne dersin? Hiç sanmıyorum. Hey, küçük bir büyü yapmamıza ne dersin? Birlikte ufak bir büyü yapmaya ne dersin? Hiç sanmıyorum. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
Like start another storm. | Başka bir fırtına başlatmak gibi. Mesela yeni bir fırtına çıkarmak gibi. Başka bir fırtına başlatmak gibi. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
This time you start it and I'll stop it. | Bu kez sen başlatacaksın ben durduracağım. Bu defa fırtınayı sen başlatırsın, ben durdururum. Bu kez sen başlatacaksın ben durduracağım. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
That's not funny. You could have killed somebody | Hiç eğlenceli değil. O fırtına ile birilerini öldürebilirsin. Hiç komik değil. O fırtına yüzünden... Hiç eğlenceli değil. O fırtına ile birilerini öldürebilirsin. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
with that storm. | ...birilerini öldürebilirdin. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
Fine, we'll do something else then. | Tamam o zaman başka bir şey yapalım. Güzel, başka bir şey yaparız o halde. Tamam o zaman başka bir şey yapalım. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
You pick. Think big. | Sen seç. Büyük düşün. Sen seç hadi. Büyük düşün. Sen seç. Büyük düşün. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
You did that. | Sen yaptın. Bunu sen yaptın. Sen yaptın. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
You're a little fire cracker, aren't you, Cassie? | Küçük bir maytapsın değil mi Cassie? Küçük bir çatapatsın, değil mi, Cassie? Küçük bir maytapsın değil mi Cassie? | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
I don't want to start this with you. | Bunu yapmayacağım. Seninle bunu tartışmak istemiyorum. Bunu yapmayacağım. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
Faye, please, don't. | Faye, lütfen yapma. Faye, lütfen, yapma. Faye, lütfen yapma. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
Come on, it's a total rush and you know it. | Hadi, tamamen acele ediyorsun ve bunu biliyorsun. Hadi ama, bu çok heyecan verici, sen de biliyorsun. Hadi, tamamen acele ediyorsun ve bunu biliyorsun. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
It's too risky. Then stop me. | Çok tehlikeli. Öyleyse durdur beni. Bu çok riskli. Öyleyse durdur beni. Çok tehlikeli. Öyleyse durdur beni. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
Stop it. | Durdur. Kes şunu. Durdur. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
Stop it! | Durdur şunu. Kes şunu! Durdur şunu. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
Excuse me, | Pardon, küçük Bayan Telekinezi. Affedersiniz, Pardon, küçük Bayan Telekinezi. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
little Miss Telekinesis. | ...Bayan küçük Telekinezi. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
Hey, what's going on? | Neler oluyor? Hey, neler oluyor? Neler oluyor? | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
Not now, Sally. | Şimdi olmaz Sally. Şimdi olmaz, Sally. Şimdi olmaz Sally. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
Yes, now, Faye. | Hayır şimdi Faye. Evet, şimdi, Faye. Hayır şimdi Faye. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
I am so sick of your superiority complex. | Üstünlük kompleksinden usandım. Üstünlük kompleksinden gına geldi artık. Üstünlük kompleksinden usandım. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
Ok, Sally, why don't we just | Tamam Sally neden o za Tamam, Sally, neden biz biraz Tamam Sally neden o za | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
Get off, Faye. | Defol Faye. Defol git, Faye. Defol Faye. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
No. You go away. | Hayır. Sen git. Hayır. Sen defolup git. Hayır. Sen git. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
Faye, what did you do? | Faye, ne yaptın sen? Faye, ne yaptın? Faye, ne yaptın sen? | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
She's not breathing! | Kız nefes almıyor. Nefes almıyor! Kız nefes almıyor. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
Somebody call an ambulance. | Birisi ambulans çağırsın. Çoktan çağırdım. Yolda. Biri ambulans çağırsın. Birisi ambulans çağırsın. Çoktan çağırdım. Yolda. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
I called already. They're on their way. | Çoktan çağırdım. Yoldalar. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |
Step back. Ok, ok. | Uzak dur. Tamam tamam. Geri çekil. Tamam, tamam. Uzak dur. Tamam tamam. | The Secret Circle Bound-1 | 2011 | ![]() |