English
TurkishSearch
English Turkish Sentence Translations Page 168411
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| You cannot have a second job | Eğer buradaki işini etkiliyorsa | The Office Money-1 | 2007 |  |
| if it affects your work here. It won't. | ikinci bir işte çalışamazsın. Etkilemeyecek. | The Office Money-1 | 2007 | |
| It did already. Okay. | Etkiledi bile. Tamam. | The Office Money-1 | 2007 | |
| it is unlikely that I was gonna figure this out anyway. | belli olacağını hiç sanmıyorum. | The Office Money-1 | 2007 | |
| You're so funny. Why is Darryl here? | Çok eğlencelisin. Darryl'in burada ne işi var? | The Office Money-1 | 2007 | |
| He works in the warehouse. I invited him. | O depoda çalışıyor. Ben davet ettim. | The Office Money-1 | 2007 | |
| It's not a party. Darryl, downstairs, this isn't information you need. | Bu bir parti değil. Darryl aşağı in, Bu bilgilere ihtiyacın yok. | The Office Money-1 | 2007 | |
| This information here? Yeah, you're right. I don't need this. | Bilgi mi? Evet haklısın. Bunlara ihtiyacım yok. | The Office Money-1 | 2007 | |
| See you later tonight. I got plans later. | Bu gece görüşmek üzere. Planlarım var, belki sonra. | The Office Money-1 | 2007 | |
| Okay, bye honey. | Tamam güle güle tatlım. | The Office Money-1 | 2007 | |
| How long to get this presentation ready? | Bu sunumu hazırlaman ne kadar sürer? | The Office Money-1 | 2007 | |
| Why don't you do the presentation? | Neden sen yapmıyorsun bu sunumu? | The Office Money-1 | 2007 | |
| I mean, you know how to do it. What I really want... | Demek istediğim, sen nasıl yapıldığını biliyorsun. Benim asıl istediğim... | The Office Money-1 | 2007 | |
| honestly, is for you to know it so that you can communicate | buradaki insanlarla, müşterilerinle, | The Office Money-1 | 2007 | |
| to the people here, to your clients, to whomever. | kiminle olursa, iletişim kurabilmen. | The Office Money-1 | 2007 | |
| It's whoever, not whomever. No, it's whomever. | Kimle, kiminle değil. Hayır kiminle. | The Office Money-1 | 2007 | |
| No, whomever is never actually right. | Hayır kiminle asla doğru olamaz. | The Office Money-1 | 2007 | |
| Well, sometimes it's right. | Belki bazen doğru olabilir. | The Office Money-1 | 2007 | |
| Michael is right. It's a made up word used to trick students. | Michael haklı. Öğrencilerin kafasını karıştırmak için uydurulmuş bir sözcük. | The Office Money-1 | 2007 | |
| No, actually whomever is the formal version of the word. | Hayır, aslında kiminle kelimenin daha resmi hali. | The Office Money-1 | 2007 | |
| Obviously, it's a real word, but I don't know when to use it correctly. | Bariz bir şekilde gerçek bir sözcük, ama ne zaman kullanılması doğru bilmiyorum. | The Office Money-1 | 2007 | |
| Not a native speaker. I know what's right. | Anadili değil. Hangisinin doğru olduğunu biliyorum. | The Office Money-1 | 2007 | |
| But I'm not gonna say | Ama söylemeyeceğim çünkü | The Office Money-1 | 2007 | |
| because you're all jerks who didn't come see my band last night. | siz dün gece grubumu izlemeye gelmeyen ahmaklarsınız. | The Office Money-1 | 2007 | |
| You know the correct one? I don't know. | Doğrusu ne biliyormusunuz? Bilmiyorum. | The Office Money-1 | 2007 | |
| It's whom when it's the object of the sentence, and who when it's the subject. | Cümlenin nesnesi olduğunda kiminle, öznesi olduğunda kimle. | The Office Money-1 | 2007 | |
| That sounds right. It sounds, but is it? | Doğru gibi. Gibi ama öyle mi? | The Office Money-1 | 2007 | |
| Ryan use it as an object? As an object. | Ryan nesne olarak mı kullandı? Nesne olarak. | The Office Money-1 | 2007 | |
| Ryan used me as an object. | Ryan beni nesne olarak kullandı. | The Office Money-1 | 2007 | |
| Is he right about that? How did he use it again? | Bu konuda haklı mı? Tekrar nasıl kullandı? | The Office Money-1 | 2007 | |
| It was Ryan wanted Michael, the subject, | Michael'ın özneyi kullanmasını isteyen Ryan'dı, | The Office Money-1 | 2007 | |
| to explain the computer system, the object. | bilgisayar sistemini açıklamak için, yani nesneyi. | The Office Money-1 | 2007 | |
| Thank you. To whomever, | Teşekkürler. Her kiminle, | The Office Money-1 | 2007 | |
| meaning us, the indirect object, which is the correct use of the word. | yani biz, dolaylı nesne, kelimenin doğru kullanılışıdır. | The Office Money-1 | 2007 | |
| No one asked you anything ever, so whomever's name is Toby, | Sana herhangi kimse bir şey sormadı. Herkimin adı Toby ise, | The Office Money-1 | 2007 | |
| why don't you take a letter opener and stick it into your skull. | neden bir mektup açacağını alıp kafana saplamıyorsun. | The Office Money-1 | 2007 | |
| Hey, this doesn't matter. And I don't even care. | Hey bu önemli değil. Ve benim umrumda değil. | The Office Money-1 | 2007 | |
| Michael, you quit the other job or you're fired here. | Michael, diğer işten istifa et yoksa kovulursun. | The Office Money-1 | 2007 | |
| I've never done this before. I've never quit anything... | Bunu daha önce hiç yapmadım. Hayatımda hiçbir şeyi ... | The Office Money-1 | 2007 | |
| in my life, | terk etmedim, | The Office Money-1 | 2007 | |
| You are filming history. | şu anda tarih yazıyoruz. | The Office Money-1 | 2007 | |
| Nick, I had a dream last night that I had two full time jobs. | Nick, dün gece iki tam zamanlı işte çalıştığım bir rüya gördüm. | The Office Money-1 | 2007 | |
| One here at the lipaphadrazone diet pill company. | Birisi burada lipaphadrazone zayıflama hapı şirketi. | The Office Money-1 | 2007 | |
| Lipaphedrine. The other, | Lipaphedrine. Diğeri, | The Office Money-1 | 2007 | |
| I was regional manager of a small paper supply company called Dunder Mifflin. | Bölge Müdürü olduğum küçük, kağıt tedarikçisi Dunder Mifflin'di. | The Office Money-1 | 2007 | |
| Never heard of it. In this dream, | Hiç duymadım. Bu rüyada, | The Office Money-1 | 2007 | |
| I did both of these jobs beautifully. | iki işi bir arada çok güzel yürüttüm. | The Office Money-1 | 2007 | |
| And I loved it. And everybody loved me. | Ve sevdim. Ve herkes beni sevdi. | The Office Money-1 | 2007 | |
| I can't do this. Are you quitting? | bunu yapamam. Bırakıyormusun? | The Office Money-1 | 2007 | |
| Come back anytime. Don't forget to disinfect your headset. | Ne zaman istersen gel. Kulaklığını sterilize etmeyi unutma. | The Office Money-1 | 2007 | |
| I was never in this for the money. | Asla para için girmemiştim. | The Office Money-1 | 2007 | |
| But it turns out that the money was an absolute necessity for me. | Ama paranın benim için ne kadar önemli olduğunu anlamaya başladım. | The Office Money-1 | 2007 | |
| I tried to live the dream. | Rüyayı yaşamaya çalıştım. | The Office Money-1 | 2007 | |
| I trieto have a job, a girlfriend, | Bir işe, bir sevgiliye, başka bir işe | The Office Money-1 | 2007 | |
| another job, and I failed. | sahip olmaya çalıştım ve kaybettim. | The Office Money-1 | 2007 | |
| But the good thing about the American Dream | Ama Amerikan Rüyasının iyi yanı | The Office Money-1 | 2007 | |
| is that you can just go to sleep. | hemen uykunuza dönebilirsiniz. | The Office Money-1 | 2007 | |
| And try it all again the next night. | Ve sonraki gece tekrar denersiniz. | The Office Money-1 | 2007 | |
| Me, all night, dreaming about Angela's smoking hot body. | Ben, her gece, Angela'nın ateşli vücudunu hayal etmek. | The Office Money-1 | 2007 | |
| You're being gross. Not from a male perspective. | İğrençleşiyorsun. Bir erkeğe göre hayır. | The Office Money-1 | 2007 | |
| You need to set me up with her. | Bana onu ayarlamalısın. | The Office Money-1 | 2007 | |
| I know she told you she's looking and she's totally not responding my moves. | Sana birilerini sorduğunu biliyorum ve benim adımlarıma da olumsuz tepki vermiyor. | The Office Money-1 | 2007 | |
| What moves? | Ne adımları? | The Office Money-1 | 2007 | |
| I've moonwalked past accounting, like, ten times. | "Moon walk" yaptım, on kere filan. | The Office Money-1 | 2007 | |
| Can't believe it's not working. Yeah. | Nasıl işe yaramamış anlamadım. Öyle. | The Office Money-1 | 2007 | |
| I don't know if I really see you two together. | Bilmiyorum ki ikinizi birlikte düşünemiyorum. | The Office Money-1 | 2007 | |
| Really? Well maybe you should look in the small part on your brain. | Gerçekten mi? Belki de beynini biraz zorlamalısındır. | The Office Money-1 | 2007 | |
| She's very religious. Okay, | Çok dindar. Tamam, | The Office Money-1 | 2007 | |
| well I come from a line of W.A.S.P.S. so long it leads back to Moses. | Soyu Hz.Musa'ya kadar uzanan W.A.S.P. bir aileden geliyorum. | The Office Money-1 | 2007 | |
| Okay, well she takes her convictions pretty seriously. | Peki, ayrıca kararlarını çok ciddi bir şekilde alır. | The Office Money-1 | 2007 | |
| She could be kind of severe. | Biraz ciddiyeti seviyor olmalı. | The Office Money-1 | 2007 | |
| Yeah, and I punched a hole in a wall. | Ve ben de bir duvara yumruk attım değil mi. | The Office Money-1 | 2007 | |
| That's right, you did. Yeah. | Evet attın. Ya. | The Office Money-1 | 2007 | |
| Now that I think about it, Angela and Andy might actually make a good couple. | Aslında düşünüyorum da, Angela ve Andy iyi bir çift olabilirler. | The Office Money-1 | 2007 | |
| But I couldn't do that to Dwight... | Ama bunu Dwight'a yapamam... | The Office Money-1 | 2007 | |
| or Angela... | ya da Angela'ya... | The Office Money-1 | 2007 | |
| or Andy. | veya Andy'e. | The Office Money-1 | 2007 | |
| Hey Kevin, | Hey Kevin, | The Office Money-1 | 2007 | |
| you're a gambler, right? | sen kumarbazdın değil mi? | The Office Money-1 | 2007 | |
| A rounder. You play the ponies, tall horses. | Büyükler küçükler filan?. | The Office Money-1 | 2007 | |
| I do gamble, Michael. | Kumar oynarım, Michael. | The Office Money-1 | 2007 | |
| I was thinking about doing some gambling myself. | Ben de biraz kumar oynamayı düşünüyordum da. | The Office Money-1 | 2007 | |
| You know, just a little bit of money. Maybe doubling it and then doubling it, | Bilirsin, çok az parayla. Sonra onu katlarım, sonra onu da katlarım, | The Office Money-1 | 2007 | |
| several more times. | Defalarca işte. | The Office Money-1 | 2007 | |
| I don't know. Kind of just for fun. I was thinking... | Bilmiyorum. Sırf eğlence için işte. Düşünüyorum... | The Office Money-1 | 2007 | |
| Do you have any tips or ideas about sure things? | Kesin faydalı olan püf noktan ya da tavsiyen var mı bana? | The Office Money-1 | 2007 | |
| Like a boxer... | Kendisini zor durumda bırakan ... | The Office Money-1 | 2007 | |
| who is gonna throw the big fight, | sözleşmeleri imzalayan | The Office Money-1 | 2007 | |
| you know, like he's tied in to some crooked dealings | ya da çocuğu hasta olan | The Office Money-1 | 2007 | |
| and maybe his kid is sick or something. Like, who do I call about that? | bir boksörün büyük bir maça çıkması gibi. Böyle bir şey için nereye gidebilirim? | The Office Money-1 | 2007 | |
| The mob. | Mafya. | The Office Money-1 | 2007 | |
| Do you know anybody in the mob? | Mafyadan tanıdığın var mı? | The Office Money-1 | 2007 | |
| Oscar... | Oscar... | The Office Money-1 | 2007 | |
| I'm gonna need another advance on my salary. | maaşımda yeni bir artışa ihtiyacım var. | The Office Money-1 | 2007 | |
| What do you mean you've plans tonight? I have my daughter tonight. | Bu gece planlarım var da ne demek? Bu gece kızımlayım. | The Office Money-1 | 2007 | |
| We're renting Charlotte's Web. | Minik Örümcek Şarlot'u kiralayacağız. | The Office Money-1 | 2007 | |
| Well you have to make a choice. | Bir seçim yapmalısın. | The Office Money-1 | 2007 | |
| It's either your daughter or me. My daughter. | Kızın ya da ben. Kızım. | The Office Money-1 | 2007 | |
| I see how it is. | Öyle olsun. | The Office Money-1 | 2007 | |
| That was cold. | Bu çok kabaydı. | The Office Money-1 | 2007 | |
