• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 167195

English Turkish Film Name Film Year Details
Naturally, I feel responsible. Doğal olarak kendimi mesul hissediyorum. Doğal olarak, ölümünden kendimi sorumlu hissediyorum. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
They're great glasses. Güzel gözlükmüş. Harika gözlükler. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
Yeah. Could could I try those? Evet. Deneyebilir miyim? Deneyebilir miyim? The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
Uh, no. Okay. Hayır. Peki. Hayır. Tamam. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
Mr. Sharif, why don't you take off the sunglasses? Bay Şerif, neden gözlüğünüzü çıkarmıyorsunuz? Bay Sharif, neden gözlüklerinizi çıkarmıyorsunuz? The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
You got a... owie. Gözünüz... morarmış. Gözünüz morarmış. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
It was a misunderstanding. He was drunk. Bir yanlış anlaşılmaydı. Kendisi içkiliydi. Bir yanlış anlaşılmaydı. Sarhoştu. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
It didn't have anything to do with Ilsa, by any chance? Ilsa ile alâkalı bir şey yoktu, değil mi? Bunun, Ilsa ile ilgili olmasının ihtimali var mı? The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
(Chuckles) It was nothing like that. It was exactly like that. Öyle bir şey değildi. Kesinlikle öyle bir şeydi. Öyle bir şey değildi. Tam olarak öyle bir şeydi. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
You have a strong connection with Ilsa a bond. Ilsa ile güçlü bir ilişkiniz vardı. Bir bağ. Ilsa ile güçlü bir bağınız var. Bir ilişki. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
(Sighs and clears throat) Ilsa and I were very close. Ilsa ve ben çok yakındık. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
By chance, we found ourselves here alone on the first night. Kazara açılış gecesi yalnız kaldık. Tesadüfen, yalnız olduğumuzu fark ettik. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
I expressed my deep admiration for her. Ona olan hayranlığımı dile getirdim. Ona karşı olan aşırı hayranlığımı ifade ettim. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
She returned my feelings but was afraid to act on it. Hislerime karşılık verdi ama böyle davranmaktan korkuyordu. Duygularıma karşılık verdi ama bundan etkilenmekten korktu. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
Hector found out. Hector bunu öğrendi. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
Hypocrite that he is, he attacked me. İki yüzlü olacak ki, bana saldırdı. İkiyüzlü adam, bana saldırdı. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
How is he a hypocrite? Because he was unfaithful to her. Nasıl bir iki yüzlülük bu? Çünkü kendisi de sadakâtsizdi. Nasıl ikiyüzlü oluyor? Çünkü Hector, ona karşı sadakatsizdi. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
Mm. I did say. Demiştim. Ben demiştim. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
You did. Söylemiştin. Demiştin. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
Mr. Sharif, you were saying that Mr. Brava was unfaithful? Bay Şerif, Bay Brava'nın sadakâtsiz olduğunu mu söylüyorsunuz? Bay Sharif, Bay Brava'nın sadakatsiz olduğunu mu söylüyorsunuz? The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
I'm a pacifist, not a coward. Ben barış yanlısı biriyim, korkak değil. Ben barış yanlısıyım, korkak değil. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
You don't strike me without repercussions. Beni sebepsiz yere suçlayamazsınız. Geri çekilmeler olmadan bana saldıramazsınız. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
I went to his suite the night before he died to confront him. Ölmeden bir gece önce onunla yüzleşmek için odasına gitmiştim. Öldüğü geceden önce onunla yüzleşmek için otel odasına gittim. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
A woman was leaving. Bir kadın ayrılıyordu. Bir kadını çıkarken gördüm. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
It wasn't Ilsa. Ayrılan Ilsa değildi. Ilsa değildi. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
Was it someone from the conference? Konferanstan biri miydi? The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
(Laughs) It wasn't that kind of woman. O tarz bir kadın değildi. Öyle ortamlara ait bir kadın değildi. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
She was young, pretty, uh, cheap clothes. Gençti, güzeldi. Ucuz kıyafetler giyiyordu. Gençti, güzeldi, üzerinde ucuz kıyafetler vardı. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
I assume she was a prostitute. Carmen. Tahminim bir fahişeydi. Carmen. Bir hayat kadını olduğunu sanıyorum. Carmen. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
'Keep out' Girilmez! 'Girmek Yasak' The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
(Cho) Far as I can tell, Söyleyebileceğim tek şey,.. Lynch'i arayan numaranın sonlandığı... The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
this is the only structure within a half mile ...burası Lynch'in aramasının bittiği baz istasyonunun... ...baz istasyonunun yarım millik alanındaki... The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
of the cell tower Lynch's call stopped at. ...kapsama alanındaki tek yapı. ...tek binanın bu olduğunu söyleyebilirim. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
Well, I don't see anything. Nope. Not a thing. Ben bir şey görmüyorum. Hayır. Bir şey yok. Bir şey görmüyorum. Yok. Hiçbir şey yok. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
Think they have dogs? Sence köpek var mıdır? Sence köpekleri var mıdır? The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
Probably. Büyük ihtimal. Muhtemelen. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
Hey, listen. Dinlesene. Dinle. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
There. Orası. Şuradan geliyor. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
You have misread the situation, agents. Durumu yanlış yorumluyorsunuz, ajan. Durumu yanlış anladınız, dedektifler. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
I am entirely ignorant of whatever it is Şu an beni neyle suçladığınızdan... Beni her ne ile suçluyorsanız... The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
that you are accusing me of. (Rigsby) You're lying. ...bihaberim. Yalan söylüyorsun. ...ondan kesinlikle haberim yok. Yalan söylüyorsun. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
We've got the phone records. (File smacks) Telefon kayıtları elimizde. Telefon kayıtlarına baktık. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
You called your goons and told 'em Pis işlerini yaptırdığın adamlarını aradın, onlara... Adamlarını arayıp, onlara kadınları... The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
to lock those women up so your guys could escape. ...o kadınları kilitlemesini söyledin, böylelikle siz de kaçabilecektiniz. ...bir yere kilitlemesini söylemişsin, böylece adamların kaçabilecekti. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
I'm sorry. Goons? What goons? And records can be faked. Affedersin. Adam mı? Ne adamı? Bütün kayıtlarınız sahte. Pardon. Adamlarım mı? Ne adamları? Kayıtlar uydurma olabilir. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
No, those women in the truck that was you. Kamyondaki kadınlar... Bunu yapan sendin. Hayır, bu kadınları kamyon kasasına kilitleyen sendin. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
Hector Brava that was you, too. Hector Brava.. Yine sensin. Hector Brava'yı öldüren de sendin. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
(Chuckles) You're wrong. Yanılıyorsun. Yanılıyorsunuz. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
I weep for those poor souls you found. O bulduğunuz zavallı insanlar için üzülüyorum. Bulduğunuz bu zavallı insanlar için üzülüyorum. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
And as I said, Hector was a dear friend. Dediğim gibi, Hector iyi bir dostumdu. Ayrıca dediğim gibi, Hector sevdiğim bir arkadaşımdı. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
What about Carmen? Peki ya Carmen? The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
Who's Carmen? Carmen de kim? The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
And where's my lawyer? Avukatım nerede kaldı? Ayrıca avukatım nerede? The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
(Clicks tongue) Tough. Dişli çıktı. Zor biri. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
Sociopath. Wolf among the sheep. Sosyopat. Koyunların içindeki kurt. Sosyopat. Koyunlar arasındaki kurt. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
He's a caught wolf now. Şu an gafil avlanmış bir kurt. Yakalanmış bir kurt artık. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
Phone call's enough to connect him Telefon kayıtları onu yirmiye yakın... Telefon kayıtları, 20 ayrı suçtan... The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
to about 20 different felony charges, ...suçla ilişkilendiriyor... ...yargılanmasına yeter... The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
not even counting the homicide. ...ama biri bile cinayet değil. ...cinayeti saymıyorum bile. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
He's going away for a long time. Uzun bir süre buralarda olmayacak. Uzun bir süre içeride kalır. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
She likes you, that one. Which one? Senden hoşlanıyor. Hangisi? Şuradaki, senden hoşlanıyor. Hangisi? The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
The blonde one. What? Sarışın olan. Ne? The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
And you like her. Sen de ondan hoşlanıyorsun. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
Wha I'm not so sure I know where this is headed. (Telephone ringing in distance) Bu konuşmanın nereye varacağından pek emin değilim. Ne? Bu konuşmanın nereye varacağını kestiremiyorum. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
You know exactly where this is headed. Konuşmanın nereye gayet iyi biliyorsun. Nereye varacağını çok iyi biliyorsun. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
Do you ever consider dating again? Tekrar biriyle çıkmayı hiç düşündün mü? Birisiyle çıkmayı tekrar düşünür müsün? The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
Do you? Hiç düşündün mü? Düşünür müsün? The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
How did we get to this point so quickly? Bu noktaya bu kadar çabuk nasıl geldik? Konuşmanın bu noktasına nasıl bu kadar çabuk gelebildik? The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
I'm just saying, I think it would be a good thing. Sadece söylüyorum işte. Senin için iyi bir şey olurdu. Sadece söylüyorum, bence bu iyi olabilir. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
What would? Ne olurdu? Olan ne? The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
Uh, charging Lynch with Brava's murder. Lynch'i Brava cinayetiyle suçlamak. Lynch'in, Brava'nın cinayetiyle yargılanması. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
How close are we? Ne kadar yakınız? Davada neredeyiz? The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
A confession would help. Bir itiraf işe yarayabilirdi. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
Well, why don't you ask one of her spirits? Neden onun ruhlarından birinden istemiyorsunuz? Neden onun ruhlarından birine sormuyorsun? The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
I'm sure they'll provide the evidence that's needed. (Chuckles) Gerekli olan kanıtı size sunacaklarına eminim. Eminim ki, gerekli olan kanıtı sunacaklardır. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
This case is solving itself without me. Dava bensiz kendi kendine çözülüyor. Bu dava, ben olmadan da kendisini çözer. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
I have errands to run. Halletmem gereken işler var. Yapmam gereken bir iş var. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
Christopher Lynch didn't kill Brava. Christopher Lynch, Brava'yı öldürmedi. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
No. The emotion he was trying to conceal was contempt. Hayır. Saklamaya çalıştığı duygusu küçümsemeydi. Hayır. Gizlemeye çalıştığı duygu, kibir. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
Lynch didn't consider him worth killing. Lynch onun öldürmeye değer olmadığını düşünüyor. Lynch, Brava'nın öldürmeye değeceğini düşünmedi. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
A deeply evil man, but not one who committed this crime. Oldukça kötü bir adam ama bu suçu işleyecek kadar değil. Çok kötü bir adam, ama bu suçu işlemesine sebep değil. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
(Elevator doors close) Thank you. (Clears throat) Teşekkürler. Teşekkür ederim. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
What if I didn't say "spirits"? What if I said "instincts"? Ya ruhların olmadığını söyleseydim? Ya bunların içgüdü olduğunu söyleseydim? "Ruhlar" değil de, "sezgiler" deseydim... The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
Would that be something you could accept? Bu senin kabul edeceğin bir şey olur muydu? ...o zaman kabul edebileceğin bir şey olur muydu? The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
Oh, well, maybe. Belki. Olabilir. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
'Cause they're telling me to come with you. Çünkü seninle gelmemi söylüyorlar. Çünkü seninle gitmemi söylüyorlar. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
Are they? Why? Öyle mi söylüyorlar? Neden? Öyle mi? Neden? The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
'Cause the last time you spoke with Ilsa Engels, Çünkü Ilsa Engels ile son konuşmanda... Ilsa Engels ile son konuştuğunda... The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
she threw a teacup at your head. ...kafana çay fincanını fırlatmıştı. ...kafana çay fincanı fırlatmıştı. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
It was a saucer. It wasn't a teacup. Çay tabağıydı. Çay fincanı değil. Fincanın tabağıydı. Çay fincanı değildi. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
And who said I'm going to see Ilsa Engels? Ilsa Engels ile görüşeceğimi kim söyledi? Ilsa Engels'ı görmeye gittiğimi kim söyledi? The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
Tell me that you're not. Görüşmeyeceğini söyle. Gitmeyeceğini söyle. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
She thinks well of me. Oradaki varlığımın iyi olacağımı düşünüyor. Benim hakkımda iyi düşünüyor. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
I can communicate with her husband. (Chuckles) Kocasıyla iletişim kurabiliyorum. Kocasıyla bağlantı kurabilirim. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
And she'll only talk to you if I'm there. Sadece ben orada olduğumda seninle konuşacaktır. Ve eğer ben yanında olursam seninle konuşur. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
Well, I guess I have no choice but to bring you along with me. Sanırım seni yanımda getirmek dışında bir seçim şansım yok. Sanırım seni yanımda götürmekten başka çarem yok. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
You think you manipulated me into coming with you, don't you? Seninle gelmem için seni ayarttığımı düşünüyorsun, değil mi? Seninle gelerek beni kendi çıkarların için kullanacağını düşünüyorsun, değil mi? The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
(Elevator bell dings) No, I don't. I think you manipulated me into thinking Hayır.Bana göre yaptığın, seni benimle gelmen için Hayır, düşünmüyorum. Benimle gelerek seni kendi çıkarlarım için kullanacağımı... The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
I manipulated you into coming with me. (Elevator doors open) ... ayarttığımı düşünmemi düşündürtmen. ...düşündürerek, beni kendi çıkarların için kullanacağını düşünüyorum. The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
Okay, I'm just gonna come straight out, and I'm gonna say Lafı eveleyip gevelemeden direk konuya gireyim. Tamam, açıkça belirteceğim, daha önce söylediğim... The Mentalist Red Letter-1 2010 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 167190
  • 167191
  • 167192
  • 167193
  • 167194
  • 167195
  • 167196
  • 167197
  • 167198
  • 167199
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact