Search
English Turkish Sentence Translations Page 166850
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Would it be the same? | aynı olur mu? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
No. I'm sure it's all different and built up. | Hayır. Eminim çok farklıdır. Bir sürü bina filan yapmışlardır. Hayır. Eminim her şey değişmiştir ve yeni binalar yapılmıştır. Hayır. Eminim çok farklıdır. Bir sürü bina filan yapmışlardır. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Thus the saying "You can't go home again" | Yani "Evine yeniden gidemezsin".. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Because it isn't there anymore. | Çünkü artık orası aynı değildir. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Picture it on my scale | Benim açımdan düşün şimdi | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
I migrated through an endless flat space | Göç ettiğim yerlerin haddi hesabı yok. Sonsuz bir düzlükte göç ettim Göç ettiğim yerlerin haddi hesabı yok. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Full of endless new things | Sonu gelmeyen yeni şeyler arasından | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Forests, mountains, tundra, canyons. | Ormanlar, dağlar, düzlükler, kanyonlar... Ormanlar, dağlar, tundralar, kanyonlar. Ormanlar, dağlar, düzlükler, kanyonlar... | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
My memory sees what I saw then. | Anılarım o zaman ne gördüysem onu görüyor. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
My eye sees freeways, urban sprawl, | Gözlerim özgür görüyor, gelişigüzel, | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Big macs under the eiffel tower. | Eyfel kulesinin altında Big Macler. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Early on, the world got bigger and bigger, | İlk zamanlarda, dünya gittikçe daha büyük gelmeye başladı. Önceden, dünya büyüdü ve büyüdü, İlk zamanlarda, dünya gittikçe daha büyük gelmeye başladı. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
think what I've had to unlearn. | neleri unutmak zorunda kaldığımı hayal et. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
And now you're moving on. | Ve şimdi yer değiştiriyorsun. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
As you've said, there's talk of my not aging, | Yaşlanmamamla ilgili söylediğin şey gibi, Senin dediğin gibi, yaşlanmadığımın konuşması geçiyor yine, Yaşlanmamamla ilgili söylediğin şey gibi, | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
And when that happens, I move on. | Ve bu olduğu zaman, ben yer değiştiririm. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Well, it might make sense to set up your next identity, | Aslında yeni kimliğini oluşturmak... Eh, o zaman bir sonraki kişiliğini kurmak mantıklı olabilir, Aslında yeni kimliğini oluşturmak... | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Your next ten years, and then just drop into it. | Bir sonraki on yıl için, sonra atlarsın içine. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
I've done that a few times, | Bunu birkaç sefer yaptım, | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Even passed as my own son. | Hatta kendi oğlum rolüne bile girdim. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
"Oh, you're an engineer, too? | "Ah, sen de mi mühendissin? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
You're ben's son. He was a good man." | Sen Ben'in oğlusun. Çok iyi adamdı. Sen Ben'in oğlusun. İyi bir adamdı." Sen Ben'in oğlusun. Çok iyi adamdı. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Saves trouble with credentials and references. | Bir sürü dertten kurtarıyor. Daha kolay güvenilirlik, tarihi ayrıntılar filan. İtimat ve referans konusunda zorluktan kurtarıyor. Bir sürü dertten kurtarıyor. Daha kolay güvenilirlik, tarihi ayrıntılar filan. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
On the other hand, I've been busted a few times. | Öbür yandan, birkaç kez yakalandım. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Spent a year in jail, Belgium, 1862 | Belçika'da bir yıl hapis yattım, 1862'de | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
I won't forget that | Onu unutmayacağım | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
For faking a government application. | "Resmi belgede sahtekarlık" suçu yüzünden. Hükumet başvurusunda sahtekarlık yaptığım içindi. "Resmi belgede sahtekarlık" suçu yüzünden. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
When'd you come to america? | Amerika'ya ne zaman geldin? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
1890, right after Van Gogh's death, | 1890, Van Gogh öldükten hemen sonra. 1890'da, Van Gogh'un ölümünden hemen sonra, 1890, Van Gogh öldükten hemen sonra. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
With some french immigrants... | Bazı Fransız göçmenlerle... | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
moving on. | yer değiştiriyordum. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
An answer for every question. | Her soruya bir cevap. Her soruya bir cevabın var. Her soruya bir cevap. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Except one, John. | Biri dışında, John. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
A whim. Maybe not such a good idea. | Bir heves. Belki de iyi bir fikir değildi. Bir heves. Belki çok da iyi bir fikir değil. Bir heves. Belki de iyi bir fikir değildi. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
wanted to say goodbye to you as me, | kendim olarak veda etmek istedim. size asıl olduğum kişi olarak veda etmek istedim, kendim olarak veda etmek istedim. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Not what you thought I was. | sizin olduğumu düşündüğünüz kişi olarak değil. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Well, since this isn't funny, | Eh, bu komik olmadığı için, | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
We think you might have a problem. | Bir problemin olduğunu düşünüyoruz. senin bir problemin olabileceğini düşünüyoruz. Bir problemin olduğunu düşünüyoruz. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
A very serious problem. | Çok ciddi bir problem. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
I've got boxes to move. | Taşımam gereken kutular var. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
I'll give you a hand. | Yardım edeyim. Ben sana yardım edeyim. Yardım edeyim. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Wouldn't you have some relic, an artifact | Geçmişi, eski hayatını hatırlatacak... Sana erken yaşamını hatırlatmak için Geçmişi, eski hayatını hatırlatacak... | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
To remind you of your early life? | Bir hatıran, el yapımı bir şeyin yok mu? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Like this, maybe? | Bunun gibi, belki? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Thrift shop. | Hayır kurumu. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
If you lived 100... 1,000 years... | Eğer 100 yıl, 1.000 yıl yaşasaydın... Eğer 100 yıl, 1,000 yıl yaşasaydın... Eğer 100 yıl, 1.000 yıl yaşasaydın... | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
would you still have this? | bunu yine de saklar mıydın? bunu hala saklar mıydın? bunu yine de saklar mıydın? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
What would cause you to keep it? | Bunu saklamana ne sebep olurdu? Saklamana ne neden olurdu? Bunu saklamana ne sebep olurdu? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
As a memento to your beginnings, | Başlangıçlarının bir hatırası, | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Even if you didn't have | Her ne kadar başlangıç konseptin | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
The concept of beginnings? | olmasa da? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
It would be gone, lost. | Kaybolur giderdi. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
I don't have artifacts. | Hiç bir hatıralığım yok. El yapımı bir şeyim yok. Hiç bir hatıralığım yok. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Keep that. | Senin olsun. Sende kalsın. Senin olsun. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
You could have lied about that. | Bu konuda yalan söyleyebilirdin oysaki. Bunun hakkında yalan söyleyebilirdin. Bu konuda yalan söyleyebilirdin oysaki. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Don't talk about me while I'm gone. | Ben yokken arkamdan konuşmayın. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Is he serious? | Ciddi mi bu? O ciddi mi? Ciddi mi bu? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
If he is, I'm sorry to say he's... | Eğer öyleyse, üzgünüm ama... Eğer öyleyse, üzgünüm ki... Eğer öyleyse, üzgünüm ama... | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
oh, how could he have concealed that for ten years? | Hadi, bunu 10 yıl boyunca nasıl saklamış olabilir? Ah on yıl boyunca bunu nasıl saklayabilirdi ki? Hadi, bunu 10 yıl boyunca nasıl saklamış olabilir? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Least he doesn't appear to be dangerous. | En azından tehlikeli görünmüyor. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Checkin' for a hidden mic. | Mikrofon arıyorum. Saklı mikrofon arıyorum. Mikrofon arıyorum. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Candid camera. | ya da gizli kamera. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
He's fabricating these wild stories. | Uçuk kaçık hikayeler uyduruyor. Bu hikayeleri uyduruyor. Uçuk kaçık hikayeler uyduruyor. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
I've never seen him acting like this. | Onu hiç böyle görmemiştim. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Oh, it's crazy. | Ah, bu çılgınlık. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
All right, all right, as soon as you can, then. | Tamam peki, mümkün olduğunca çabuk gel. Tamam, tamam, en kısa süre içinde o zaman. Tamam peki, mümkün olduğunca çabuk gel. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
I love you, you know. | Seni sevdiğimi biliyorsun. Seni seviyorum, biliyorsun, değil mi? Seni sevdiğimi biliyorsun. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Since my first week at the office. | Ofisteki ilk günümden beri. Ofisteki ilk haftamdan beri. Ofisteki ilk günümden beri. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
I care very much about you, | Sana çok değer veriyorum, Seni çok önemsiyorum, Sana çok değer veriyorum, | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
But now you know what you'd be getting into. | ama artık sen de neyin içinde olduğunu biliyorsun. Ama şimdi neye bulaştığını biliyor olacaksın. ama artık sen de neyin içinde olduğunu biliyorsun. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Do you really think you're a caveman? | Gerçekten bir mağara adamı olduğunu mu düşünüyorsun? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Do you? | Sen öyle düşünüyor musun? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Could you love me, | Beni sevebilir misin? Beni sevebilir misin, Beni sevebilir misin? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Or don't you believe in that anymore? | Yoksa buna da mı inanmıyorsun artık? yoksa artık sevgiye inanmıyor musun? Yoksa buna da mı inanmıyorsun artık? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
I've gotten over it too many times. | Bu başıma defalarca geldi. Çok sefer yaşadım bunu. Bu başıma defalarca geldi. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Fond of you... | Sana ilgi duyuyorum. Senden hoşlanıyorum... Sana ilgi duyuyorum. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
certainly attracted to you. | Beni kesinlikle kendine çekiyorsun. kesinlikle senden etkileniyorum. Beni kesinlikle kendine çekiyorsun. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
That's it? | Hepsi bu mu? Bu kadar mı? Hepsi bu mu? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
I can work with that. | Bana bu da yeter. Bu bana yeter. Bana bu da yeter. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
If what I'm saying is true, | Eğer söylediğim doğruysa... Eğer dediklerim doğruysa, Eğer söylediğim doğruysa... | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
You and any children will age. | Sen ve çocukların yaşlanacak. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
I won't. | Ben yaşlanmayacağım. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
And one day I'll leave. | Ve bir gün gideceğim. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
You'll go back to your May December romances. | Kendinden gençlere ilgi duyacaksın. Mayıs Aralık sevdalarına geri döneceksin. Kendinden gençlere ilgi duyacaksın. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
The simple fact is | Basit hakikat şu ki | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
That I can't give you forever. | sana sonsuzluğu veremem. Sana sonsuzu temin edemem. sana sonsuzluğu veremem. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
How long's forever? | Sonsuzluk ne kadar sürüyor? Sonsuz ne kadar uzun? Sonsuzluk ne kadar sürüyor? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Who ever really has it? | Kim görmüşki sonsuzluğu? Kim sonsuza sahip ki? Kim görmüşki sonsuzluğu? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
My parents split up before I was born, | Anne babam ben doğmadan boşanmış. Anne babam ben doğmadan ayrılmışlar, Anne babam ben doğmadan boşanmış. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
And then my mom's next marriage lasted | ve sonra annemin sonraki evliliği | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
What, a whole three years? | ne kadar, üç yıl sürdü? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Then there's death, illness, acts of god... | Hem ölüm, hastalık, takdir i ilahi... Sonra ölüm var, hastalıklar, Tanrı'nın parmağı... Hem ölüm, hastalık, takdir i ilahi... | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
no one knows how long they have. | Hiç kimse ne kadar zamanı olduğunu bilmiyorki. Kimse ne kadar çok zamanı olduğunu bilemez. Hiç kimse ne kadar zamanı olduğunu bilmiyorki. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Or how little. | Ya da ne kadar az. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Take whatever you can get. | Ne alsan kârdır. Alabildiğini al. Ne alsan kârdır. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Like ten years? | 10 yıl gibi mi? On yıl gibi mi? 10 yıl gibi mi? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Ah! Ha ha ha! | Ah! Ha ha ha! | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
( Yells ) | ... | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Uhn! | Uhn! | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
I wanted to see how fast you were. Check your reflexes. | Ne kadar hızlı olduğunu merak ettim. Refkekslerini. Ne kadar hızlı olduğunu görmek istedim. Reflekslerini kontrol ediyordum. Ne kadar hızlı olduğunu merak ettim. Refkekslerini. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |