Search
English Turkish Sentence Translations Page 166852
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I mean, we might leave here today, | Yani, buradan çıkıp, | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Go out there, tell everybody. | dışarıda insanlara söyleyebiliriz. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
It would vanish in disbelief. | Anlattıklarınız inanmamaları nedeniyle yok olur. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
A story that goes around the room. | Odanın içinde dolaşan bir hikaye. Bir oda içerisinde anlatılan bir hikaye. Odanın içinde dolaşan bir hikaye. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
No credibility. | Doğruluğuna güvenirlik yok. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Even if I could make you believe me, | Hepinizi inandırsam bile, Sizi kendime inandırsam da, Hepinizi inandırsam bile, | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
In a month, you wouldn't. | bir ay içinde inancınız yok olur. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Some of you would call me a psychopath, | Bazılarınız benim için psikopat der. Bazınız bana psikopat der, Bazılarınız benim için psikopat der. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Others would be angry at a pointless joke. | Bazıları amaçsız bir şakaya kızar. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Some of us are angry now. | Bazımız şu anda sana kızgın. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
This This was a bad idea. | Bu Bu kötü bir fikirdi. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Uh, I love you all, and I do not want | Hepinizi seviyorum, ve sizi, Ah, hepinizi seviyorum ve hiçbirinizi Hepinizi seviyorum, ve sizi, | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
To put you through anything. | zor durumda bırakmak istemiyorum. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Then why are you doing it? | O zaman bunu neden yapıyorsun? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
'Cause I wanted to say goodbye | Çünkü veda etmek istedim... Çünkü kendim olarak size Çünkü veda etmek istedim... | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
As yourself. | veda etmek istedin. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
I think you've done that, | Sanırım bunu da yaptın. Sanırım bunu yaptın, Sanırım bunu da yaptın. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Whoever that self is. | her kimse o kendin. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Easy, Edith. | Sakin ol, Edith. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
We're just grading his homework. | Sadece ödevine not veriyoruz. Biz sadece John'un ödevini kontrol ediyoruz. Sadece ödevine not veriyoruz. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
I see what's going on. You're playing the good cop, Dan. | Neler döndüğünü anladım. Sen iyi polisi oynuyorsun, değil mi Dan? Ne yapmaya çalıştığını anladım. Sen iyi polisi oynuyorsun, Dan. Neler döndüğünü anladım. Sen iyi polisi oynuyorsun, değil mi Dan? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
That's fine. Just enjoy it. | Farketmez, keyfini çıkar. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
All right, I think this whole thing is just a crock! | Tamam, bana sorarsanız, bütün bu olan biten saçmalıktan ibaret. Pekala, bence bunlar tamamen saçmalık! Tamam, bana sorarsanız, bütün bu olan biten saçmalıktan ibaret. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
I should leave, but I'm gonna stay. | Gitmeliyim, ama kalacağım. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
You know why? 'Cause I wanna see what this is all about. | Neden biliyor musunuz? Çünkü bunlar ne anlama geliyor bilmek istiyorum. Neden biliyor musun? Çünkü tüm bunların ne olduğunu görmek istiyorum. Neden biliyor musunuz? Çünkü bunlar ne anlama geliyor bilmek istiyorum. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
So do I. What is this all about? | Ben de. Nedir bu? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Let's ask Dr. Freud, who's just arrived. | Hadi Dr. Freud'a soralım, kendisi şimdi burada. Dr. Freud'a soralım hadi, şimdi geldi. Hadi Dr. Freud'a soralım, kendisi şimdi burada. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Hey, will! Will! | Hey, Will! Will! | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Art. Hey. | Art. Art. Merhaba. Art. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
I'm glad I caught you. | Seni yakaladığım için mutluyum. Seni yakaladığıma sevindim. Seni yakaladığım için mutluyum. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Someone mentioned that you were leaving | Biri bana senin için gidiyor dedi. Birisi senin buradan ayrıldığından bahsetti Biri bana senin için gidiyor dedi. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Called you, told you that I've lost it. | Seni aradı ve kafayı yediğimi söyledi. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Glad you're here. Things are going in unexpected directions. | Gelmene sevindim. İşler beklenmedik bir şekilde ilerliyor. Geldiğine sevindim. Olaylar biraz beklenmedik yönde ilerliyor. Gelmene sevindim. İşler beklenmedik bir şekilde ilerliyor. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Yes, so I hear. | Evet, duyduğum kadarıyla. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Uh, thank you, no. | Ah, teşekkür ederim, hayır. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Whiskey? Johnny walker green. | Viski alır mısın? Johnny Walker, yeşil. Viski? Johnny Walker green. Viski alır mısın? Johnny Walker, yeşil. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
( Closes door ) | ... | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
You look very familiar, my dear. Linda murphy. | Sen çok tanıdık geliyorsun evladım. Linda Murphy. Çok tanıdık geliyorsun tatlım. Linda Murphy. Sen çok tanıdık geliyorsun evladım. Linda Murphy. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
I'm in your tuesday psych 1 class, Dr. Gruber. | Salı günü Psikoloji 1 sınıfınızdayım, Dr Gruber. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Ah, well, this lesson may be something | Ah, peki, bu ders benim hiç | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
I could not have imagined. | hayal edemeyeceğim bir şey olabilir. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
I regret being so obvious about this, John, | Açık konuştuğum için bağışla John, Direkt olmaktan hoşlanmıyorum, John, ama Açık konuştuğum için bağışla John, | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
But these people are all very concerned for you. | ama bu insanlar senin için çok endişeleniyorlar. Bu insanlar senin için çok endişeleniyorlar. ama bu insanlar senin için çok endişeleniyorlar. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Yes, I'm cutting out paper dinosaurs. | Evet, kağıttan dinozor kesiyorum. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
I really wish I'd been here from the beginning. | Keşke en başından dinleme şansım olsaydı. Keşke baştan beri burada olsaydım. Keşke en başından dinleme şansım olsaydı. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Let me just say something right now. | Şunu söylemem izin verin. Şimdi bir şey söyleyeyim. Şunu söylemem izin verin. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
There's absolutely no way in the whole world | John'un hikayesinim doğruluğunu bize kanıtlaması, Bu dünyada John'un hikayesini kanıtlamasının John'un hikayesinim doğruluğunu bize kanıtlaması, | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
For John to prove this story to us, | Hiçbir yolu yok, | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Just like there's no way for us to disprove it. | Aynı şey, bizim bu hikayeyi asılsız çıkarmamız için de geçerli. Bizim de çürütmemizin bir yolu yok. Aynı şey, bizim bu hikayeyi asılsız çıkarmamız için de geçerli. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
No matter how outrageous we think it is, | Her ne kadar sıradışı olduğunu düşünsek de, | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
No matter how highly trained some of us think we are, | ne kadar yüksek eğitim almış olursak olalım, Her ne kadar iyi eğitimli olduğumuzu düşünsek de, ne kadar yüksek eğitim almış olursak olalım, | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
There's absolutely no way to disprove it. | Çürütmenin hiçbir yolu yok. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Our friend is either a caveman, a liar, or a nut. | Yani dostumuz, ya bir mağara adamı, ya yalancı, ya da deli. Arkadaşımız ya bir mağara adamı, ya bir yalancı ya da deli. Yani dostumuz, ya bir mağara adamı, ya yalancı, ya da deli. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
So while we're thinking about that, | Bunu düşünürken, | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Why don't we just go with it? | Neden olanları akışına bırakmıyoruz? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
I mean, hell, who knows, | Yani, kim bilebilir ki, | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
He might jolt us into believing him, | belki bizi kendine inandırmayı başarır, Bizim kendine inanmamızı sağlayabilir, belki bizi kendine inandırmayı başarır, | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Or we might jolt him back to reality. | Ya da biz onu gerçeğe döndürebiliriz. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Believing? Whose reality? | İnanmak mı? Kimin gerçeğine? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
So... you're a caveman. | Bir mağara adamısın, öyle mi? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
uh, I was a Cro magnon, I think. | Sanırım, bir Kro magnon'dum. ah, Kro magnon'dum sanırım. Sanırım, bir Kro magnon'dum. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
You don't know if you're a caveman or not? | Mağara adamı olup olmadığını bilmiyor musun? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
No, I'm sure about that. | Hayır, ondan eminim. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
A Cro magnon, then. | Bir kro magnon o zaman. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
When did you first realize this? | Bunu ilk ne zaman farkettin? Bunun ne zaman farkına vardın? Bunu ilk ne zaman farkettin? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
When the Cro magnon was first identified, | Kro magnonlar ilk tanımlandığında. Kro magnon ilk olarak tanımlandığı zaman, Kro magnonlar ilk tanımlandığında. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
When anthropology gave them a name, | Antropoloji onlara bir isim verdiğinde, | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
I had mine. | Benim de bir ismim oldu. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Well, please continue. | Lütfen devam et. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
I'm sure you must have more to say. | Eminim daha söyleyecek çok sözün vardır. Eminim söyleyecek başka şeylerin de vardır. Eminim daha söyleyecek çok sözün vardır. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Would you like me to lie on the couch? | Koltuğa uzanmamı ister misiniz? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
( Laughs ) as you wish. | Nasıl istersen. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
As a physician, I'm curious. | Ben bir hekimim. Merak ediyorumda, Bir doktor olarak merak ediyorum. Ben bir hekimim. Merak ediyorumda, | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
In this enormous lifetime you describe, | bu bahsettiğin muazzam hayat süresi içinde, Anlattığın bu uzun hayat sürecinde, bu bahsettiğin muazzam hayat süresi içinde, | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Have you ever been ill? | Hiç hasta oldun mu? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Sure, as much as anyone. | Tabi, herkes gibi. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Seriously ill? | Cidden hasta? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Of what? Do you know? | Nelerdi? Biliyor musun? Ne hastalığı? Biliyor musun? Nelerdi? Biliyor musun? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
In prehistory, I can't tell you. | Tarih öncesinde, kesin bir şey söyleyemem. Tarih öncesi zamanını bilmiyorum. Tarih öncesinde, kesin bir şey söyleyemem. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Maybe pneumonia once or twice. | Belki bir ya da iki kez zatürre. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Last few hundred years, | Son bir kaç yüzyılda, Son birkaç yüz yıl içerisinde, Son bir kaç yüzyılda, | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
I've gotten over typhoid, yellow fever, | tifo, sarıhumma, çiçek... Tifo, sarı humma ve çiçek hastalığı geçirdim, tifo, sarıhumma, çiçek... | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Smallpox...I survived the black plague. | Kara vebayı atlattım. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Bubonic? | Bubonik? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Oh, that's terrible. | Bu çok kötü. Ah, korkunç bir şey. Bu çok kötü. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
More so than history describes. | Tarihte anlatıldığından da kötü. Tarihin anlattığından daha kötü. Tarihte anlatıldığından da kötü. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
And smallpox But you're not scarred. | Çiçek. Ama sende izleri kalmadı. Ve çiçek hastalığı Ama yara izin yok. Çiçek. Ama sende izleri kalmadı. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
I don't scar. | Vücudumda yara izi kalmaz. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
No, John, that is not possible. | Ama John, bu mümkün değil. Hayır, John, bu imkansız. Ama John, bu mümkün değil. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Please, let's take John's story | Lütfen, John'un hikayesini göründüğü gibi | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
At face value and explore it from that perspective. | dinleyelim ve onun bakış açısından inceleyelim. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
If he doesn't scar, it's no stranger than the rest. | Vücudunda yara oluşmaması, hikayesinin geri kalanından daha enteresan bir şey değil. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
John, would you please stop by my lab, | John, benim laboratuvarıma uğrayıp, | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Suffer a few tests from | komşu biyoloğunun birkaç | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Your friendly neighborhood biologist. | "Ailenizin biyoloğu" test yapmasına izin verir misin. "Ailenizin biyoloğu" | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
I'm leery of labs. | Laboratuvarlardan çekiniyorum. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Afraid I might go in and stay for a thousand years | Öyle bir yerde bin yıl kalmaktan, ve sigara içen adamların... Oraya gidip sigara içen adamlar beni anlamaya çalışırken Öyle bir yerde bin yıl kalmaktan, ve sigara içen adamların... | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
While cigarette smoking men try to figure me out. | Bin yıl boyunca orada kalacağımdan korkuyorum. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
You don't think that I would betray you? | Sana ihanet edeceğimi düşünmüyorsun, değil mi? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Walls have ears. | Yerin kulağı vardır. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |