Search
English Turkish Sentence Translations Page 166847
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
May I see that? Sure. | Bakabilir miyim? Tabi. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Yes indeed, that's what it is. | Evet aynen dediğin şey. Evet, doğru. Evet aynen dediğin şey. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
What's a burin? | Keski nedir? Oyma taşı nedir? Keski nedir? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
A burin is a flint tool | Keski, taştan yapılmış bir alettir. Oyma taşı bir odun, kemik ve özellikle Keski, taştan yapılmış bir alettir. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
For grooving wood and bone, antlers especially, | Ahşap, kemik, özellikle de boynuzları yontmak için. boynuz oymak için kullanılan bir çakmaktaş aletidir, Ahşap, kemik, özellikle de boynuzları yontmak için. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
To make spear and harpoon points. | Mızrak ve zıpkın uçları yapmak için kullanılır. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Magdalenians weren't noted for flint work, | Magdalenler'in taş yonttukları speküle edilmiştir. Magdalenlerin taş işçiliği yaptığı bilinmiyor, Magdalenler'in taş yonttukları speküle edilmiştir. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
So this is a very nice specimen. | O yüzden bu çok iyi bir model. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Okay, what's a magdalenian? | Peki, Magdalen nedir? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
A later Cro magnon, | Teknik kelimeler kullanmadan anlatmak gerekirse, | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Without gettin' technical. | Tekniği bir kenara bırakırsak... ileri bir Kro magnon diyebiliriz. Tekniği bir kenara bırakırsak... | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
It's the final culture of the upper paleolithic. | Üst Paleolitik Dönem'in son kültürü. Üst paleolitiklerin son kültürü. Üst Paleolitik Dönem'in son kültürü. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
If stones could speak, eh, Art? | Taşlar konuşabilseydi eğer, değil mi Art? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
So where'd you get that, John? | Sen bunu nereden aldın, John? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Believe it or not, from a thrift shop A quarter. | İster inan ister inanma, bit pazarından. Bir çeyrekliğe. İnanın ya da inanmayın, ama hayır kurumundan Bir çeyreğe. İster inan ister inanma, bit pazarından. Bir çeyrekliğe. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
I gotta go digging for this kind of stuff. | Ben bunu bulacağım diye kazı yapıp duruyorum. Bu tür bir şey için kazı yapmak gerek. Ben bunu bulacağım diye kazı yapıp duruyorum. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Can I, uh...? | Şey, ben, ah...? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Huh. | Ah. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Maybe... | Aslında... Belki... Aslında... | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
I'm glad you did this. | bunu yaptığınız için mutluyum. Bunu yaptığınız için memnunumdur. bunu yaptığınız için mutluyum. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Did what? You mean come over? | Neyi yaptığımız için? Geldiğimiz için mi? Ne yaptığımız için? Gelmemizden mi bahsediyorsun? Neyi yaptığımız için? Geldiğimiz için mi? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Well, so are we. | Biz de memnunuz. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
We couldn't let you just run off. | Kaçmana göz yumacak değiliz herhalde. Öyle kaçmana izin veremezdik. Kaçmana göz yumacak değiliz herhalde. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
John, what is up, huh? | John, neyin var, ha? John, neyin var, hı? John, neyin var, ha? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Are you on america's most wanted? | Polis seni mi arıyor? Amerika'nın en çok arananlar listesinde misin? Polis seni mi arıyor? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
We won't turn you in. | Seni ihbar etmeyeceğiz. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Yeah, come on, out with it. | Evet, hadi söyle. Evet, hadi, çıkar ağzından. Evet, hadi söyle. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
You're among friends. | Arkadaşlarınlasın. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Snoopy friends. | Meraklı arkadaşlarınla. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
You are creating the mystery here. | Burada gizemi yaratan sensin. Sen burada gizem yaratıyorsun. Burada gizemi yaratan sensin. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Obviously, you have something you'd like to say. Say it! | Belli ki, söylemek istediğin bir şey var. O zaman söyle! Çok açık ki söylemek istediğin bir şey var. Söyle! Belli ki, söylemek istediğin bir şey var. O zaman söyle! | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Well, maybe I... | Belki de ben... Şey, belki ben... Belki de ben... | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
ten, nine, eight, seven... | 10, 9, 8, 7... On, dokuz, sekiz, yedi... 10, 9, 8, 7... | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Harry, stop. | Harry, kes şunu. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
There is something I'm tempted to tell you, I think. | Size söylememek için kendimi tuttuğum bir şey var aslında. Size söylemeyi çok istediğim bir şey var sanırım. Size söylememek için kendimi tuttuğum bir şey var aslında. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
I've never done this before, and I wonder how it'll pan out. | Bunu daha önce hiç yapmadım, nasıl tepki alacağım, hiç bilmiyorum. Bunu daha önce hiç yapmadım ve sonucu nasıl olacak bilmiyorum. Bunu daha önce hiç yapmadım, nasıl tepki alacağım, hiç bilmiyorum. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
( Harry chuckles ) | ( Harry güler ) | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
I wonder if I could ask you a silly question. | Size aptalca bir soru sorabilir miyim acaba? Size saçma bir soru sorabilir miyim. Size aptalca bir soru sorabilir miyim acaba? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
John, we're teachers. | John, bizler öğretmeniz. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
We answer silly questions all the time. | İşimiz aptalca sorulara cevap vermek. Saçma soruları sürekli yanıtlıyoruz. İşimiz aptalca sorulara cevap vermek. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
What if a man from the upper paleolithic | Ya Üst Paleolitik Çağ'dan bir adam... İleri paleotik dönemden bir adam bugüne Ya Üst Paleolitik Çağ'dan bir adam... | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Survived until the present day? | kadar yaşasaydı ne olurdu? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
What do you mean, survived? | Yaşasaydı derken neyi kastediyorsun? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Never died? | Hiç ölmese mi? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Yes. What would he be like? | Evet. Nasıl olurdu? Evet. Nasıl biri olurdu? Evet. Nasıl olurdu? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Well, I know some guys. | Yani, Bazı adamlar tanıyorum. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
You ever been to the ozarks? | Taşraya gittiniz mi hiç? Hiç Ozarks'a gittin mi? Taşraya gittiniz mi hiç? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
It's an interesting idea. | İlginç bir fikir. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
What, are you working on a science fiction story? | Ne bu, bilim kurgu mu yazıyorsun? Ne, bir bilim kurgu hikayesi mi yazıyorsun? Ne bu, bilim kurgu mu yazıyorsun? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Say I am. What would he be like? | Diyelim öyle. Nasıl birisi olurdu? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Pretty tired. | Baya yorgun. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
( Laughter ) | ( Gülüşmeler ) | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Well, seriously, | Aslına bakarsan, Yani, ciddi bir şekilde, Aslına bakarsan, | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
As Art's book title suggests, | Art'ın kitabının isminde olduğu gibi... Art'ın kitabının başlığında olduğu gibi, Art'ın kitabının isminde olduğu gibi... | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
He might be like any of us. | Herhangi birimiz gibi olabilir. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Dan. A caveman? | Dan. Bir mağara adamı? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Well, there's no anatomical difference | Aslında, örnek olarak, bir Kro magnon'la bizim aramızda anatomik bir fark yok... Yani, bir Kro Magnon ve bizim aramızda Aslında, örnek olarak, bir Kro magnon'la bizim aramızda anatomik bir fark yok... | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Between, say, a Cro magnon and us. | anatomik bir fark yok. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Except that as a rule, we've grown taller. | Tabi yapı olarak, biz biraz daha uzadık. Bizim daha uzun boylu olduğumuz dışında. Tabi yapı olarak, biz biraz daha uzadık. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
What's the selective advantage of height? | Uzunluğun seçici avantajı nedir? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Better to see predators in tall grass, my dear. | Yırtıcıları, uzun otların arasından daha rahat görebilmek, hayatım. Avcıları uzun otlar arasında daha iyi görebilmek, tatlım. Yırtıcıları, uzun otların arasından daha rahat görebilmek, hayatım. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Actually, tall and skinny | Aslında, uzun ve zayıf bedenler | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Radiates heat more effectively in warmer climates. | sıcak iklimlerde, sıcaklığın vücuda daha iyi dağılması demektir. sıcak iklimlerde ısıyı daha etkin bir biçimde vücuttan atarlar. sıcak iklimlerde, sıcaklığın vücuda daha iyi dağılması demektir. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
And as for neanderthals, | Neandertaller için de, | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
I mean, we've all seen apish people. | demek istediğim, hepimiz maymuna benzeyen insanlar gördük. Yani, hepimiz maymuna benzer insanlar gördük. demek istediğim, hepimiz maymuna benzeyen insanlar gördük. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
That strain's still with us. | O aile hala bizimle. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
But he'd be a caveman. | Ama o bir mağara adamı olurdu. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
No, he wouldn't. | Hayır, olmazdı. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
John's hypothetical man | John'un teorik adamı... John'un teorik adamı John'un teorik adamı... | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Would have lived through 140 centuries... | 140 yüzyıl yaşamış olurdu... 140 yüzyıl boyunca yaşamış olurdu... 140 yüzyıl yaşamış olurdu... | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
...and changed with every one of them. | ...ve tarih boyunca değişirdi. ...ve her yüzyılla beraber değişirdi. ...ve tarih boyunca değişirdi. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
I mean, assuming normal intelligence. | Yani, normal zekaya sahip olduğunu varsayarsak. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Well, we think men of the upper paleolithic | Aslında, Üst Paleolitik Dönemde yaşamış insanların... İleri paleolitik insanın bizim kadar Aslında, Üst Paleolitik Dönemde yaşamış insanların... | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Were as intelligent as we are. | zeki olduklarını düşünüyoruz. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
They just didn't know as much. | Sadece o kadar çok şey bilmiyorlardı. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
John's man would have learned as the race learned. | John'un adamı, muhtemelen insan ırkıyla beraber öğrenirdi. John'un adamı, ırk öğrendikçe öğrenirdi. John'un adamı, muhtemelen insan ırkıyla beraber öğrenirdi. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
In fact, if he had an inquiring mind, | Aslında, meraklı bir kişiliği varsa, | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
His knowledge might be astonishing. | bilgisi şaşırtıcı olabilirdi. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
If you do write that, let me have a look at it. | Eğer bunu yazarsan, bana kesinlikle göster. Eğer o kitabı yazarsan bakmama izin ver. Eğer bunu yazarsan, bana kesinlikle göster. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
I'm sure you'll make some anthropological boners. | Eminim antropoloji açısından aptalca hatalar yaparsın. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
What would keep him alive? | Nasıl hayatta kalabilmiş? Hayatta kalmasını ne sağlardı? Nasıl hayatta kalabilmiş? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
What does the biologist say? | Biyoloğumuz ne söylüyor? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
And ice cream. ( Laughs ) | Ve dondurma. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
All right, all right, I'll play. | Tamam tamam, ben de oynuyorum. Pekala, pekala, oynayacağım. Tamam tamam, ben de oynuyorum. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
All right, um, in science fiction terms, | Bilim kurgu yaptığımızı varsayaraktan... Peki, hm, bilim kurgu açısından, Bilim kurgu yaptığımızı varsayaraktan... | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
I would say... | Derim ki... | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
perfect regeneration of the body's cells, | vücut hücrelerinin tamamen yenilenmesi, vücut hücrelerinin mükemmel yenilenmesi, vücut hücrelerinin tamamen yenilenmesi, | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Especially in the vital organs. | Özellikle hayati organlarda. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Actually, the human body appears designed | Aslında, insan vücudu, Aslında insan vücudu 190 yıl Aslında, insan vücudu, | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
To live about 190 years. | yaşamak üzere dizayn edilmiştir. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Most of us just die of slow poisoning. | Ama bir çoğumuz, kendimizi yavaş yavaş zehirleriz. Çoğumuz yavaş zehirlenmeden dolayı ölürüz. Ama bir çoğumuz, kendimizi yavaş yavaş zehirleriz. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Maybe he did something right, | Belki o doğru bir şey yaptı, | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Something everybody else in history had done wrong. | Tarihte herkesin yanlış yaptığı bir şeyin doğrusunu... tarihteki herkesin yanlış yaptığı bir şeyi. Tarihte herkesin yanlış yaptığı bir şeyin doğrusunu... | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
What, like eat the food, | Ne, yemeği yemek, | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Drink the water, and breathe the air? | su içip, havayı mı soludu? suyu içmek ve havayı içine çekmek gibi mi? su içip, havayı mı soludu? | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Prior to modern times, | Modern zamanlardan önce, | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
Those were pristine. | bunlar saftı. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
We've extended our lifespan in a world that's, uh... | Yaşam süremizi uzattık ama... Biz yaşam sürecimizi içinde yaşamaya uygun olmayan bir dünyada... Yaşam süremizi uzattık ama... | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
not fit to live in. | uzattık. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |
You know, it could happen. | Aslında bu mümkün. Yani, olması mümkün. Aslında bu mümkün. | The Man from Earth-1 | 2007 | ![]() |