Search
English Turkish Sentence Translations Page 166366
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Sometimes I wake up and think I can see until I walk into a door. | Bazen kalkıp kapıya kadar yürürken bazı şeyleri görebiliyorum. Bazen uyanıyorum ve kapıdan çıkmadan tekrar görebileceğimi düşünüyorum. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
The Luvlee Lemons of this world do not end up with Chris Pratt. | "Dünyadaki Luvlee Lemonslar, Chris Pratt'in sonu olacak" gibi şeyler. Luvlee Lemons gibi kızların sonu Chris Pratt’le olmaz. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
Asshole. Sad but true. | Aşağılık herif. Acı ama gerçek. Pislik. Acı ama gerçek. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
But that brings me back to that original question, Luvlee. | Ama bu beni asıl soruya geri getirdi, Luvlee. Ama bu beni asıl soruya geri getiriyor, Luvlee. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
So tonight, in the dark, I'm gonna help you out and ask it again. | Bu akşam, karanlıkta, sana yardım etmek için tekrar soruyorum. O yüzden bu gece, karanlıkta, sana yardım edeceğim ve tekrar soracağım. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
Yeah. The money's here. | Evet. Para burda. Evet. Para geldi. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
That's good news. We go tomorrow. | Bu iyi haber. Yarın harekete geçiyoruz. Bu güzel haber. Yarın yaparız. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
Sorry I'm late. I had to run down to the hospital. | Üzgünüm geciktim. Hastaneye kadar koşturdum. Üzgünüm geciktim. Yanlış alarm yüzünden hastaneye gitmem gerekti. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
Sherry thought she was going into labor. | Sherry doğumun başladığını düşündü. Sherry'i doğum yapacağını düşündü. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
It was these weird fake contractions. | Ama yanlış alarmmış. Yalancı kontraksiyonlar olduğu ortaya çıktı. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
I don't really understand. Anyway, I wanted to stop by on our way home. | Bunu gerçekten anlayamıyorum. Herneyse, evin yolunu tutmalıyım. Gerçekten anlamıyorum. Her neyse, eve giderken bir uğramak istedim. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
Oh, I'm fine, thanks. Cool. See you tomorrow night. | Oh, ben iyiyim, teşekkürler. Güzel. Yarın akşam görüşürüz. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
Hey, Ted. | Hey, Ted. Hey, Ted.. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
You don't always have to come by and check up on the bank. | Devamlı buraya gelip bankayı kontrol etmesen olmuyor mu? Sürekli gelip bankayı kontrol etmen gerekmez. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
You think I come by here to check up on the bank? | Buraya bankayı kontrol etmek için mi geldiğimi düşünüyorsun? Gelip bankayı kontrol ettiğimi mi sanıyorsun? | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
I come by here to check up on you, make sure you're OK. | Buraya senin iyi olduğunu kontrol etmek için geliyorum. Ben gelip seni kontrol ediyorum, iyi misin diye. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
Yeah, well... if I need a doughnut, I can get my own. | Peki, tamam... eğer donuta ihtiyacım olursa,onu kendim alabilirim. Evet, şey...eğer donut almak istersem, kendim alabilirim. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
I sure as shit don't need you feeling sorry for me. | Benim için endişelenmek başka yapılacak işlerin olduğuna eminim. Bana acımana ihtiyacım olmadığına eminim. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
You know. I know. | Biliyorsun. Biliyorum. Bilirsin. Biliyorum. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
This whole Earl of Sandwich thing is revisionist bullshit. | Bütün bu Earl Sandwiçleri revisionist saçmalıkları. Bütün bu Earl'in Sandviçi olayı yenilikçi bir saçmalık. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
Nobody invented the sandwich any more than mashed potatoes. | Oysaki patetesli sandwichleri kimse icat etmedi. Sandviçte en fazla patates püresi kadar biri tarafından icat edilmiş olabilir. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
Want me to read you the menu? Why? I order the same damn thing. | Menüyü okumak ister misin? Neden? Aynı lanet şeylerden bende hazırladım. Sana menüyü okumamı ister misin? Niçin? Aynı şeyi sipariş edeceğim. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
So you know what you want? What I always have. Teriyaki burger. | Ne istiyorsun? Her zamankinden. Teriyaki burger. Yani ne isteyeceğini biliyor musun? Her zaman sipariş ettiğimden. Teriyaki burger. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
I'll tell you what, Chris, we have our place, no menus. | Sana ne olduğunu söyleyeyim, Chris, bizim menüsüz bir yerimiz olmalı. Ne diyorum, Chris, yerimizi açtığımız zaman, menü yok. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
Server comes up to the table, brings ice water, | Garson masaya su getirdiğinde, Garson masaya gelecek, soğuk su getirecek,... | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
tells you what's cooking that day. | sana günün yemeğini söylesin. ...ve o gün ne piştiğini söyleyecek. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
That'll be great. Especially for our blind customers. | Bu çok iyi olur. Özelliklede kör müşterilerimiz için. Bu harika olur. Özellikle kör müşterilerimiz için. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
I'm sorry, sightless. OK, what can I get you guys? | Özür dilerim. Görme özürlüler için Tamam, ne alırdınız çocuklar? Özür dilerim, görme özürlü. Tamam, size ne getirebilirim, beyler. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
For starters, I'll take the name of your perfume. | Başlangıç için, parfümünüzün ismini alabirim. Başlangıç olarak, parfümünün adını söyleyebilirsin. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
It's Obsession. Consider me obsessed. | Bu Obsession "saplantı" . Bende saplantı yaptığını düşünebilirsin. Adı Saplantı. Beni saplandı kabul et. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
The teriyaki burger. Medium well, extra teri on the side. | Teriyaki burger. Orta benim, büyük olan öbür tarafa. Teriyaki burger alacağız. Orta boy, ekstra soğanlı. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
And two Cokes. | Ve iki kola. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
Tell me, gorgeous, is it hot in here or is it just you? | Söyle bana, gorgeous, burası mı sıcak yoksa sen mi? Söyle bana, güzelim, burası mı sıcak yoksa bu sıcak senden mi geliyor? | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
You two are trouble, I can tell. Who, us? No. | Sizin ikinizin sorunu mu var? Kim bizim mi? Hayır. Siz ikiniz belasınız, söyleyebilirim. Kim, biz mi? Hayır. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
We're just having a gimps' night out. I'll get your drinks. | Akşam dışarı çıkmak için seni kandırmaya çalışıyoruz. İçkilerinizi getireyim. Sadece sakatlar gecesi yapıyoruz. İçeceklerinizi getireyim. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
She sounds cute. Why'd you say that? | Sesi çok şirin. Neden bunu söylemedin? Hoş biri gibi. Niçin öyle dedin? | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
Because she sounds cute. Gimps' night out? | Çünkü sesi çok şirin. Gece çıkmak için kandı mı? Hoş birine benziyor. Sakatlar gecesi mi? | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
What, you don't think she noticed? I can do any fucking thing I want to. | Ne, dikkate almadığını mı sanıyorsun? İstediğim bütün kahrolası şeyleri yapabilirim. Ne, fark etmediğini mi sanıyorsun? İstediğim her haltı yapabilirim. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
And it's not even night out either, stupid. | İkisi aynı şey değil. Ve gece bile değil, aptal. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
I'm sorry. Did I embarrass you? | Üzgünüm. Seni sıktım mı? Üzgünüm. Seni utandırdım mı? | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
The way you talk to people sometimes, it's obnoxious. | Bazen insanlarla konuşma tarzın uygunsuz oluyor. İnsanlarla konuşma şeklin bazen, çirkin oluyor. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
How do I talk to people? That waitress, the way you hit on her. | İnsanlarla nasıl konuşmalıymışım? Garsonu ayartmanın yolu bu mu? İnsanlarla nasıl konuşuyorum? O garson, ona asılma şeklin. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
Come on. I've been turned down more times than the beds at the Holiday Inn. | Hadi. Holiday Inn' de kaç kere yataktan düştüğümü mü söyleyeyim. Hadi ama adamım. Holiday Inn'deki yatakların çevrildiğinden çok, kızlar tarafından çevrildim. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
That doesn't keep me from trying. Has it ever worked? | Çabaların seni uzaklaştırmaz. Her zaman işe yarar mı? Bu denememe engel olmuyor. Hiç işe yaradı mı? | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
Think that waitress is thinking, | Garsonun " Larry Flint kılıklı kör adamın, O garson sence,... | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
"I wanna bone that blind guy, looks like Larry Flynt." | kemiklerimi kırmasını istiyorum." diye düşündüğünü mü sanıyorsun. "Bu Lary Flynt'e benzeyen körle birlikte olmalıyım." diye mi düşünüyor. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
Larry Flynt? Oh, Jesus. I'm moving out. | Larry Flynt? Oh, Tanrım. Buralardan gidiyorum. Lary Flynt mi? Oh, tanrım. Taşınacağım. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
Do you wanna know when? | Ne zaman olduğunu bilmek ister misin? Ne zaman olduğunu öğrenmek istiyor musun? | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
When? I don't know. But soon. | Ne zaman? Bilmiyorum. Ama yakında. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
Here we are, gentlemen. And enjoy. | İşte geldi beyler. Ve keyfinize bakın. İşte buyurun, beyler. Keyfinize bakın. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
Just bring the check. | Hesabı getirir misin. Sadece hesabı getir. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
You're kidding, right? Just bring the check. | Şaka yapıyorsun, değil mi? Hesabı getir. Dalga geçiyorsun, değil mi? Sadece hesabı getir. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
Don't think I haven't noticed. I've been watching you. | Dikkate almadığımı düşünme. Seni izliyorum. Fark etmediğimi mi sanıyorsun. Seni izliyorum. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
The new clothes, the way you've been acting. | Yeni elbiseler, değişik davranışlar. Yeni kıyafetler, davranışlarındaki değişiklikler. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
I'm not a fool, Chris. | Ben aptal değilim, Chris. Aptal değilim, Chris. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
I found this in my drawer. | Çekmecemde bunu buldum. Bunu çekmecemde buldum. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
And I realized you've come a long way since then | Ben epeyce yol kat ettiğini anladım. Ve geldiğinden beri ne kadar ilerleme gösterdiğini... | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
and that perhaps I've been a little unfair. | Bu belki beni biraz korkusuz yaptı. ...ve sana haksızlık yapmış olabileceğimi fark ettim. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
After the holidays we'll get you some regular time behind the window. | Tatilden sonra veznede biraz çalışmana izin vereceğim. Tatilden sonra veznede bir kaç sat çalışmana izin verebiliriz. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
After all, Mrs. Lange isn't gonna be around forever. | Bayan Lange daima buralarda olamaz. Nihayetinde, bayan Lang sonsuza kadar buralarda olmayacak. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
Good night, Chris. | İyi geceler, Chris. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
Oh, and don't forget to lock the door. | Kapıyı kilitlemeyi unutma. Oh, ve kapıyı kilitlemeyi unutma. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
Hello. Lewis, it's me. I really messed up. | Selam. Lewis, benim.Gerçekten zor durumdayım. Alo. Lewis, benim. Her şeyi mahvettim. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
I don't know why, but I said I would do it. | Nedenini bilmiyorum, ama sana söylemek istedim. Neden söyledim bilmiyorum, ama yaparım dedim. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
They're gonna be here soon, and I don't wanna do it anymore. | Yakında kötü şeyler olacak, ve ben bunu yapmak istemiyorum. Yakında burada olacaklar, ve ben artık yapmak istemiyorum. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
What? I really wanted to tell you before. | Ne? Gerçekten sana daha öncede söylemek istedim. Ne? Üzgünüm. Bunu sana daha önceden söylemek istedim. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
Look, I'll be home in an hour. Whatever mess you made, I'll clean it up. | Bak, bir saate kadar evde olacağım. Neye bulaştıysan, bunu halledeceğiz. Bak evlat, bir saate evde olurum. Yaptığın her neyse, çaresine bakarız. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
I'm not at home, I'm at the bank... | Evde değilim, bankadayım... | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
I can't do this. You guys do whatever you want, I won't say anything, | Bunu yapamam. Siz istediğinizi yapın, kimseye birşey söylemem, Bunu yapamam. Siz ne isterseniz yapın, hiç bir şey anlatmam... | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
but I'm just not gonna do it. | ama bunu yapmak istemiyorum. ...ama bunu yapamam. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
I understand. Tell you what, why don't you go home, relax, | Anlıyorum. Ne oldu söylesene, neden eve gidip rahatlamıyorsun? Anlıyorum. Eve gidip rahatlamaya ne dersin... | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
and we'll just send you a check. | Seni kontrol etmeye geliriz. ...biz sana bir çek yollarız. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
Now go in there, get your mop, | Şimdi oraya gidip, paspasını al, Şimdi gir içeri, paspasını al,... | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
do your job and shut your fucking mouth. | işini yap ve kahrolası ağzını kapalı tut. ...işini yap ve lanet çeneni kapat. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
Deputy Doughnut. | Donutçı geliyor. Şerif Donut. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
That's a gun. Just know it's there. | Bu bir silah. Orda olduğunu biliyorum. Bu bir silah. Sadece orada olduğunu bil. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
But talk to him like normal. | Normal bir şekilde konuş. Ama onunla normal bir şekilde konuş. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
Hey, Ted. Hey. | Selam, Ted. Selam. Hey, Ted. Hey. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
Cold out, huh? Yeah, I guess. | Dışarısı soğuk mu? Evet. Dışarısı soğuk, huh? Evet, sanırım. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
Starting tomorrow, Phillip Costello's gonna be taking over my shift. | Phillip Costello yarın benim shiftimde çalışmaya başlayacak. Yarından itibaren, mesaimi Philip Costello devralacak. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
How come? You forget? Baby? | Neden? Unuttun mu? Bebek? Niçin? Unuttun mu? Bebek? | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
Anyway, I just wanted you to know. | Herneyse, ben sadece bilmeni istedim. Her neyse, sadece haber vermek istedim. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
I'm sorry about the other night, what I said. | Geçen akşam söylediklerim için üzgünüm. Dün gece için üzgünüm, dediklerimde... | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
Forget it. I know you can't help it. I'll see you later. | Boşver. Yardım edemediğimi biliyorum. Sonra görüşürüz. Unut gitsin. Elinde olmadığını biliyorum. Daha sonra görüşürüz. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
Oh, man. | Oh, dostum. Oh, adamım. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
Put your fucking gloves back on. | Kahrolası eldivenlerini tak. Lanet eldivenlerini geri tak. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
Go and get it. | Git ve onları al. Gir ve al. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
That's all of it. You can bring the car around back. | Hepsi bu. Arabayı arkaya getir. Hepsi bu kadar. Arabayı arka tarafa getirebilirsin. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
Go. | Götür. Hadi. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
Shit. Cop. | Kahretsin. Polis. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
Jesus! It's Deputy Doughnut. Shut the fuck up. | Tanrım! Bu donutçı polis. Kapa çeneni. Tanrım! Şerif Donut. Kapa lanet çeneni. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
Chris! You in there? | Chris! Orda mısın? Chris! İçerde misin? | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
Oh, fuck. | Oh, kahretsin. Oh, lanet. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
Move away from the wall! Put your hands on your head! | Duvardan uzaklaş! Ellerini başının üstüne koy! | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
Don't think! Just do it! Who's the shotgun? Who's the shotgun? | Düşünme! Sadece yap! Diğeri nerde? Diğeri nerde? Bekleme! Yap sadece! Tüfekli kim? Tüfekli kim? | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
Ted? Don't you fucking move! | Ted? Sakın kımıldama! | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
It's me. Shut up! Put your hands on your... | Benim. Kapa çeneni! Ellerini başını üstüne... Benim. Kapa çeneni! Ellerini başının... | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
Ted, there's another one! There's another... | Ted, orada bir tane daha var! Orada bir tane daha... Ted, başka bir tane daha var! Başka bir... | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
Help him, Bone. | Yardım et ona, Bone. | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |
Fuck, fuck, fuck! | Kahretsin, kahretsin! Siktir, siktir, siktir! | The Lookout-1 | 2007 | ![]() |