Search

English Turkish Sentence Translations Page 165938

English	Turkish	Film Name	Film Year	Details
You rode the bus together.	Demek aynı otobüse biniyordunuz.	The Last Word-1	2008
I had to think fast.	Hemen bir şeyler uydurmak zorundaydım. Aklıma gelen en iyi yalan da bu oldu.	The Last Word-1	2008
I really did have a job in Ithaca once.	Gerçekten bir zamanlar lthaca'da çalışmıştım.	The Last Word-1	2008
That wasn't a lie.	O kısmı yalan değildi.	The Last Word-1	2008
I think we got to rework the second paragraph.	İkinci paragraf üzerinde biraz daha çalışmalıyız.	The Last Word-1	2008
I sound nuts here.	İyice saçmalamışım.	The Last Word-1	2008
What the fuck am I doing?	Ben ne bok yiyeceğim? Altı üstü bir yalan söyledin.	The Last Word-1	2008
Just don't do it agaln If it bothers you that much.	Bu kadar rahatsız olduysan bir daha söylemezsin olur biter.	The Last Word-1	2008
And if it was really meant to be, then, you know...	Eğer kaderinizde varsa...	The Last Word-1	2008
all that shit.	...olur işte.	The Last Word-1	2008
What do you mean "nuts"?	Saçmalamışım derken ne demek istedin?	The Last Word-1	2008
Just tell her you're sorry.	Üzgün olduğunu söyle...	The Last Word-1	2008
Get her some flowers and buy her a puppy.	...çiçek ve bir köpek yavrusu al.	The Last Word-1	2008
Chicks love puppies, man.	Hatunlar köpek yavrularına bayılır be oğlum.	The Last Word-1	2008
They're like heroin with fur.	Kürkü olan eroin gibidir onlar için. Aklımdan ne geçiyordu bilmiyorum.	The Last Word-1	2008
This is crazy.	Saçmaladım.	The Last Word-1	2008
If you want to make an omelet, you got to break some eggs.	Omlet yapmak için yumurta kırman gerekir.	The Last Word-1	2008
How does that apply here?	Konumuzla olan alakayı çözemedim. Ne biliyim!	The Last Word-1	2008
You're being very tense.	Çok gerginsin.	The Last Word-1	2008
We got to get out of here.	Buradan gidelim.	The Last Word-1	2008
Stress therapy.	Stres terapisi.	The Last Word-1	2008
A little field trip.	Küçük bir gezi yapacağız. Kafanı nasıl boşaltacağını biliyorum.	The Last Word-1	2008
Why are we sitting here?	Neden burada oturuyoruz?	The Last Word-1	2008
We're looking for our mark.	İşareti bekliyoruz.	The Last Word-1	2008
Mark? What mark?	İşaret mi? Ne işareti?	The Last Word-1	2008
Just... don't worry.	Takılma sen.	The Last Word-1	2008
We got to be patient.	Sabırlı olmak gerekir.	The Last Word-1	2008
Do you want a smoothie?	Meyve kokteyli ister misin?	The Last Word-1	2008
How perfect. Perfect.	Harika.	The Last Word-1	2008
What? Come on.	Ne oldu? Gelsene.	The Last Word-1	2008
Come on, now listen.	Gel hadi, şimdi dinle.	The Last Word-1	2008
Stay close, and no matterwhat I do,	Yanımda kal ve ne yaparsan yapayım...	The Last Word-1	2008
don't make any sound at all.	...sakın sesini çıkarma.	The Last Word-1	2008
All right? I�s important.	Tamam mı? Bu önemli bak.	The Last Word-1	2008
Ah, you okay?	İyi misin? Ne oldu?	The Last Word-1	2008
Oh, that was great.	Bu harikaydı.	The Last Word-1	2008
Oh, man.	Oğlum be...	The Last Word-1	2008
You've got to try that.	Bunu mutlaka denemelisin.	The Last Word-1	2008
Tha�s your stress therapy,	Stres terapisinden anladığın bebekleri korkutmak mı?	The Last Word-1	2008
I also do breathing exercises.	Ayrıca nefes egzersizleri de yaparım.	The Last Word-1	2008
What do you remember from that age?	O yaştayken kim bir şey hatırlar ki.	The Last Word-1	2008
Nothing.	Hiçbir şey hatırlanmaz.	The Last Word-1	2008
This is so harmless.	Kimseye zararı dokunmaz.	The Last Word-1	2008
If anything I'm endowing him with a very necessary distrust	Hatta bunu yaparak çok gerekli olan...	The Last Word-1	2008
Their parents should be thanking me.	Ailesinin teşekkür bile etmesi gerekir.	The Last Word-1	2008
This is healthy and primal.	Bu, sağlıklı ve gerekli bir şey.	The Last Word-1	2008
Come on. You'll see.	Dene, sen de anlayacaksın.	The Last Word-1	2008
Oh, Jesus, what is it with this cultural reverence of babies?	Bebeklere gösterilen bu hürmeti bir türlü aklım almıyor.	The Last Word-1	2008
'Cause I got news for you,	Sana şok bir haberim var.	The Last Word-1	2008
just because you're short and chubby,	Sırf ufak ve tombulsun diye...	The Last Word-1	2008
Kid was a dick.	Çocuk işe yaramazın tekiydi.	The Last Word-1	2008
You're not like my other clients.	Diğer müşterilerime hiç benzemiyorsun.	The Last Word-1	2008
What are your other clients like?	Diğer müşterilerin nasıl olur ki?	The Last Word-1	2008
Well, I guess it goes in cycles with me.	Ruh halim dalgalı olur.	The Last Word-1	2008
I'm supposed to take these pills, which I hate.	Nefret ettiğim bir ilacı kullanmak zorundayım.	The Last Word-1	2008
And when I don't, it can get pretty bad.	Kullanmadığım zaman perişan durumda olurum.	The Last Word-1	2008
But I'm back on now, and i�s better.	Ama artık kullanıyorum ve kendimi iyi hissediyorum.	The Last Word-1	2008
Still, I figured I would stick it out with us, you know,	Yine de yaptığımız işe devam etmeyi istiyorum.	The Last Word-1	2008
the note,	Yazdığımız notun...	The Last Word-1	2008
just to have in my back pocket forwhen...	...vakti gelir diye cebimde olmasını istiyorum.	The Last Word-1	2008
Want to know where I'm going to do it?	Nerede olacağını öğrenmek ister misin?	The Last Word-1	2008
No, not really.	İstediğim söylenemez.	The Last Word-1	2008
The 1 10 overpass at Victory.	Victory Yolu üzerindeki üst geçitten.	The Last Word-1	2008
I�s nice and high.	Güzel ve yüksek bir yer.	The Last Word-1	2008
And i�s a pretty nostalgic spot for me.	Ayrıca benim için çok önemli bir yerdir.	The Last Word-1	2008
About slx years ago,	Yaklaşık altı yıl önce...	The Last Word-1	2008
I got offered an intervlew	...Los Angeles Büyük Koral'da müzik direktörlüğü için...	The Last Word-1	2008
My then wife's father was on the board.	O zamanki kayınbabam da yanımdaydı.	The Last Word-1	2008
But that morning, a truck jackknifed	Ama o sabah bir kamyon devrilmiş...	The Last Word-1	2008
and I sat in traffic right in that spot underthe overpass.	Tam o altgeçidin altında trafikte takılıp kalmış...	The Last Word-1	2008
Three hours, I just say there.	...üç saat boyunca öylece oturmuştum.	The Last Word-1	2008
Of course, I missed the interview completely,	Haliyle görüşmemi kaçırmış ve işi alamamıştım.	The Last Word-1	2008
Anyway, tha�s where I'm going to jump.	Her neyse, eğer atlayacak olursam oradan atlarım.	The Last Word-1	2008
See if I can't make some other shitheads late that morning.	Bakalım benim yüzümden kaç geri zekâlı geç kalacak.	The Last Word-1	2008
(Charlotte) So how's your screenplay coming along?	Senaryon nasıl gidiyor?	The Last Word-1	2008
Um, beginning stages, really.	Daha başlangıç aşamasındayım.	The Last Word-1	2008
Well, I was thinking about it, and I have this friend.	Senaryonu düşünüyordum. Bir arkadaşım var.	The Last Word-1	2008
He's actually this guy in my yoga class	Aslında yoga sınıfımdan birisi. Kendisi senaryo yazarı.	The Last Word-1	2008
And I was thinking maybe you guys could get together,	Bir araya gelip fikirlerinizi paylaşırsınız diye düşünmüştüm.	The Last Word-1	2008
He could give you feedback.	Sana yardımcı olabilir.	The Last Word-1	2008
I mean, you know, i�s such a tough industry.	Çok zor bir iş kolu olduğunu biliyorsun.	The Last Word-1	2008
Yeah. Yeah, thanks.	Evet, teşekkürler.	The Last Word-1	2008
I�s something to think about.	Bir düşüneyim.	The Last Word-1	2008
So you're open to it?	Yani karşı değilsin.	The Last Word-1	2008
Sure.	Değilim.	The Last Word-1	2008
Good, because I actually asked him to join us for lunch.	Güzel zaten ben de yemeğe davet etmiştim.	The Last Word-1	2008
Oh, i�s totally casual.	Resmi bir görüşme gibi olmayacak.	The Last Word-1	2008
I mean, i�s not like you have to pitch him or anything.	Yani kendini ona ispatlamak zorunda falan değilsin.	The Last Word-1	2008
Jesus, Charlotte, why didn't you ask me first?	Neden ilk önce bana danışmadın, Charlotte?	The Last Word-1	2008
I just did, and you said you were open...	Az önce danıştım sen de karşı olmadığını söyledin ya.	The Last Word-1	2008
Yeah, I'm open to it, but what the fuck?	Evet, karşı değilim ama bu ne acele?	The Last Word-1	2008
You're fucking trapping me here, you know that?	Beni resmen oyuna getirdiğinin farkında mısın?	The Last Word-1	2008
God, Evan...	Tanrım, Evan...	The Last Word-1	2008
I would never try and trap you.	Seni asla oyuna getirmem.	The Last Word-1	2008
I was just trying to help.	Sana yardımcı olmaya çalışıyordum.	The Last Word-1	2008
I care about you, Evan.	Seni önemsiyorum, Evan.	The Last Word-1	2008
Don't worry. I'll fix it.	Merak etme bir çaresine bakacağım.	The Last Word-1	2008
I'll just tell him that we don't want to talk about the script.	Senaryodan konuşmak istemediğimizi söylerim.	The Last Word-1	2008
Hey, Brady. Hey, Charlotte.	Selam, Brady. Selam, Charlotte.	The Last Word-1	2008
Uh, Brady the screenwriter,	Bu senaryo yazarı Brady...	The Last Word-1	2008