Search
English Turkish Sentence Translations Page 15941
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Did you go to the proctologist? | Doktora falan gittin mi? Proktologa gittin mi? | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
Doesn't sound good. | Çekindim sanki. Bana göre değil sanki. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
It isn't black. I call every dog Blackie... | Siyah değil ki. Ben bütün köpekleri Karabaş diye çağırırım. Bu köpek siyah değil ki. Ben her köpeğe karabaş derim. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
Hush! | Sessiz ol! Şış! | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
Fox! | Tilki! Tilki! | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
Have you seen it? | Gördün mü? Gördün mü? | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
A Fox got inside. | İçeri bir tilki girdi. Tilki girdi içeri. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
Killed 3 of my hens already. | Şimdiye kadar üç tavuğumu öldürdü zaten. Şu ana dek 3 tavuğumu öldürdü. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
Takes advantage of the rain, scoundrel. | Alçak, yağmurdan yararlanıyor. Yağmurdan faydalanıyor, puşt hayvan. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
Run to the front! | Ön tarafa koş! Ön tarafa koş! | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
On my mark, start beating on the hen house. | İşaretimle, kümese vurmaya başla... İşaretimle, kümesin çatısına vurmaya başla... | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
And shout as loud as possible. | ...ve avazın çıktığı kadar bağır. ...ve bağır bağırabildiğin kadar. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
He'll come out through the hole on the other side, | Diğer taraftaki delikten çıkacak... Tilki diğer taraftaki delikten çıkınca... | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
and I'll smack the rascal... | ...ben de o serserinin kafasına indireceğim. ...köftehorun kafasını ezeceğim. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
Now! | Şimdi! Şimdi! | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
Yell! | Bağır! Bağır! | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
Scrams to the woods! | Ormana kaçtı! Ağaçların oraya kaçıyor! | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
Did they give you passports? | Size pasaport verdiler mi? Pasaportları verdiler mi? | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
It's being arranged. | Ayarlanıyor. Ayarlıyorlar. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
And the clinic? | Peki ya klinik? Muayenehane ne olacak? | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
They're holding a place for us. | Bizim için bir yer ayarlayacaklar. Bize yer ayarlamışlar. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
But each day of delay may have consequences. | Ama geciktiği her gün aleyhimize. Ama gecikmeye devam ettiğimiz her günün kendince sonuçları olacak. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
Halinka is pissed. | Halinka sinirli. Halinka'nın siniri tepesine çıktı. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
It must be nerves I am getting these shits from... | Bu sinirsel bir şey galiba. Bu kadar sıçmanın sebebi sinirsel bir şey herhalde. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
Mrs. Pokrywka and her son. | Bayan Pokrywka ve oğlu. Bayan Pokrywka ve oğlu. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
They agreed to be doubles... for 100 cigarettes. | 100 sigara karşılığında dublör olmayı kabul ettiler 100 sigara karşılığında dublör olmayı kabul ettiler. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
And some tins. | Biraz da paraya. Biraz da konserve istiyoruz. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
Good work, Banas. | Aferin, Banas. Aferin sana, Banas. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
Got it? I pulled up to the store... | Aldın mı? Dükkâna yanaştım... Anladın mı? Arabayı dükkânın önüne çektim... | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
Just tell me, if you got a place in a queue? | Kuyruğa girdin mi girmedin mi? Onu söyle. Söylesene, yoksa sıraya mı girdin? | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
No, cause I did better... | Hayır, çünkü daha iyisini yaptım... Hayır, daha iyisini yaptım. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
See? | Bak? Gördün mü? | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
Stec, Lieutenant. The zootechnician's name was Stec. | Stec, Teğmen. Hayvan bilimcisinin adı Stec'ti. Stec'ti, Teğmen. Zooteknistin ismi Stec'ti. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
Clear the vodka. | Votkayı kaldırın ortadan. Votkayı ortadan kaldırın. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
No talking on the radio. Stay inside. | Telsizden konuşmak yok. İçerde kalın. Telsizle konuşmak yok. İçeriden çıkmayın. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
Prosecutor fell on his face in the snow, and is recovering now... | Savcı karda yüzüstü düştü ve şimdi dinleniyor. Savcı kara yüz üstü düştü, kendine gelmeye uğraşıyor şimdi. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
Get in, it's bloody windy. | Bin arabaya, lanet hava rüzgârlı. Bin, dışarısı acayip rüzgârlı. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
A drink? No, thank you. | İçki ister misin? Hayır, teşekkür ederim. İçer misin? Hayır, teşekkürler. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
I've heard you used to sport that. | Eskiden senin de içtiğini duydum. Eskiden içkiyi spor olarak içtiğini duymuştum. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
Not anymore. | Artık değil. Geçti o günler. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
It seems you don't belong anywhere. | Hiçbir şeye üye değilsin sanırım. Belli ki hiçbir yere ait değilsin. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
I'm not interested in politics. | Siyasetle ilgilenmiyorum. Siyasetle ilgilenmiyorum. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
Nowadays it's hard to set things apart. | Bugünlerde işleri birbirinden ayırmak zor. Bu günlerde, meseleleri birbirinden ayırmak oldukça güç. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
For example, your suspect. What's his name...? | Örneğin, senin sanığın adı neydi? Örneğin, zanlınızı ele alalım. Neydi ismi? | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
Srodon. Criminal case. | Srodon. Ceza davası. Srodon. Cinayet vakası. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
Criminal...? | Ceza demek, ha? Cinayet? | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
You'll get him sentenced, and we might let him leave the country. | Sen onu mahkum edersin, belki biz de ülkeyi terk etmesine izin veririz. Sen adamı suçlu bulursan, biz de ülkeyi terk etmesine izin verebiliriz. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
We've got a directive to mix the offenders with political émigrés. | Suçluları, muhacirlerle karıştırmamız emredildi. Suçlularla siyasi göçmenleri birbirine karıştırma konusunda direktif aldık. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
Thus we'll smear the image of Solidarity in the West, | Böylece batıdaki birlik imajını karalayacağız... Böylece Batı'daki birlik beraberlik görüntüsünü lekelemiş olacak, | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
and we'll get rid of the element. | ...ve ana unsurdan kurtulacağız. ...bu sayede bu görüntüden kopmuş olacağız. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
And your Srodon is not exactly so criminal. | Sizin Srodon adam akıllı suç işlemiş de denemez ayrıca. Sizin Srodon da öyle pek suçlu sayılmaz. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
In '76 he was setting fire to Party headquarters in Radom. | 1976 yılında Radom'daki Parti karargâhında yangın çıkarmış. 1976'da Radom'daki Parti Genel Merkezini ateşe vermiş. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
This one I can leave you. | Bunu sana bırakayım. Bu sende kalabilir. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
I have a private request. | Özel bir isteğim var. Özel bir istekte bulunacağım. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
I went through protocols of interrogation... | Sorgu tutanaklarını inceledim... Soruşturma tutanaklarını gözden geçirdim de... | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
Should he be deposing something about embezzlements, state farms, | Eğer zimmetine geçirme, devlete ait çiftlikler... Adamın ihtilâslar, devlet çiftlikleri ve şeker fabrikasıyla ilgili ifade vermesi... | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
sugar plant, wipe it out. | ...şeker fabrikası gibi şeyler hakkında konuşursa ifadeden çıkar. ...ne kadar gerekli? Tutanağı yok et gitsin. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
Ignore it. | Boş ver o bilgileri. Görmezden gel. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
It has nothing to do with your case, and someone can get hurt. | Senin davanla hiç alakası yok ve birinin canı yanabilir. Hem senin vakanla bir ilgisi yok, hem de birileri zarar görebilir. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
Economic offences are the area of prosecutor Tomala. | İktisadi suçlar savcı Tomala'nın alanına giriyor. İktisadi suçlar Savcı Tomala'nın alanına giriyor. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
No, you'll have to do it yourself, | Hayır, senin yapman gerekiyor... Hayır, tek başına halletmen gerekecek, çünkü... | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
because apparently vodka doesn't suit him. | ...çünkü görünüşe göre ona votka yaramıyor. ...görünen o ki, votka savcı beye pek yaramıyor. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
And, of course, keep it confidential. | Tabii, bir de bu işi gizli tut. Ayrıca, her şey gizli kalsın. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
As I shall this picture. | Ben de bu fotoğrafı gizli tutacağım. Ben de bu fotoğrafı gizli tutacağım. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
Why are you so tense? Relax. | Niye bu kadar gerginsin? Rahat ol. Niye bu kadar gerginsin? Gevşe biraz. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
I'll play you some music. | Sana biraz müzik çalayım. Sana müzik açayım. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
We confiscated it from one lad at the demonstration in Cracow. | Krakov'daki gösteride, bir gençte bulduklarımıza el koyduk. Krakov'daki gösteride gencin birinden zorla aldık. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
How to become perfect, mannish, handsome, strong? | Mükemmel, erkeksi, yakışıklı, güçlü nasıl olunur Nasıl olunur olgun ve erkeksi? Nasıl olunur yakışıklı ve kuvvetli? | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
How to achieve your goal without stepping in the wrong? | Yanlış yapmadan hedefe nasıl ulaşılır Hiç hataya düşmeden nasıl ulaşırsın amacına? | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
Ask the militiaman He'll tell you the truth! | Milise sor, o sana gerçeği söyler Askere sorarsan, o sana söyler gerçeği! | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
Ask the militiaman. He'll point you the right direction! | Milise sor, o sana doğru yolu gösterir Askere sorarsan, o sana gösterir doğru yönü! | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
He'll point you the right direction! | O sana doğru yolu gösterir "O sana gösterir doğru yönü!" | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
Poor quality, isn't it? Garage studio. | Kalite kötü, değil mi? Garaj stüdyosu. Düşük kalite, haksız mıyım? Amatör kayıt. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
As we are talking music and militia, | Müzik ve milislerden bahsetmişken... Müzikten ve askerlerden laf açılmışken, | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
let's discuss yesterday's incident with Sergeant Jasiak. | ...Çavuş Jasiak'la ilgili olan dünkü olayı konuşalım. ...Çavuş Jasiak'ın dün başına gelenlere değinmeden olmaz. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
There was a delegation from Leningrad in this restaurant. | Restoranda Leningrad'dan gelen bir delegasyon vardı. O restoranda Leningrad'dan gelen bir heyet de vardı. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
They've reported. | İhbar ettiler. Durumu bildirdiler. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
Phone calls from the Ministry from the early morning, | Sabah erkenden Bakanlıktan telefon geldi... Bu sabah erken saatlerde Bakanlık'tan aradılar, | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
the Party Committee buzzing that militiamen got drunk. | ...Parti Komitesi'ne milislerin sarhoş olduğu dedikodusu yayılmış. ...Parti Komitesinde sarhoş olan askerler konuşuluyor. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
That they were offending the Soviet Union. | Sovyetler Birliği'ni rencide ettiklerini söylemişler. Askerlerin Sovyetler Birliği'ni rencide ettiğinden bahsediyorlar. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
It was just an accident. | O bir kazaydı. Bilerek yapılmış bir şey değil. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
This Jasiak is already gone! | Jasiak'ın işi bitti çoktan! Bu Jasiak denen herif çoktan gitti! | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
The only question is, | Soru şu ki... Geriye tek bir soru kalıyor, | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
whether you'll file a memo and save your ass, | ...bunun hakkında iç yazışma yapıp kendini koruyacak mısın... Rapor yazıp kendi kıçını kurtaracak mısın, yoksa... | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
or you are stupid enough, | ...yoksa bana yaptırtıp... ...aptallığına doymayıp... | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
to force me to do it and then you are both finished. | ...ikinizin de işini mi bitirteceksin? ...işi zorla bana mı hallettireceksin? Bu durumda, ikinizin de işi biter. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
I'll also need a list of those who drank with him. | Ayrıca onunla birlikte içki içenlerin listesini istiyorum. Onunla içenlerin listesine de ihtiyacım olacak. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
I'll collect it on the way back from Arlamow. | Arlamow'dan dönüşte alırım. Arlamov'a dönerken isimleri alacağım. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
And I know how to be grateful for the sugar plant. | Şeker fabrikası olayı için ise sana minnettar olurum bilesin. Ayrıca, şeker fabrikasına karşılık nasıl teşekkür edeceğimi biliyorum. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
What would you say for an early promotion to Capitan, | Yüzbaşılığa erken terfi etmeye... Erkenden yüzbaşıya terfi edilmeye, Polonez marka arabaya... | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
a Polonez car, | ...bir Polonez arabasına... ...gelecekte, kariyerine... | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
and in the future continuing your career in Warsaw? | ...ve kariyerine Varşova'da devam etmeye ne dersin? ...Varşova'da devam etmeye ne dersin? | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
Because Rzeszow seems too small for you. | Rzeszow sana küçük geliyor gibi de. Rzeszow sana küçük geliyor sanki. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
What did he want? | Ne istedi? Ne istiyormuş? | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
Radom, '76. | Radom, 1976 yılı. Radom, '76. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
And this took you so long to discuss? | O kadar zaman bunu mu konuştunuz? Bunca süredir, bunu mu tartışıyordunuz? | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
Damn, we'll be fucking with this case for months. | Kahretsin, aylarca bu olayla uğraşacağız. Tüküreyim şu işe, aylardır şu davayla uğraşıyoruz. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
But why, is he political? | Ama neden, kendisi politikacı mı? N'olmuş yani, siyasi biri mi? | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
Maybe yes, maybe no. | Olabilir de, olmayabilir de. Belki evet, belki hayır. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |
Banas give me the keys. | Banas anahtarları ver. Banas, anahtarları ver. | Dom zly-1 | 2009 | ![]() |