• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 15940

English Turkish Film Name Film Year Details
straight from the Polish farm. Polonya çiftliğinin göbeğinde hem de. ...Polonya çiftliğinden çıkma. Dom zly-1 2009 info-icon
Swedish... İsveç malı. İsveç malıdır... Dom zly-1 2009 info-icon
Got it from a sailor, whom I helped to sell dollars on the black market. Karaborsada dolar satmasına yardım ettiğim bir denizci vermişti. Denizcinin tekinden aldım, kara borsada dolar satmasına yardım etmiştim. Dom zly-1 2009 info-icon
Mr. Edek is traveling for 2 days. Bay Edek iki gün kadar kalacakmış. Bay Edek 2 gündür yollardaymış. Dom zly-1 2009 info-icon
He's on the way to the state farm. Çiftliğe gelmek üzere yola çıkmış. Devlet Çiftliği'ne gidiyormuş. Dom zly-1 2009 info-icon
Last year when the inspection arrived Geçen sene müfettişler geldiğinde... Geçen yıl teftişe geldiklerinde... Dom zly-1 2009 info-icon
they couldn't trace down 20 tones of sugar. ...20 ton şekerin izini bulamadılar güya. ...20 ton şekerin nereye gittiğini bulamamışlardı. Dom zly-1 2009 info-icon
That's how much they were able to swindle out... İşte bu kadar parayı iç edebiliyorlar. İşte dolandırıcılıkta bu kadar ileri gidebiliyorlar. Dom zly-1 2009 info-icon
Or tractors. Bir de traktörler var. Traktörler var bir de. Dom zly-1 2009 info-icon
They are allowed to purchase Fergusons from the producer. Ferguson traktörlerini doğrudan imalatçıdan satın alabiliyorlar. Fergusonları üreticiden almalarına izin var. Dom zly-1 2009 info-icon
Directly, I mean... Doğrudan hem de... 1 Doğrudan alabiliyor yani... Dom zly-1 2009 info-icon
Tell him about the zootechnician. Ona şu hayvan bilimcisini anlatsana. Ona zooteknistten bahsetsene. Dom zly-1 2009 info-icon
There was one, Stec was the name. Bir tane vardı, adı Stec'di. Zooteknist vardı bir tane, ismi Stec'ti. 1 Dom zly-1 2009 info-icon
Went to church, not like the rest of them. 1 Kiliseye giderdi, öyle diğerleri gibi değildi. Kiliseye giderdi, diğerleri gibi değildi. Dom zly-1 2009 info-icon
Wrote complaints to the authorities. And disappeared. Resmi makamlara şikayetler yazmış. Sonra ortadan kaybolmuş. Yetkili mercilere şikayet dilekçeleri yazardı. Sonra ortadan kayboluverdi. Dom zly-1 2009 info-icon
At the farm they said he went on a drinking spree. Çiftlikte içki alemlerine gittiğini söylüyorlar. Çiftliktekiler içki alemi yapmaya gittiğini söylediler. Dom zly-1 2009 info-icon
True, he liked the drink. İçkiyi severdi, orası doğru. Haklılar, içkiyi severdi. Dom zly-1 2009 info-icon
But there is big money at stake here! And? Fakat burada büyük paradan bahsediyoruz! Yani? Ama yüklü miktarda paranın akıbeti tehlikedeydi! Ya sonra? Dom zly-1 2009 info-icon
Probably soon you'll have in the papers that he was hit by a car, Yanisi yakında ona araba çarptığının haberini alırsın... Muhtemelen sen de yakında gazetelere haber olursun; araba çarptı, ya da... Dom zly-1 2009 info-icon
or drowned in the San river. They've already admitted he's gone, ...ya da San nehrinde boğulduğu haberini. Şimdiden öldüğünü kabullendiler... ...San Nehrinde boğuldu falan yazarlar. Stec'in gittiğini çoktan kabul ettiler, Dom zly-1 2009 info-icon
because they are looking for a replacement. ...çünkü yerine birilerini bulmaları gerekiyor. ...çünkü yerine başkasını arıyorlar. Dom zly-1 2009 info-icon
Why are you staring like this? Because they found one. Niye öyle gözünü dikiyorsun? Çünkü birini buldular. Niye öyle bakıyorsun? Çünkü buldular birini. Dom zly-1 2009 info-icon
It's me. I am a zootechnician. Beni buldular. Hayvan bilimcisiyim. O, benim. Zooteknist benim. Dom zly-1 2009 info-icon
Fuck, no doubles, no work. Bir duble içmezsem, sikseniz çalışmam. Hay sokayım, dublör olmayınca iş de yürümüyor. Dom zly-1 2009 info-icon
Sir, yesterday I've sung the Soviet national anthem in "Ratuszowa". Efendim, dün Ratuszowa'da Sovyet Milli Marşını söylüyordum. Efendim, dün Ratuszowa'da Sovyet Milli Marşı'nı söyledim. Dom zly-1 2009 info-icon
That's a joke? Şaka mı bu şimdi? Hayır, sonra birden masaya işedim. Dalga mı geçiyorsun? Dom zly-1 2009 info-icon
No. And I pissed on the table. Hayır. Ayrıca, masaya işemişim. Dom zly-1 2009 info-icon
While singing? Marşı söylerken mi? Marşı söylerken mi? Dom zly-1 2009 info-icon
I don't know. We were all wasted... Bilmiyorum. Hepimiz çok kötü haldeyiz Hiç bilmiyorum. Hepimizin kafalar güzeldi... Dom zly-1 2009 info-icon
Jasiak, Jasiak... Jasiak, Dom zly-1 2009 info-icon
I just saved your ass in Przemysl. ...az evvel Przemysl'de hayatını kurtardım. ...Przemysl'de kıçını daha yeni kurtardım. Dom zly-1 2009 info-icon
Were you in uniforms? Üniformalı mıydın? Üniformalar üzerinde miydi? Dom zly-1 2009 info-icon
No, plain clothes. Any witnesses? Hayır, sivil haldeydim. Gören biri oldu mu? Hayır, günlük kıyafetler vardı. Görgü tanığı var mı? Dom zly-1 2009 info-icon
This is exactly where Bozena Dziabas'ı ilk gördüğüm yer... Bozena Dziabas'ı ilk olarak... Dom zly-1 2009 info-icon
I first saw Bozena Dziabas. ...tam olarak burası. ...tam burada gördüm. Dom zly-1 2009 info-icon
You're experimenting with camera, and you don't have doubles? Çekim yapacak kameranız var, ama bir dubleniz yok ha? Kamerayla çekim yapıyorsunuz, ama dublörünüz yok mu? Dom zly-1 2009 info-icon
I'll file a memo stating negligence. Bu ihmalkarlığı rapor edeceğim. İhmalkârlık olduğunu belirten bir tutanak yazacağım. Dom zly-1 2009 info-icon
This is my official order. Resmi emrimdir. Resmi olarak emir veriyorum. Dom zly-1 2009 info-icon
And anyone who refuses to carry out an order, Askeri kurumun çalışanı olup da emrime itaatsizlik yapan herkesi de... Her kim emri yerine getirmeyi reddederse, Dom zly-1 2009 info-icon
being an employee of the militarized enterprise, ...askeri bir kurumun çalışanı olarak, Dom zly-1 2009 info-icon
is liable to penalty of im... prisonment... ...hapis cezasıyla ...hapis cezasına çarptırılması kuvvetle muhtemeldir. Dom zly-1 2009 info-icon
Take the prosecutor to the van. Savcıyı kamyonete götürün. Savcıyı minibüse götürün. Dom zly-1 2009 info-icon
Sorry... Özür dilerim... Affedersiniz... Dom zly-1 2009 info-icon
Happens often here... Bu çok oluyor Sık sık elektrikler gider burada... Dom zly-1 2009 info-icon
Have you found it? Bulabildin mi? Buldun mu? Dom zly-1 2009 info-icon
Candles, but no fuses. Mum buldum ama hiç sigorta bulamadım. Buldum, ama fitilleri yok. Dom zly-1 2009 info-icon
Wire can fix it. I'll do it. Wire and pliers in the other room. Kabloyla da yapabiliriz, neyse. Kablolarla kerpeten diğer odada. Kabloyla düzeltilir. Ben hallederim. Kablo ve kargaburun yan odada. Dom zly-1 2009 info-icon
Give us a light. Işığı versene. Işık tut bize. Dom zly-1 2009 info-icon
Quiet, Blackie! Kes sesini, Karabaş! Sessiz ol, Karabaş! Dom zly-1 2009 info-icon
Lightings make him mad. Yıldırımlar onu sinirlendiriyor! Şimşek deliye döndürür onu. Dom zly-1 2009 info-icon
Fuck! Fucking Hell! Hay amına koyayım! Siktir! Hay sokayım ya! Dom zly-1 2009 info-icon
Are you keeping a bike in the house? Motoru evin ortasına mı koyuyorsun? Evinde motorun ne işi var? Dom zly-1 2009 info-icon
Were they keeping a bike in a house? Yeah. It seemed strange to me. Motoru evin ortasına mı koyuyorlardı? Evet, bana da garip gelmişti. Evlerinde motor mu saklıyorlarmış? Evet. Bana da garip gözükmüştü. Dom zly-1 2009 info-icon
It's Janek's, my son's. Janek'in bu. Oğlumun. Janek'in motoru, oğlumun. Dom zly-1 2009 info-icon
Can get wet outside. I keep all the junk in a barn, Dışarıda ıslanabilirdi. Tüm ıvır zıvırı ahıra koymuştum... Dışarıda ıslanabilir. Bütün ıvır zıvırı ahıra koyduğum için... Dom zly-1 2009 info-icon
so he brought it in. ...o da buraya getirmiş. ...o da motoru buraya getirdi. Dom zly-1 2009 info-icon
God damn it! Lanet olsun! Allah kahretmesin! Dom zly-1 2009 info-icon
This one should work. Bu işe yarayacaktır. Bu iş görür. Dom zly-1 2009 info-icon
So, a son in the farm is what's important, isn't it? Çiftlikteki önemli çocuğa diyelim! E o zaman, çiftlikte bir oğlunuz var ya, gerisi fasa fiso, yanlış mıyım? Dom zly-1 2009 info-icon
Janek? A bright kid. Janek'e mi? Harika bir çocuktur. Janek mi? Çok çalışkan bir evlât. Dom zly-1 2009 info-icon
All A's and B's at school. Okulda tüm notları pekiyi. Okulda A'dan B'den aşağı not almıyor. Dom zly-1 2009 info-icon
Graduated from the technical vocational school. Teknik meslek lisesinden mezun oldu. Meslek Lisesi mezunu. Dom zly-1 2009 info-icon
Can fix everything at home. Evdeki her şeyi tamir edebilir. Evde tamir edemediği şey yok. Dom zly-1 2009 info-icon
Depends on when. Tabii yeri geldiğinde. Ne zaman olduğuna bağlı. Dom zly-1 2009 info-icon
He can assemble such a bike and disassemble. Böyle bir motoru parçalarına ayırıp tekrar birleştirebilir. Bir motoru parçalayıp geri toplayabilir. Dom zly-1 2009 info-icon
Good with mechanics. Mekanikle arası iyidir. Mekanik işlerle arası iyidir. Dom zly-1 2009 info-icon
"On July 14th '78 Madecki Thaddeus, fire brigade chief, "14 Temmuz 1978'de Madecki itfaiye şefi Thaddeus... "14 Temmuz 1978'de itfaiye şefi Madecki Thaddeus... Dom zly-1 2009 info-icon
reported his WSK motorcycle stolen, registration number ...WSK marka motosikletinin çalındığını bildirmiş, Dom zly-1 2009 info-icon
KSL 0450, paint color: red." ...plakası: KSL 0450, boya rengi: kırmızı." Dom zly-1 2009 info-icon
He said, that if we don't buy him a Polonez car, Eğer ona Polonez marka bir araba almazsak... Dedi ki, ona Polonez marka arabalardan almazsak... Dom zly-1 2009 info-icon
he'll leave the farm... ...çiftliği terk edeceğini söyledi ...çiftlikten gidermiş. Dom zly-1 2009 info-icon
It's hard for me to believe. In what? Bana inanılmaz geldi. Ne? Bir türlü inanamıyorum. Neye? Dom zly-1 2009 info-icon
This... Şu Şey işte... Dom zly-1 2009 info-icon
What you said about the other zootechnician. Diğer hayvan bilimcisine olanlar var ya. Diğer zooteknistle ilgili söylediklerine. Dom zly-1 2009 info-icon
Believe it or not, your choice... İster inan, ister inanma, sen bilirsin Beni ırgalamaz, seçim sana kalmış... Dom zly-1 2009 info-icon
Shut up, you stinker! Kes sesini, götü boklu! Kapa çeneni, uyuz şey! Dom zly-1 2009 info-icon
This is not America, for people to disappear like that. Burası Amerika değil, insanlar öylece kaybolmaz. Burası Amerika değil ki, insanlar durduk yere kaybolsunlar. Dom zly-1 2009 info-icon
One more? Bir tane daha? Bir tane daha içer misin? Dom zly-1 2009 info-icon
...high quality derma the color of your choice. ...son kalite deri koltuklar, renk seçimi sana ait. ...kaliteli alt deri, rengi sen seçiyorsun. Dom zly-1 2009 info-icon
Brown or black. Kahverengi veya siyah. Kahverengi yahut siyah. Dom zly-1 2009 info-icon
A modern car. Modern bir araba. Son model araba. Dom zly-1 2009 info-icon
Zero to a hundred in just over ten seconds... 0'dan 100 km'ye 10 saniyede çıkıyor. 10 saniye kadar sürede sıfırdan yüze çıkabiliyor. Dom zly-1 2009 info-icon
And practical, for the whole family. Üstelik kullanışlı bir aile arabası. Hem kullanışlı da, tam aile arabası. Dom zly-1 2009 info-icon
Chassis, ideal for our roads... Şasesi yollarımıza uygun. Şasisi bizim yollar için uygun. Dom zly-1 2009 info-icon
Chicken soup in an hour. Tavuk çorbası bir saate olur. Tavuk çorbası bir saate hazır. Dom zly-1 2009 info-icon
It's unhealthy to drink without a snack. Bir şeyler atıştırmadan öyle içmeniz zararlı. Yemekten önce içkiyi sarılman sağlığına zarar. Dom zly-1 2009 info-icon
Our supplies buyer in Mosty had one, brand new. Mosty'deki mal dağıtıcımızın bir tane var, 0 kilometre. Mosty'deki tedarikçimizde de bunlardan bir tane vardı, yepyeniydi. Dom zly-1 2009 info-icon
All defects were quickly fixed on warranty. Spoke highly of it. Bütün arızaları garanti kapsamında serviste hemen yapılırdı. Değerini bilmeli. Bütün arızaları garantide anında giderilmişti. Çok övüyorlar... Dom zly-1 2009 info-icon
That it's fuel efficient. And what about the car voucher? Tam takır bir araç bu. Peki kefil falan işleri ne alemde? ...benzin verimini. Arabanın belgeleri ne olacak? Dom zly-1 2009 info-icon
Parson has special contacts at regional state car dealer. Parson'un bölgesel oto galerileriyle özel bir anlaşması var. Parson'un bölgesel devletteki araba satıcısıyla özel bağlantıları var. Dom zly-1 2009 info-icon
Only the money... Tek iş paraya bakar. Ama para konusu... Dom zly-1 2009 info-icon
Boy's restless... Young, so impatient. Oğlan kıpır kıpır... Genç, yerinde duramıyor. Çocuk tez canlı... Genç, çok da sabırsız. Dom zly-1 2009 info-icon
They want to have fun, pick up a chick. Eğlenmek için çıkmışlardır, hatunları almışlardır... Eğlenmek istiyorlar, bardan hatun kaldırıp... Dom zly-1 2009 info-icon
Give her a ride. ...onları evlerine bırakmışlar... ...arabalarıyla gezdirme derdindeler. Dom zly-1 2009 info-icon
Screw her. ...sonra da çakmışlar. Sonra da sikmek istiyorlar. Dom zly-1 2009 info-icon
He went to party and is gone for 3 days. Üç gün önce partiye gitti hala da dönmedi. Yine bir partiye gitti, 3 gündür ortalarda yok. Dom zly-1 2009 info-icon
Today he didn't come back too. Bugün de geri gelmedi. Bugün de dönmedi. Dom zly-1 2009 info-icon
And if you try to tell him he drinks too much, a row... Eğer çok içip kavga ettiğini söyleyeceksen Hele bir, çok içtiğini ona söyle bakalım, hemen hırgür çıkartır... Dom zly-1 2009 info-icon
No use talking. Let's drink. Konuşmanın alemi yok. Haydi içelim. Boşa konuşuyoruz. Gel, içelim. Dom zly-1 2009 info-icon
I need to the can. Bana bir teneke kutu lazım. Su dökmem gerek. Dom zly-1 2009 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 15935
  • 15936
  • 15937
  • 15938
  • 15939
  • 15940
  • 15941
  • 15942
  • 15943
  • 15944
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact