Search
English Turkish Sentence Translations Page 15916
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
JoJo and I spend a lot of time exploring his world. | Dean Bernal: JoJo ve ben onun dünyasını keşfetmek için çok zaman harcıyoruz. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
A nearby resort runs boats through the dolphins' feeding grounds, | Yakınlardaki bir otel teknelerini yunusların beslenme bölgelerine doğru sürüyor, | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
injuring several dolphins badly, including JoJo. | bazı yunusları ağır şekilde yaraladılar, JoJo da bunlardan biri. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
One dolphin was killed by sharp propeller blades. | Bir yunus keskin pervaneler yüzünden öldü. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
Some of JoJo's wounds were nearly fatal, | JoJo'nun yaralarının bazıları ölümcüldü, | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
but Dean led him into shallow water | ama Dean onu sığ sulara getirdi | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
and nursed him back to health with antibiotics. | ve antibiyotiklerle tedavi etti. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
This painful medical treatment would have been impossible | Bu sancılı tıbbi tedavi, | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
without the strong bond of trust between these two. | birbirleri arasında güçlü güven bağları olmasaydı imkansız olabilirdi. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
Tomorrow I have to go away for four months. | Dean Bernal: Yarın 4 aylığına buradan gitmem gerekiyor. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
I wish I could speak to JoJo to reassure him that I'll hurry back to see him. | Keşke JoJo'yla, geri dönüp onu görmek için acele edeceğimi konusabilseydim. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
You can hardly blame Dean for wishing he could talk to his underwater companion. | Dean'i sualtındakı dostuyla konuşmak istediği için suçlayamazsınız. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
But will we ever learn how dolphins communicate? | Ama acaba yunuslarla iletişim kurmayı birgün ögrenebilecek miyiz? | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
To find out, a young scientist has followed her dream, | Öğrenmek için, genç bir bilim insanı rüyalarının peşinden yunusların, | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
to a place where dolphins swim free. | özgürce yüzdügü bir yere gitti. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
Just a hop, skip and a jump off the southeast coast of Florida | Sadece bir hoplama, sıçrama ve yüksekten atlama ile Florida'nın güney sahilindeyiz, | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
is that mellow string of islands called the Bahamas. | Bahamalar denen yıllanmış sıralı adalar. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
Here the living is easy, for Kathleen Dudzinski and the dolphins she studies. | Burada Kathleen Dudzinski ve araştırdığı yunuslar için yaşam kolay. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
Just one problem: | Tek bir sorun var: | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
this is hurricane country. | burası fırtına ülkesi. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
Hope Town is home base for Kathleen, | Hope Town Kathleen için yunus iletisimlerini ve sosyal davranışlarını, | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
I've been living and diving here on and off for almost four years. | Kathleen: Neredeyse 4 yıldır burda yaşıyor ve dalıyorum. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
researching the dolphins... | yunusları araştırıyorum... | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
...and getting to know my neighbors. | ...ve komşularımı tanımaya çalışıyorum. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
There are fifteen hundred miles of reef in the Bahamas. | Bahamalarda 1500 mil boyunca resifler var. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
The combination of deep and shallow water | Derin ve sığ suların kombinasyonu | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
is an ideal dolphin habitat. | yunuslar için ideal bir yasam alanı. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
They feed in deep water... | Derin sularda besleniyorlar... | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
then rest and socialize over sandbars, in shallow, crystal clear waters, | sonra sığ sulardakı kum yığınlarında, temiz kristal sularda dinlenip sosyalleşiyorlar, | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
where sharks can't easily sneak up on them from below. | yani köpekbalıklarının kolayca ve sinsice aşşağıdan onlara saldıramayacağı yerlerde. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
I teach dolphin conservation | Kathleen: Yunusları korumayı ögretiyorum | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
but my main passion is studying communication among Atlantic Spotted dolphins. | ama benim asıl tutkum Atlantik Benekli yunuslarının aralarındaki iletişimi araştırmak. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
I've custom built a video rig with two underwater microphones, | Özel üretim bir video kaydedicim ve su altında çalışan iki mikrofonum var, | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
so I can "eavesdrop" on dolphin conversations. | böylece yunusların diyaloglarına kulak misafiri olabiliyorum. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
And you have the two underwater microphones right here, which are hydrophones. | Ve burda iki sualtı mikrofonunuz var, ki bunlar hidrofon niteliği taşıyor. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
My research is aimed at one underlying goal... | Kathleen: Arastırmamın temelini sadece bir amaç oluşturuyor... | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
I hope to use any knowledge I gather | Faydalanabilecegim bütün bilgilerden faydalanmayi umuyorum | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
to help protect these animals. | ki bu hayvanların korunmasına yardımcı olabileyim. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
In the United States, it's illegal to swim with wild dolphins. | Kathleen Dudzinski: Amerika'da vahşi yunuslarla yüzmek yasadışıdır. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
Here in the Bahamas, I never forget that I'm entering their habitat | Burda Bahamalar'da, onların yaşam alanlarına girerken bunu hiç unutmuyorum... | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
their home. | ...burası onların evi. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
Whenever I approach a group of wild dolphins, it still makes my heart race. | Nezaman bir grup vahşi yunusa yaklaşsam, bu hala benim kalbimin çarpmasına neden oluyor. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
They're unpredicatible and majestic, graceful yet powerful animals. | Onlar öngörülemeyen davranışlara sahipler ve muhteşemler, zarifler ama yinede çok güçlü hayvanlar. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
To study their communication, | İletişimlerini inceleyebilmek için, | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
Kathleen videotapes the dolphins and records the sounds they make. | Kathleen yunusları videoya kaydediyor ve çıkardıkları sesleri kaydediyor. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
Dolphins use a distinct set of sounds to communicate with each other: | Yunuslar birbirleriyle iletişimlerinde çok belirgin sesler çıkarıyorlar: | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
chirps, squawks, | cıvıltılar, viyaklamalar, | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
clicks, whistles | tıklamalar, ıslıklar | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
and click trains. | ve seri olarak tıklamalar | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
Kathleen looks for consistent match ups between behavior and vocalizations. | Kathleen davranışlar ve sesler arasında tutarlı bir eşleşme arıyor. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
Whenever two adults approach each other, they make click sounds til they meet | Nezaman iki yetişkin birbirine yaklaşsa, buluşana kadar klik sesi çıkartıyorlar, | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
then there are two alternatives. | sonra iki alternatif var. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
If the two separate right away, they chirp actively. | Eger bu ikisi hemen ayrilirlarsa, hareketli bir sekilde civildiyorlar. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
But when two adults join up and swim together, | Ama iki yetiskin birleşir ve beraber yüzerlerse, | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
side by side, | yanyana, | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
they barely make a sound. | nadiren ses çıkartıyorlar. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
Why is that? | Peki bu neden? | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
Kathleen is trying to find the answer. | Kathleen cevabı bulmaya çalışıyor. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
Dolphins, like my pal Freckles, | Kathleen: Dostum Freckles gibi yunuslar, | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
seldom move their mouths. | nadiren ağızlarını oynatıyorlar. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
They're basically ventriloquists. | Daha çok karınlarından konuşuyorlar. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
To figure out which one is vocalizing | Hangisinin vokal yaptığını ögrenebilmek için | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
Kathleen spaced her new microphones about three feet apart, | Kathleen yeni mikrofonlarını, stereo sesi artırmak için, | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
to exaggerate the stereo sound. | 1 metre uzaga yerlestirdi. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
There is one visual cue that a dolphin is vocalizing. | Kathleen: Bir yunusun vokal yaptığına dair sadece bir görsel ipucu vardır. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
It's called a bubble stream. | Buda hava kabarcığı çıkmasıdır. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
Bubble streams often accompany whistles. | Hava kabarcıkları genellikle ıslıklarla beraber çıkar. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
Even with her new videos as a guide, | Yeni videolarının rehberliğine rağmen bile, | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
it's tough for Kathleen to track this group. | bu grubu takip etmek Kathleen için çok zor. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
Because individuals come and go freely. | Çünkü bireyler özgürce geliyorlar ve gidiyorlar. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
Kathleen has catalogued one hundred and twenty five dolphins by age and gender, | Kathleen 125 yunusu yaşlarına ve cinsiyetlerine göre katalogladı, | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
giving each a name and a number. | herbirine bir isim ve numara verdi. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
Dolphins are possibly the only other creatures besides us | Yunuslar muhtemelen bizimle beraber birbirlerini isimleriyle çağıran | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
who call each other by name. | Dünya üzerindeki tek canlıdırlar. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
Of the one hundred and twenty five dolphins I've studied, | Kathleen: Üzerinde çalıştığım 125 yunusta şaşırarak kesfettimki: | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
I was amazed to discover that adult females vocalize three times more than males. | yetişkin dişiler erkeklerden 3 kez daha fazla ses çıkartıyorlar. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
As moms, adult females vocalize often to keep their frisky youngsters in line, | Anne olarak, yetiskin dişiler genellikle yerinde duramayan yavrularını hizaya sokmak, | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
and teach them survival skills. | ve onlara hayatta kalma becerileri öğretmek için ses çıkartıyorlar. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
Meghan... 34, Freckles 78 and Gash. | Meghan... 34, Freckles 78 ve Gash. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
Got it... | Tamam... | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
Most dolphins are highly vocal when they socialize... | Çogu yunus sosyallestiği sırada daha çok vokal yapar... | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
so I was really surprised to discover that these spotted dolphin's are not. | Bu yüzden bu benekli yunusların bu sırada hiç ses çıkarmadıklarını görünce gerçekten şaşırdım. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
I wonder if the exceptional water clarity here is a factor. | Acaba nadir görülen bu su berraklığı bir faktör olabilir mi? | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
Perhaps dolphins who can see one another clearly | Belkide birbirini net şekilde görebilen yunuslar | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
communicate more through movement and touch. | daha çok hareketlerle ve dokunmayla iletişim kuruyorlardır. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
It's something to think about on the way back to port. | Bu limana dönerken yol üstünde düşüneceğim birşey. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
I love Hopetown, but even here, I'm always thinking about dolphins. | Hopetown'i çok seviyorum, ama burda bile, herzaman yunusları düşünüyorum. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
When I watch people on the street, I'm seeing dolphins in my mind's eye. | Sokakta yürüyen insanları seyrederken bile, aklımda hep yunuslar oluyor. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
Every human gesture echos what I've just seen underwater. | Her insan hareketi bana suyun altinda gördüklerimi hatirlatiyor. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
Like dolphins, | Tıpkı yunuslar gibi, | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
we don't rely on sound alone to communicate. | biz de sadece seslerle anlaşmayız. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
We use a rich vocabulary of gestures, and postures and dance. | Çok geniş anlam içerikleri olan jestler, mimikler, duruslar ve danslar kullanırız. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
Maybe we're not so different from dolphins after all. | Belkide yunuslardan o kadar da farklı değilizdir. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
Like here, I see a vocal greeting,... | Mesela burda, sesli bir selamlaşma görüyorum,... | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
...a pectoral fin rub, | ...bir göğüs ya da yüzgeç teması, | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
...and maybe a few chirps on parting. | ...ve belki ayrılırken birkaç cıvıldama. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
Kathleen's colleague, Alejandro Acevedo, is an expert on dolphin feeding behavior. | Kathleen'in meslektasi, Alejandro Acevedo, yunusların beslenme davranışları üzerine uzman. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
They're teaming up to figure out how dolphins communicate when they feed. | Yunusların beslenirken nasıl iletişim kurduklarını çözmek için beraber çalışacaklar. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
When I play back my videos, | Videolarımı geri sararken, | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |
I slow the sounds way down and analyze them digitally. | sesleri oldukça yavaşlatıyorum ve onları dijital olarak analiz ediyorum. | Dolphins-1 | 2000 | ![]() |