• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 158405

English Turkish Film Name Film Year Details
Nic... Nic... Tamara Drewe-2 2010 info-icon
Uh... Get up. Uh... Kalk. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
Nicholas, get up. Nicholas, ayağa kalk. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
Run. Come on. Get up. Koş, hadi , kalk ! Koş, hadi, kalk! Tamara Drewe-2 2010 info-icon
Nicholas. Nicholas. Nicholas. Nicholas. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
[BARKING] Vaktini kolla , seni koca lavuk. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
It was you who sent the e mail? E maili gönderen sen miydin? Tamara Drewe-2 2010 info-icon
Jody's explained that she did it out of a deep love for me. Jody bunu, bana olan derin aşkından yaptığını açıkladı. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
Tammy. Ben. Tammy. Ben. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
I think you should have this back. Sanırım bunu geri almalısın. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
[PANTING] Jody! The dog! Jody! Köpek! Tamara Drewe-2 2010 info-icon
Got him. The beast. Hm. Çaktım alnından. Canavar..hıh Çaktım alnından. Canavar.. hıh Tamara Drewe-2 2010 info-icon
God. Oh, God. Nicholas. Tanrım . Oh, tanrım Nicholas. Tanrım. Oh, tanrım Nicholas. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
Bitch. Brazen. Kaltak, arlanmaz. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
Brazen. Beth. Arlanmaz. Beth. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
That is brazen. Beth, don't look! Please, don't look! Bu arsızca. Beth, bakma, Lütfen bakma! Tamara Drewe-2 2010 info-icon
Nicholas?! Nicholas?! Tamara Drewe-2 2010 info-icon
TAMARA: No, but you can see it. It's broken. It's smashed. Hayır ama görebilirsiniz, Kırılmış , paramparça olmuş. Hayır ama görebilirsiniz, KırıImış, paramparça olmuş. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
No, I haven't, but it's obvious. Hayır, ama besbelli Tamara Drewe-2 2010 info-icon
Yes, his wife. Yes, she is. Evet, karısı, evet. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
Thank you. Thank you, I will. Saolun, saolun, söylerim. Sağolun, sağolun, söylerim. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
Beth, help is coming. Beth, yardım geliyor. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
AND Y: Tamara. Tamara. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
[SOBBING] L'm sorry. Üzgünüm. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
Are you blaming yourself? Kendini mi suçluyorsun ? Kendini mi suçluyorsun? Tamara Drewe-2 2010 info-icon
L'd better get back up to Stonefield. Stonefield'a dönsem iyi olur. Zavallı küçük adam. Stonefield'a dönsem iyi olur. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
Come with me. We'II get this sorted. Benimle gel, bu işi halledebiliriz. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
Then get Ben to take you back to London. O zaman Ben'e git seni Londra'ya geri götürsün. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
I don't want to be with Ben. Ben'le beraber olmak istemiyorum. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
MAN: Put it on the back seat right here. Şuraya arkada koltuğa bırakın. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
I figured it was best, you know, that I take off. En iyisi gitmek diye düşündüm. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
She doesn't want writers around the place now. Etrafta şu an yazar görmek istemiyor. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
And police, autopsies, not my thing. ve polis, otopsiler, bana göre değil. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
You can't run away. L'm not running away. Kaçıp gidemezsin böyle Kaçmıyorum ben. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
L've finished my book. My time here is up. Destiny calls. Kitabımı bitirdim. Burdaki zamanım doldu Kader çağırır. Kitabımı bitirdim. Buradaki zamanım doldu Kader çağırır. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
Beth is asking for you. Really? Beth seni soruyor. Sahiden mi? Tamara Drewe-2 2010 info-icon
She's on her own over there. Orda tek başına yapayalnız. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
Glen, she doesn't need a writer around the place, Glen, Onun bir yazara değil, Tamara Drewe-2 2010 info-icon
she needs a man. erkeğe ihtiyacı var. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
GLEN: L'm so sorry. Çok üzgünüm. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
It was my fault. I let the dog go. Benim suçumdu. Köpeğin gitmesine izin verdim. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
No. No. I shooed him away. Hayır, hayır. Onu ben kovdum. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
The police said it was an accident, but if l'd caught him, tied him up... Polis bir kaza olduğunu söyledi ama eğer köpeği yakalayıp bağlasaydım.. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
No, it wasn't your fault. Hayır senin suçun değildi. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
What I don't understand is why was Nicholas in that field anyway? Anlamadığım şey, Nicholas'ın o tarlada ne işi vardı ? Anlamadığım şey, Nicholas'ın o tarlada ne işi vardı? Tamara Drewe-2 2010 info-icon
He hated cows. And when he saw them coming, İneklerden nefret ederdi ve üzerine geldiklerini gördüğünde.. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
why didn't he get out of their way...? Beth, I have to tell you that... neden yoldan çekilmedi ? Beth, sana söylemek zorundayım.. neden yoldan çekilmedi? Beth, sana söylemek zorundayım.. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
You live in the country. Bir köyde yaşıyorsunuz. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
You share it with those dangerous beasts, O tehlikeli yaratıklarla beraber.. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
and when they get scared, they run. ..ve korktuklarında, koşarlar. .. ve korktuklarında, koşarlar. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
Like we do. Tıpkı bizim gibi. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
Oh, Glen. Oh, Glen. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
Kind of suits you. Don't say anything. Yakışmış sana aslında. Hiç bir şey söyleme. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
I always did like the old one. Eski halini her zaman daha çok sevmişimdir. Eski halini her zaman daha çok sevmişimdir. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
You did it on purpose, didn't you? What? Bilerek böyle yaptın değil mi ? Neyi ? Bilerek böyle yaptın değil mi? Neyi? Tamara Drewe-2 2010 info-icon
Made this place so beautiful l'd never be able to leave. Burayı öyle güzel yaptınki, bir daha asla terkedemeyeyim. Burayı öyle güzel yaptın ki, bir daha asla terk edemeyeyim. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
Been dying to get rid of you. Senden kurtulmak için can atıyordum. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
I was born in that room. So you were. Şu odada doğmuştum. Evet öyle. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
Welcome home. Evine hoşgeldin. Evine hoş geldin. Tamara Drewe-2 2010 info-icon
[MOUTHING] Pap pap me. Resmimi çek Tamara Drewe-2 2010 info-icon
[MOUTHING] What? Ne ? Ne? Tamara Drewe-2 2010 info-icon
Pap pap me. Resmimi çek ! Resmimi çek! Tamara Drewe-2 2010 info-icon
And love slipped the bonds of restraint. Ve aşkın gözü kör oldu.. Tamara Drewe-3 2010 info-icon
'Fuck you,' screamed Kelly. 'Fuck you to hell.' "Siktir !" diye çığlık attı Kelly.. "Cehenneme kadar siktir ol git !" "Siktir!" diye çığlık attı Kelly.. "Cehenneme kadar siktir ol git!" Tamara Drewe-3 2010 info-icon
This matrix is what Hardy meant by 'the ache of modernism.' "Modernizm sancısı" ile Hardy'nin anlatmak istediği bu matrixti. Tamara Drewe-3 2010 info-icon
Inchcombe knew too well the dreadful mundanity of murder. Inchcombe cinayetin tüyler ürpertici dünyeviliğini çok iyi biliyordu.. Tamara Drewe-3 2010 info-icon
''I've been wearing the wrong size all my life,' says Katie. "Tüm hayatım boyunca yanlış bedende giyindim.." dedi Katie "Tüm hayatım boyunca yanlış bedende giyindim.. " dedi Katie Tamara Drewe-3 2010 info-icon
Just give me a couple of hours. Sadece bir kaç saat ver bana.. Tamara Drewe-3 2010 info-icon
How's the worker? Good, actually. İşçimiz nasıl ? iyi sayılır İşçimiz nasıl? iyi sayılır Tamara Drewe-3 2010 info-icon
So, what are you working on next? Şimdi ne üstünde çalışıyorsun? Tamara Drewe-3 2010 info-icon
What do you write? Lesbian crime. Ne yazıyorsun? Lezbiyen cinayet romanı Ne yazıyorsun? Lezbiyen cinayet romanı Tamara Drewe-3 2010 info-icon
Beth? Yeah? Beth? Evet? Tamara Drewe-3 2010 info-icon
I've had enough of this. Beth. L'm a ruin, I know. Yeter ama Beth . Ben bir enkazım. Biliyorum. Yeter ama Beth. Ben bir enkazım. Biliyorum. Tamara Drewe-3 2010 info-icon
But I've been in a real state about this. Ama bu olay hakkında gerçek bi durum içindeyim. Bu konuda çok zor bir durumdaydım. Tamara Drewe-3 2010 info-icon
How could you lie to my face? Yüzüme karşı nasıl yalan konuşabildin? Tamara Drewe-3 2010 info-icon
Can we talk calmly? There are people out there. Sakince konuşabilir miyiz? Dışarda insanlar var. Tamara Drewe-3 2010 info-icon
You looked me in the face and lied. Yüzümün ortasına baka baka yalan konuştun. Tamara Drewe-3 2010 info-icon
Beth, you're making fools of us both. Beth, ikimizi de rezil ediyorsun. Tamara Drewe-3 2010 info-icon
Fuck. Vay .mına koyim.. Vay anasını. Tamara Drewe-3 2010 info-icon
No wonder he's bored. Adam niye sıkılmış belli oluyor.. Adam niye sıkıImış belli oluyor.. Tamara Drewe-3 2010 info-icon
Nadia Patel. Nadia Patel. Tamara Drewe-3 2010 info-icon
Ahem. So the Hardiments have lived here for centuries, huh? Öhöm. Demek Hardimentler burda asırlarca yaşadılar ha? Tamara Drewe-3 2010 info-icon
Oh, Jesus. He's been translated into Icelandic and Swahili. Vay anasını, adamın kitapları İzlandaca ve swahili diline çevrilmiş. Tamara Drewe-3 2010 info-icon
Beth. No, don't touch me. Beth. Hayır, dokunma bana! Tamara Drewe-3 2010 info-icon
I drove her back to London. Took all night. Onu Londra'ya geri götürdüm. Bütün gecemi aldı. Tamara Drewe-3 2010 info-icon
You drove her home? I finished it. She was in a state. onu evine mi bıraktın? sonlandırdım.. kadın bi hale girmişti. onu evine mi bıraktın? sonlandırdım.. kadın bi hale girmişti. Tamara Drewe-3 2010 info-icon
So it's over? L'm sorry. Yani bitti mi? Üzgünüm. Yani bitti mi? Üzgünüm. Tamara Drewe-3 2010 info-icon
I don't know why l'm like this. Neden böyleyim bilmiyorum. Tamara Drewe-3 2010 info-icon
I've got to go to the bottle bank. Şişeleri geri dönüşüme atmam lazım. Tamara Drewe-3 2010 info-icon
Let's talk later. Yeah. daha sonra konuşalım. tamam. Tamara Drewe-3 2010 info-icon
The goat's come into heat. Has it? Keçinin kızgınlık dönemi geldi. Öyle mi? Tamara Drewe-3 2010 info-icon
I've just seen the Hardiments kiss and make up. Az önce Hardiment'lerin öpüşüp koklaştıklarını gördüm Tamara Drewe-3 2010 info-icon
It's Winnards Farm. aha bu Winnard'ların çiftliği. Tamara Drewe-3 2010 info-icon
Used to belong to my dad, this place. Burası benim pederindi eskiden. Tamara Drewe-3 2010 info-icon
Oi! This farm's mine, big nose. Aloo, Bu çiftlik bana ait "koca burun" ! Aloo, Bu çiftlik bana ait "koca burun"! Tamara Drewe-3 2010 info-icon
Make a nice second home for some banker wankers. bankacı pezevengin birine güzel bir ikinci ev olsun diye mi? Tamara Drewe-3 2010 info-icon
Ben Sergeant. L'd walk through fire to do him. Ben Sergeant. Onu becermek için ateşe bile atlardım. Tamara Drewe-3 2010 info-icon
The drummer? He's not just the drummer. Baterist mi? Sadece sıradan bi baterist değil o. Tamara Drewe-3 2010 info-icon
I've been pretty distracted most recently Beth'in bu öğlen getirdiği şu leziz kurabiyeler yüzünde Beth'in bu öğlen getirdiği şu leziz kurabiyeler yüzünden Tamara Drewe-3 2010 info-icon
'We call them biscuits here.' "Biz ona bisküvi deriz buralarda" Tamara Drewe-3 2010 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 158400
  • 158401
  • 158402
  • 158403
  • 158404
  • 158405
  • 158406
  • 158407
  • 158408
  • 158409
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact