Search
English Turkish Sentence Translations Page 158228
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Somewhere on this planet, there's still a transmitter going strong, | Bu gezegende bir yerde halen yayın yapan bir güçlendirici var. | Taken-7 | 2002 | |
| as if when they grabbed all their stuff, they deliberately left it behind. | Sanki her şeyi aldılar ama onu kasten burada bıraktılar. | Taken-7 | 2002 | |
| What does this give us? | Bu bize ne sağlıyor? Her zaman dediğim şeyi. | Taken-7 | 2002 | |
| We can track any implant, anytime, anywhere. | Kafalarında bunu taşıyanları, her zaman her yerde takip edebiliriz. İzle. | Taken-7 | 2002 | |
| Find Alan for me, will you? | Bana Alan'ı bul. | Taken-7 | 2002 | |
| Remember that chip we took out of the girl from Cleveland? | Cleveland'daki kızdan çıkardığımız çipi hatırlıyor musun? | Taken-7 | 2002 | |
| We put it into the head of a guy named Alan. | Onu, içişleri bakanlığında çalışan Alan adında bir herifin kafasına koyduk. | Taken-7 | 2002 | |
| Thinks he went in for a root canal. Found him, sir. | O kanal tedavisi olduğunu sanıyor. Onu buldum efendim. | Taken-7 | 2002 | |
| Get him. | Bağlayın. | Taken-7 | 2002 | |
| OPERATOR: Motel 6. | Motel 6. Alan Stewart'la görüşebilir miyim? | Taken-7 | 2002 | |
| ALAN: Hello? | Alo? | Taken-7 | 2002 | |
| Mr Stewart? Yes. | Bay Stewart? Evet. | Taken-7 | 2002 | |
| Hold for Dr Lamarr. | Dr. Lamarr'ı bağlıyorum. | Taken-7 | 2002 | |
| WOMAN: Who's on the phone? | Kimsenin bir fikri yok. Kim o? Sessiz ol. | Taken-7 | 2002 | |
| (disguised voice) It's Dr Lamarr. | Ben Dr. Lamarr. Kanal tedavinizi kontrol etmek istemiştim. | Taken-7 | 2002 | |
| Is that your wife?! | Karın mı o? Nerede olduğunu nasıl bildi? | Taken-7 | 2002 | |
| I I'm fine. | Ne yapıyorsun? Ben iyiyim. Dr. Lamarr beni nasıl buldunuz? | Taken-7 | 2002 | |
| Mr Stewart, I'm a dentist. That's my job. | Bay Stewart ben bir dişçiyim. Benim işim bu. | Taken-7 | 2002 | |
| WOMAN: If you're gonna talk to her. | Eğer onunla konuşacaksan, burada benimle olmanın anlamı ne? | Taken-7 | 2002 | |
| I have to go. I've got a patient in the chair. | Kapatmam lazım. Hasta bekliyor. Anlarsınız ya... | Taken-7 | 2002 | |
| I still don't understand how this helps us. | Bu bize nasıl yardım edecek hala anlamadım. | Taken-7 | 2002 | |
| Oh, yeah. | Evet. Kaçırılan kişiler galaksisinde, parlayan ışıklar denizi. Hangi ışık kim nasıl bileceğiz. | Taken-7 | 2002 | |
| We cross reference known abductees, | Bilinen kaçırılma dosyaları ile bunları karşılaştıracağız. | Taken-7 | 2002 | |
| We name them and eliminate them. | İsim koyduklarımızı eleyeceğiz. Geriye kalanla bilmediklerimiz. | Taken-7 | 2002 | |
| If there's someone we're looking for, we feed in everything we can | Eğer özel birini arıyorsak ajanlarımız sayesinde topladığımız tüm bilgiyi buraya giriyoruz. | Taken-7 | 2002 | |
| Amazing what you can do with a modern computer | Halkın vergileri ve modern bilgisayarlarla neler yapılabileceğine inanamazsın. | Taken-7 | 2002 | |
| Can you find Charlie Keys? | Charlie Keys'i bulabilir misin? Evet. | Taken-7 | 2002 | |
| How would you like to find somebody else? | Bir başkasını bulmaya ne dersin? | Taken-7 | 2002 | |
| You kinda suck. | Çok kötü çalıyorsun. Sence önümüzdeki bir haftada düzelebilir misin? | Taken-7 | 2002 | |
| We've got a gig at the O.K. Hotel. | O.K. Otelinde konserimiz var. | Taken-7 | 2002 | |
| I'm in the band? | Gruba alındım mı? İlana başka cevap veren olmadı. | Taken-7 | 2002 | |
| No way, man! | Bu harika dostum! | Taken-7 | 2002 | |
| Didn't really mean it. | Kötü çaldın derken ciddi değildim. | Taken-7 | 2002 | |
| You're no worse than the rest of us. | Bizden daha kötü değilsin. Sanırım sağ ol demem lazım. | Taken-7 | 2002 | |
| Just felt kinda bad, like I hurt your feelings or something. | Seni kırdığım için kendimi kötü hissettim. | Taken-7 | 2002 | |
| I'm tougher than that. | Ben o kadar yumuşak değilim. | Taken-7 | 2002 | |
| First time away from home? | İlk defa mı evden uzaktasın? | Taken-7 | 2002 | |
| I remember the first time I slept on my own | Kendi evime ilk çıktığım zamanı hatırlıyorum. | Taken-7 | 2002 | |
| When I woke up. | Uyandığım zaman. Nerede olduğumu anlamam için zaman geçmesi gerekti. | Taken-7 | 2002 | |
| I'm lying there thinking how weird it is. | Askerlerin hiç gitmeyeceğini sandım. Orada yatıp ne kadar tuhaf olduğunu düşündüm. Dün kalktığımda her şey normal gelmişti. | Taken-7 | 2002 | |
| Today. it's gonna be different forever. | Ne yani, Allie'ye bir test ürünü olduğunu söyleyemez miyiz? Bugün ise sonsuza dek değişecek. | Taken-7 | 2002 | |
| That's exactly what happened to me. | Bana da aynısı oldu. | Taken-7 | 2002 | |
| I expect to wake up any minute and be back in my old room... | Her an uyanıp kendimi eski odamda bulacağımı sandım. | Taken-7 | 2002 | |
| "It was all just a dream." | "Hepsi bir rüya gibi." | Taken-7 | 2002 | |
| (noises continue) | Düşünce ve beyin enerjisi. | Taken-7 | 2002 | |
| Thanks for being so nice. | Bana iyi davrandığın için teşekkürler. Bu yükümü hafifletiyor. | Taken-7 | 2002 | |
| No, you are not gonna take me! | Hayır, beni almayacaksınız! Beni yine almayacaksınız! Benden uzak durun! | Taken-7 | 2002 | |
| Get the hell away from me!! | Benden uzak durun! | Taken-7 | 2002 | |
| Sorry, Naomi. I'm sorry. Nothing. | ve ben filozofimi anlatıyordum Pardon Naomi, affedersin. bir şey yapmıyorum. | Taken-7 | 2002 | |
| This is how you're spending your leave of absence? | İznini böyle mi değerlendiriyorsun? | Taken-7 | 2002 | |
| Sitting in the dark, reading, | Kapının yanında bir beysbol sopası ile karanlıkta kitap okuyarak mı? | Taken-7 | 2002 | |
| I just needed a little time by myself. | Biraz yalnız kalmak istedim. | Taken-7 | 2002 | |
| I've been principal at Lincoln for ten years, | 10 yıldır Lincoln müdürüyüm. Ondan önce de öğretmenlik yapıyordum. | Taken-7 | 2002 | |
| Charlie, you're the best teacher I've ever seen. | Charlie sen gördüğüm en iyi öğretmensin. Seni kaybetmemek için mücadele edeceğim. | Taken-7 | 2002 | |
| That's nothing. | bir şey değil. | Taken-7 | 2002 | |
| "The Alien Agenda: What The Abductions Really Mean"? | "Uzaylıların Planları : Kaçırılmaların Altında Yatan Ne?" | Taken-7 | 2002 | |
| Compendium of Alien Races? | İnsanlara çok güveniyorsun evlat. Senin sorunun bu. Uzaylı ırkları ansiklopedisi? | Taken-7 | 2002 | |
| "Adopt An Alien"? | "Bir Uzaylı Evlat Edinin"? | Taken-7 | 2002 | |
| What is this all about? | Bunlar ne demek oluyor? | Taken-7 | 2002 | |
| Oh, my God. | Sonra... Aman tanrım. | Taken-7 | 2002 | |
| You think you've been abducted by aliens. | Uzaylılar tarafından kaçırıldığını düşünüyorsun. | Taken-7 | 2002 | |
| Do you have any idea how many people | Her yıl kaç kişinin kaçırıldığını söylediğini biliyor musun? | Taken-7 | 2002 | |
| People believe in those things | İnsanlar bunlara inanıyor, çünkü bir şeye inanma ihtiyacı hissediyorlar. | Taken-7 | 2002 | |
| If that's all it is, how come all the stories are so similar? | Eğer öyleyse, anlattıkları nasıl bu kadar benzerlik gösteriyor? | Taken-7 | 2002 | |
| Because we see the same movies, | Çünkü hepimiz aynı filmleri izliyoruz. Aynı kitapları okuyoruz... | Taken-7 | 2002 | |
| They've been taking me since I was nine. | Beni dokuz yaşımdan beri alıyorlar. En son almalarının üzerinden sadece altı hafta geçti. | Taken-7 | 2002 | |
| They came into this house, and they took me. | Bu eve gelip beni aldılar. Karşı koydum, saldırdım, tekme attım, ısırdım. | Taken-7 | 2002 | |
| It did nothing! | Hiç bir işe yaramadı. Beni salonun duvarından geçirip aldılar. | Taken-7 | 2002 | |
| No! You are not gonna take me ever again! | Hayır. Beni bir daha almayacaksınız! | Taken-7 | 2002 | |
| You're not gonna take me! | Beni almayacaksınız! | Taken-7 | 2002 | |
| You're not! | Onlar...Aslında bu inanılmaz ama... İlkin hücresel düzeyde tanık olduk. Almayacaksınız! | Taken-7 | 2002 | |
| There's no reason at all why you should believe me. | Bana inanman için hiçbir sebep yok. | Taken-7 | 2002 | |
| So I'm gonna get proof, | Kanıt getireceğim. Sana ve beni dinleyecek herkese deli olmadığımı göstereceğim. | Taken-7 | 2002 | |
| Okay, Charlie. | Tamam Charlie. | Taken-7 | 2002 | |
| It took us almost two months before we found her. | Onu bulmamız neredeyse iki ay sürdü. Sisteminde sorun mu var? | Taken-7 | 2002 | |
| No, the system's fine. | Hayır. Sistem gayet iyi. Sadece, onun kafasında cihaz yok. | Taken-7 | 2002 | |
| She just doesn't have an implant. | Ne hissediyorsun? Uçuyorum sanki. | Taken-7 | 2002 | |
| Why would she? She's Jacob Clarke's daughter. | Neden olsun ki? O Jacob Clarke'ın kızı. | Taken-7 | 2002 | |
| What do you do for an amputee? | Çolak birine ne yaparsın? | Taken-7 | 2002 | |
| You build them a fake hand. | Protez el takarsın. | Taken-7 | 2002 | |
| From their point of view, we'd be psychic amputees. | Onların gözüyle biz de psişik çolaklarız. | Taken-7 | 2002 | |
| We're missing something they take for granted. | Onların doğuştan sahip olduğu bir şey bizde yok. O zaman bize ne veriyorlar? Cihazlar. | Taken-7 | 2002 | |
| They've given us electronic versions of what they have biologically. | Bize biyolojik olarak sahip oldukları şeyin elektronik sürümünü veriyorlar. | Taken-7 | 2002 | |
| Pull up the images of the brain tissue samples | Alaska'daki yangından beyin doku örnekleri getirdik. | Taken-7 | 2002 | |
| Spectrographic analysis turned up some weird trace compounds. | Analizler bize ilginç sonuçlar gösterdi. Yoğun bölgelerine renk kodları verdik. | Taken-7 | 2002 | |
| This sample comes from the brain of that twin | Bu örnek, o yangında kardeşinle birlikte ölen ikizlerden birine ait. | Taken-7 | 2002 | |
| The twins were failed attempts at crossbreeding, | İkizler çapraz çiftleşmede başarısız olmuşlardı. Ama hücresel düzeyde... | Taken-7 | 2002 | |
| is almost identical to Lisa's. | ...neredeyse Lisa ile aynılar. İyi. Görüntüyü büyüt. | Taken-7 | 2002 | |
| The tissue is doing double duty | Dokular çifte mesai yapıyor. Sinir uçları anten gibi çalışıyorlar. | Taken-7 | 2002 | |
| We found her. | Onu bulduk. Yalnızca başka bir frekanstan yayın yapıyormuş hepsi bu. | Taken-7 | 2002 | |
| Hey, Lisa, how you doing? | N'aber Lisa, nasılsın? | Taken-7 | 2002 | |
| We got so much to talk about. | Konuşacak çok şeyimiz var. | Taken-7 | 2002 | |
| Don't stand there do something! | Orada öyle durmayın bir şeyler yapın. | Taken-7 | 2002 | |
| The national edition of the New York Times. please. | New York Times'ın ulusal baskısı lütfen. | Taken-7 | 2002 | |
| I'd like to place an ad in the personals. | Kişisel bir ilan vermek istiyorum. | Taken-7 | 2002 | |
| TOM: I never told anyone about your father. | Kimseye babandan bahsetmedim. | Taken-7 | 2002 | |
| I didn't put it in any of my books. | Onu hiçbir kitabıma koymadım. | Taken-7 | 2002 | |
| But when Eric Crawford came after you, | Ama Eric Crawford seni bulduğunda, sana anlatmalıydım. | Taken-7 | 2002 | |
| I don't know if I would have believed you. | Sana inanır mıydım bilmiyorum. | Taken-7 | 2002 | |
| This Crawford came after me because I'm... | Crawford peşimden geldi çünkü ben... | Taken-7 | 2002 |