Search
English Turkish Sentence Translations Page 158070
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Just tell them how important it is for their country. | Görevin, ülkeleri için ne kadar önemli olduğunu söylemeniz yeter. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| After the Cold War they stopped making these nuclear missile guidance system kits | Soğuk Savaş’tan sonra, uluslararası pakt gereğince... | Tae-poong-1 | 2005 | |
| following the directives of an international pact. | …bu nükleer füze yönlendirme teçhizatlarının üretimini durdurdular. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| China and Russia have recently been strengthening | Çin ve Rusya son zamanlarda ilişkilerini kuvvetlendirince… | Tae-poong-1 | 2005 | |
| military ties, so the U.S. Secretly | …ABD “muhtemel tehdit”in önüne geçmek için… | Tae-poong-1 | 2005 | |
| made 12 kits in Taiwan, | …Tayvan’da gizlice 12 tane üretti. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| Those contents were looted on their way to Okinawa. | Bu teçhizatlar Okinawa’ya götürülürken çalındılar. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| Why would they move them by common freight | Neden normal kargo ile taşıyıp… | Tae-poong-1 | 2005 | |
| and risk them being stolen by pirates? | …korsanlar tarafından çalınması riskine girmişler? | Tae-poong-1 | 2005 | |
| If the kits were on a military vessel and China discovered the motif | Eğer askeri gemilerle taşısalardı ve Çin ne olduğunu fark etseydi… | Tae-poong-1 | 2005 | |
| fighter jets would have taken it down. | …savaş jetleri, gemiyi batırırdı. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| China is extremely busy observing all military cargo | Çin, Tayvan’a gidip gelen askeri kargoların… | Tae-poong-1 | 2005 | |
| coming in and out of Taiwan. | …tümünü takip ediyor. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| Today, the Japanese and U.S. Ambassadors | Bugün Japon ve ABD büyük elçileri… | Tae-poong-1 | 2005 | |
| paid a visit to our President. | …Başkanımızı ziyaret ettiler. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| They're hoping that we won't get involved. | Bizim bu işe katılmayacağımızı umuyorlar. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| But we think differently. | Ama biz farklı düşünüyoruz. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| We can't just stand idly by and do nothing | Yarımada bir nükleer bir füzenin tehdidi altındayken… | Tae-poong-1 | 2005 | |
| while a nuclear missile is aimed at the peninsula. | …hiçbir şey yapmadan, seyirci kalamayız olan bitene. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| What if there is resistance? | Peki ya direnişle karşılaşırsak? | Tae-poong-1 | 2005 | |
| Act accordingly and report in. | Uygun şekilde hareket edin ve merkeze bildirin. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| THAI, MALAY ISLAND BORDER | TAYLAND, MALAY ADASI SINIRI | Tae-poong-1 | 2005 | |
| Hurry, let's finish before the tide comes in. | Acele edin, deniz yükselmeden bitirelim. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| Toto, pull it up! | Toto, yukarı çek! | Tae-poong-1 | 2005 | |
| Hold on. | Dur biraz,… | Tae-poong-1 | 2005 | |
| I put in a lot for you. | …senin için biraz fazla ayırdım. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| Divide it up evenly, Toto! | Eşit dağıt, Toto! | Tae-poong-1 | 2005 | |
| You heartless bastard. She's your little sister! | Seni kalpsiz hergele! O senin kardeşin! | Tae-poong-1 | 2005 | |
| The time has come Soon, a moon covered by dark cloud | Zaman geldi. Çok yakında, kara bulutların arkasında kalan ay… | Tae-poong-1 | 2005 | |
| will cry out for blood. | …kan istediğini haykıracak. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| Almost done | Bitmek üzere. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| I checked out the stuff. | Malı kontrol ettim. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| He's praying for his dead kin, | Ölmüşleri için dua ediyor,… | Tae-poong-1 | 2005 | |
| so you can talk to me. | …o yüzden benimle konuşabilirsin. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| Vasily has secured 10 tons so far. | Vasily şimdilik 10 ton ele geçirebildi. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| It's hard to smuggle out nuclear waste from Russia these days. | Şu sıralar Rusya’dan nükleer atık kaçırmak biraz zorlaştı. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| Even Russia is not what it used to be | Artık Rusya bile eskisi gibi değil. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| 30 tons... like we agreed... | 30 ton, anlaştığımız gibi... | Tae-poong-1 | 2005 | |
| or the deal is off. | …yoksa anlaşma yatar. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| It would be easier to get a nuclear bomb. | Nükleer bomba ele geçirmek bile bundan daha kolay. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| If I don't get an answer in one week. | Bir haftaya kadar yanıt alamazsam,… | Tae-poong-1 | 2005 | |
| I'll hand the rest over to Pakistan. | …elimdekileri Pakistan’a devrederim. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| What about the payment for finding Park Wansik? | Park Wansik’i bulduğumuz için alacağımız para ne olacak? | Tae-poong-1 | 2005 | |
| I paid you enough for that. | Size onun için yeterince para ödedim. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| Don't light the last candle. | Son mumu yakma. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| Vasily found the woman you're looking for. | Vasily aradığınız kadını buldu. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| You don't have to pray for her yet. | Onun için dua etmeniz gerekmiyor, şimdilik. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| Go to the floating market and meet Peter. | Semt pazarına git ve Peter’i bul. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| He is a big time broker for pirates. | Korsanların en önemli komisyoncusudur o. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| Peter regularly pays off politicians in Thailand, including military heads. | Peter, düzenli olarak Tayland’daki politikacılara... | Tae-poong-1 | 2005 | |
| We contacted one of them and | Bunlardan birisiyle temasa geçtik… | Tae-poong-1 | 2005 | |
| offered a significant amount of money. | …ve önemli miktarda para teklif ettik. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| Money is all Peter cares for, | Peter’in dini, imanı paradır,… | Tae-poong-1 | 2005 | |
| so there's no reason he'll decline this meeting. | …o yüzden bu teklifi hayatta geri çevirmez. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| While U.S. And Japanese intelligence plan how to approach this matter | ABD ve Japon istihbarat birimleri... | Tae-poong-1 | 2005 | |
| you must enter the lion's den first. | …sen “aslanın inine” giren ilk kişi olmalısın. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| Show your fake passport to the merchant in the puppet shop. | Kukla dükkânındaki esnafa sahte pasaportunu göster. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| Someone's here for the American stuff. | Amerikalıların mallarını görmek için gelen birisi var. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| Okay, Copy. | Tamam, anlaşıldı. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| He's going in. | Geliyor. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| In the World War 2... | İkinci Dünya Savaşı’nda... | Tae-poong-1 | 2005 | |
| many people fought the Japanese Army very bravely. | …birçok insan Japon ordusuyla cesurca çarpıştı. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| Many of them were pirates. | İçlerinde bir sürü korsan vardı. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| So the local people relate to them. For me, | Bu yüzden yöre insanı onlara yakınlık duyuyor. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| life is very risky. | Ben çok tehlikeli bir yaşam sürüyorum. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| So the people give me a reasonable price. | Bu yüzden bana uygun fiyatlarla satış yapıyorlar. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| Because they respect me. | Çünkü bana saygı duyuyorlar. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| Sometimes money is nothing. | Paranın bazen hiçbir değeri yoktur. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| Thai dialogues... | [TAYCA KONUŞMALAR] | Tae-poong-1 | 2005 | |
| Without basic trust each other. | Aramızda güven olmadan… | Tae-poong-1 | 2005 | |
| I don't deal though you give me millions of money. | …bana milyonlarca dolar da versen seninle iş yapmam. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| That means 'No trust! No deal'! | Bunun anlamı şu: ‘Güven yoksa, anlaşma da yok!’ | Tae-poong-1 | 2005 | |
| if you want to do business with me You have to buy my trust first. | …benimle iş yapmak istiyorsanız, önce benim güvenimi satın almalısınız. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| Just tell me how much you want. | Sen ne kadar istediğini söyle bana. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| Cocky bastard. No respect for your elders. | Ukala hergele seni! Büyüklerine hiç saygın yok. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| I'm talking about Sin. | Burada Sin’den bahsediyorum. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| As a child he wandered all over China, begging. | Çocukluğunu Çin’in dört bir yanında dilencilikle geçirmiş. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| He survived by eating what was left for the animals. | Hayvanlar için bırakılan artıkları yiyerek hayatta kalmış. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| But just recently he became the leader after a coup. | Ancak yakın zamanda gerçekleşen bir darbenin ardından lider oldu. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| Sin was malicious right from the beginning when the pirates brought him. | Sin korsanların onu ilk getirdiği zamanlardan beri garazlı bir çocuktu. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| he and the two kids he grew up with betrayed Chung Wie | …Sin ve birlikte büyüdüğü iki çocuk Chung Wie’ye ihanet ettiler. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| and made him shark bait | Onun boğazını kesip… | Tae-poong-1 | 2005 | |
| they cut his throat. | …köpek balıklarına yem etmişler. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| I didn't like his eyes when I first saw him. | Onu ilk gördüğüm an, bakışlarında hoşuma gitmeyen bir şeyler vardı. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| He's fucking different from Chung Wie. | Adamın Chung Wie’ye benzer bir yanı bile yok. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| I connect him to the Russians | Adamı Ruslar ile bağlantıya geçiriyorum,… | Tae-poong-1 | 2005 | |
| but he hands it to Pakistan. | …ama o gidip malları Pakistan’a teslim ediyor. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| It's going to be traded for Myanmar heroin in Singapore. | Singapur’da Birmanya eroini karşılığında takas edilecek. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| I'm very sorry to say that... | Bunu söylemek hiç hoşuma gitmiyor ama görünüşe bakılırsa... | Tae-poong-1 | 2005 | |
| it doesn't look like our Pakistani friends will show up. | …Pakistanlı arkadaşlarımız toplantıya katılamayacaklar. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| PORT NUMBER FIVE, BUSAN | 5 NUMARALI LİMAN, BUSAN | Tae-poong-1 | 2005 | |
| If you want to buy my trust | Güvenimi satın almak istiyorsan… | Tae-poong-1 | 2005 | |
| show me what you can do in Korea. | …bana Kore’de neler yapabileceğini göster. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| For the next two weeks, let all the containers from. | Önümüzdeki iki hafta boyunca Hainan’dan gelen konteynırların… | Tae-poong-1 | 2005 | |
| Hainan pass through customs safely. | …gümrükten rahatça geçmelerini sağla. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| Korea has become rich | Kore’de refah düzeyi yükseldi… | Tae-poong-1 | 2005 | |
| there are many people who want to go there illegally. | …dolayısıyla da yasadışı yollardan girmek isteyen birçok kişi var. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| When the first container arrives, you can come with me. | İlk konteynır vardığında benimle gelebilirsin. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| Singapore. To get Sin... | Singapur’a, Sin’i almaya. | Tae-poong-1 | 2005 | |
| INT'L AIRPORT BANGKOK, THAILAND | BANGKOK ULUSLARARASI HAVAALANI, TAYLAND | Tae-poong-1 | 2005 |