Search
English Turkish Sentence Translations Page 157916
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| his wife is in some of the videos. l know. She's like an actress. | Bazi fiImIerde karısını kuIIanıyor. BiIiyorum. O bir tür aktrist. Bazi filmlerde karısını kullanıyor. Biliyorum. O bir tür aktrist. Bazi filmlerde karısını kullanıyor. Biliyorum. O bir tür aktrist. Bazi filmlerde karısını kullanıyor. Biliyorum. O bir tür aktrist. | Swordfish-1 | 2001 | |
| That's great. Are you done? | Harika. Bitti mi? | Swordfish-1 | 2001 | |
| Actually, sir, we don't know yet. | Henüz biImiyoruz. Henüz bilmiyoruz. Henüz bilmiyoruz. Henüz bilmiyoruz. | Swordfish-1 | 2001 | |
| She's a serious piece of talent. Man, she's way out of his league. | Taş gibi kız. Onu bir hayIi aşar. Taş gibi kız. Onu bir hayli aşar. Taş gibi kız. Onu bir hayli aşar. Taş gibi kız. Onu bir hayli aşar. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Find out who she is. | Kızın kim oIduğunu öğren. Kızın kim olduğunu öğren. Kızın kim olduğunu öğren. Kızın kim olduğunu öğren. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Sit on the ex wife's house. you got it. | Eski karısının evini gözetIeyin. Tamamdır. Eski karısının evini gözetleyin. Tamamdır. Eski karısının evini gözetleyin. Tamamdır. Eski karısının evini gözetleyin. Tamamdır. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Stanley, you want to get wet? | StanIey, ısIanmak ister misin? Stanley, ıslanmak ister misin? Stanley, ıslanmak ister misin? Stanley, ıslanmak ister misin? | Swordfish-1 | 2001 | |
| l don't have a suit. you don't need one. | Mayom yok. Gerek yok ki. Mayom yok. Gerek yok ki. Mayom yok. Gerek yok ki. Mayom yok. Gerek yok ki. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Come on, Stan. Later. | Haydi Stan. BeIki daha sonra. Haydi Stan. Belki daha sonra. Haydi Stan. Belki daha sonra. Haydi Stan. Belki daha sonra. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Some view. Let's get a drink. Pool lights on. | Ne manzara ama. İceIim. Havuz ışıklarını aç. Ne manzara ama. İçelim. Havuz ışıklarını aç. Ne manzara ama. İçelim. Havuz ışıklarını aç. Ne manzara ama. İçelim. Havuz ışıklarını aç. | Swordfish-1 | 2001 | |
| So how did you do it? Do what? | Bunu nasıI yaptın? Neyi? Bunu nasıl yaptın? Neyi? Bunu nasıl yaptın? Neyi? Bunu nasıl yaptın? Neyi? | Swordfish-1 | 2001 | |
| Break the code. | İifreyi kırmayı. Şifreyi kırmayı. Şifreyi kırmayı. Şifreyi kırmayı. | Swordfish-1 | 2001 | |
| l dropped a logic bomb through the trapdoor. | Arka kapıdan bir mantık bombası attım. | Swordfish-1 | 2001 | |
| No, you didn't. you didn't have time. | Yapmış oIamazsın. Vaktin yoktu. Yapmış olamazsın. Vaktin yoktu. Yapmış olamazsın. Vaktin yoktu. Yapmış olamazsın. Vaktin yoktu. | Swordfish-1 | 2001 | |
| What'll you have? Scotch. | Ne aIırsın? Viski. Ne alırsın? Viski. Ne alırsın? Viski. Ne alırsın? Viski. | Swordfish-1 | 2001 | |
| you can do better than that. l used a password sniffer. | Daha inanıIır bir şey söyIe. Bir şifre arayıcı kuIIandım. Daha inanılır bir şey söyle. Bir şifre arayıcı kullandım. Daha inanılır bir şey söyle. Bir şifre arayıcı kullandım. Daha inanılır bir şey söyle. Bir şifre arayıcı kullandım. | Swordfish-1 | 2001 | |
| how did you do it? | Bunu nasıI yaptın? Bunu nasıl yaptın? Bunu nasıl yaptın? Bunu nasıl yaptın? | Swordfish-1 | 2001 | |
| l don't know exactly. l see the code in my head. l can't explain it. | Tam oIarak biImiyorum. KodIarı kafamda canIandırıyorum. Bunu açıkIayamam. Tam olarak bilmiyorum. Kodları kafamda canlandırıyorum. Bunu açıklayamam. Tam olarak bilmiyorum. Kodları kafamda canlandırıyorum. Bunu açıklayamam. Tam olarak bilmiyorum. Kodları kafamda canlandırıyorum. Bunu açıklayamam. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Pretty impressive, huh? | Çok etkiIeyici değiI mi? Çok etkileyici değil mi? Çok etkileyici değil mi? Çok etkileyici değil mi? | Swordfish-1 | 2001 | |
| So, what we need from you is a worm. A hydra, actually. | Senden bir soIucan program istiyoruz. AsIında bir hidra. Senden bir solucan program istiyoruz. Aslında bir hidra. Senden bir solucan program istiyoruz. Aslında bir hidra. Senden bir solucan program istiyoruz. Aslında bir hidra. | Swordfish-1 | 2001 | |
| A multiheaded worm to sniff out digital footprints across an encrypted network. | İifreIi bir biIgisayar ağında dijitaI izIeri buIan cok basIı bir soIucan. Şifreli bir bilgisayar ağında dijital izleri bulan çok başlı bir solucan. Şifreli bir bilgisayar ağında dijital izleri bulan çok başlı bir solucan. Şifreli bir bilgisayar ağında dijital izleri bulan çok başlı bir solucan. | Swordfish-1 | 2001 | |
| What kind of cipher? A Vernam encryption. | Ne tür bir sifre? Bir Vernam sifreIemesi. Ne tür bir şifre? Bir Vernam şifrelemesi. Ne tür bir şifre? Bir Vernam şifrelemesi. Ne tür bir şifre? Bir Vernam şifrelemesi. | Swordfish-1 | 2001 | |
| And it's a true 1 28 bit encryption. | Ayrıca gerçek 1 28 bitIik sifreIeme kuIIanır. Ayrıca gerçek 128 bitlik şifreleme kullanır. Ayrıca gerçek 128 bitlik şifreleme kullanır. Ayrıca gerçek 128 bitlik şifreleme kullanır. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Well, actually, we're talking a 51 2 bit. | AsIında biz 51 2 bit'ten söz ediyoruz. Aslında biz 512 bit'ten söz ediyoruz. Aslında biz 512 bit'ten söz ediyoruz. Aslında biz 512 bit'ten söz ediyoruz. | Swordfish-1 | 2001 | |
| That's definitely not possible. What if l give you 1 0 million dollars? | Bu kesinIikIe mümkün değiI. Sana 1 0 miIyon vereceğimi söyIesem? Bu kesinlikle mümkün değil. Sana 10 milyon vereceğimi söylesem? Bu kesinlikle mümkün değil. Sana 10 milyon vereceğimi söylesem? Bu kesinlikle mümkün değil. Sana 10 milyon vereceğimi söylesem? | Swordfish-1 | 2001 | |
| That would cover all your problems. yes? | Bu sorunIarını çözerdi, değiI mi? Bu sorunlarını çözerdi, değil mi? Bu sorunlarını çözerdi, değil mi? Bu sorunlarını çözerdi, değil mi? | Swordfish-1 | 2001 | |
| Unless, of course, it's not possible. | Ama bu mümkün değiI tabii ki. Ama bu mümkün değil tabii ki. Ama bu mümkün değil tabii ki. Ama bu mümkün değil tabii ki. | Swordfish-1 | 2001 | |
| But you think about it. | İstersen bir düsün. İstersen bir düşün. İstersen bir düşün. İstersen bir düşün. | Swordfish-1 | 2001 | |
| lt won't bite you. l promise. | Seni ısırmam. Söz. | Swordfish-1 | 2001 | |
| This is not just a multi screen system. lt has a DS 3 connection. | Bu basit birçok ekranIı sistem değiI. DS 3 bağIantısı var. Bu basit birçok ekranlı sistem değil. DS 3 bağlantısı var. Bu basit birçok ekranlı sistem değil. DS 3 bağlantısı var. Bu basit birçok ekranlı sistem değil. DS 3 bağlantısı var. | Swordfish-1 | 2001 | |
| We can access 7 different networks simultaneously. | Aynı anda 7 farkIı biIgisayar ağına uIaşabiIiyoruz. Aynı anda 7 farklı bilgisayar ağına ulaşabiliyoruz. Aynı anda 7 farklı bilgisayar ağına ulaşabiliyoruz. Aynı anda 7 farklı bilgisayar ağına ulaşabiliyoruz. | Swordfish-1 | 2001 | |
| lt has a central encryption you have to crack to utilize the system. | Sistemi kuIIanabiImek icin merkezi şifreyi kırmaIısın. Bir dene. Sistemi kullanabilmek için merkezi şifreyi kırmalısın. Bir dene. Sistemi kullanabilmek için merkezi şifreyi kırmalısın. Bir dene. Sistemi kullanabilmek için merkezi şifreyi kırmalısın. Bir dene. | Swordfish-1 | 2001 | |
| lt'll be hard without a gun to my head. | Kafama siIah dayaIı oImadıkça, çok zor. Kafama silah dayalı olmadıkça, çok zor. Kafama silah dayalı olmadıkça, çok zor. Kafama silah dayalı olmadıkça, çok zor. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Maybe l should put a gun to your head. | BeIki de kafana siIah dayamaIıyım. Belki de kafana silah dayamalıyım. Belki de kafana silah dayamalıyım. Belki de kafana silah dayamalıyım. | Swordfish-1 | 2001 | |
| l thought you were Gabriel's. | GabrieI'in sevgiIisi oIduğunu sanıyordum. Gabriel'in sevgilisi olduğunu sanıyordum. Gabriel'in sevgilisi olduğunu sanıyordum. Gabriel'in sevgilisi olduğunu sanıyordum. | Swordfish-1 | 2001 | |
| l'm not what you think l am. Ginger. | Düşündüğün gibi değiIim. Ginger. Düşündüğün gibi değilim. Ginger. Düşündüğün gibi değilim. Ginger. Düşündüğün gibi değilim. Ginger. | Swordfish-1 | 2001 | |
| So is it impossible? | İmkansız mı? | Swordfish-1 | 2001 | |
| Nothing's impossible. | Hiçbir şey imkansız değiIdir. Hiçbir şey imkansız değildir. Hiçbir şey imkansız değildir. Hiçbir şey imkansız değildir. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Good. So we have a deal. | GüzeI. O haIde anIastık. Güzel. O halde anlaştık. Güzel. O halde anlaştık. Güzel. O halde anlaştık. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Morning. you mean afternoon? | Günaydın. İyi akşamIar mı diyecektin? Günaydın. İyi akşamlar mı diyecektin? Günaydın. İyi akşamlar mı diyecektin? Günaydın. İyi akşamlar mı diyecektin? | Swordfish-1 | 2001 | |
| There you go. Thank you. | AI bakaIım. SağoI. Al bakalım. Sağol. Al bakalım. Sağol. Al bakalım. Sağol. | Swordfish-1 | 2001 | |
| hey, Stan, if you're going to see holly. . . | HoIIy'yi görmeye gideceksen. . . Holly'yi görmeye gideceksen... Holly'yi görmeye gideceksen... Holly'yi görmeye gideceksen... | Swordfish-1 | 2001 | |
| . . .l suggest you re evaluate the way you look. | . . .görünüşünü gözden geçirmeni tavsiye ederim. ...görünüşünü gözden geçirmeni tavsiye ederim. ...görünüşünü gözden geçirmeni tavsiye ederim. ...görünüşünü gözden geçirmeni tavsiye ederim. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Just a thought. | Sadece bir öneri. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Come on, Mom, pick up. | Haydi anne, aç. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Mom late again? She'll be here in a minute. | Annen yine mi gecikti? Her an geIebiIir. Annen yine mi gecikti? Her an gelebilir. Annen yine mi gecikti? Her an gelebilir. Annen yine mi gecikti? Her an gelebilir. | Swordfish-1 | 2001 | |
| hi. Can l have the phone number for yellow Cab? | Merhaba. Taksi servisinin numarasını aIabiIir miyim? Merhaba. Taksi servisinin numarasını alabilir miyim? Merhaba. Taksi servisinin numarasını alabilir miyim? Merhaba. Taksi servisinin numarasını alabilir miyim? | Swordfish-1 | 2001 | |
| Oh, what are you doing here? | Burada ne isin var? Burada ne işin var? Burada ne işin var? Burada ne işin var? | Swordfish-1 | 2001 | |
| l missed you so much. Oh, l missed you too, baby. | Seni cok özIedim. Ben de seni özIedim. Seni çok özledim. Ben de seni özledim. Seni çok özledim. Ben de seni özledim. Seni çok özledim. Ben de seni özledim. | Swordfish-1 | 2001 | |
| l brought you something. Oh, my gosh. lt's so cute. | Sana bir şey getirdim. Vay canına. Çok şeker. Sana bir şey getirdim. Vay canına. Çok şeker. Sana bir şey getirdim. Vay canına. Çok şeker. Sana bir şey getirdim. Vay canına. Çok şeker. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Oh, Dad. lf Mom finds out, she'll have you thrown in jail. | Annem burada oIduğunu öğrenirse seni tekrar hapse attırır. Annem burada olduğunu öğrenirse seni tekrar hapse attırır. Annem burada olduğunu öğrenirse seni tekrar hapse attırır. Annem burada olduğunu öğrenirse seni tekrar hapse attırır. | Swordfish-1 | 2001 | |
| lt's okay, baby. you want a lift home? | Sorun değiI. Seni eve bırakayım mı? Sorun değil. Seni eve bırakayım mı? Sorun değil. Seni eve bırakayım mı? Sorun değil. Seni eve bırakayım mı? | Swordfish-1 | 2001 | |
| Of course l do. Come here. All right. | Tabii ki. Buraya geI. Tamam. Tabii ki. Buraya gel. Tamam. Tabii ki. Buraya gel. Tamam. Tabii ki. Buraya gel. Tamam. | Swordfish-1 | 2001 | |
| you are heavy. | Çok ağırsın. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Nice car. hey, thanks. | GüzeI araba. SağoI. Güzel araba. Sağol. Güzel araba. Sağol. Güzel araba. Sağol. | Swordfish-1 | 2001 | |
| ls that Mommy's car? ls she home? | Annenin arabası mı? Evde mi? | Swordfish-1 | 2001 | |
| That's my stepdad's car. | Üveybabamın arabası. | Swordfish-1 | 2001 | |
| So listen to me. | DinIe beni. Dinle beni. Dinle beni. Dinle beni. | Swordfish-1 | 2001 | |
| l found a way for us to be together. | Tekrar biraraya geImemiz için bir yoI buIdum. Tekrar biraraya gelmemiz için bir yol buldum. Tekrar biraraya gelmemiz için bir yol buldum. Tekrar biraraya gelmemiz için bir yol buldum. | Swordfish-1 | 2001 | |
| l don't want anything to happen to you. | Sana bir şey oImasını istemiyorum. Sana bir şey olmasını istemiyorum. Sana bir şey olmasını istemiyorum. Sana bir şey olmasını istemiyorum. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Everything's going to be fine. | Her şey yoIuna girecek. Her şey yoluna girecek. Her şey yoluna girecek. Her şey yoluna girecek. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Everything's going to be okay. Just trust me. | Her şey yoIuna girecek. Güven bana. Her şey yoluna girecek. Güven bana. Her şey yoluna girecek. Güven bana. Her şey yoluna girecek. Güven bana. | Swordfish-1 | 2001 | |
| l love you, Daddy. l love you. Come here. | Seni seviyorum baba. Seni seviyorum. Buraya geI. Seni seviyorum baba. Seni seviyorum. Buraya gel. Seni seviyorum baba. Seni seviyorum. Buraya gel. Seni seviyorum baba. Seni seviyorum. Buraya gel. | Swordfish-1 | 2001 | |
| you go home. Okay? Bye. | Evine git. Tamam mı? Hoşça kaI. Evine git. Tamam mı? Hoşça kal. Evine git. Tamam mı? Hoşça kal. Evine git. Tamam mı? Hoşça kal. | Swordfish-1 | 2001 | |
| l miss you. l miss you too. Go. | Seni özIedim. Ben de seni. Git. Seni özledim. Ben de seni. Git. Seni özledim. Ben de seni. Git. Seni özledim. Ben de seni. Git. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Oh, sweetheart. | TatIım. Tatlım. Tatlım. Tatlım. | Swordfish-1 | 2001 | |
| hey. | AI. Al. Al. Al. | Swordfish-1 | 2001 | |
| lt's okay. Go. Go. | Tamam. Git. Git. | Swordfish-1 | 2001 | |
| A friend of a friend. Shit. | Bir dostun dostu. Lanet oIsun. Bir dostun dostu. Lanet olsun. Bir dostun dostu. Lanet olsun. Bir dostun dostu. Lanet olsun. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Oh, fuck. Fuck! | Lanet oIsun. Lanet olsun. Lanet olsun. Lanet olsun. | Swordfish-1 | 2001 | |
| hold it! Stanley! | Dur! StanIey! Dur! Stanley! Dur! Stanley! Dur! Stanley! | Swordfish-1 | 2001 | |
| Go! | İzIe! İzle! İzle! İzle! | Swordfish-1 | 2001 | |
| Oh, fuck. | Lanet oIsun! Lanet olsun! Lanet olsun! Lanet olsun! | Swordfish-1 | 2001 | |
| Oh, fuck! | Lanet oIsun! Lanet olsun! Lanet olsun! Lanet olsun! | Swordfish-1 | 2001 | |
| Don't move! | KımıIdama! Kımıldama! Kımıldama! Kımıldama! | Swordfish-1 | 2001 | |
| Don't move. | KımıIdama! Kımıldama! Kımıldama! Kımıldama! | Swordfish-1 | 2001 | |
| What were you running for? | Niye kaçıyordun? | Swordfish-1 | 2001 | |
| you arresting me? | Beni tutukIuyor musun? Beni tutukluyor musun? Beni tutukluyor musun? Beni tutukluyor musun? | Swordfish-1 | 2001 | |
| For violating your parole by leaving Texas without permission? | İzinsiz Teksas'ı terk ederek, gözaItı kuraIIarını çiğnediğin için mi? İzinsiz Teksas'ı terk ederek, gözaltı kurallarını çiğnediğin için mi? İzinsiz Teksas'ı terk ederek, gözaltı kurallarını çiğnediğin için mi? İzinsiz Teksas'ı terk ederek, gözaltı kurallarını çiğnediğin için mi? | Swordfish-1 | 2001 | |
| Or evading an officer and almost getting me killed in the process?! | Yoksa federaI görevIiIerden kaçıp, beni neredeyse öIdürdüğün için mi? Yoksa federal görevlilerden kaçıp, beni neredeyse öldürdüğün için mi? Yoksa federal görevlilerden kaçıp, beni neredeyse öldürdüğün için mi? Yoksa federal görevlilerden kaçıp, beni neredeyse öldürdüğün için mi? | Swordfish-1 | 2001 | |
| No, l'm not arresting you. | Hayır, seni tutukIamıyorum. Hayır, seni tutuklamıyorum. Hayır, seni tutuklamıyorum. Hayır, seni tutuklamıyorum. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Then why are we talking? | O haIde niye konuşuyoruz? O halde niye konuşuyoruz? O halde niye konuşuyoruz? O halde niye konuşuyoruz? | Swordfish-1 | 2001 | |
| What are you doing in L.A.? Vacationing. | L.A.'de ne isin var? TatiIdeyim. L.A.'de ne işin var? Tatildeyim. L.A.'de ne işin var? Tatildeyim. L.A.'de ne işin var? Tatildeyim. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Vacationing, right. | TatiI, evet. Tatil, evet. Tatil, evet. Tatil, evet. | Swordfish-1 | 2001 | |
| The judge is allowing you to see your daughter? | Hakim, kızını görme yasağını kaIdırdı mı? Hakim, kızını görme yasağını kaldırdı mı? Hakim, kızını görme yasağını kaldırdı mı? Hakim, kızını görme yasağını kaldırdı mı? | Swordfish-1 | 2001 | |
| Fuck you. Fuck you? Oh? | Çanın cehenneme. Senin de. Canın cehenneme. Senin de. Canın cehenneme. Senin de. Canın cehenneme. Senin de. | Swordfish-1 | 2001 | |
| you just want to get right down to it? Okay, fine. | Konuya girmek ister misin? Tamam. | Swordfish-1 | 2001 | |
| l can help you with your daughter. | Kızın için sana yardım edebiIirim. Kızın için sana yardım edebilirim. Kızın için sana yardım edebilirim. Kızın için sana yardım edebilirim. | Swordfish-1 | 2001 | |
| you help me, l'll help you. | Bana yardım et, ben de sana edeyim. | Swordfish-1 | 2001 | |
| you'll have to forgive me. The fact that. . . | Kusura bakma ama beni hapse. . . Kusura bakma ama beni hapse... Kusura bakma ama beni hapse... Kusura bakma ama beni hapse... | Swordfish-1 | 2001 | |
| . . .you put me in jail doesn't inspire trust. | . . .senin tıkmış oIman pek güven teIkin etmiyor. ...senin tıkmış olman pek güven telkin etmiyor. ...senin tıkmış olman pek güven telkin etmiyor. ...senin tıkmış olman pek güven telkin etmiyor. | Swordfish-1 | 2001 | |
| you put a virus in an FBl program and set it back two years. | Bir FBI programına virüs koyup, programı iki yıI geriye attın. Bir FBI programına virüs koyup, programı iki yıl geriye attın. Bir FBI programına virüs koyup, programı iki yıl geriye attın. Bir FBI programına virüs koyup, programı iki yıl geriye attın. | Swordfish-1 | 2001 | |
| They were reading lSP subscribers' e mail. lt was illegal. | ISP aboneIerinin e postaIarını okuyorIardı. Bu yasadışıydı. ISP abonelerinin e postalarını okuyorlardı. Bu yasadışıydı. ISP abonelerinin e postalarını okuyorlardı. Bu yasadışıydı. ISP abonelerinin e postalarını okuyorlardı. Bu yasadışıydı. | Swordfish-1 | 2001 | |
| l did what the judges wouldn't do! you broke the law! | HakimIerin yapamadığı şeyi yaptım! Yasayı çiğnedin! Hakimlerin yapamadığı şeyi yaptım! Yasayı çiğnedin! Hakimlerin yapamadığı şeyi yaptım! Yasayı çiğnedin! Hakimlerin yapamadığı şeyi yaptım! Yasayı çiğnedin! | Swordfish-1 | 2001 | |
| We both did what we had to do. And your program is back in full swing. | İkimiz de yapmamız gerekeni yaptık. Programın şu anda kuIIanıIıyor. İkimiz de yapmamız gerekeni yaptık. Programın şu anda kullanılıyor. İkimiz de yapmamız gerekeni yaptık. Programın şu anda kullanılıyor. İkimiz de yapmamız gerekeni yaptık. Programın şu anda kullanılıyor. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Nice trip down memory lane, but if you aren't arresting me | GüzeI bir anı yoIcuIuğu oIdu ama beni tutukIamıyorsan. . . Güzel bir anı yolculuğu oldu ama beni tutuklamıyorsan... Güzel bir anı yolculuğu oldu ama beni tutuklamıyorsan... Güzel bir anı yolculuğu oldu ama beni tutuklamıyorsan... | Swordfish-1 | 2001 | |
| Not getting a lot of cooperation here. | Pek işbirIiği yapmıyorsun. Pek işbirliği yapmıyorsun. Pek işbirliği yapmıyorsun. Pek işbirliği yapmıyorsun. | Swordfish-1 | 2001 | |
| l ran into your friend Torvalds the other day. | Geçen gün dostun TorvaIds'Ia karsıIastım. Geçen gün dostun Torvalds'la karşılaştım. Geçen gün dostun Torvalds'la karşılaştım. Geçen gün dostun Torvalds'la karşılaştım. | Swordfish-1 | 2001 | |
| he was vacationing too. | O da tatiI yapıyordu. O da tatil yapıyordu. O da tatil yapıyordu. O da tatil yapıyordu. | Swordfish-1 | 2001 | |
| What are the odds of you being in L.A. at the same time? | Seninde aynı anda L.A.'de oIma ihtimaIin nedir? Seninde aynı anda L.A.'de olma ihtimalin nedir? Seninde aynı anda L.A.'de olma ihtimalin nedir? Seninde aynı anda L.A.'de olma ihtimalin nedir? | Swordfish-1 | 2001 |