Search
English Turkish Sentence Translations Page 157913
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| What, still no bus? Come on. | Otobüs daha geImedi mi? Haydi. Otobüs daha gelmedi mi? Haydi. Otobüs daha gelmedi mi? Haydi. Otobüs daha gelmedi mi? Haydi. | Swordfish-1 | 2001 | |
| . . .to reverse its policy on hostages? | . . .pencereye yapıştırmak gerekir? ...pencereye yapıştırmak gerekir? ...pencereye yapıştırmak gerekir? ...pencereye yapıştırmak gerekir? | Swordfish-1 | 2001 | |
| Fast forward to today. Present time, same situation. | İimdi günümüze geIeIim. Bugün, aynı durum. Şimdi günümüze gelelim. Bugün, aynı durum. Şimdi günümüze gelelim. Bugün, aynı durum. Şimdi günümüze gelelim. Bugün, aynı durum. | Swordfish-1 | 2001 | |
| how quickly would the media make a frenzy? ln hours. | Modern medya oIayı ne kadar sürede çıIgınIığa dönüştürür? Birkaç saatte. Modern medya olayı ne kadar sürede çılgınlığa dönüştürür? Birkaç saatte. Modern medya olayı ne kadar sürede çılgınlığa dönüştürür? Birkaç saatte. Modern medya olayı ne kadar sürede çılgınlığa dönüştürür? Birkaç saatte. | Swordfish-1 | 2001 | |
| lt would be the biggest story from Boston to Budapest. | Boston'dan, Budapeşte'ye kadar en büyük haber oIurdu. Boston'dan, Budapeşte'ye kadar en büyük haber olurdu. Boston'dan, Budapeşte'ye kadar en büyük haber olurdu. Boston'dan, Budapeşte'ye kadar en büyük haber olurdu. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Ten hostages die. | On rehine öIür. On rehine ölür. On rehine ölür. On rehine ölür. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Twenty, thirty. | Yirmi, otuz. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Relentless. Bam, bim. One after another. | Hiç durmadan. Bam, güm. Peş peşe. | Swordfish-1 | 2001 | |
| All on hi def, computer enhanced. you can almost taste the brain matter. | Hepsi yüksek kaIiteIi. Beyin dokusunun tadını aIır gibi oIursun. Hepsi yüksek kaliteli. Beyin dokusunun tadını alır gibi olursun. Hepsi yüksek kaliteli. Beyin dokusunun tadını alır gibi olursun. Hepsi yüksek kaliteli. Beyin dokusunun tadını alır gibi olursun. | Swordfish-1 | 2001 | |
| All for what? A bus, a plane? | Hepsi ne için? Otobüs, uçak? | Swordfish-1 | 2001 | |
| A couple million dollars that's federally insured? | FederaI sigorta güvencesinde birkaç miIyon doIar? Federal sigorta güvencesinde birkaç milyon dolar? Federal sigorta güvencesinde birkaç milyon dolar? Federal sigorta güvencesinde birkaç milyon dolar? | Swordfish-1 | 2001 | |
| l don't think so, but. . . | ÖyIe düşünmüyorum ama. . . Öyle düşünmüyorum ama... Öyle düşünmüyorum ama... Öyle düşünmüyorum ama... | Swordfish-1 | 2001 | |
| . . .just a thought. | . . .sadece bir düsünce. ...sadece bir düşünce. ...sadece bir düşünce. ...sadece bir düşünce. | Swordfish-1 | 2001 | |
| l mean, it's not. . . | Bu, geIenekseI sinemanın. . . Bu, geleneksel sinemanın... Bu, geleneksel sinemanın... Bu, geleneksel sinemanın... | Swordfish-1 | 2001 | |
| . . .within the realm of conventional cinema, but. . . | . . .dağarcığında yer aImıyor ama. . . ...doğarcığında yer almıyor ama... ...doğarcığında yer almıyor ama... ...doğarcığında yer almıyor ama... | Swordfish-1 | 2001 | |
| . . .what if? | . . .ya böyIe oIsaydı? ...ya böyle olsaydı? ...ya böyle olsaydı? ...ya böyle olsaydı? | Swordfish-1 | 2001 | |
| There's a problem with that movie. Really? | O fiImde bir sorun var. Gercekten mi? O filmde bir sorun var. Gerçekten mi? O filmde bir sorun var. Gerçekten mi? O filmde bir sorun var. Gerçekten mi? | Swordfish-1 | 2001 | |
| lt wouldn't work. how come? | İşe yaramazdı. Neden? İşe yaramazdı. Neden? İşe yaramazdı. Neden? İşe yaramazdı. Neden? | Swordfish-1 | 2001 | |
| Audiences love happy endings. Pacino escapes with the money. | SeyirciIer mutIu sonu sever. Pacino parayIa kaçıyor. Seyirciler mutlu sonu sever. Pacino parayla kaçıyor. Seyirciler mutlu sonu sever. Pacino parayla kaçıyor. Seyirciler mutlu sonu sever. Pacino parayla kaçıyor. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Boyfriend gets a sex change. Live happily ever after. | Erkek arkadaşı cinsiyet değiştiriyor. Ve hep mutIu yaşıyorIar. Erkek arkadaşı cinsiyet değiştiriyor. Ve hep mutlu yaşıyorlar. Erkek arkadaşı cinsiyet değiştiriyor. Ve hep mutlu yaşıyorlar. Erkek arkadaşı cinsiyet değiştiriyor. Ve hep mutlu yaşıyorlar. | Swordfish-1 | 2001 | |
| No? No. | Hayır mı? Hayır. Hayır mı? Hayır. Hayır mı? Hayır. Hayır mı? Hayır. | Swordfish-1 | 2001 | |
| homophobia. | Homofobi. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Bad guy can't win. lt's a morality tale. | Kötü adam kazanamaz. Bu bir ahIak dersi. Kötü adam kazanamaz. Bu bir ahlak dersi. Kötü adam kazanamaz. Bu bir ahlak dersi. Kötü adam kazanamaz. Bu bir ahlak dersi. | Swordfish-1 | 2001 | |
| One way or the other, he's gotta go down. | ÖyIe ya da böyIe öImeIi. Öyle ya da böyle ölmeli. Öyle ya da böyle ölmeli. Öyle ya da böyle ölmeli. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Well, life is stranger than fiction sometimes. | Bazen hayat, kurgudan daha tuhaftır. | Swordfish-1 | 2001 | |
| you know, guys, l gotta go. | ÇocukIar, ben gitmeIiyim. Çocuklar, ben gitmeliyim. Çocuklar, ben gitmeliyim. Çocuklar, ben gitmeliyim. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Gotta jet. | KaçmaIıyım. Kaçmalıyım. Kaçmalıyım. Kaçmalıyım. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Thanks for the coffee. | Kahve icin tesekkürIer. Kahve icin teşekkürler. Kahve icin teşekkürler. Kahve icin teşekkürler. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Stan. Time to go to work. you coming? | Stan, çaIışma vakti. GeIiyor musun? Stan, çalışma vakti. Geliyor musun? Stan, çalışma vakti. Geliyor musun? Stan, çalışma vakti. Geliyor musun? | Swordfish-1 | 2001 | |
| Move. l won't say it again. | ÇekiIin. Bir daha söyIemeyeceğim. Çekilin. Bir daha söylemeyeceğim. Çekilin. Bir daha söylemeyeceğim. Çekilin. Bir daha söylemeyeceğim. | Swordfish-1 | 2001 | |
| I have a clear shot. | Görüş alanım temiz. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Shooters, stand by. | Keskin nişancılar, bekleyin. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Okay. Now what? | PekaIa. Simdi ne oIacak? Pekala. Simdi ne olacak? Pekala. Simdi ne olacak? Pekala. Simdi ne olacak? | Swordfish-1 | 2001 | |
| Don't worry, folks, it's almost over. ls she done? | Merak etmeyin. Neredeyse bitti. Hazır mı? | Swordfish-1 | 2001 | |
| She's done. Move her out. | Hazır. Onu dısarı cıkartın. Hazır. Onu dışarı çıkartın. Hazır. Onu dışarı çıkartın. Hazır. Onu dışarı çıkartın. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Don't worry, you'll be fine. you'll be back before you know it. | Merak etme. İyi oIacaksın. Sen fark etmeden döneceğiz. Merak etme. İyi olacaksın. Sen fark etmeden döneceğiz. Merak etme. İyi olacaksın. Sen fark etmeden döneceğiz. Merak etme. İyi olacaksın. Sen fark etmeden döneceğiz. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Turn the fuck around. | Dön arkanı. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Rescue team, let's go. Who's on the roof? | Kurtarma ekibi, gideIim. Çatıda kim var? Kurtarma ekibi, gidelim. Çatıda kim var? Kurtarma ekibi, gidelim. Çatıda kim var? Kurtarma ekibi, gidelim. Çatıda kim var? | Swordfish-1 | 2001 | |
| All shooters, you are holding for command. | Keskin nişancılar, emir bekleyin. | Swordfish-1 | 2001 | |
| you're doing good. Behave yourself. Look over there, and there. | Çok iyisin. UsIu oI. İuraya ve şuraya bak. Çok iyisin. Uslu ol. Şuraya ve şuraya bak. Çok iyisin. Uslu ol. Şuraya ve şuraya bak. Çok iyisin. Uslu ol. Şuraya ve şuraya bak. | Swordfish-1 | 2001 | |
| All prepare their shot. | Herkes atış için hazırlansın. | Swordfish-1 | 2001 | |
| What are you doing? l'm handling this! | Ne yapıyorsun? Bu işi bitiriyorum! Ne yapıyorsun? Bu işi bitiriyorum! Ne yapıyorsun? Bu işi bitiriyorum! Ne yapıyorsun? Bu işi bitiriyorum! | Swordfish-1 | 2001 | |
| Don't fuck with this guy! you'll get these people killed! | O herifIe oyun oynama! İnsanIarı öIdürteceksin! O herifle oyun oynama! İnsanları öldürteceksin! O herifle oyun oynama! İnsanları öldürteceksin! O herifle oyun oynama! İnsanları öldürteceksin! | Swordfish-1 | 2001 | |
| We got two teams on the roof. We got a team over there. | Çatıda iki ekip var. Surada bir ekibimiz var. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Double this team up. That's your best angle. | Bu ekibi iki katına cıkartın. En iyisi bu. Bu ekibi iki katına çıkartın. En iyisi bu. Bu ekibi iki katına çıkartın. En iyisi bu. Bu ekibi iki katına çıkartın. En iyisi bu. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Don't talk. Just listen. | Konusma. Sadece dinIe. Konuşma. Sadece dinle. Konuşma. Sadece dinle. Konuşma. Sadece dinle. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Each of the 22 hostages is wrapped with 20 pounds of C 4 explosives. | 22 rehinenin her birinin vücuduna 1 0 kiIo Ç 4 patIayıcısı sarıIı. 22 rehinenin her birinin vücuduna 10 kilo C 4 patlayıcısı sarılı. 22 rehinenin her birinin vücuduna 10 kilo C 4 patlayıcısı sarılı. 22 rehinenin her birinin vücuduna 10 kilo C 4 patlayıcısı sarılı. | Swordfish-1 | 2001 | |
| They're also taped with 1 5 pounds of stainless steel ball bearings. | Ayrıca 7 kiIo çeIik biIyeIer sarıIı. Ayrıca 7 kilo çelik bilyeler sarılı. Ayrıca 7 kilo çelik bilyeler sarılı. Ayrıca 7 kilo çelik bilyeler sarılı. | Swordfish-1 | 2001 | |
| They got the green light. | YesiI ısık veriIdi. Yeşil ışık verildi. Yeşil ışık verildi. Yeşil ışık verildi. | Swordfish-1 | 2001 | |
| l got this guy on the phone! | Adam teIefonda! Adam telefonda! Adam telefonda! Adam telefonda! | Swordfish-1 | 2001 | |
| l'm done playing with this asshole! | O itIe oynamaktan bıktım. O itle oynamaktan bıktım. O itle oynamaktan bıktım. O itle oynamaktan bıktım. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Around their necks are radio frequency electronic dog collars. | BoyunIarının etrafında teIsiz frekansIı köpek tasmaIarı var. Boyunlarının etrafında telsiz frekanslı köpek tasmaları var. Boyunlarının etrafında telsiz frekanslı köpek tasmaları var. Boyunlarının etrafında telsiz frekanslı köpek tasmaları var. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Dog walks out of the yard, gets the shit shocked out of him. Same here. | Köpek bahçeden çıkınca, elektrik şoku verenlerden. | Swordfish-1 | 2001 | |
| This bank is their yard, so don't fuck with me. | Bu banka onIarın bahçesi, benimIe oyun oynamayın. Bu banka onların bahçesi, benimle oyun oynamayın. Bu banka onların bahçesi, benimle oyun oynamayın. Bu banka onların bahçesi, benimle oyun oynamayın. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Johnson, you and your partner move up between those vehicles. | Johnson, sen ve ortağın şu araçIarın arasına geçsin. Johnson, sen ve ortağın şu araçların arasına geçsin. Johnson, sen ve ortağın şu araçların arasına geçsin. Johnson, sen ve ortağın şu araçların arasına geçsin. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Stand down! Get back! | Orada kaIın! Geri cekiI! Orada kalın! Geri çekil! Orada kalın! Geri çekil! Orada kalın! Geri çekil! | Swordfish-1 | 2001 | |
| Get back! Officer, stand down now! | Geri cekiI! Orada kaIın! Geri çekil! Orada kalın! Geri çekil! Orada kalın! Geri çekil! Orada kalın! | Swordfish-1 | 2001 | |
| he's gonna shoot! he's gonna shoot! | Ates edecek! Ates edecek! Ateş edecek! Ateş edecek! Ateş edecek! Ateş edecek! Ateş edecek! Ateş edecek! | Swordfish-1 | 2001 | |
| Shit. | Lanet oIsun! Lanet olsun! Lanet olsun! Lanet olsun! | Swordfish-1 | 2001 | |
| Get her! | YakaIa! Yakala! Yakala! Yakala! | Swordfish-1 | 2001 | |
| No! Release the hostage! | Hayır! Rehineyi bırak! | Swordfish-1 | 2001 | |
| She's gone. Take cover! | PatIayacak. Siper aIın! Patlayacak. Siper alın! Patlayacak. Siper alın! Patlayacak. Siper alın! | Swordfish-1 | 2001 | |
| No, no! Let her go! Let her go! | Hayır, hayır! Bırak onu! Bırak! | Swordfish-1 | 2001 | |
| Release the hostage! | Rehineyi bırak! | Swordfish-1 | 2001 | |
| Let her go. Let her go! | Bırakın onu! Bırakın onu! | Swordfish-1 | 2001 | |
| Jesus. Shit! you guys, come on! | Tanrım. Çık oradan! Haydi! Tanrım. Çık oradan! Haydi! Tanrım. Çık oradan! Haydi! Tanrım. Çık oradan! Haydi! | Swordfish-1 | 2001 | |
| how long will you be here? One week. | Ne kadar kaIacaksınız? Bir hafta. Ne kadar kalacaksınız? Bir hafta. Ne kadar kalacaksınız? Bir hafta. Ne kadar kalacaksınız? Bir hafta. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Business or pleasure? hopefully both. | İş için mi, eğIence mi? Umarım her ikisi de oIur. İş için mi, eğlence mi? Umarım her ikisi de olur. İş için mi, eğlence mi? Umarım her ikisi de olur. İş için mi, eğlence mi? Umarım her ikisi de olur. | Swordfish-1 | 2001 | |
| What type of work do you do? l'm a consultant. | Ne tür bir iş yapıyorsunuz? Danısmanım. Ne tür bir iş yapıyorsunuz? Danışmanım. Ne tür bir iş yapıyorsunuz? Danışmanım. Ne tür bir iş yapıyorsunuz? Danışmanım. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Could you be careful with that? That's expensive equipment. | DikkatIi oIur musunuz? Çok pahaIıdır. Dikkatli olur musunuz? Çok pahalıdır. Dikkatli olur musunuz? Çok pahalıdır. Dikkatli olur musunuz? Çok pahalıdır. | Swordfish-1 | 2001 | |
| how long will this take? A few minutes. | Bu ne kadar sürecek? Birkac dakika. Bu ne kadar sürecek? Birkaç dakika. Bu ne kadar sürecek? Birkaç dakika. Bu ne kadar sürecek? Birkaç dakika. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Sit down, relax. l'll be right back. | Oturun, merak etmeyin, hemen döneceğim. | Swordfish-1 | 2001 | |
| A few minutes, huh? | Birkaç dakika, ha? | Swordfish-1 | 2001 | |
| lt's going up. Stairs. | Yukarı çıkıyor. MerdivenIerden cıkaIım. Yukarı çıkıyor. Merdivenlerden çıkalım. Yukarı çıkıyor. Merdivenlerden çıkalım. Yukarı çıkıyor. Merdivenlerden çıkalım. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Sir, could you please ? | BizimIe geIin Iütfen. Bizimle gelin lütfen. Bizimle gelin lütfen. Bizimle gelin lütfen. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Easy, easy. | Sakin oIun. Sakin olun. Sakin olun. Sakin olun. | Swordfish-1 | 2001 | |
| This better be important. | Umarım önemIidir. Umarım önemlidir. Umarım önemlidir. Umarım önemlidir. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Wouldn't have asked you otherwise, senator. | ÖnemIi oImasaydı buIusmamızı istemezdim. Önemli olmasaydı buluşmamızı istemezdim. Önemli olmasaydı buluşmamızı istemezdim. Önemli olmasaydı buluşmamızı istemezdim. | Swordfish-1 | 2001 | |
| We just received word that Axl Torvalds was intercepted entering the U.S. | Az önce aIdığımız biIgiye göre AxI TorvaIds ABD'ye girerken yakaIanmış. Az önce aldığımız bilgiye göre Axl Torvalds ABD'ye girerken yakalanmış. Az önce aldığımız bilgiye göre Axl Torvalds ABD'ye girerken yakalanmış. Az önce aldığımız bilgiye göre Axl Torvalds ABD'ye girerken yakalanmış. | Swordfish-1 | 2001 | |
| When was this? Within the last two hours. | Ne zaman? Son iki saat icinde. Ne zaman? Son iki saat içinde. Ne zaman? Son iki saat içinde. Ne zaman? Son iki saat içinde. | Swordfish-1 | 2001 | |
| According to my FBl source, he was nabbed in customs at LAX. | FBI'daki kaynağıma göre Los AngeIes HavaaIanında enseIenmis. FBI'daki kaynağıma göre Los Angeles Havaalanında enselenmiş. FBI'daki kaynağıma göre Los Angeles Havaalanında enselenmiş. FBI'daki kaynağıma göre Los Angeles Havaalanında enselenmiş. | Swordfish-1 | 2001 | |
| They know he's working for us? lt's unlikely. | Bizim için çaIıştığını biIiyorIar mı? Hic sanmam. Bizim için çalıştığını biliyorlar mı? Hiç sanmam. Bizim için çalıştığını biliyorlar mı? Hiç sanmam. Bizim için çalıştığını biliyorlar mı? Hiç sanmam. | Swordfish-1 | 2001 | |
| lt was a routine check. Torvalds freaked out. They got lucky. | Rutin bir aramaymış ve TorvaIds deIirmis. SansIarı varmıs. Rutin bir aramaymış ve Torvalds delirmiş. Sanşları varmış. Rutin bir aramaymış ve Torvalds delirmiş. Sanşları varmış. Rutin bir aramaymış ve Torvalds delirmiş. Sanşları varmış. | Swordfish-1 | 2001 | |
| This ain't good. What do the feds know? | Bu iyi değiI. FederaIIer ne biIiyor? Bu iyi değil. Federaller ne biliyor? Bu iyi değil. Federaller ne biliyor? Bu iyi değil. Federaller ne biliyor? | Swordfish-1 | 2001 | |
| Nothing yet. he's refusing to speak English. | Henüz hiçbir şey. İngiIizce konuşmayı reddediyor. Henüz hiçbir şey. İngilizce konuşmayı reddediyor. Henüz hiçbir şey. İngilizce konuşmayı reddediyor. Henüz hiçbir şey. İngilizce konuşmayı reddediyor. | Swordfish-1 | 2001 | |
| The Finnish consulate has contacted the State Department. | Fin KonsoIosIuğu, DışişIeri BakanIığıyIa temasa geçti. Fin Konsolosluğu, Dışişleri Bakanlığıyla temasa geçti. Fin Konsolosluğu, Dışişleri Bakanlığıyla temasa geçti. Fin Konsolosluğu, Dışişleri Bakanlığıyla temasa geçti. | Swordfish-1 | 2001 | |
| So we haven't been compromised? l'm not sure. l'm working on that. | Henüz tehIikede değiIiz yani. Emin değiIim. Öğrenmeye çaIışıyorum. Henüz tehlikede değiliz yani. Emin değilim. Öğrenmeye çalışıyorum. Henüz tehlikede değiliz yani. Emin değilim. Öğrenmeye çalışıyorum. Henüz tehlikede değiliz yani. Emin değilim. Öğrenmeye çalışıyorum. | Swordfish-1 | 2001 | |
| you better get sure because someone's cock will end up on the block. . . | Çabuk öğren çünkü bu iş biriIerinin başını yakacak. . . Çabuk öğren çünkü bu iş birilerinin başını yakacak... Çabuk öğren çünkü bu iş birilerinin başını yakacak... Çabuk öğren çünkü bu iş birilerinin başını yakacak... | Swordfish-1 | 2001 | |
| l understand, senator. | AnIıyorum senatör. Anlıyorum senatör. Anlıyorum senatör. Anlıyorum senatör. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Who are you supposed to be? | Sen de kim oIuyorsun? Sen de kim oluyorsun? Sen de kim oluyorsun? Sen de kim oluyorsun? | Swordfish-1 | 2001 | |
| l'm Ginger. Ginger, huh? | Adım Ginger. Ginger mi? Adım Ginger. Ginger mi? Adım Ginger. Ginger mi? Adım Ginger. Ginger mi? | Swordfish-1 | 2001 | |
| Where's Gilligan? | GiIIigan nerede? Gilligan nerede? Gilligan nerede? Gilligan nerede? | Swordfish-1 | 2001 | |
| For someone the NSA once listed as the most dangerous hacker in America. . . | UIusaI GüvenIiğine göre, ABD'nin en tehIikeIi hacker'ı oIan biri icin. . . Ulusal Güvenliğe göre, ABD'nin en tehlikeli hacker'ı olan biri için... Ulusal Güvenliğe göre, ABD'nin en tehlikeli hacker'ı olan biri için... Ulusal Güvenliğe göre, ABD'nin en tehlikeli hacker'ı olan biri için... | Swordfish-1 | 2001 | |
| . . .you sure don't look like much. | . . .pek etkiIeyici değiIsin. ...pek etkileyici değilsin. ...pek etkileyici değilsin. ...pek etkileyici değilsin. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Surprised? | Sasırdın mı? Saşırdın mı? Saşırdın mı? Saşırdın mı? | Swordfish-1 | 2001 | |
| l know everything about you, Stan. | Hakkında her şeyi biIiyorum Stan. Hakkında her şeyi biliyorum Stan. Hakkında her şeyi biliyorum Stan. Hakkında her şeyi biliyorum Stan. | Swordfish-1 | 2001 | |
| What are you selling again? | Ne satıyordun? | Swordfish-1 | 2001 | |
| My employer wants to meet you. | İşverenim seninIe tanışmak istiyor. İşverenim seninle tanışmak istiyor. İşverenim seninle tanışmak istiyor. İşverenim seninle tanışmak istiyor. | Swordfish-1 | 2001 | |
| Shit. you're not too good at golf. | Lanet oIsun. GoIfte pek iyi değiIsin. Lanet olsun. Golfte pek iyi değilsin. Lanet olsun. Golfte pek iyi değilsin. Lanet olsun. Golfte pek iyi değilsin. | Swordfish-1 | 2001 | |
| you're fucking up my chi. | Konsantrasyonumu piç ediyorsun. | Swordfish-1 | 2001 |