Search
English Turkish Sentence Translations Page 156810
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
You better get us a shitload of cash or a shitload of alcohol... | Bize bok kadar para veya bok kadar içki bul yoksa hapse girersin. Bize ya para verirsin, ya içki alırsın... | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
...or you're going to fucking prison. | ...ya da kodesi boylarsın. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
What are you doing, man? You don't need to... | Ne yapıyorsun, abi? Bunu yapman... Ne yapıyorsun? Buna hiç gerek yok... | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
No, let's not... Let's hang on a second here. | Durun biraz. Hayır. olmaz... Dur biraz. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Cough it up. Fine. | Uçlan bakalım. Tamam. Sökül bakalım. Peki. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
I don't know if we should be doing anything too official just yet. | Bu kadar kanunlara uygun davranmasaydık canım. Bunu resmi yollardan yapmamız gerekmez miydi? | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Just take it. Just take it. Okay? | Al bakalım. Tamam mı? Tamam. Birbirimizi anlıyoruz. Anlaşalım gitsin. Buyur. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Seven dollars? | Yedi dolar mı? | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
What the fuck? This isn't enough. What are you, 6 years old? | Bu ne lan? Yetmez ki bu. Çocuk musun sen? Kafa mı buluyorsun? Yetmez bu. 6 yaşında mısın sen yahu? | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
It's all I have, man. It's all I have. You better think of something quickly. | Bu kadar param var, kardeş. Çarçabuk bir şeyler düşünsen iyi edersin. Üstümde o kadar var. Başka bir şey düşünsen iyi olur. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
My back! My back. Cops, my back. No, no, no. Wait, don't do that. | Sırtım! Aman Allah. Yetişin polis. Yo, dur, yapma. Sırtım! Sırtım. Polisler, sırtım. Hayır, hayır. Dur. Yapma. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
You want booze? I can get you alcohol, okay? | İçki mi istiyorsunuz? Size içki temin edebilirim. Pekâlâ, dinle. Sana içki alabilirim. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Bro, I'm on my way to a party right now, okay? | Birader, tam da bir partiye gidiyordum. Şu anda bir partiye gidiyorum. Tamam mı? | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
There's, like, tons of liquor there, all right? | Neresinden baksanız tonlarca içki vardır. İçki var, kızlar var. İçki ve kızlar bir araya gelince ne olur? | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
And I can definitely get you, like, tons of liquor, like so much liquor, so... | Sizi oraya götürebilirim. Tonlarca içki diyorum. Bilmiyorum. Sen biliyor musun? Peki sen biliyor musun? | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Give me one sec to talk to him. Stay right here. | Bize az izin ver de konuşalım. Bir yere kıpırdama. Bize biraz izin verir misin? Bir yere ayrılma. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Just talk it out. Hey, I'm a nice guy. | Konuşun tabii. Ben iyi bir insanım. Tabii, tabii. Ne konuşacaksanız konuşun. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
I don't like this idea. This guy's fucking creepy, man. Look at him. | Bu fikir hiç hoşuma gitmedi. Herife bir baksana. Tüylerimi ürpertiyor abi. Bu iş hoşuma gitmedi. Herif kılın teki. Baksana. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
What? He looks like a guy. That's what guys look like. | Nesi varmış? Adama benziyor işte. Adamlar böyle olur. Ne? Adama benziyor işte. Bildiğimiz adama benziyor. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
What is your problem? You guys know a guy named Jimmy? | Senin derdin ne? Jimmy adında birini tanıyor musunuz? | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
You totally look like his brother. | Kardeşine o kadar benziyorsun ki. Kardeşi gibi duruyorsun da. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
You totally look like his brother, man. | Jimmy'nin kardeşine çok benziyorsun, birader. Aynı kardeşi gibi duruyorsun. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
You do. | Cidden. Benziyorsunuz. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
You promised Becca you'd get her alcohol. | Becca'ya içki götürme sözü verdin. Becca'ya içki götüreceğine söz verdin. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
If you don't, she's gonna have a shitty night. | Götürmezsen boktan bir gece geçirecektir. Götürmezsen siktiriboktan bir gece geçirecek. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
That's all I'm saying. Come on. | Bütün söyleyeceğim bu. Hadi gel. Başka da bir şey demiyorum sana. Gel haydi. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Good luck on your exam tomorrow. Good luck on your exam. | Yarınki sınavında başarılar. Başarılar. Yarınki sınavda başarıları dilerim. Başarılar. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
You don't wanna ride the bus. Buses smell like piss, generally. | Otobüse binmen gerekmez. Otobüsler genelde çiş kokar. Otobüse binme bir daha. Otobüsler genelde çiş kokar. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
You know why? Why? | Niye biliyor musun? Niyeymiş? Neden, biliyor musun? Neden? | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
People piss on them. | İnsanlar işer de ondan. İnsanlar otobüslere işiyor da ondan. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
You know, one of you bros could've come up and sat up with me. | İkinizden biri yanımda oturabilirdiniz. İsterseniz biriniz gelip yanıma oturabilir. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
We're fine back here. Back's fine. | Biz arkada rahatız. Arkası iyi. Böyle iyiyiz. Rahatız. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Safe in the back seat. | Hem daha güvenli. Arka koltuk daha güvenli. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Oh, my God. What's up? | Tanrım. Ne oldu? | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Hey, Jules. Who is it? Who's on the phone? | Selam, Jules. Kim arıyor? Merhaba, Jules. Kim o? Kimle konuşuyorsun? | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Seth. Hey, where are you? | Seth. Nerelerdesin? Seth. Neredesin? | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
I'm in a cab right now, on the way to a liquor store. | Şu an taksideyim. İçki dükkanına gidiyoruz. Şu anda taksideyim. İçki almaya gidiyorum. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Good. I can't wait for you to get here. | Güzel. Seni sabırsızlıkla bekliyorum. Güzel. Gelmeni dört gözle bekliyorum. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Well, I hope your friends are ready to get fucked up. | İnşallah arkadaşların uçuşa hazırdır. Arkadaşların boru döşemeye hazırdır umarım. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
I'm sure they will be. | Mutlaka hazır olacaklar. Hazır olduklarına eminim. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Okay, I'll see you soon. Peace. | Peki, görüşürüz. Hadi eyvallah. Tamam, görüşürüz. Hoşçakal. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Oh, man! Dude, this is crazy. | Manyak bir şey abi! Hasiktir! Manyak bir şey bu! | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
She called, she said, "I can't wait for you to get there." | Aradı ve "Seni sabırsızlıkla bekliyorum." dedi. "Gelmeni dört gözle bekliyorum" dedi. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
That sounds like she fully wants it, man! Oh, yeah! | Anlaşılan seni kesinlikle istiyor, kardeş. Kesin pompa istiyor dostum. Haydi iyisin! | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Who's gonna give it to her, huh, my man? You, that's who. | Kim verecek ona dostum? Tabii ki sen. Kim salacak kobrayı dostum? Sen tabii ki. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Man. | Sen. Vay be. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
You guys on MySpace, or...? | Sizler Facebook'ta falan var mısınız? MySpace sayfanız var mı çocuklar? | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Officers? I can answer those questions now if you want me to. | Memur beyler, sormak istediğiniz sorularınızı yanıtlayabilirim artık. Memur beyler, isterseniz sorduğunuz sorulara şimdi cevap verebilirim. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
We get the gist of it. You were buying beer, some guys punched you. | İşin özünü anladık. Bira alıyordun, birileri sana yumruk attı. Kabaca anladık. Sen bira alıyordun, adamın biri sana yumruk attı. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Don't worry about it. We're not gonna find them. | Merak etme. Onları bulacak değiliz. Hiç ümitlenme. Onları bulamayacağız. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Case closed. But it was only... | Dosya kapanmıştır. Ama yalnızca... Olay kapandı. Ama sadece... | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
But it was only one guy. Only one guy? Shit. | Ama yalnızca tek bir kişiydi. Tek bir kişi mi? Siktir. Ama sadece bir adam vardı. Sadece bir adam mı? Siktir. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
How am I supposed to find one guy? | Tek bir kişiyi nasıl bulayım? Koca eyalette tek bir adamı nasıl bulacağım? | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
This job really isn't how, you know, shows like CSI make it out to be. | Bu meslek, CSI'da falan gösterdikleri gibi değil. Bu meslek hiç de CSI'da gösterildiği gibi değil. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
When I first joined the force, I assumed there was semen on everything... | İşe ilk başladığımda her şeyin üstünde meni var... Teşkilata ilk girdiğimde bütün delillerde mutlaka sperm olduğunu sanıyordum. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
...and there was some, like, huge semen database... | ...ve her kötü adamın menisinin kayıtlı olduğu... Sanki devasa bir sperm veritabanı varmış da bütün... | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
...that had every bad guy's semen in it. There isn't. | ...devasa bir meni veri tabanı var sanıyordum. Yokmuş. ...suçluların spermlerini orada tutuyorlarmış. Meğer öyle bir şey yokmuş. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
It'd be nice. Like that crime scene today. | İyi olurdu. Mesela bugünkü olay mahallinde. Bugün olay yerinde de aynısı olsa ne iyi olurdu. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
If the man had ejaculated and then punched you... | Herif önce attırıp sonra seni yumruklamış olsaydı... Adam önce boşalıp sonra sana yumruk atmış olsaydı... | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
...we'd have a shot at catching him. | ...onu yakalamak için şansımız olurdu. ...onu yakalama şansımız olurdu. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
No way. Just punched in the face, no semen. | Nerde canım? Sadece yumruklamış. Meni yok. Olmaz. Ama sadece yumruk atmış, sperm yok. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
No semen. Story of my life. | Meni yok. Hep aynı hikâye. Sperm yok. Hayatımın hikayesi. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Michaels here, he's six months in. | Arkadaşın adı Michaels. Altı ay önce aramıza katıldı. Adı Michaels, göreve başlayalı altı ay oldu. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
He's young, but the Force is strong with this one. | Kendisi genç, ama Güç onunla güçlendi daha da. Yaşı genç ama emniyet teşkilatı için çok önemli bir polis. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Learning you are, young padawan. | Öğreniyorsun çabuk, genç Jedi. Öğreniyorsun, genç Padawan. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
That's Yoda. Are you familiar with Yoda? | Yoda'ydı bu. Yoda'yı bilir misin? Yoda taklidi yaptım. Yoda'yı biliyor musun? | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
From Attack of the Clones? | Klonlar'ın Saldırısı'ndan? "Klonların Saldırısı"nda vardı hani. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
We have a 245 at East 24 and Montgomery, Bailey's Bar and Grill. | Doğu 24 Montgomery'de, Bailey'nin Ocakbaşı'nda 245 durumu var. 24 Doğu ve Montgomery kavşağındaki Bailey's Ocakbaşı'nda 245 vakası var. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Car 98 on it. | Araba 98, ilgileniyoruz. 98 numaralı ekip arabası olay yerine gidiyor. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
See, Michaels, you always take a call at a bar because... | Gördüğün gibi Michaels, içkili yerlerin çağrısına atlayacaksın... Bar olayı ihbarı yapıldığında kaçırmamaya özen göster... | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
...better or worse, you get a beer out of it. | ...çünkü kısmetine en azından bir bira düşer. ...çünkü iyi kötü bir bira içersin. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Pretty sweet, huh? | Hoş, değil mi? İyi numara değil mi? | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
True that. Amazing thinking. Hey, McLovin. | Aynen. Güzel düşünce. Hey, McLovin. Tabii ya. Süper fikir. McLovin. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
We got a situation at Bailey's, so we'll drop you off after, all right? | Bailey'nin yerinde olay varmış. Seni sonra bırakırız, olur değil mi? Bailey's'de olay çıkmış. Seni oradan sonra bıraksak olur mu? | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Actually, I kind of have to be somewhere... | Aslında gitmem gereken bir yer... Aslında benim bir yere yetişmem gerekiyordu... | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Sweet. Sit tight. Set course for Bailey's, warp 10. | Güzel. Sıkı tutun. Rota Bailey'nin yeri. Hız, warp 10. Güzel. Sıkı tutun. Rotayı Bailey's'e çevir, ışık hızına ayarla. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Engage. | Motorlar ateş. Hücum. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Welcome to the Thunderdome. | Thunderdome'a hoş geldiniz. Şenlik yerine hoşgeldiniz. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Hey, man, are you sure it's cool that we're here with you? | Dostum, seninle burada olmamızın sakıncası olmadığına emin misin? Seninle gelmemizin sakıncası olmadığına emin misin? | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Oh, definitely, man. | Hem de hiç yok, kardeş. Kesinlikle. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
I'm essentially best friends with the guy... | Buranın sahibiyle kankayız zaten. Parti sahibi yakın dostumdur... | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
...so a bunch of my buds are coming. | Birkaç misafirin lafı olmaz. ...o yüzden bir sürü arkadaşım geliyor. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
We're gonna rock out with our cocks out. Just kidding. | Saplarımız dışarda döktüreceğiz. Şaka, şaka. Kobrayı salacağız ortamlara. Şaka tabii. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
We are gonna rock out. Just go, just go. | Sadece döktüreceğiz. Yürü sen. Kobrayı salacağız. Yürü haydi, yürü. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
What's up? What's up? What's up? | N'aber? N'aber? | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Hello, hello. Hey, guys. | Merhaba. Selam, çocuklar. Aynı kardeşi gibi duruyorsun. Merhaba. Selam çocuklar. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
This is something a smart person wouldn't do. | Aklı başında birinin yapmayacağı bir şey bu. Buraya gelmek akıllı adamın yapacağı iş değil. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Look, just act cool and act casual, and try and look old. | Normal ve rahat davran. Büyük göstermeye çalış. Serinkanlı ol, rahat takıl. Seni büyük sansınlar. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
We'll get the booze and get the fuck out of here, okay? | İçkiyi alalım, siktir olup gidelim. İçkiyi alıp ikileriz, tamam mı? | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Come on. Come on, now. It's Mark's party. | Hadi bakalım. Mark'ın partisi bu. Parti olayı ha? | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Come on. Do it up. | Hadi. Devir şunu. Haydi bakalım, devirin. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
We should grab one of these buckets and get out. | Şu kovalardan birini alıp tüyelim. Şu kovalardan birini alıp gidelim. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Are you out of your mind? How are we gonna get a fucking bucket out? | Kafayı mı yedin? Kovayı nasıl dışarı çıkarırız lan? Kafayı mı yedin sen? Kovayı nasıl çıkarağız dışarı? | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Hey, man. | Selam, dostum. Sen ne...? Merhaba dostum. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
What the fuck do you think you're doing? | Burada ne bok yediğini sanıyorsun? Sen ne yaptığını sanıyorsun? | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
What are you...? What? Nothing. You using my phone? | Nasıl yani? Yok bir şey yahu. Telefonumu mu kullanıyorsun? Ne diyorsun? Bir şey yaptığım yok. Benim telefonumu kullanıyorsun. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
You weren't invited. Get the fuck out of here. | Seni davet etmedim. Siktir ol git buradan. Seni davet etmedim. Siktir git buradan. | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
Come on, Mark. It's cool, man. You using my fucking phone? | Yapma, Mark. Az kıyak davran be abi. Telefonumu mu kullanıyorsun lan? Haydi ama, Mark. Sakin ol. Benim telefonumu mu kullanıyorsun? | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
You calling your fucking friends again? | Arkadaşlarını mı arıyorsun yine lan? Amsalak arkadaşlarını mı arıyorsun yine? | Superbad-1 | 2007 | ![]() |
You calling your friends, your fantastic friends? | O eşi bulunmaz arkadaşlarını mı arıyorsun? Fantastik arkadaşlarını mı arıyorsun? | Superbad-1 | 2007 | ![]() |