Search
English Turkish Sentence Translations Page 156691
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Well, you know, | Biliyorsun. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| my place isn't that far. | Benim evim pek uzak değil. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| Do I look that easy to you? | Beni basit mi gördün? | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| Darling, I've never worked harder in my life. | Hayatım, ben hayatımda hiç bu kadar zorlanmadım. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| Tom. Jessie. How's it going? | Tom. Jessie. Nasıl gidiyor? | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| You haven't been by the shop lately. | Son zamanlarda hiç uğramadın. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| You miss me or something? | Beni mi özledin? | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| Have fun, guys. | İyi eğlenceler çocuklar. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| So how many times have you nailed her? | Ne kadar ona çaktın? | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| No, she's not my type. | Hayır, o benim tipim değil. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| More like you're not her type if you ask me. | Bana sorarsan sen onun tipi değilsin. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| Well, I'll give you that. | Sana soracağım. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| Guess I'm just too nice a guy. | Tahmin et, ben sadece hoş biriyim. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| Are you all alone out here? | Burada yalnız sen mi yaşıyorsun? | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| Next house is about a quarter mile up. | Sonraki ev çeyrek mil kadar uzak. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| So how many people live in Massey? | Ne kadar kişi Massey'de yaşıyor? | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| What are you, writing a book or something? | Nesin sen, Yazar felan mı? | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| Oh, that would sell, I'm sure. | Bu çok satılırdı eminim. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| Why are there bolts on your windows? | Neden pencerede kilitler var? | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| My mom's kind of security conscious. | Annem bir tür güvenlik manyağı. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| You live with your mom? | Annenle mi yaşıyorsun? | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| I tried moving out but I missed her cooking. | Terketmeye çalıştım. Ama yemeklerini özledim. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| It's a big house. | Büyük bir ev. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| So, um, what is there to be worried about | Peki burada endişe duyulacak ne var? | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| here in Asscrack, Nowhere? | Hiç serseri göremedim burada. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| I think she read "In Cold Blood" as a kid and never got over it. | Sanırım küçükken "İçindeki Soğuk Kanı" okudu. Ve bunu asla unutamadı. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| Can we stop talking about my mom now? | Annem hakkında konuşmayı kesebilir miyiz? | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| Does it get you hot? | Sana ateşlimi geliyor? | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| She's a very attractive lady. | O çok çekici bir bayan. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| With the exception of biker chicks, | Motor piliçlerden istisnası var. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| I guess those are rare around here. | Sanırım bunlar nadir burada? | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| Rare as tits on a bull. | Bir boğanın üstünde nadir memeler. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| So are you gonna take me upstairs and fuck me or what? | Beni üst kata götürüp sikecek misin? Veya ney yapacaksın? | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| Do you like classical music? | Klasik müzikleri sever misin? | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| I figured I'd avoid the awkward "Good morning and goodbye." | Buradan gitmem gerektiğini düşündüm. "Günaydın ve hoşçakal." | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| Goodbye? | Hoşçakal? | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| No one said you had to leave, Summer. | Kimse gitmeni söylemedi. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| A actually, I do. | Aslında biliyorum. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| But don't take that the wrong way. I mean, you were... | Bunu sakın yanlış anlama. Demek istediğim sen... | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| top notch up there. | Orayı tıkıyorsun. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| Don't take this the wrong way, but... | Bunu yanlış anlama ama | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| I just changed your plans. | ben senin planlarını değiştirdim. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| That's cute, | Bu hoş, | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| but I really don't have time for this shit, | ama gerçekten bu saçmalık için vaktim yok. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| so why don't you get out of my way before I show you | O yüzden niye yolumdan çekilmiyorsun? | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| what a bitch I can be, okay? | Sana nasıl bir kaltak olabileceğimi göstermeden. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| I don't doubt you're a bitch. | Bundan şüphem yok sen bir kaltaksın. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| But you're not leaving. | Ama ayrılmıyorsun. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| Get the fuck back. | Geriye çekil. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| Mom! What in the hell? I was just messing with her. | Anne ne yaptığını sanıyorsun. Sadece onunla dalge geçiyordum. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| You can be so damned childish. | Bu kadar çocukta olunabilir. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| You crazy fucking psycho! Let me the fuck out of here. | Seni sikik deli piskopat beni buradan çıkart. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| Fucking let me out! Summer... | Beni bırak. Summer... | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| Summer, calm down. You're upsetting Amber. | Summer, sakin ol. Amberi rahatsız ediyorsun. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| What the fuck did you do to her? | Ona ne yaptın? | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| Calm down. It's just the lack of sunlight, I think. | Sakin ol. Güneş ışığından mahrum olduğundandır galiba. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| How long has she been down here? | Ne kadar süredir kız burada? | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| Since I lost Clarissa. | Clarissa öldüğünden beri. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| Amber is the one that brought life back | Amber onun yerine geldi. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| to this garden after Clarissa passed. | Clarissa bahçeye gömüldüğünde. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| Here, I'll show you. | Dur sana Clarissa'yı göstereyim. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| It's hard to tell from just her skull, | Bu şekilde görmen çok zor. Sadece kafatası. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| but you can see she had really nice cheekbones. | Ama çok güzel elmacık kemiklerini görebilirsin. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| You crazy fuck! | Amına koyduğumun delisi. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| You're not gonna kill me like you killed her. | Beni öldüremiyeceksin. Onu öldürdüğün gibi. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| I would never... | Ben asla öldüremem | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| ever have hurt her... | Hiçbir zaman ne onu | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| or you. l... I don't hurt women. | ya da seni Ben kadınlara zarar vermem. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| Then why is she just a fucking skull now, Tom? | O zaman niye sadece kafatası, Tom? | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| It was terrible, what happened. | Korkunç şeyler oldu. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| She got bit by a spider. | Bir örümcek tarafından ısırıldı. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| A little... | Kavherengi. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| brown recluse. | Küçük bir örümcek. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| There was nothing I could do. | Yapabileceğim birşey yoktu. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| I didn't know about the infection until it was too late. | O güne kadar enfeksiyon hakkında birşey bilmiyordum. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| No. You killed her. | Hayır. Onu sen öldürdün. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| I didn't... kill her. | Onu öldürmedim. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| Don't you ever say that again. | Bir daha böyle söyleme. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| Poor Mrs. Garson. | Zavallı Mrs. Garson. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| I sure hope she beats that cancer. | Umarım kanseri yener. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| Yeah, it don't look good. | Evet iyi gözükmüyor. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| I didn't charge her anything for fixing her tub. | Ondan hiçbir ücret talep etmedim. Küvetini tamir ettiğim için. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| Didn't have the heart to. | Kalbi olan insan etmez. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| Surprised you even had time for work. | Çalıştığından beri şaşırdın. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| What's that supposed to mean? | Bunun ne anlama gelmesi gerekiyor. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| All the attention you've been paying to your new little whore. | Bütün dikkatini o yeni fahişeye veriyorsun. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| Don't call her that. | Ona öyle söyleme. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| I asked you not to call them that. | Sana onlara böyle söylememeni demiştim. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| Tell me that's not Darwin. | Bana bunun Darwin olmadığını söyle. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| Must have got paroled early. | Şartlı tahliye edilmiştir erkenden. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| He's gonna be asking questions. | Şimdi sorular sorar. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| So what if he does? | Sorarsa ne olacak? | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| People around here know that girl | Burada ki insanlar o kızın | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| would up and leave town every time the wind changed direction. | Şehri terkettiğini sanıyor. Ama zaman rüzgar yönünü değiştirdi. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| You're not taking this very serious. | Bunu nasıl ciddiye almıyorsun? | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| It's been two months, Ma. | 2 ay oldu. Anne. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| No one's even mentioned her name. | Kimse onun adını bile hatırlamıyor. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| We got nothing to worry about. | Endişe etcek birşeyimiz yok. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| I'll forget I ever saw this place. | Böyle bir yer gördüğümü unutacağım. | Summer's Moon-1 | 2009 | |
| Just... just let me out. | Sadece beni bırak. | Summer's Moon-1 | 2009 |