Search
English Turkish Sentence Translations Page 156689
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I told you, I really don't give a damn. | Umrumda değil dedim ya. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
Yu Hong, where are you going? | Yu Hong, nereye gidiyorsun? | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
Yu Hong! | Yu Hong! | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
I'm not lying, truly. | Söylemiyorum. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
Why am I always so anxious to make love with the men in my life? | Neden hayatımdaki erkeklerle bu kadar çabuk ilişkiye giriyorum? | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
In the end, I've chosen this very special, | Sonunda bu çok özel... | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
very direct path. | ...ve düz yolu seçtim. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
I've already led two or three men to understand me, | Şimdiye kadar iki üç erkeğin beni anlamasına izin verdim. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
to see my goodness, my tenderness. | Saflığımı, hassaslığımı görmelerine yani. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
Oh, really? Yes, I will ask them to go too. | Hadi ya. Evet, onların da gitmesini isteyeceğim. İyi bari. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
You go ahead. I have something to do. | Sen git. Benim bir işim var. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
Wu, I'm leaving. | Wu, ben çıkıyorum. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
Long johns. For the winter. | Paçalı don. Kış için. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
So I can tell you my thoughts completely and precisely, | Sana olan düşüncelerimi tam ve eksiksiz anlatabilmek için... | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
I am writing this for you. | ...bunu yazıyorum. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
I want to say that, since I've known you, | Söylemek isterim ki, seni tanıdığımdan beri... | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
my heart's emotions have once again been reborn. | ...kalbimdeki o narin duygular yeniden doğdu. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
But at the same time, | Ama bununla beraber... | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
I've come to know material poverty. | ...sayende fakirliği tanıdım. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
One person can live in destitution. | Bir insan yoklukta yaşayabilir. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
But if there are two, | Ancak ikinci kişi dahil olunca... | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
such a life can only breed resentment. | ...o hayat kederden başka bir şey getirmez. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
We should part. | Ayrılmalıyız. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
Your loving Yu Hong. | Sevgilin Yu Hong. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
We're done. | Tamamdır, bitti. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
You can get up. | Kalkabilirsiniz. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
Gently. Gently. | Yavaş yavaş. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
At the moment, | Şu sıralarda... | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
in work and in life, | ...işimde ve hayatımda... | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
I'm bound to poverty. | ...yoksullukla karşı karşıyayım. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
This poverty of existence shows | Bu yoksulluk gösteriyor ki... | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
that my desires and romantic nature have cost me dearly. | ...arzularım ve romantik hayatım bana pahalıya patladı. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
But should my life get even worse, I'll never lose the courage to live. | Ama hayatım ne kadar kötüye giderse gitsin, yaşama cesaretimi hiç kaybetmeyeceğim. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
For people like us are wed to this destiny. | Bizim gibi insanların kaderi hep böyledir, değişmez. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
Yesterday I read something. | Dün bir şey okudum. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
"You gave your blood readily in war. | "Savaşa koşar adım gittiniz. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
Peace came, and you could barely take a single step." | Barış geldi, bir adım bile atmadınız." | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
Zhou Wei, can you tell me what happened to us that summer? | Zhou Wei, o yaz bize ne oldu söyler misin? | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
Can you tell me what's happening between us now? | Şu an aramızda ne oluyor, onu söyler misin? | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
Must you really leave? | Gerçekten gitmen gerekiyor mu? | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
Good bye. Good bye. | Güle güle. Hoşça kal. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
It's too short notice. I can only pay you for last month. | Önceden haber verseydin keşke. Sadece geçen ayınkini verebilirim. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
I'll call you as soon as I get to Chongqing. | Chongqing'e varır varmaz arayacağım seni. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
Zhou Wei, pass me your lighter. | Zhou Wei, ateş versene. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
You forgot yours? | Kendininkini unuttun mu? | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
I leave in a few days. | Birkaç gün sonra gideceğim. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
With all I have to do, I probably won't see you again. | Halletmem gereken işler var, o yüzden görüşemeyiz büyük ihtimalle. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
I'll take you to the airport. | Havaalanına seni ben götüreyim. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
You don't have to. | Lüzum yok. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
I said I would. No need. | Götürürüm işte. Boşver. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
I said I'd take you. | Götüreceğim. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
In search of my beloved's grave | Sevdiğimin mezarını bulmak için | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
I wandered to the ends of the earth | Dünyanın öbür ucuna kadar gittim | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
I could do nothing but cry Bitter tears of despair | Dayanamadım, sel oldu gözyaşlarım | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
Where are you, my beloved? | Neredesin, sevdiğim? | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
The heart suffers without love Where are you my beloved? | Yüreğim sevgisiz atmaz oldu Neredesin, sevdiğim? | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
Did you love Li Ti? | Li Ti'yi sevmiş miydin? | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
But she wouldn't allow anyone to love her, | Ama kimsenin onu sevmesine izin vermezdi. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
for fear of hurting them. | Kalplerini kırmaktan korkardı. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
She said love is like a wound in the heart. | Aşkın kalpte bir yara olduğunu söylerdi. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
When it heals, love disappears. | O yara iyileşince aşk da kaybolurmuş. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
She said perhaps love never existed. | Aşkın belki de hiç varolmadığını söylerdi. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
That's not how it is. | Kesinlikle öyle değil. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
Miss Chan, please proof this. We're about to start printing. | Bayan Chan, şunu lütfen onaylatın. Birazdan baskıya başlayacağız. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
Your girlfriend? Introduce us! | Kız arkadaşın mı? Tanıştırsana! | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
My friend, Shasha. | Kız arkadaşım, Shasha. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
This is Mr. Peng, | Bu Bay Peng. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
Mr. Du... | Bay Du. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
Duan, Zhang. | Duan, Zhang. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
Thank you, all of you. | Hepinize teşekkür ederim. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
It's windy. | Çok rüzgar var. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
Not started? | Başlasanıza. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
I thought I recognized that face. | Ben de kimdi bu diye düşünüyordum. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
You don't remember me? | Hatırlamadın mı beni? | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
Wei? | Wei? Değil mi? | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
We were at college together. | Beraber üniversiteye gitmiştik. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
My colleagues. | İş arkadaşlarım. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
What are you doing here? And you? | Ne yapıyorsun burada? Sen ne yapıyorsun? | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
Dongdong, you know, the one who played the pipa... | Dongdong, şu pipa çalan kız. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
She came back from America. She's a housewife in Canton. | Amerika'dan döndü. Canton'da bir ev hanımı. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
You know, back then, the hot topic among the girls | O zamanlarda, kızlar arasında en çok lafı dönen konu... | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
was you and Yu Hong. | ...sen ve Yu Hong'tu. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
Actually, I'm not really up to date, | Aslında ben de pek bilmiyorum ama... | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
but it was Dongdong who told me at the wedding. | ...düğünde Dongdong söylemişti bana. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
What wedding? | Hangi düğünde? | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
Whose wedding? Yu Hong's. | Kimin düğününde? Yu Hong'un. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
When Yu Hong got married, | Düğününü hatırlıyorum da... | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
there weren't many guests at the wedding. | ...çok fazla davetli yoktu. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
Mostly her friends from Wuhan. | Wuhan'dan arkadaşları vardı daha çok. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
Where did she get married? In Chongqing. | Nerede evlendi? Chongqing'te. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
Where are you going so late? | Gecenin köründe nereye gidiyorsun? | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
Nothing much. | Bir şey yok. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
But I think you'd rather be alone tonight. | Bu gece yalnız kalmak istersin diye düşündüm. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
Dear Yu Hong, Wei gave me your e mail address. | Sevgili Yu Hong, Wei bana e posta adresini verdi. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
So I'm sending you a test mail. | Bir deneme mesajı gönderiyorum. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
It's been so long. | Görüşmeyeli çok uzun zaman oldu. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
I don't know what to write. | Yazacak bir şey bulamıyorum. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
I'll get something. | Gidip bir şeyler alayım. | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
Do you know where to get it? | Nereden alacağını biliyor musun? | Summer Palace-2 | 2006 | ![]() |
I miss you, honey. | Seni özledim tatlım. | Summer's Moon-1 | 2009 | ![]() |