Search
English Turkish Sentence Translations Page 156685
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| The book you wanted. Volume 1. | İşte istediğin kitabın birinci cildi. İkinci cildi de kütüphanede hâlâ. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| If you don't go soon, someone else will take it out. | Hemen gitmezsek, birisi alır kesin. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| Let's go. Tomorrow. | Hadi gidelim. Yarın gideriz. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| Then tomorrow, you'll go shopping with me, too. | Yarın benimle alışverişe de geleceksin o zaman. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| Disgusting! | Pislikler! | Summer Palace-1 | 2006 | |
| So we're going shopping tomorrow? | Gidiyor muyuz yarın alışverişe? | Summer Palace-1 | 2006 | |
| Have one. | Al dene bir tane şunlardan. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| They're really sweet. | Çok güzel tadı. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| I'm going. Bye. | Gidiyorum ben, görüşürüz. İyi geceler. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| Can't sleep? | Uyku tutmadı mı? | Summer Palace-1 | 2006 | |
| You're Yu Hong, right? | Yu Hong'sun sen, değil mi? | Summer Palace-1 | 2006 | |
| And you? | Ya sen? Li Ti. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| My room's over there. | Odam şurada hemen. İngilizce bölümündenim. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| You know they're all talking about you? | Herkesin dilindesin biliyor musun? Kimin mesela? | Summer Palace-1 | 2006 | |
| The others. Everyone. | Milletin işte. Niye ki? | Summer Palace-1 | 2006 | |
| They say your heart's been broken, | Zamanında kalbinin kırılmasından dolayı... | Summer Palace-1 | 2006 | |
| Why are you smoking out here by yourself? | Neden tek başına dışarıda sigara içiyorsun? İçerisi çok kalabalık. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| Let's go to my room. My roommate's not there. | Benim odama gidelim. Oda arkadaşım yok. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| Sit down. Wherever you want. | İstediğin yere oturabilirsin. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| My roommate's from Beijing. | Oda arkadaşım Pekinli. Nadir uğrar buraya. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| I've pretty much got the place to myself. | Bütün oda bana kalıyor anlayacağın. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| Make yourself comfortable. | Rahat et. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| Have you got a boyfriend? | Sevgilin var mı? Yok. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| And you? He's in Berlin. | Ya senin? Berlin'de. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| On a scholarship. | Burslu okuyor. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| What do your parents do? | Annen baban ne işle meşgul? | Summer Palace-1 | 2006 | |
| My mother's dead. | Annem rahmetli oldu. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| He runs a little grocery store in Tumen. | Tumen'de ufak bir bakkal işletiyor. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| Ruo Gu's back in a few days. Want to meet him? | Ruo Gu birkaç güne dönüyor. Tanışmak ister misin onunla? | Summer Palace-1 | 2006 | |
| Not worried I'll steal him? | Ona yazarım diye korkmuyor musun? Yok be, beceremezsin ki. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| You're really solid, you two. | Çok yakışıyorsunuz birbirinize. İlişkiniz böyle devam eder umarım. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| She says we're like an old couple. | İhtiyar çiftlere benzediğimizi söylüyor o da sürekli. Ruo Gu! | Summer Palace-1 | 2006 | |
| My boyfriend, Ruo Gu. Yu Hong. | Sevgilim, Ruo Gu. Yu Hong bu da. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| Zhou Wei. He's a student here, too. | Zhou Wei bu. O da burada öğrenci. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| "Crossing the barren steppe, the night rises within you." | "Çorak toprakları arşınlarken ben, gece doluyor senin içine." | Summer Palace-1 | 2006 | |
| We see each other, right? | Anlıyorsun beni değil mi? | Summer Palace-1 | 2006 | |
| A mirror held up to the face of God. | Tanrı'nın lütfunu arkasına alan bir rejim bu. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| Protecting workers is what counts? | İşçileri korumak ne getirir sorarım sana? | Summer Palace-1 | 2006 | |
| And protecting peasants. | Köylüleri de sayalım. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| And intellectuals like you. | Senin gibi entelleri de sayalım bence. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| How did we become part of this? We have to protect ourselves. | Bizi niye kattın şimdi? Herkes kendini korumalı demek istedim. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| Can I bum a cigarette? | Bir sigara alabilir miyim? | Summer Palace-1 | 2006 | |
| Want to dance? | Dans edelim mi? | Summer Palace-1 | 2006 | |
| Don't just smoke. Come. | Sigara içmeye gelmedik. Hadi gel. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| Work it, girl. Get your classmate to dance. | Hadisene kızım, kaldır arkadaşını dansa. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| Had I not viewed my life in the light of the ideal, | Bir amacım var mıydı şu güne kadar hayatımda? | Summer Palace-1 | 2006 | |
| its mediocrity would have been unbearable. | Aleladelikti belki de yaşamı bu kadar zorlaştıran. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| That's how I saw things when we met. | Seninle tanışana kadar hep böyle düşünüyordum. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| You are my most refined friend. | Yapmacıklıktan uzak... | Summer Palace-1 | 2006 | |
| It's very simple. | ...en hakiki dostum oldun sanki. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| I knew from the moment I saw you | Seni daha ilk gördüğüm anda... | Summer Palace-1 | 2006 | |
| that we were standing on the same side of the world. | ...bu dünyaya aynı pencereden baktığımızı anladım. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| And then we talked the whole night long. | Tüm gece boyunca uzun uzadıya konuştuk sonra. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| For all that, there are troubling aspects to our relationship, | Biliyorum, ilişkimiz birçok soruna gebe gibi görünse de... | Summer Palace-1 | 2006 | |
| which can't be reduced simply to pleasure or the lack of it. | ...alacağımız hazzı kolayca azaltıp, yok edemez. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| I want to live more and more intensely. | Yaşama bağlandıkça bağlanmak istiyorum. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| because there are times when I'm clearly imposing my will on you. | ...çünkü çoğu zaman sana isteklerimi dayatacağımın farkındayım. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| If one takes desire lightly, action will be constricted. | Bir insanın düşünmeden arzulaması, hareketlere sınırlılık getiriyor. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| It was through love that I understood this. | Buna sebep olan aşk anladığım kadarıyla. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| There's no getting away from it. | Kaçışı olmayan bir olgu. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| There are only illusions. | Yalnız hayallerle kaplı. Sadece hayallerle. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| Those lethal things. | Ölüme sürükleyici şeylerle dolu. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| You look great. | Çok güzel oldun. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| The stairs. | Merdivenler... | Summer Palace-1 | 2006 | |
| This way. | Şu tarafa gidelim. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| Doesn't seem right. What's the unit number? | Oda numarası neydi? 238. Şurada gibi. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| Zhou Wei! | Zhou Wei! | Summer Palace-1 | 2006 | |
| The East Germans | Doğu Almanya'dakiler Berlin Duvarı'nı... | Summer Palace-1 | 2006 | |
| because they built the Great Wall. | ...Çin Seddi'nden dolayı en iyi Çinliler anlar diyor. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| My roommate's gone on vacation with her boyfriend. | Oda arkadaşım sevgilisiyle tatile gitti. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| To the Great Wall? | Çin Seddi'ne mi? | Summer Palace-1 | 2006 | |
| My room will be free. | Odam müsait olacak. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| Zhou Wei, you can use it if you need to do some writing. | Sakin kafayla bir şeyler yazmak istersen kullanabilirsin, Zhou Wei. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| I'm giving the key to Yu Hong. | Anahtar Yu Hong'da. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| He is the man I always dreamed of meeting. | Hep hayalini kurduğum adam o. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| It's as if I've always been waiting for him. | Bunca zaman yolunu gözlemişim sanki. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| Waiting for our encounter. | Kavuşmamızı beklemişim gibi. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| Today, my dream has become reality. | Hayalim sonunda gerçek oldu. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| But his presence frightens me. | Ama varlığı da bir yandan beni ürkütmüyor değil. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| I'm afraid of the danger he brings with him. | İçinde yatan gizli tehlikeden korkuyorum belki de. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| I'm not so afraid that I can't act. | ...hareketlerimi etkileyecek kadar büyük değil korkum. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| Because deep inside, I know he deserves my trust. | Çünkü güvenime layık olduğunu, kalbimin derinliklerinde hissediyorum. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| Zhou Wei... | Zhou Wei... | Summer Palace-1 | 2006 | |
| I want us to break up. | ...ayrılalım istiyorum. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| Because I can't leave you. | Seni terk edemiyorum da ondan. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| This plant is associated with love. It's widely know as... | Bu bitki aşk ile de bağdaştırılır. Herkesçe bilinen adıysa... | Summer Palace-1 | 2006 | |
| The reed. | ...saz. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| Is anyone familiar with the poem "Reeds"? | "Sazlık" şiirini bilen ve ezberden okuyabilecek var mı içinizde peki? | Summer Palace-1 | 2006 | |
| The reeds are deepest green | Sazlıklar bürünmüş koyu yeşile | Summer Palace-1 | 2006 | |
| The one I'm calling to Is somewhere by the water | Benim adını haykırdığım kişiyse gölde bir yerlerde | Summer Palace-1 | 2006 | |
| How is it? | Ne diyorsun? Çok güzel durdu. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| You should get circumcised. | Sünnet olmalısın bence. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| It would hurt less. | Daha az canım acır. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| My psychology tutor. | Psikoloji hocam. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| Why would he tell you that? | Neden söyledi böyle bir şeyi peki? | Summer Palace-1 | 2006 | |
| Because I slept with him. | ...onunla yattım. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| What's wrong? | N'oldu canım? | Summer Palace-1 | 2006 | |
| What's wrong? | N'oldu söylesene. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| "Sunday afternoon has passed. | "Bir pazar öğleden sonrası daha geçti gitti. | Summer Palace-1 | 2006 | |
| But I can't shake the feeling that remains after your visit. | Ama son ziyaretinin etkilerini hâlâ üzerimden atabilmiş değilim. | Summer Palace-1 | 2006 |