• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 156347

English Turkish Film Name Film Year Details
There used to be bandages in here. Buralarda yara bandı olacaktı. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Hey, why don't we try your scarf? Good idea. Hey, kaşkolunu niye kullanmıyoruz? İyi fikir. Hey, kaşkolunu niye kullanmıyoruz? İyi fikir. Hey, kaşkolunu niye kullanmıyoruz? İyi fikir. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
My pin, it's.... Rozetim, bu.... Rozetim, bu... Rozetim, bu... Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Must have happened when that falcon smashed into me. Şahin bana çarptığında olmuş olmalı. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
It was part of our nest when I was a baby. I've had it my whole life. Bu ben bebekken yuvamdan kalan bir parça. Hayatım boyunca yanımda oldu. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
It's the only thing I have left of my mother's. Annemden kalan yegane şey. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Gee, that's too bad. Allahım bu çok kötü. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
There. How's that? İşte. Nasıl oldu? Stuart Little 2-1 2002 info-icon
That's much better, thank you. Bu daha iyi, teşekkürler. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
So tell me, Stuart Little, do you actually live here? Söyle bana, Stuart Little, gerçekten burada mı yaşıyorsun? Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Oh, yeah. I'm a real Little. I'm the middle child. Oh, Evet. Bne gerçek bir Little ım. Ortanca çocuğum. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
The middle Little. Ortanca Little. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
So, where do you live? Eee sen nerede yaşıyorsun? Stuart Little 2-1 2002 info-icon
You know, here and there. You mean you don't have a home? Bilirsin orada burada. Yani evin yok? Bilirsin orada burada. Yani evin yok? Bilirsin orada burada. Yani evin yok? Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Once, we lived in a box. Well, not really a box. Önce bir kutuda yaşıyordum. Pekala, gerçek bir kutuda değil. Önce bir kutuda yaşıyordum. Pekâlâ, gerçek bir kutuda değil. Önce bir kutuda yaşıyordum. Pekâlâ, gerçek bir kutuda değil. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
It was one of those things where people keep their jewelry. İnsanların mücevherlerini sakladığı kutulardan biri. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
A jewelry box? Bir mücevher kutusunda mı? Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Yes! That's what it must have been. A jewelry box. Evet! Öyle olmalı. Bir mücevher kutusu. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
It was wonderful. Bu harika. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Well, I've taken too much of your time. I'd better go before it gets dark. Pekala, senin çok zamanını aldım. Karanlık olmadan gitsem iyi olacak. Pekâlâ, senin çok zamanını aldım. Karanlık olmadan gitsem iyi olacak. Pekâlâ, senin çok zamanını aldım. Karanlık olmadan gitsem iyi olacak. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
No, wait. You can't go out there. Not while you're hurt. You should stay here. Hayır, bekle. Oraya gidemezsin. Böyle yaralanmışken olmaz. Burada kalmalısın. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
I couldn't impose. I mean, you'd really do that for me? Yük olmak istemem. Demek istediğim, benim için yaparmısın? Yük olmak istemem. Demek istediğim, benim için yapar mısın? Yük olmak istemem. Demek istediğim, benim için yapar mısın? Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Sure, I have just the thing. I'll be right back. Tabii ki, şeyim var. Geri döneceğim. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Meanwhile, you can use my cat's bed. You have a cat? Bu arada, kedimin yatağını kullanabilirsin. Bir kedin mi var? Bu arada, kedimin yatağını kullanabilirsin. Bir kedin mi var? Bu arada, kedimin yatağını kullanabilirsin. Bir kedin mi var? Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Don't worry about Snowbell. He wouldn't hurt a fly. Snowbell i merak etme. Bir sineği bile incitmez. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Those flies really come back on you. Bu sineklerde üzerine üzerine geliyorlar. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
I try to eat right and yet I still feel bloated. O kadar yiyiyorum ama hala davul gibi şişkin hissetmiyorum. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Maybe more food will help. Belki biraz daha yiyecek yardımcı olur. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Sorry. Didn't mean to scare you! Üzgünüm. Seni korkutmak istememiştim! Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Scare me? That's a laugh. Korkutmak mı? Bu beni anca güldürür. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Hear that? That was a laugh. Duydun mu? Bu gülmeydi. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Hairball. Major hairball. Kılyumağı. Kocaman kılyumağı. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
And yet we continue to lick ourselves. Unbelievable. ve birbirimizi yalamaya devam edebiliriz. İnanılmaz. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Hey, Snowbell. Meet Margalo. She'll be staying with us for a while. Hey, Snowbell. Margalo ile tanış. Bir süre için bizde kalacak. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Staying? Are you out of your mind? Kalmak mı? Sen aklını mı kaçırdın? Stuart Little 2-1 2002 info-icon
You can't just drag stray birds in here. Do you think this is a halfway house? Yolunu kaybetmiş kuşları buraya getiremezsin. Burasının yolgeçen hanı olduğunu mu sanıyorsun? Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Look, she's filthy. Bak o kirli. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
No offense. She could have germs. Sakın savunma. Mikrop ta barındırıyordur. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
And how do you know she's not a vagrant or a thief? Get rid of her. Onun bir serseri yada hırsız olmadığını nereden biliyorsun? Kurtul ondan. Onun bir serseri ya da hırsız olmadığını nereden biliyorsun? Kurtul ondan. Onun bir serseri ya da hırsız olmadığını nereden biliyorsun? Kurtul ondan. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
We're home. Sorry we're late. Evdeyiz. Üzgünüm geç kaldık. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Little hi, Little low. Little hey, Little ho. Little hi, Little low. Little hey, Little ho. Little hi, Little low. Little hey, Little ho. Little hi, Little low. Little hey, Little ho. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
What the heck was that? Bu da ne demek? Stuart Little 2-1 2002 info-icon
That's just how we greet each other. Bu birbirimizi selamlama şeklimiz . Bu birbirimizi selamlama şeklimiz. Bu birbirimizi selamlama şeklimiz. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Nauseating is more like it. You're in for it now, missy. Daha çok Mide bulandırıcı . Sende şimdi bunun içindesin, güzelim. Daha çok Mide bulandırıcı. Sende şimdi bunun içindesin, güzelim. Daha çok Mide bulandırıcı. Sende şimdi bunun içindesin, güzelim. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Mother Little hates when animals walk in here off the street. Anne Little sokaktan gelmiş hayvanlardan nefret eder. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
When she sees this, she's going to throw a fit. Onu gördüğünde, fıttıracak. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Such a pretty little birdie. Küçük şirin kuş. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Maybe it's just my friends she hates. Belki de nefret ettikleri sadece benim arkadaşlarımdır. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
I found her. Found me? He saved my life. Ben buldum onu. Bulmak mı? Hayatımı kurtardı. Ben buldum onu. Bulmak mı? Hayatımı kurtardı. Ben buldum onu. Bulmak mı? Hayatımı kurtardı. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
From a falcon. What's that? Şahinden. O da ne? Şahinden. O da ne? Şahinden. O da ne? Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Stuart saved this little bird from a falcon. Stuart bu küçük kuşu bir şahinden kurtarmış. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
A falcon? They are fierce creatures. Bir şahin? Acımasız yaratıklardır. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Why does the city have falcons? That shouldn't be allowed. Write a letter. Neden şehirde şahin olsun ki? Buna izin verilmemeli. Mektup yazmalı. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
On the other hand, we have a hero here. Way to go, Stuart. Diğer yandan, bir kahramanımız var. Bravo, Stuart. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Hey, Dad. What? Hey, baba. Ne? Hey, baba. Ne? Hey, baba. Ne? Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Silver lining. Gümüş astar. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
It's a guy thing. Erkekler arasında olan bir şey. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Is it? O bir? Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Isn't it nice that Stuart has a friend? Stuart bir arkadaş bulmuş ne kadar güzel değil mi? Stuart Little 2-1 2002 info-icon
I don't think Stuart thinks of her as a friend. Stuart ın onu bir arkadaş olarak gördüğüne pek emin değilim. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
What do you mean? I mean he's smitten. Ne demek istiyorsun? Demek istediğim o abayı yakmış. Ne demek istiyorsun? Demek istediğim o abayı yakmış. Ne demek istiyorsun? Demek istediğim o abayı yakmış. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
He's infatuated. He's bedazzled. Sırılsıklam aşık. Afallamış. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
But he's a baby. Ama o bir bebek. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Boys start having crushes really young. Erkekler aşık olmaya baya bi gençken başlar. Erkekler aşık olmaya baya bir gençken başlar. Erkekler aşık olmaya baya bir gençken başlar. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Frederick, did you have many crushes? Frederick, senin çok aşkın varmıydı? Stuart Little 2-1 2002 info-icon
I'm still having one. Benim hala bir tane var. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
So, Margalo, can I get you anything else? Eee, Margalo, başka bir şey istermisin? Eee, Margalo, başka bir şey ister misin? Eee, Margalo, başka bir şey ister misin? Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Whip you up an omelet? Pop you a tart? Omlet? Turta? Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Stuart, I'm full. Stuart, doydum. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Full? You eat like a bird. Doydun mu? Bir kuş kadar yiyiyorsun. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Come on, Stuart, time for school. Hadi, Stuart, okul zamanı. Haydi, Stuart, okul zamanı. Haydi, Stuart, okul zamanı. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
I'm not going to school. I'm staying home to take care of Margalo. Okula gitmiyorum. Margalo ya bakmak için evde kalıyorum. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Guess again. You are going to school, and I'll take care of Margalo. Tahmin et. Okula gidiyorsun, ve Margalo ile ben ilgileniyorum. Tahmin et. Okula gidiyorsun ve Margalo ile ben ilgileniyorum. Tahmin et. Okula gidiyorsun ve Margalo ile ben ilgileniyorum. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Look both ways crossing the street... Caddeden karşıya geçerken her iki tarafa da bak... Stuart Little 2-1 2002 info-icon
...wear galoshes and, in art class, don't run with scissors. ...galoşlarını giy, resim sınıfında, makaslardan kaçma. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
I'll get your backpack. Çantanı ben getiririm. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Mothers.... You know. Anneler.... Bilirsin. Anneler... Bilirsin. Anneler... Bilirsin. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Well, I don't really know. No? Pekala, aslında bilmiyorum. Hayır? Pekâlâ, aslında bilmiyorum. Hayır? Pekâlâ, aslında bilmiyorum. Hayır? Stuart Little 2-1 2002 info-icon
See, my mom just kind of one day... Bilirsin annem bir gün baktım... Stuart Little 2-1 2002 info-icon
...wasn't there anymore. ...artık orada değildi. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
So you've been completely on your own all your life? Sende böylece hayatın boyunca tek başına kaldın? Stuart Little 2-1 2002 info-icon
You bet. I'll bet it's been scary. Haklısın. Eminim korkutucu olmuştur. Haklısın. Eminim korkutucu olmuştur. Haklısın. Eminim korkutucu olmuştur. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
No, it's been an adventure. Hayır, daha çok bir macera gibi. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
I wish I had some adventures. Ben de keşke biraz macera yaşasam. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
I'm only allowed to paint. Sadece resim yapmaya iznim var. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Hey, life is an adventure. Just walking out that door is an adventure. Hey, hayat bir maceradır.Sadece kapıdan dışarısı maceraya atılman için yeterli. Hey, hayat bir maceradır. Sadece kapıdan dışarısı maceraya atılman için yeterli. Hey, hayat bir maceradır. Sadece kapıdan dışarısı maceraya atılman için yeterli. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Come on, Stu. We're late. Hadi, Stu. Geç kaldık. Haydi, Stu. Geç kaldık. Haydi, Stu. Geç kaldık. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Go for it, kid. gayret ufaklık. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
The adventure begins. Macera başlıyor. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
That feels like enough adventure for one day. Bir gün için bu kadar macera yeter . Bir gün için bu kadar macera yeter. Bir gün için bu kadar macera yeter. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Hey, look! The Yankees won. Hey, bak! Yankee ler kazanmış. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
There we go. İşteee. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Can you say, "Walk with Mommy"? "Anneyle yürü" diyebilir misin? Stuart Little 2-1 2002 info-icon
"Mommy"? "Anne"? Stuart Little 2-1 2002 info-icon
"Walk"? "Yürümek"? Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Martha and I are going out for a bit. Can I bring you anything? Martha ve ben bir süreliğine dışarı çıkıyoruz. Sana bir şeyler getiriyim mi? Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Say, "Bye bye, birdie." "Güle güle, kuşçuk." de bakalım "Güle güle, kuşçuk." de bakalım... "Güle güle, kuşçuk." de bakalım... Stuart Little 2-1 2002 info-icon
Say, "Bye bye." Martha. Say, "Bye bye, birdie." "Güle güle." de Martha."Güle güle, kuşçuk." de "Güle güle." de Martha."Güle güle, kuşçuk." de... "Güle güle." de Martha."Güle güle, kuşçuk." de... Stuart Little 2-1 2002 info-icon
What can I say? I'm a scary guy. Ne diyebilirim? Ben korkunç bir herifim. Stuart Little 2-1 2002 info-icon
So, Margalo, you case the joint? Any valuables? Come on, thrill me. Chill me. Eee, Margalo, kutuyu hallettin mi? değerli bişeyler var mı? Hadi, şaşırt beni. Ürpert beni. Eee, Margalo, kutuyu hallettin mi? Değerli... Eee, Margalo, kutuyu hallettin mi? Değerli... Stuart Little 2-1 2002 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 156342
  • 156343
  • 156344
  • 156345
  • 156346
  • 156347
  • 156348
  • 156349
  • 156350
  • 156351
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact