Search
English Turkish Sentence Translations Page 156350
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Well, now is when I'm calling. | Pekala, aradığıma göre şimdi. Pekâlâ, aradığıma göre şimdi. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Oh, he just went in the bathroom. | Oh, az önce banyoya gitmişti. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
I think he'll be a while. He brought a magazine. | Sanırım uzun sürecek. Bir dergi aldı yanına. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Well, then, is your mother there? Hold on a second. | Pekala, o zaman, annen orada mı? Bi saniye bekleyin. Pekâlâ, o zaman, annen orada mı? Bir saniye bekleyin. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
I told her. Did she buy it? | Söyledim ona. Yedi mi? Söyledim ona. Yedi mi? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Yeah, but now she wants to speak to my mom. What will I tell her? | Evet, ama şimdi annemle konuşmak istiyor. Ne diyeceği ona? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Make something up. You're smart. | Uydur bişeyler. Sen zekisin. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
If I was smart, I wouldn't be in this situation. | Eğer zeki olsaydım, bu durumda olmazdım. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
She can't come to the phone right now. She's in the bathroom, too. | Şimdi telefona gelemeyecek. O da banyo da. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
But not the same bathroom! | Ama aynı banyo da değil! | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Just let her know I called. Thanks. Okay, Mrs. Little. | Sadece ona aradığımı söylersin. Teşekkürler. Tamam, Bayan Little. Sadece ona aradığımı söylersin. Teşekkürler. Tamam, Bayan Little. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
It's all clear. I owe you one. | Herşey tamam. Sana borçluyum. Her şey tamam. Sana borçluyum. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Now will you tell me what's going on? It's too complicated. Later. | Şimdi neler dönüyor bana söylermisin? Uzun hikaye. Daha sonra. Şimdi neler dönüyor bana söyler misin? Uzun hikaye. Daha sonra. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Little hi, Little low. | Little hi, Little low. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Little hey, Little ho. | Little hey, Little ho. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Boys home? Well, George is. | Çocuklar evde mi? Pekala, George evde. Çocuklar evde mi? Pekâlâ, George evde. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
But Stuart is rehearsing his play. Then he's sleeping over at Will's house. | Ama Stuart oyun provasında. Ve Will lerde kalacak. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
He's going without George? I think it'll give him room to grow. | George olmadan mı? Sanırım ona büyümesi için oda vermeliyiz. George olmadan mı? Sanırım ona büyümesi için oda vermeliyiz. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Oh, Stuart, we've been walking for hours. I can't take another step. | Oh, Stuart, saatlerdir yürüyoruz. Bir adım daha atamayacağım. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
You know me, I hate to be negative. But when I walk this much, I chafe. | Beni bilirsin, olumsuz olmaktan nefret ederim. Ama bu kadar yürürsem, aşınacağım. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Also, I hate to bring this up... | Ayrıca, bundan bahsetmekten nefret ederim ama... | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
...but I need to go tinky. | ...ama çiş etmeye gitmem lazım. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
How about the alley? | Arka sokağa ne dersin? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
I'm a house cat. We're fastidious creatures. | Ben bir ev kedisiyim. Biz titiz yaratıklarız. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
We don't just yell, "Bomb's away!" and go wherever we are! | Biz öyle, "Bomba geliyor!" diyerek heryerde bağıramayız! | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Oh, look, let's face it. We'll never find her. | Oh, bak, yüzleş artık. Onu asla bulamayacağız. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
If only we knew someone who really knew the city. | Keşke şehri iyi tanıyan birini tanmış olsaydık. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Yeah, someone who knows the city's disgusting underbelly. | Evet, şehrin iğrenç arka sokaklarını bilen birisi. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Who do I know that's disgusting? | İğrenç olduğunu nereden bilebilirsin ki? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Don't threaten me! What I could tell the health inspector... | Beni tehdit etme! Sağlık müfettişine söyleyeceğim tek şey... | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
...would close you down in a New York minute! | ...seni bir New York akşamında kapattırmak olacaktır! | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Monty! | Monty! | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Snowbell! What are you doing here? | Snowbell! Ne arıyorsun burada? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
We've been looking all over for you. We need your help. | Sizleri arıyordum. Yardımınıza ihtiyacım var. Sizleri arıyordum. Yardımınıza ihtiyacım var. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Hey, Snow, are you two still friends or can I eat him? | Hey, Snow, siz ikiniz hala arkadaşmısınız değilseniz onu yiyebilir miyim? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
No, Monty, you can't eat him. Please. | Hayır, Monty, onu yiyemezsin. Lütfen. Hayır, Monty, onu yiyemezsin. Lütfen. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
No! Now, pay attention. | Hayır! Şimdi, dikkatini bana ver. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
What do you know about a bird called Falcon? | Şahin denen kuş hakkında neler biliyorsun? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Falcon? Oh, that's a bad guy. You don't want to fool with him. | Şahin mi? Oh, şu kötü herif. Onunla bulaşmak istemezsin. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Where would we find him? | Onu nerede bulabiliriz? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
You don't want to find him. | Onu bulmak istemezsin. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
You don't want anything to do with him. Trust me. | Onunla hiçbişey yapmak istemezsin. Güven bana. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
He'd eat you so fast you'd be falcon poop before you could yell for help. | Seni o kadar hızla yer ki, sen yardım için bağırana kadar bi bakmışsın şahinin kıçındasın. Seni o kadar hızla yer ki, sen yardım için... | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Falcons are vicious. | Şahinler acımasızdır. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
They grab you by your neck and carry you so high, you can't even see the ground. | Seni boynundan yakalarlar ve seni öyle yukarıya çıkarır ki, yeri bile göremezsin. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Then they drop you. And when you land, they drink what's left through a straw. | Sonra da seni atar ve sen yere düştüğünde, bir kamışla senden geriye ne kalmışsa içer. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Snowbell, are you all right? | Snowbell, sen iyi misin? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Oh, yeah. In fact, good news: | Oh, evet. Aslında, iyi haber: | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
I no longer need a litter box. | Artık bir çöp kutusuna ihtiyacım yok. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Mop up on aisle three. | Koridor üçte paspas olacağız. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Stu, listen. This whole thing has been a groove and a gas... | Stu, dinle. Tüm bunlar harika... | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
...but it's important to know when the fun's over. | ...ama bilmen gereken önemli olan şey artık eğlence bitti. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
You don't want to be that last pathetic person who leaves a party. | Partiyi terkeden son hasta kişi sen olmak istemezsin. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
I told you. I'm not giving up. We're going to find the falcon. | Sana söyledim. Vazgeçmem. Şahini bulacağız. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
All right, then. It's your funeral. | Tamam, öyleyse. Bu, senin cenazen. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Okay, listen. Listen carefully. | Tamam, dinle. Dikkatle dinle. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
The falcon lives across the park... | Şahin parkın oralarda yaşıyor... | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
...at the very tiptop of the Pishkin Building. | ...Pishkin Binasının en uç noktasında. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Not many people go up there. And even fewer return. | Oraya fazla kimse gitmez. Gidenlerin de pek azı geri döner. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Well, here we are, Snowbell. This is it. | Pekala, işte buradayız, Snowbell. Bu kadar. Pekâlâ, işte buradayız, Snowbell. Bu kadar. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
"Salmon, catfish, tuna." | "Somon, kedibalığı, Ton balığı." | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Why do they taunt me? | Niye benimle alay ediyorlar? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
How can you think of food at a time like this? Stay on track, will you? | Böyle bir durumda nasıl yiyecek düşünebiliyorsun? İz üstündeyiz değil mi? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
I'm nervous. When I'm nervous, I eat. | Sinirliyim. Ne zaman sinirli olsam yemek yerim. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Because I know in my growling gut if anything happens to you, I'll be blamed. | Çünkü midem gurulduyor eğer sana bişey olursa beni suçlayacaklar. Çünkü midem gurulduyor eğer sana bir şey olursa beni suçlayacaklar. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
I'm sure they already know we're gone and plan to replace me with a hamster. | Eminim gittiğimi öğrenmişlerdir ve benim yerime bir hamster ı koymayı planlıyorlardır. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Don't worry. George has us covered. | Takma kafana. George bizi idare edecektir. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
George? George doesn't know poop from applesauce. | George mu? ve bunu büyük bir içtenlikle söyleyebilirim George mu? Ve bunu büyük bir içtenlikle söyleyebilirim... | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
And I say that with a great deal of affection. | George elma püresini bile idare edemez. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Hello, Little residence. Oh, George. I'm glad you answered. | Merhaba, Little malikanesi. Oh, George. Cevap verdiğine sevindim. Merhaba, Little malikanesi. Oh, George. Cevap verdiğine sevindim. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Who is it? Can you speak louder? | Kim o? Yüksek sesle konuşabilirmisin? Kim o? Yüksek sesle konuşabilir misin? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
George, it's me, Stuart. | George, benim, Stuart. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Where are you? How are you? Did you find her? Are you all right? How's Snowbell? | Nerdesin? Nasılsın? Onu buldun mu? iyimisin? Snowbell nasıl? Nerdesin? Nasılsın? Onu buldun mu? İyi misin? Snowbell nasıl? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
When'll you be home? Mom and Dad are asking lots of questions. | Ne zaman evde olacaksın? Annem ve babam bir sürü soru soracak. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
I only have a second. I just want you to know that we're on the trail... | Sadece bir saniyem var. Bilmeni isterim ki iz üstündeyiz... | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
...and with any luck, we'll be home by dinner. And, George... | ...ve biraz şanslıysak, akşam yemeğinde evde olabiliriz. Ve, George... | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
...thanks for covering for me. Sure. | ...Teşekkürler beni koruduğun için. Tabii ki. ...Teşekkürler beni koruduğun için. Tabii ki. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
But where are you? | Ama sen neredesin? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Now, listen closely. We're at the Pishkin Building. | Şimdi, beni iyi dinle. Biz Pishkin Binasındayız. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Please deposit $0.35 for the next five minutes. | Lütfen sonraki beş dakika için $0.35 deposit atın. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Snowbell, I need more change. What do I look like, a fanny pack? | Snowbell, daha fazla bozukluğa ihtiyacım var. Neye benziyorum ben cüzdana mı? Snowbell, daha fazla bozukluğa ihtiyacım var. Neye benziyorum ben cüzdana mı? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Are you still there? | Hala oradamısın? Hala orada mısın? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Is that Stuart? | O Stuart mı? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Let me think. Yeah. | Düşüneyim. Evet. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
I thought he was coming home. | Eve geleceğini sanıyordum. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
He is. Later. He and Will just need to rehearse some more. | Öyle. Daha sonra. O ve Will in biraz daha prova yapması gerekmiş. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
In fact, I just left him at Will's. | Aslında, onu Will lerde bıraktım. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Hello, Mrs. Little. Is George home? | Merhaba, Bayan Little. George evde mi? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Will, I found it! Found what? | Will, Onu buldum! Neyi buldun? Will, Onu buldum! Neyi buldun? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
The calculator. The calculator? | Hesap makinesini. Hesap makinesini mi? Hesap makinesini. Hesap makinesini mi? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Will, where's Stuart? | Will, Stuart nerede? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
It's okay. She knows about the play. | O sorun değil. Oyunu biliyor. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
It's supposed to be a surprise. | Sürpriz olması gerekiyordu. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
I had to tell her so she'd know Stuart's at your house. We're going back there. | Ona söylemek zorundaydım ve o Stuart ın sizin evde olduğunu biliyor. Geri döneceğiz. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Oh, yeah. Right. It's going to be great. | Oh, Evet. Haklısın. Harika olcak. Oh, Evet. Haklısın. Harika olacak. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
I just need to get the calculator? | Sadece hesap makinesine ihtiyacım var? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
To figure out how long to rehearse. It's a very complicated play. | Bir prova ne kadar uzun olabilir ki. Çok karmaşık bir oyun. Bir prova ne kadar uzun olabilir ki. Çok karmaşık bir oyun. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Come on. Let's go. See you later, Mrs. Little. | Hadi. Gidelim. Görüşürüz Bayan Little. Haydi. Gidelim. Görüşürüz Bayan Little. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
George, don't forget you two have a soccer game later. | George, daha sonra bir futbol maçınız olduğunu unutma. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
We'll meet you there! | Orada buluşuruz! | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |