Search
English Turkish Sentence Translations Page 156351
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I can't handle this. I'm too stressed. All this lying. I've never lied before. | Bunu beceremeyeceğim. Çok gerginim. Tüm bu yalanlar. Daha önce hiç yalan söylememiştim. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
That's why she believes you. | O yüzden zaten sana inanıyor ya. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Boy, are we in trouble. "We"? | Oğlum, başımız dertte mi?. "Bizim mi"? Oğlum, başımız dertte mi? "Bizim mi"? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Yeah, "we." He didn't spend the night rehearsing at my house. | Evet, "biz" O geceyi bizde prova yaparak geçirmedi ya. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
What are you planning to do, Mighty Mouse, scale the wall? | Ne yapmayı planlıyorsun, Süper fare, duvara mı tırmanacaksın? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
I'll think of something. | Bişeyler düşüneceğim. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
So long, Snowbell! | Görüşürüz, Snowbell! | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
You've got guts, kid. | Baya cesursun evlat. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Guts and spunk. | Cesaret ve yürek. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Not to mention moxie. | Korkusuzluktan bahsetmiyorum bile. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
You've got guts, spunk and moxie. | Cesur, yürekli ve korkusuzsun. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
All right, Falcon. Hand her over and nobody gets hurt. | Pekala, Şahin. Bırak onu ve kimsenin canı yanmasın. Pekâlâ, Şahin. Bırak onu ve kimsenin canı yanmasın. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
I came for my friend Margalo. lfyou've hurt her, I'll | Arkadaşım Margalo için gelmiştim. Eğer onu incittiysen, Seni Arkadaşım Margalo için gelmiştim. Eğer onu incittiysen, Seni... | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
You'll what? Tell me right now. Is she all right? | Ne yaparsın? Söyle bana şimdi. O iyi mi? Ne yaparsın? Söyle bana şimdi. O iyi mi? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Why not ask her yourself, Whiskers? | Neden ona kendin sormuyorsun, Bıyıklı? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Margalo, run! | Margalo, kaç! | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Fly away while I've got him covered. What are you waiting for? | Ben onu oyalarken uç git. Neyi bekliyorsun? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
This kid's priceless. Tell me, Cheese face, does this sound familiar? | Bu çocuklar paha biçilmez. Söyle bana, Peynir suratlı, bu ses tanıdık geliyor mu? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
"Oh, my wing. I don't think I can fly." | "Oh, kanatlarım. Uçabileceğimi sanmıyorum." | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
I can't drill through the wood. She scammed you. She played you like a harp. | Ben ağaçları delemem. Seni kandırdı. Bir oyuncak gibi oynadı seninle. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Margalo, what does he mean? | Margalo, ne demek istiyor? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Okay, now it's getting sad. Maybe this will clear things up. | Tamam, Şimdi üzücü olan kısma geliyoruz. Belki de bu herşeyi açıklar. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
My mom's ring. | Annemin yüzüğü. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
I'm so sorry. I never wanted to hurt you. | Çok üzgünüm. Seni asla incitmek istememiştim. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
But, Margalo, why? | Fakat, Margalo, neden? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Don't be upset, Mouse boy. | Sinirlenme, fare çocuk. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
She has conned smarter than you. Or did you think you were special? | Senden daha zeki olduğu kesin. Yada kendini özel mi sanmıştın? Senden daha zeki olduğu kesin. Ya da kendini özel mi sanmıştın? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
A real friend? | Gerçek bir arkadaş ha? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
I didn't lie about that, Stuart. | Bu konuda yalan söylemedim, Stuart. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
You are my friend. | Sen benim arkadaşımsın. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Oh, yes, she is. | Oh, evet, gidiyor. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Was that your best shot? Now, let me show you mine. | Bu en iyi atışınmıydı? Şimdi, sana benimkini göstereyim. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Don't hurt him, Falcon! | Ona zarar verme Şahin! | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
I won't hurt him. The sidewalk will! | Onu incitmeyeceğim. Bu işi kaldırım yapacak! | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Can't we talk this over? | Bunu konuşamaz mıyız? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
No! Stuart! | Hayır! Stuart! | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Let me go! No, Falcon! | Bırak gideyim! Hayır, Şahin! | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
A few days in here should provide you with an attitude adjustment. | Burada geçirdiğin birkaç gün davranışlarının düzelmesinde etkili olacaktır. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
I'll bet something terrible has happened. The Littles will kill me. | İddiaya girerim kötü şeyler oldu. Little lar beni öldürecek. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
I know, I'll bring home another mouse in a snazzy outfit... | Biliyorum, eve böyle bir kıyafeti olan başka bir fare götüreceğim... | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
...teach him to drive a sports car and pass him off as Stuart. | ...ona araba kullanmasını öğretip ve onu Stuart ın yerine geçireceğim. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Who am I kidding? I have to get up there. But how? | Kimi kandırıyorum ben? Yukarıya çıkmam lazım. Ama nasıl? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
I hope I live to regret this. | Umarım pişman olmam. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Stuart? Yoo hoo? | Stuart? Yoo hoo? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Come out, come out wherever you are. | Dışarı gel, her neredeysen dışarı çık. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Please don't jump out from behind anything. | Lütfen bişeylerin arkasından fırlama. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Remember, I have a strong stomach but a very weak heart. | Hatırlarsan güçlü bir midem fakat zayıf bir kalbim var. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Here, Mousie Mousie. | İşte, Mousie Mousie. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Snowbell? Is that you? Is that really you? | Snowbell? Sen misin? Bu gerçekten sen misin? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Margalo? Where are you? ln the can. | Margalo? Neredesin? Kutuda. Margalo? Neredesin? Kutuda. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Oh, okay. I'll wait. | Oh, Tamam. Bekliyorum. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
No, in the paint can. | Hayır, boya kutusunda. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Why are you in there? Is this some kind of trick? | Niye oradasın? Bu da bi çeşit hile mi? Niye oradasın? Bu da bir çeşit hile mi? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Just get me out. | Sadece beni çıkar buradan. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Is Stuart in there, too? | Stuart ta oradamı? Stuart ta orada mı? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
No, Snowbell, he's dead. | Hayır, Snowbell, o öldü. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
What? Stuart is dead? | Ne? Stuart öldü mü? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Falcon killed him. | Şahin öldürdü onu. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
No. He can't be, he's.... | Hayır. yapamaz, o.... Hayır. Yapamaz, o... | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
I was supposed to protect him. | Onu korumam gerekiyordu. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
I wish it was me who had been killed. | Keşke onun yerine ben ölseydim. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
No. But I am very unhappy! | Hayır. Ama çok mutsuzum! | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Oh, dear. I'm dumped on a boat. | Oh, tatlım. Bir kayığa düştüm. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
I'm on a garbage barge. I got to get off. | Bir çöp teknesine. Buradan çıkmam lazım. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Hello there! | Merhaba millet! | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
I'm over here! On the barge! Can you hear me? | Ben buradayım! Teknede ! Beni duyabiliyormusunuz? Ben buradayım! Teknede! Beni duyabiliyormusunuz? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
I'm not supposed to be here! | Burada olmamam gerekiyordu! | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
I need to get off! | Buradan çıkmam gerek! | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Rita, hi. I was in the neighborhood. I thought I'd get the boys. | Rita, selam. Geçiyordum da. Düşündüm ki çocukları alıyım. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
George and Will? George and Stuart. | George ve Will mi? George ve Stuart. George ve Will mi? George ve Stuart. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
George is here, but I haven't seen Stuart. | George burada, ama Stuart ı görmedim. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
But he slept here last night. | Ama dün gece sizde kalmıştı. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
What are you going to do now? | Şimdi ne yapıyoruz? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Which way's Canada? | Kanada hangi tarafta? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
This is terrible. | Bu çok berbat. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
I know a Little is supposed to always see a silver lining. | Biliyorum bir Little hep bir gümüş astar görmek ister. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Maybe this means I'm not really a Little. | Belki de bu benim gerçek bir Little olmadığım anlamına geliyor. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Maybe I'm just Stuart Nobody. | Belki de ben Stuart Hiçkimse yim. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Stuart Nothing. | Stuart Hiçkimse. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
There is no silver lining! | Gümüş astar diye bişey yok! Gümüş astar diye bir şey yok! | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Oh, no. What have I done? | Oh, Hayır. Ben ne yaptım? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
My plane! | Uçağım! | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
The silver lining! This is it! | Gümüş astar! İşte bu! | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
All right, George, where is he? And this time, the truth. | Pekala, George, o nerede? ve bu sefer gerçeği lütfen. Pekâlâ, George, o nerede? Ve bu sefer gerçeği lütfen. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
It is never okay to lie to your parents. | Ailene yalana söylemek asla iyi bişey değildir. Ailene yalana söylemek asla iyi bir şey değildir. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Is it okay to break a promise to your brother? | Ya kardeşine verdiğin bir sözu tutmamak? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
It's wrong to promise your brother you'll lie to your parents. | Kardeşine söz vermen ailene yalan söylemen anlamına gelmiyor. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Listen to the tone of my voice. Tell us where Stuart is. | Sesimin tonunu dinle. Şimdi bize Stuart nerede söyle. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
It was a promise. Brother to brother. | Bu bir sözdü. Kardeşin kardeşe verdiği. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
George, I understand. I have a brother. | George, anlıyorum. Benim de bir kardeşim var. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
But if he was in danger, that would matter more to me than the promise. | Ama o eğer tehlikedeyse, bu beni bir sözden daha fazla ilgilendirir. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
How would we all feel if anything happened to Stuart? | Eğer Stuart a birşey olursa hepimiz neler hissederiz? Eğer Stuart a bir şey olursa hepimiz neler hissederiz? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
He's at the Pishkin Building. | Pishkin Binasında. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Dad. What? | Baba. Ne? Baba. Ne? | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Am I in trouble? No, son. You're in big trouble. | Başım belada mı? Hayır, oğlum. Büyük belada. Başım belada mı? Hayır, oğlum. Büyük belada. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Mom, Dad, I'm really sorry. You should be. | Anne, baba gerçekten üzgünüm. Olmalısın da. Anne, baba gerçekten üzgünüm. Olmalısın da. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
For all we know, Stuart could be out there now, lying face down with his | Hepimizin bildiği gibi, Stuart şimdi orada, yerde dümdüz yatıyor olabilir Hepimizin bildiği gibi, Stuart şimdi orada, yerde dümdüz yatıyor olabilir... | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Or, he could be fine. We don't have to assume the worst. | Yada iyi de olabilir. En kötüsünü düşünmek zorunda değiliz. Ya da iyi de olabilir. En kötüsünü düşünmek zorunda değiliz. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
After all, it's not the Little way. | Herşeyden önce, bu bir Little ın izleyeceği yol değil. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |
Yes, you're right. He could be puttering home right now in his shiny little car. | Evet, haklısın. Küçük parlak arabasında evde dolanıyor olabilir. | Stuart Little 2-1 | 2002 | ![]() |