Search
English Turkish Sentence Translations Page 155963
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
found a follower in a young skier from western Canada named Eric Pehota. | Batı Kanada'dan yeni bir kayakçıyı cezbetmişti. Eric Pehota. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
You know, back then I didn't have kids. I didn't have a wife. | O zamanlarda çoçuklarım yoktu. Karım yoktu. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
It was me, me, I, I, me, me, right? | Sadece ben vardım. Ben, kendim, kendim. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
You know, you just keep stepping it up. | daha fazlasını yapmaktan başka şey düşünmeden. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
You just wanted to keep pushing it and see how big and steep you could go, | Hep zorlamak isteyerek, daha ne kadar büyük, ne kadar dik olabilir diyerek, | Steep-1 | 2007 | ![]() |
without killing yourself. | tabi kendimi öldürmeden. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
You can see the log and slosh right there, right? | Bu küçük ve sulu karı görüyormusunuz? | Steep-1 | 2007 | ![]() |
It's the ultimate paradox, | Bu ölümcül bir paradoks. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
the closer you come to dying, the more alive you feel. | Ölüme ne kadar yaklaşırsan ölüme o denli yakın hissedersin. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
And that's so true. | Doğru olan bu. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
You know, if you just sit around on a couch and watch TV. | Bilirsiniz sadece kanepede oturup TV izlemek. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
How can you appreciate that cold beer, | soğuk bir birayı yada büyük bir pirzolayı, | Steep-1 | 2007 | ![]() |
or that nice, big, hearty steak and this and that? | şunu,, bunu nasıl takdir edebilir siniz? | Steep-1 | 2007 | ![]() |
But you eat soup, and live in a cold, icy environment for two, three weeks, | Ama iki, üç hafta çorba içip soğukta yaşarsanız, buzların arasında gezinirseniz, | Steep-1 | 2007 | ![]() |
and, man, you get back, and that's the best burger | geriye döndüğünüzde yediğiniz hayatınızdaki en güzel hamburgerdir. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
you've ever had in your life and the coldest, warmest... Doesn't matter, | ve en soğuk, ve en sicak... Hiç farketmez. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
that beer could be piss warm, | Biranın sidik gibi olması, | Steep-1 | 2007 | ![]() |
and it'll be the nicest beer you've had in your life. | ömrünüzün en güzel birasının tadına varırsınız. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
I tell you that right now. | Bunu rahatlıkla söylüyorum. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
Can't breathe, eh? We should get back to the truck. | Nefes alamıyor musun? Kamyona geri gönelim. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
It's my life, right. You know, it's something I've done all my life. | Bu benim hayatım. Yani tüm yaşamım boyunca yaptığım bir şey | Steep-1 | 2007 | ![]() |
And I pass it on to my kids. | ve çoçuklarıma aktarıyorum. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
Pehota, like Vallencant, like Baud, like de Benedetti, | Pehota'da Vallencant gibi, Baud gibi, Benedetti gibi, | Steep-1 | 2007 | ![]() |
risked skiing where no one had skied before. | hiç kimselerin kayamadığı yerlerden kayma riskini aldı. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
During the 1980s, Eric was the first to ski dozens of peaks | 1980'lerde Eric içlerinde sıra dağların en yüksek zirvesi | Steep-1 | 2007 | ![]() |
in the coast range of British Columbia, | olan Mount Waddington'un bulunduğu, | Steep-1 | 2007 | ![]() |
including the first ski descent of the highest peak in the range, | British Colombia'nın sahil tarafında yer alan düzinelerce zirveden, | Steep-1 | 2007 | ![]() |
Mount Waddington. | kayan ilk kayakçı oldu. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
I've lost a few friends, really close friends, you know, | Kendim için seçtiğim bu hayat yolunda gerçekten yakın, | Steep-1 | 2007 | ![]() |
almost like blood brother type friends, | neredeyse öz kardeşim gibi gördüğüm, | Steep-1 | 2007 | ![]() |
in this kind of life I guess I've chosen for myself. | yakın arkadaşlarımı yitirdim. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
But, you know, I guess I've learned to accept that. | Ama şu var, sanırım bunu kabullenmeyi öğrendim. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
When you ski big mountains in an uncontrolled environment | Büyük dağların kontrolsüz alanlarından kaymak, | Steep-1 | 2007 | ![]() |
and on a full time basis, you"re going to see death | tam zamanlı işiniz olduğunda ölümü göreceksiniz elbette. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
and you may succumb to it yourself, right? | Üstelik siz de yenik düşebilirsiniz, değil mi? | Steep-1 | 2007 | ![]() |
Pehota's closest friend and frequent ski partner | Trover Petersen Pehota'nın yakın arkadaşı ve kayak partneri | Steep-1 | 2007 | ![]() |
was a skateboarder and skier named Trevor Petersen. | olan kayakçı ve kayaçısıydı. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
Petersen died in an avalanche in Chamonix in 1996. | Petersen 1996'da Chamonix'deki çığ felaketinde yaşamını yitirdi. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
But in the 1980s, he and Eric were inspired | Ancak 1980'lerde o ve Eric Patrick Vallencant ve Anselme Baud | Steep-1 | 2007 | ![]() |
by the partnership of Patrick Vallencant and Anselme Baud. | ortaklarından ilham almışlardı. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
Trevor Petersen was a big influence on my ski mountaineering. | Trevor Petersen 'ın benim dağ kayakçılğımda çok büyük etkisi vardır. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
He had a really magical psyche for the mountains. | Dağlar için kusursuz bir ruhu vardı. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
And he had this gift of just getting me psyched and pumped as well. | Ve benimde ruhumu değiştirebilme yeteneğine sahipti. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
Trevor knew quite a bit of background on the French extreme skiing. | Trevor Fransız ekstrem kayakçılğı konusunda çok derin bilgiye sahipti. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
He had a book. I think it was written by Anselme Baud | Bir kitabı vardı. Sanırım Anselme Boud'un yazdığı | Steep-1 | 2007 | ![]() |
on first descents in the French Alps. | Fransız Alpleri'nde yapılan ilk inişler ile ilgili. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
And Trev started filling me in and showing me pictures and, you know, | Trev kanıma girmeye, bana resimler başladı. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
I was just awestruck at what these guys were doing on skis | O adamlar kayaklar üzerinde yaptıklarından çok etkilendim. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
and I said, "l want to do that." | " Ben de yapmak istiyorum ." dedim. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
In the "80s, Trevor and Eric | 80'lerde Trevor ve Eric | Steep-1 | 2007 | ![]() |
basically pioneered ski mountaineering in western Canada. | batı Kanada'da dağ kayakçılığının öncülüğünü yaptılar. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
They were the guys who put down most of the first descents, | İlk inişleri yapan onlardı, | Steep-1 | 2007 | ![]() |
who taught an entire generation of western Canadians | Batı kanadalı bir kuşağa arka bahçelerinde de | Steep-1 | 2007 | ![]() |
what could be done in their backyard. | yapabileceklerini gösterdiler. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
They just got after it in ways more so than anybody did in the States | Birleşik Amerika'da kimsenin yapamadığı kadar sıkıca bağlandılar bu işe | Steep-1 | 2007 | ![]() |
and created a body of ski work that is really unprecedented. | ve daha öncesi olmayan büyük işler koydular ortaya. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
Me and Trevor always kind of had the same goal. | ben and Trevor hep aynı amaç için yaşadık. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
We seemed to focus on the same thing that was the big objective in the area, | Hep aynı şeye odaklandık, Alandaki büyük amaca. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
the big peak and the big run. | Büyük zirve ve büyük iniş. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
Maybe not the raddest run in the range, but just the big peak and the line off it. | En manyak iniş değil belki büyük zirve boyunca onu eteğe bağlayan hat. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
We were both driven to do that. | Bunu yapmaya ikimiz de hazırdık. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
I think that's kind of how we became really close. | Sanırım bu bizim yakınlaşma sebebimizdi. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
To share that moment with somebody and you know, work towards | O anı biriyle paylaşmak ve bilirsiniz, bir amaç uğruna | Steep-1 | 2007 | ![]() |
a goal and then achieve that goal. | çabalamak ve amaca ulaşmak. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
And to actually share that with your best friend is, you know, | Bunu en iyi arkadaşınızla paylaşmaksa, gerçekten, | Steep-1 | 2007 | ![]() |
a feeling that, you know, I can't really describe. | anlatması oldukça güç bir duygu. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
It's just such a great feeling, really. | İnanılmaz güzel bir his aslında. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
In the early 1980s, few American skiers were even aware | 1980'lerin başında pek çok amerikalının Chamonix dağlarında | Steep-1 | 2007 | ![]() |
of the kind of skiing taking place in the mountains around Chamonix. | yapılan kayak tarzından haberi bile yoktu. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
Most American skiers had never heard of extreme skiing. | Pek çok amerikalı kayakçı ekstrem kayakçılığını duymamıştı. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
In 1988, that began to change. | 1988 yılında bu durum değişmeye başladı. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
Steep skiing in big mountains found an unlikely American pitchman. | Yüksek dağlardan yapılan dik kayak Amerika'da ilginç bir kimlik buldu. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
His name was Glen Plake. | Bu kişi Glen Plake'ti. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
I grew up in South Lake Tahoe, which was considered kind of a rat hole | Ben Güney Tahoe Gölü'nde büyüdüm ki orası bir kayakçı için | Steep-1 | 2007 | ![]() |
of a place to be a snow skier. | fare deliği denebilecek bir yerdir. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
You know, I was definitely an oddball. I was an outcast. | Yani, kesinlikle tuhaf biriydim. Bir serseriydim. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
Like anybody else, you grow up raising Cain and sometimes you get caught. | Herkes gibi oraya buraya sataşarak yaşarsın ve bazende yakalanırsın. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
Few people would have guessed that a former juvenile delinquent | Az sayıda sicili olan insan eski bir serserisinin | Steep-1 | 2007 | ![]() |
with a criminal record would become skiing's most recognizable icon. | kayak sprounun neferlerinden biri olacağını düşünebilir. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
Everything I have in my life is from skiing, everything. | Sahip olduğum herşey kayak spronudan, herşey. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
Every dollar I've ever earned is from skiing, every dollar. | Kazandığım her dolar kayaktan, her dolar. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
That's it. It's what I do. | Bu kadar. Bu benim işim. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
Glen Plake's star began to rise in 1988 when he appeared | Glen plake'in yıldızı 1998 yılında oynadığı sıradışı | Steep-1 | 2007 | ![]() |
in an unconventional, irreverent ski movie called | küstah kayak filmi The Blizzard Of AHHHH's | Steep-1 | 2007 | ![]() |
The Blizzard of AAHHH's. | filmi ile parladı. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
Okay, if you thought skiing was skiing and there was a certain sameness to it all, | Tamam. Kayak kayaktır ve hepsi aynıdır diye düşünüyorsanız, | Steep-1 | 2007 | ![]() |
I suggest you buckle your breakfast seatbelt because what we're about to show you | yolluğunuzu alıp kemerinizi bağlamanızı tavsiye ederim; | Steep-1 | 2007 | ![]() |
is something called extreme skiing. | görmek üzere olduğunuz şey ekstrem kayak. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
It lacks only a disclaimer that you not try this on your own. | Gördüklerinizi kendi başınıza denemeye kalkmayın uyarısı yok. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
We assume your sense of self preservation will tell you that. | Bunu kendinizi koruma içgüdünüzün zaten söyleceğiniz varsayıyoruz. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
Extreme skiing is virtually outlawed in this country, | Ekstrem kayak bu ülkede neredeyse yasa dışı, | Steep-1 | 2007 | ![]() |
where insurance companies and promoters fear the worst. | sigorta şirketlerinin ve sponsorlarının korkulu rüyası. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
So these days extreme skiing is centered in France | Dolayısıyla ekstrem kayağın günümüzdeki merkezi Fransa | Steep-1 | 2007 | ![]() |
where the concept of recovery for ski injuries is laughed at. | kayak sakatlıklarından ötürü iyileşme kavramına gülüp geçildiği yer. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
Out of bound skiers have no sanctioned competitions, | Çizgi dışı kayakçılar için turnuvalar düzenlenmese de | Steep-1 | 2007 | ![]() |
but most arguments advance veteran Scot Schmidt as America's best. | çoğu kişi Scot Schmidt'in Amerika'nın en iyisi olduğunda birleşiyor. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
Lately, though, he is being challenged | Ancak şimlerde kendisine meydan | Steep-1 | 2007 | ![]() |
by newcomer Glen Plake, the man with the Mohawk. | okuyan yeni bir isim var, Mohikan saçlı Glen Plake. | Steep-1 | 2007 | ![]() |
He now lives in France where he earns a living | Fransa'da yaşıyor ve yaşamını bakış açısı kamerası | Steep-1 | 2007 | ![]() |
by wearing a point of view camera to make ski movies like this one. | takıp, buna benzer kayak hareketleri yaparak kazanıyor. | Steep-1 | 2007 | ![]() |