Search
English Turkish Sentence Translations Page 155937
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| My lawyer quit. They really got it rigged real good. | Avukatım işi bıraktı. Bu işi iyi bayağı bir hile ile yönettiler. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| You spend what little you have left to defend what little you have left. | Elinde azıcık kalanı savunmak için elinde azıcık kalanı harcıyorsun. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| l'm completely broke. What are you talking about? | Beş param yok. Neden bahsediyorsun? | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| They are gonna repossess everything l own, | Sahip olduğum her şeyi geri alacaklar... | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| and my future earnings, unless l come up with a huge settlement now! | ...ileride kazanacaklarımı da, tabii hemen dev bir anlaşma yapmazsam! | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| What about your investments? The market's how l got into this mess. | Yatırımcıların ne oldu? Nasıl pislik bir piyasaya bulaşmışım. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| We're gonna have to keep this under wraps as long as we can. | Elimizden geldiğince bunu gizli tutacağız. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| lf this gets out, the studio execs, they'll know you're desperate. | Ortaya çıkarsa, stüdyo idarecileri çaresiz olduğunu öğrenir. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| l can't guarantee anything right away. | Şu anda sana hiçbir şeyi garanti edemem. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| How did you get in here? l told you l'd meet you outside. | Nasıl girdin içeri? Dışarıda buluşuruz demiştim. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| There's no lock made that could keep me out, Fred, you know that. | Beni dışarıda bırakacak bir kilit yapılmadı daha, Fred, biliyorsun. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| Why did you call? Why do you think l called? | Neden aradın? Neden olabilir? | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| l wanted to see my old jailhouse pal. | Eski mahpushane arkadaşımı görmek istedim. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| Hey, l've got a job for you. | Hey, sana göre bir işim var. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| l'm required by my parole officer to inform all future employers | Şartlı tahliye memurum gelecekteki işverenlere ağır bir suçtan mahkum edilip... | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| that l have been convicted of a felony | ...Federal bir kurumda hapis yattığımı... | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| and l've done time in a Federal institution. | ...bildirmemi talep ediyor. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| But l'm totally rehabilitated now. | Ama artık tamamen rehabilite edildim. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| Well, it does my heart good to know that our jail system worked so good. | Hapishane sistemimizin çok iyi çalıştığını öğrendiğime sevindim. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| You're hired. l want to show you something. Sit down. | İşe alındın. Sana bir şey göstermek istiyorum. Otur. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| l've been tracking her for a couple of days. | Birkaç gündür onu izliyorum. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| l've been in her house and l know the code to the alarm system. | Evine gittim, alarm sisteminin şifresini biliyorum. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| ls it safe on the premises? | Evde kasa mı var? | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| lt's not a robbery. | Soygun değil. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| We're stealing something else. | Başka bir şey çalıyoruz. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| You mean her? | Kadını mı diyorsun? | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| Yeah. A kidnapping? | Evet. Adam kaçırma mı? | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| You'll get the FBl up your ass in five minutes. | Beş dakikada FBI'ı kıçına dayanmış bulursun. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| So, how much ransom you going for? | Ne kadar fidye isteyeceksin? | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| We get more another way. | Başka yolla daha çok alacağız. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| When it sounds too good to be true, it usually is. l learned that in jail. | Gerçek olamayacak kadar hoşsa, genelde değildir. Hapiste öğrendim. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| Oh, Brad! You're getting cynical in your old age, my friend. | Brad! İnsan yaşlanınca küçümseyici oluyor dostum. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| Charming rich ladies out of credit cards and savings accounts? | Kredi kartı ve tasarruf mevduatı olmayan zengin leydiler? | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| That's what you did time for. Yeah. | Bunun için hapis yattın. Evet. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| lt's a big jump from lounge lizard shit to snatching movie stars, Fred. | Bar hovardalığından film yıldızı kapmaya atlamak zor iş, Fred. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| if l wasn't sure about this, l never would've called you. | Bundan emin olmasaydım, seni hiç çağırmazdım. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| l want you to meet my partner. | Ortağımla tanışmanı istiyorum. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| l steer, but he makes it go. | Dümen bende, ama hareketi o sağlıyor. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| Put that gun away. | Silahı ortadan kaldır. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| Okay. l'll let him convince me. You're doing a shim job of it. | Peki. Beni ikna etsin. Çünkü boktan bir iş yapıyorsunuz. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| Oh, don't be so cynical. | O kadar küçümseyici olma. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| So l take it you like Iost causes? | Ümitsiz vakaları seviyorsun ha? | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| Walt, this is the guy l told you about. | Walt, sana bahsettiğim arkadaş bu. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| He can get into any place, any time. | Her zaman her yere girebilir. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| Brad Vorman, Walt Gearson. The only real genius l ever met. | Brad Vorman, Walt Gearson. Hayatımda tanıdığım tek hakiki dahi. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| Hey, sorry. My hands are kind of wet. | Merhaba, affedersin. Ellerim bayağı ıslak. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| l see it's not going to be Iove at first sight. | Anladım, ilk bakışta aşk olmayacak. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| Let me know when he does something smart. | Bu adam akıllı bir şey yapınca haberim olsun. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| Come on! Let him show you. | Yapma! Bırak sana göstersin. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| What, like a dog and pony show? | Nasıl, işportacılar gibi mi? | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| Oh, come on! He needs to find faith. | Yapma ama! Güven duymak istiyor. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| All right, prepare for a new skill technology, my friend. | Pekala, bir yeni beceri teknolojisine hazır ol dostum. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| Wipe your feet, will you? l just vacuumed. | Ayaklarınızı silin, tamam? Daha yeni temizledim. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| Nice place. l call it home. | Güzel yer. Ben ona ev diyorum. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| New skill, huh? | Yeni beceri, ha? | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| l spent the last three years in prison. | Son üç yılımı hapishanede geçirdim. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| You learn to live with the essentials. | İnsan temel şeylerle yaşamayı öğreniyor. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| So you did time? What for? | Demek hapis yattın? Ne yüzden? | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| Electronic embezzlement. Walt here, | Elektronik hortumculuk. İşte Walt... | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| he stole a million dollars from the U.S. Treasury Department. | ...Maliye Bakanlığı'ndan bir milyon dolar çaldı. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| With what? A bazooka? | Ne ile? Bir bazukayla mı? | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| l don't need a bazooka, pal. | Bazukaya ihtiyacım yok, arkadaşım. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| Laptop? | Dizüstü mü? | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| A complete chassis l redesigned my design. | Yeniden dizayn ettiğim bir tam şasi... kendi dizaynım. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| Yeah, l'm very impressed. | Öyle mi, çok etkilendim. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| But what's this got to do with the movie star? | Peki bunun film yıldızıyla ne alakası var? | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| For one night, and one night only, | Bir geceliğine, sadece bir geceliğine... | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| Candice Tyler, ''movie goddess,'' | ..."sinema tanrıçası" Candice Tyler... | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| live, on the Internet. | ...canlı yayınla seks yapacak. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| On our web site. No shit? | Web sitemizde. Taşak geçmiyorsun ya? | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| How do we set this up? l infiltrate a dozen servers. | Bu işi nasıl ayarlayacağız? Bir düzine sunucuya sızıyorum. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| Net se_ers all over the world will see our free two minute pop up ad. | Dünyanın her yerinden net sunucuları iki dakikalık ücretsiz reklamımızı görecek. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| rhey'll show a live image | Dünyanın en güzel yıldızlarından birinin... | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| of one of the world's the most beautiful stars, totally nude. | ...canlı görüntüsünü gösterecekler, tamamen de çıplak. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| That'll get their attention. Then what? | Bu dikkatlerini çeker. Sonra? | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| Word of mouth will spread instantly across the Net. | Net aleminde söylentisi yayılacak. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| Hits on the site should triple about every 18 seconds. | Yaklaşık her 18 saniyede sitenin tıkı üçe katlayacak. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| An hour later, we netcast 20 minutes more. | Bir sat sonra da 20 dakikalık yayın yapacağız. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| That's how you came up with the figure | Kişi başı en az bir milyon... | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| of a minimum of one million per man? | ...kazandıracak fikrin bu mu yani? | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| One million? No, no, no. | Bir milyon mu? Hayır, hayır. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| Worst case projection is that 20S/o of the people | Reklamı görenlerin en kötü tahminle %20'si... | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| seeing the pop up will pay 10 bucks to see the rest. | ...devamını izlemek için 10 papel ödeyecek. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| That would make it | Bu da... | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| 2.7 million per man, give or take 100,OOO or so. | ...kişi başı 2.7 milyon 100 bin falan yapar. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| All undeclared and tax free, of course. | Bildirilmemiş ve vergisiz tabii ki. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| That is a hell of a lot more than we'd ever get from any ransom. | Herhangi bir fidyeden çok daha fazla para demektir. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| Okay, so, how do we get the money, | Peki, parayı nasıl alacağız... | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| without getting caught? | ...yani yakalanmadan? | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| Encrypted codes. All offshore bank accounts. | Şifreli kodlar. Tamamı offshore banka hesapları. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| That's easy. l've developed new free floating trading systems, | O kolay. Sürekli kayan bir şifreli dosyalar ağında... | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| on a perpetually shifting network of encrypted files. | ...ortalık malı bir alışveriş sistemi geliştirdim. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| Say what? He means the source code | Ne? Yani diyor ki... | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| They can't trace it fast enough. By the time they do, | Yeterince hızlı izleyemiyorlar. Onlar izi sürene kadar... | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| lt's prem damn good, don't you think? | Çok fena yöntem, öyle değil mi? | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| As long as the money is not free floating | Para ortalık malı olmadığı ve... | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| and ever changing, l'm cool. | ...yerinde durduğu sürece bana uyar. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| Oh, no! The money is going to be waiting for us in the Bahamas. | Olur mu! Para Bahama Adaları'nda bizi bekliyor olacak. | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| Fun in the sun. You guys want a beer? | Sahilde güneş keyfi. Bira isteyen var mı? | Stealing Candy-1 | 2003 | |
| Fred: Yeah. | Olur. | Stealing Candy-1 | 2003 |