• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 151406

English Turkish Film Name Film Year Details
Professor Prakit is dead. Profesör Prakit öldü. Sop-2 2006 info-icon
He's been hit by a car. Bir araba kazası geçirmiş. Sop-2 2006 info-icon
I thought it would happen on me. Benim başıma geleceğini düşünürdüm de... Sop-2 2006 info-icon
I didn't expect it to happen on Prof Prakit ...Profesör Prakit'in başına geleceğini ummazdım. Sop-2 2006 info-icon
So, are you alright? İyi misin? Sop-2 2006 info-icon
I could still remember it... Olanları aynı dün olmuş gibi... Sop-2 2006 info-icon
like it only happened yesterday. ...hatırlıyorum. Sop-2 2006 info-icon
Please help me... Lütfen bana yardım edin. Sop-2 2006 info-icon
That was an accident... Bir kazaydı. Sop-2 2006 info-icon
lf, that day... Eğer, o gün... Sop-2 2006 info-icon
I had been stronger... ...daha güçlü olsaydım. Sop-2 2006 info-icon
I would not agree to it. Bunu kabul etmezdim. Sop-2 2006 info-icon
However, I had done... Bununla birlikte, yaptım... Sop-2 2006 info-icon
And so I have do it secretly... ...ve bu yüzden bunu bir sır olarak sakladım. Sop-2 2006 info-icon
I put his cadaver into the preserved case... Cesedini, diğer kadavralarla birlikte... Sop-2 2006 info-icon
together with other cadaver... ...kılıfa koydum. Sop-2 2006 info-icon
This is too simple... Bu çok kolay oldu. Sop-2 2006 info-icon
No one ever thought to check on the cadaver. Hiç kimse kadavrayı kontrol etmeyi düşünmezdi. Sop-2 2006 info-icon
No one wants to involve in cadavers' matter Hiç kimse kadavraların eşyalarını karıştırmak istemezdi. Sop-2 2006 info-icon
Till today, Tos is still in the preserved box Tos, hâlâ muhafaza kutusunda. Sop-2 2006 info-icon
Next week, I'll send him to Chiang Mai Medical School Gelecek hafta, onu Chiang Mai Tıp Fakültesi'ne göndereceğim. Sop-2 2006 info-icon
I don't Tos... Ona, Tos'dan... Sop-2 2006 info-icon
have told her.... ...bahsetmemiştim. Sop-2 2006 info-icon
But she found the lead and look for Prof Prakit Ama kız bir ipucu buldu ve Profesör Prakit'i aradı. Sop-2 2006 info-icon
Prof Prakit was worried the truth being known, Profesör Prakit gerçeğin ortaya çıkacağından endişelendi... Sop-2 2006 info-icon
and decided to donate the cadaver. ...ve kadavrayı bağışlamaya karar verdi. Sop-2 2006 info-icon
But it wasn't intentionally... Ama bu kasıtlı değildi... Sop-2 2006 info-icon
And that has provoked the souls. ...ve ruhları kışkırttı. Sop-2 2006 info-icon
Any solutions? Bir çözüm yolu yok mu? Sop-2 2006 info-icon
Only one... Sadece bir yol var. Sop-2 2006 info-icon
Move the cadaver out of the case... Kadavrayı kutudan çıkarıp... Sop-2 2006 info-icon
and tie up their hands... ...ellerini bağlamak... Sop-2 2006 info-icon
and perform ceremony one by one for their ...ve onlar için bire bir cenaze töreni düzenlemek. Sop-2 2006 info-icon
souls to go to heaven. Böylece ruhlar cennete gider. Sop-2 2006 info-icon
They will then not return to haunt us. Bir daha bize dadanmayacaklar. Sop-2 2006 info-icon
That's my thought... Bu benim fikrim. Sop-2 2006 info-icon
Aren't you afraid? Korktun mu? Sop-2 2006 info-icon
Come in...come in! İçeri gir... Girsene! Sop-2 2006 info-icon
Where's Tos? ...Tos nerede? Sop-2 2006 info-icon
I think it's case 14. Sanırım 14 numaralı kutuda. Sop-2 2006 info-icon
But first, help me with this. Ama önce, bana yardım et. Sop-2 2006 info-icon
I realised that girl... Bu kızı tanıdım. Sop-2 2006 info-icon
Did you see that trolley? El arabasını gördün mü? Sop-2 2006 info-icon
It's there, help me... Orada, bana yardım et. Sop-2 2006 info-icon
Pull her up and lock up. Onu yukarı kaldır ve kilitle. Sop-2 2006 info-icon
I�ll find the boy's cadaver. Çocuğun cesedini bulacağım. Sop-2 2006 info-icon
Swai... Swai... Sop-2 2006 info-icon
Why didn't you listen to me? Neden beni dinlemedin? Sop-2 2006 info-icon
It's all for you... Hepsi senin içindi... Sop-2 2006 info-icon
Why was it only you can escape being convicted murder? Cinayetten suçlu biri olarak nasıl tek başına kaçabilirdin ki? Sop-2 2006 info-icon
Stop running, Mai...! Koşma, Mai! Sop-2 2006 info-icon
Please, don't be like this... Lütfen, yapmayın... Sop-2 2006 info-icon
Faster, you idiot...! Daha hızlı, seni aptal! Sop-2 2006 info-icon
You think you're smart? Akıllı olduğunu mu sanıyorsun? Sop-2 2006 info-icon
It's time you get together with Tos! Tos'un yanına gitme zamanın geldi! Sop-2 2006 info-icon
...Professor? Profesör? Sop-2 2006 info-icon
Help me, fool...! Yardım et, aptal! Sop-2 2006 info-icon
Donating your cadaver for medical study... Bilimsel deneyler için kadavra bağışlamak... Sop-2 2006 info-icon
and benefit both donor and researcher. ...hem araştırmacıya hem donöre yarar sağlar. Sop-2 2006 info-icon
Honey, I'm calling my baby honey Tatlım, bebeğime tatlım diyorum. Sophie Scholl: The Final Days-1 2005 info-icon
Never Oh, my baby honey Asla Oh, tatlı bebeğim Sophie Scholl: The Final Days-1 2005 info-icon
He is my special food O benim özel tatlım Sophie Scholl: The Final Days-1 2005 info-icon
It's strange that he never ask for me Asla paramı istemez Sophie Scholl: The Final Days-1 2005 info-icon
I only give him honey Ben ona sadece balını veririm Sophie Scholl: The Final Days-1 2005 info-icon
No matter when to use İstediği zaman harcar. Sophie Scholl: The Final Days-1 2005 info-icon
I flied to his lips millions of time like a bee Dudaklarına milyonlarca yolculuk yaptım Bir arı gibi Sophie Scholl: The Final Days-1 2005 info-icon
Because to me, even chocolate candy cannot compare to his sweetness Çünkü o benim için, çikolatalı şekerden bile daha tatlı. Sophie Scholl: The Final Days-1 2005 info-icon
Gisela, I have to leave What are you leaving for? Gisela, Gitmem gerek. Neden gidiyorsun? Gisela, gitmem lazım. Ne yapacaksın ki? Gisela, gitmem lazım. Ne yapacaksın ki? Gisela, gitmem lazım. Ne yapacaksın ki? Gisela, gitmem lazım. Ne yapacaksın ki? Sophie Scholl: The Final Days-1 2005 info-icon
Gisela Oh, I see Gisela Oh, anlıyorum. Gisela. Tamam, anladım! Gisela. Tamam, anladım! Gisela. Tamam, anladım! Gisela. Tamam, anladım! Sophie Scholl: The Final Days-1 2005 info-icon
Come on, let's go Hadi, gidelim Hadi, gidelim. Haydi, gidelim. Haydi, gidelim. Hadi, gidelim. Sophie Scholl: The Final Days-1 2005 info-icon
Ok, meet you at the English park tomorrow noon at twelve in front the cabin by the lake? Tamam, Yarın öğlen onikide ingiliz parkında görüşürüz. Gölün Yarın öğlen 12'de İngiliz parkında görüşürüz. Yarın öğlen 12'de İngiliz parkında görüşürüz. Yarın öğlen 12'de İngiliz parkında görüşürüz. Yarın öğlen 12'de İngiliz parkında görüşürüz. Sophie Scholl: The Final Days-1 2005 info-icon
Yes, Hans really should give me a phone call I'll remind him Evet, Hans'ın beni araması lazım. Ona hatırlatırım. Sophie Scholl: The Final Days-1 2005 info-icon
Has he calm down now? You shouldn't have yelled at him Şimdi sakinleşti mi? Ona bağırmamalıydın. Sakinleşti mi? Ona öyle bağırman da gerekmezdi. Sakinleşti mi? Ona öyle bağırman da gerekmezdi. Sakinleşti mi? Ona öyle bağırman da gerekmezdi. Sakinleşti mi? Ona öyle bağırman da gerekmezdi. Sophie Scholl: The Final Days-1 2005 info-icon
Everything will be fine Herşey düzelecek. Boş ver, unutuldu bile. Boş ver, unutuldu bile. Boş ver, unutuldu bile. Boş ver, unutuldu bile. Sophie Scholl: The Final Days-1 2005 info-icon
Finally, you should have arrived earlier Hurry, let's go Nihayet. Daha önce gelmeliydin. Acele et, gidelim Nihayet. Zamanı gelmişti. Hadi, devam edelim. Nihayet. Zamanı gelmişti. Haydi, devam edelim. Nihayet. Zamanı gelmişti. Haydi, devam edelim. Nihayet. Zamanı gelmişti. Hadi, devam edelim. Sophie Scholl: The Final Days-1 2005 info-icon
Is this all? the rest has not arrived yet Hepsi bu mu? Kalanı daha gelmedi. Hepsi bu mu? Kalan bunlar, başka yoktu. Hepsi bu mu? Kalan bunlar, başka yoktu. Hepsi bu mu? Kalan bunlar, başka yoktu. Hepsi bu mu? Kalan bunlar, başka yoktu. Sophie Scholl: The Final Days-1 2005 info-icon
"German people are shocked by soliders who fell into the abyss of death at Stalingrad "Alman halkı Stalingrad'da ölüm uçurumuna düşen askerler yüzünden şok "Halkımız, Stalingrad'da düşen askerlerin şokunu yaşıyor. "Halkımız, Stalingrad'da düşen askerlerin şokunu yaşıyor. "Halkımız, Stalingrad'da düşen askerlerin şokunu yaşıyor. "Halkımız, Stalingrad'da düşen askerlerin şokunu yaşıyor. Sophie Scholl: The Final Days-1 2005 info-icon
330,000 fellowmen are forced to death and extermination step by step 330,000 adam, stratejistlerimizin müthiş stratejileri tarafından Sophie Scholl: The Final Days-1 2005 info-icon
by the great strategies of our strategists meaninglessly and irresponsibly adım adım ölüme ve imha olmaya zorlandı Sophie Scholl: The Final Days-1 2005 info-icon
Little Sophielein, if you can help Willi he must be very happy Küçük Sophielein, Willi'ye yardım edebilirsen çok mutlu olacak. Sophiecik! Ona yardım edersen Willi eminim çok sevinir. Sophiecik! Ona yardım edersen Willi eminim çok sevinir. Sophiecik! Ona yardım edersen Willi eminim çok sevinir. Sophiecik! Ona yardım edersen Willi eminim çok sevinir. Sophie Scholl: The Final Days-1 2005 info-icon
This is the stamp, and this is the address Bu pul, bu da adres. Pullar, bu da adres defteri. Pullar, bu da adres defteri. Pullar, bu da adres defteri. Pullar, bu da adres defteri. Sophie Scholl: The Final Days-1 2005 info-icon
Thanks Teşekkürler. Teşekkürler, Willi. Teşekkürler, Willi. Teşekkürler, Willi. Teşekkürler, Willi. Sophie Scholl: The Final Days-1 2005 info-icon
What to do with the rest? Kalanlar ne olacak? Sophie Scholl: The Final Days-1 2005 info-icon
I'll go deliver them at the college tomorrow Onlar yarın üniversitede dağıtırım. Onları yarın üniversitede dağıtacağım. Onları yarın üniversitede dağıtacağım. Onları yarın üniversitede dağıtacağım. Onları yarın üniversitede dağıtacağım. Sophie Scholl: The Final Days-1 2005 info-icon
Are you crazy? Willi, did you forget the female college students demonstrating at the Germany Museum a few days ago? Delirdin mi? Willi, üniversiteli kız öğrencilerin birkaç gün Çıldırdın mı? Willi, üniversiteli kızların Alman Müzesi önündeki gösterisi, Çıldırdın mı? Willi, üniversiteli kızların Alman Müzesi önündeki gösterisi, Çıldırdın mı? Willi, üniversiteli kızların Alman Müzesi önündeki gösterisi, Çıldırdın mı? Willi, üniversiteli kızların Alman Müzesi önündeki gösterisi, Sophie Scholl: The Final Days-1 2005 info-icon
almost succeed Gestapo have been in the first ground alert for this Nerdeyse başarıyorlardı. Gestapo bunun için tamamen alarmda. ... neredeyse oluyordu. İşte bu yüzden Gestapo alarm vermiş durumda. ...neredeyse oluyordu. İşte bu yüzden Gestapo alarm vermiş durumda. ...neredeyse oluyordu. İşte bu yüzden Gestapo alarm vermiş durumda. ... neredeyse oluyordu. İşte bu yüzden Gestapo alarm vermiş durumda. Sophie Scholl: The Final Days-1 2005 info-icon
Hans... Don't forget our slogans are everywhere Hans... Unutma, sloganlarımız heryerde. Hans... Ayrıca sloganlarımız da dışarıda, bütün duvarlarda! Hans... Ayrıca sloganlarımız da dışarıda, bütün duvarlarda! Hans... Ayrıca sloganlarımız da dışarıda, bütün duvarlarda! Hans... Ayrıca sloganlarımız da dışarıda, bütün duvarlarda! Sophie Scholl: The Final Days-1 2005 info-icon
Hans, before we have any new envelopes we can hide the rest under the board Hans, yeni zarflar almadan önce kalanları tahtanın altına saklayabiliriz. Hans, kalanları yeni zarf alana kadar paletlerin altında saklarız. Hans, kalanları yeni zarf alana kadar paletlerin altında saklarız. Hans, kalanları yeni zarf alana kadar paletlerin altında saklarız. Hans, kalanları yeni zarf alana kadar paletlerin altında saklarız. Sophie Scholl: The Final Days-1 2005 info-icon
No need. There is nothing left. Lack of paper Gerek yok. Birşey kalmadı. Kağıt yetersiz. Bundan sonra zarf bulamayız ki. Kağıt kıtlığı yüzünden. Bundan sonra zarf bulamayız ki. Kağıt kıtlığı yüzünden. Bundan sonra zarf bulamayız ki. Kağıt kıtlığı yüzünden. Bundan sonra zarf bulamayız ki. Kağıt kıtlığı yüzünden. Sophie Scholl: The Final Days-1 2005 info-icon
It's already pretty dangerous to write slogans on walls at night Sloganları geceleri duvarlara yazmak zaten oldukça tehlikeli Geceleri duvarlara bir şeyler yazmak zaten yeterince tehlikeli, Geceleri duvarlara bir şeyler yazmak zaten yeterince tehlikeli, Geceleri duvarlara bir şeyler yazmak zaten yeterince tehlikeli, Geceleri duvarlara bir şeyler yazmak zaten yeterince tehlikeli, Sophie Scholl: The Final Days-1 2005 info-icon
But compare with giving out flyers at campus in the day time... Do you want to die? Bunu gündüz vakti kampüste broşür dağıtmakla kıyasla... Ölmek mi ama güpegündüz bu el ilanlarıyla kampüse gitmek? Çıldırdın mı sen? ...ama güpegündüz bu el ilanlarıyla kampüse gitmek? Çıldırdın mı sen? ...ama güpegündüz bu el ilanlarıyla kampüse gitmek? Çıldırdın mı sen? ama güpegündüz bu el ilanlarıyla kampüse gitmek? Çıldırdın mı sen? Sophie Scholl: The Final Days-1 2005 info-icon
We have to make our best efforts, cannot wait anymore Let's bring along the whole city! Elimizden gelenin en iyisini yapmalıyız, artık bekleyemeyiz Bütün şehri ŞİMDİ bir şeyler yapmalıyız, ŞİMDİ! Şehri ŞİMDİ harekete geçireceğiz! ŞİMDİ bir şeyler yapmalıyız, ŞİMDİ! Şehri ŞİMDİ harekete geçireceğiz! ŞİMDİ bir şeyler yapmalıyız, ŞİMDİ! Şehri ŞİMDİ harekete geçireceğiz! ŞİMDİ bir şeyler yapmalıyız, ŞİMDİ! Şehri ŞİMDİ harekete geçireceğiz! Sophie Scholl: The Final Days-1 2005 info-icon
It's the most tense moment of the Stalingrad warfare now. Nazi's secret agents are all over the campus! Şimdi Stalingrad savaşının en gergin anı. Nazi gizli ajanları kampüsün Özellikle ŞİMDİ, Stalingrad olayından sonra kampüsün her tarafı Nazi casusu kaynıyor! Özellikle ŞİMDİ, Stalingrad olayından sonra kampüsün her tarafı Nazi casusu kaynıyor! Özellikle ŞİMDİ, Stalingrad olayından sonra kampüsün her tarafı Nazi casusu kaynıyor! Özellikle ŞİMDİ, Stalingrad olayından sonra kampüsün her tarafı Nazi casusu kaynıyor! Sophie Scholl: The Final Days-1 2005 info-icon
If bolshevists come now, just to kill them all... Eğer bolşevikler şimdi hepsini öldürmeye gelirse... Sophie Scholl: The Final Days-1 2005 info-icon
At least we can kill them once for all If I were you En azından onları tamamen öldürürüz Yerinde olsaydım Sophie Scholl: The Final Days-1 2005 info-icon
I won't hope Soviet Union comes before Americans Sovyetlerin Amerika'dan önce gelmesini ummazdım. Sophie Scholl: The Final Days-1 2005 info-icon
Don't you hate bolshevist the most? Hans, are you crazy? En çok bolşeviklerden nefret etmiyor musun? Hans, çıldırdın mı? Bolşeviklerden en çok nefret eden sen değil misin? Hans, çılgınlık bu! Bolşeviklerden en çok nefret eden sen değil misin? Hans, çılgınlık bu! Bolşeviklerden en çok nefret eden sen değil misin? Hans, çılgınlık bu! Bolşeviklerden en çok nefret eden sen değil misin? Hans, çılgınlık bu! Sophie Scholl: The Final Days-1 2005 info-icon
Don't go to deliver them in colleges! Gidip onları üniversitelerde dağıtma! Yapma! Yapma! Yapma! Yapma! Sophie Scholl: The Final Days-1 2005 info-icon
I'll go when they are having classes, nobody will be in the hall... Öğrenciler dersteyken gideceğim, koridorlarda kimse olmayacak... Sophie Scholl: The Final Days-1 2005 info-icon
I'll come out soon, entering from the front gate and get out from the back one Yakında çıkacağım, ön kapıdan girip arka kapıdan çıkacağım. Sophie Scholl: The Final Days-1 2005 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 151401
  • 151402
  • 151403
  • 151404
  • 151405
  • 151406
  • 151407
  • 151408
  • 151409
  • 151410
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact